BAE, savaşı siviller için insani bir kriz olarak görüyor

 BAE Filistinli sivilleri destekleyip korudu


Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi, Birleşik Arap Emirlikleri'nin talebi üzerine acil bir toplantı gerçekleştirdi. BM Çocuklara Yardım Fonu (UNICEF) İcra Direktörü Catherine Russell, Gazze'deki insani krizden en çok çocukların etkilendiğini belirterek "Gazze'de her gün 420'den fazla çocuk öldürülüyor veya yaralanıyor" dedi.

Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi, Gazze'deki insani krize ilişkin acil bir toplantı gerçekleştirdi. 

Birleşik Arap Emirlikleri'nin (BAE) talebi üzerine yapılan toplantıda konuşan BM Filistinli Mültecilere Yardım Ajansı (UNRWA) Genel Komiseri Philippe Lazzarini Gazze'deki yıkımın eşi benzeri görülmediğini belirterek, yaşanan insanlık trajedisinin dayanılmaz olduğunu söyledi. 

İsrailli yetkililerin Gazze nüfusunun yarısına güneyi boşaltmaları uyarısında bulunduğunu hatırlatan Lazzarini, buna rağmen sığınacak yer arayan çok sayıda Filistinlinin öldürüldüğünü söyledi.

 "Birçok kez söyledim ve yine söyleyeceğim, Gazze'de hiçbir yer güvenli değil" diyen Lazzarini, zorla yerinden edilen 670 binden fazla kişinin UNRWA okulları ile bodrum katlardaki aşırı kalabalık ortamlarda kaldığını söyledi.

“Öldürülenlerin yüzde 70'i kadın ve çocuk”

Öldürüldüğü bildirilen sivillerin neredeyse yüzde 70'inin çocuk ve kadın olduğunu kaydeden Lazzarini, Gazze'de üç hafta içinde yaklaşık 3 bin 200 çocuğun öldürüldüğü bilgisini paylaştı. Bilançonun, 2019'dan bu yana dünyadaki çatışma bölgelerinde her yıl öldürülen çocuk sayısını aştığını vurgulayan Lazzarini, Gazze'deki korkunç insani durumun binlerce umutsuz insanı yardım dağıtım merkezlerine akın etmeye ittiğini de sözlerine ekledi.

“Günde 420'den fazla çocuk öldürülüyor”

BM Çocuklara Yardım Fonu (UNICEF) İcra Direktörü Catherine Russell da, Gazze'deki insani krizden en çok çocukların etkilendiğinin altını çizdi. "Gazze'de her gün 420'den fazla çocuk öldürülüyor veya yaralanıyor. Bu sayı her birimizi derinden sarsmalı" ifadesini kullanan Russell, Gazze'de 21'i hastane olmak üzere 34 sağlık tesisine saldırı düzenlendiğini ve 35 hastaneden 12'sinin artık hizmet veremediğini hatırlattı. Hem İsrail'de hem de Filistin' de çocukların ömür boyu sürebilecek korkunç bir travma yaşadığını ifade eden Russell, “İhtiyacı olan tüm çocuklara ulaşmak için elimizden geleni yapıyoruz ancak, başta Gazze olmak üzere insani yardımın ulaştırılması artık son derece zor” ifadelerini kullandı.

"Filistinli sivillere yönelik saldırılar engellenmeli"

BAE'nin BM Daimi Temsilcisi Lana Zaki Nusseibeh de geçtiğimiz Cuma günü BM Genel Kurulu'nda 121 ülkenin desteği ile kabul edilen karar tasarısını hatırlattı.

 Acil ve kalıcı ateşkes çağrısı yapılan tasarının insan haklarını, uluslararası hukuku ve en önemlisi Filistinlilerin yaşamının değerli olduğunu savunduğunu hatırlatan Nusseibeh, bölgedeki insani krize dikkat çekti. 

Gazze'ye güvenli, sürekli ve geniş ölçekli insani yardımın ulaşmasının ve elektriğe, temiz suya ve yakıta erişimin yeniden sağlanmasının kritik önemde olduğunu belirten Nusseibeh, şu anda acil ateşkese ihtiyaç duyulduğunu yineledi. 

"İsrailli yerleşimciler Filistinli sivillere yönelik saldırılarını artırıyor ve onları yerlerinden etmeye zorluyor. Bu saldırılar İsrail tarafından engellenmelidir" ifadelerini kullanan Nusseibeh, Güvenlik Konseyi üyelerini uyarıları ciddiye almaya çağırdı.

"Barış süreci çöküşün eşiğinde"

Çin'in BM Daimi Temsilcisi Zhang Jun, BM Genel Kurulu'ndaki ezici çoğunluğun geçen Cuma günü yapılan acil özel oturum sırasında insani ateşkesi desteklediğini, ancak İsrail'in bölgeye kara saldırısına başlayarak "tüm bunlara kulak tıkadığını" söyledi. Gazze'nin abluka altında olduğunu belirten Zhang, 2.3 milyon masum insanın “korku” içinde yaşadığını hatırlattı. Orta Doğu barış sürecinin "çöküşün eşiğinde" olduğunu ifade eden Zhang her iki tarafa da sorumlu davranma ve şiddeti sona erdirme çağrısında bulundu.

"Bu bir uluslararası barış ve güvenlik meselesidir"

ABD'nin BM Daimi Temsilcisi Linda Thomas-Greenfield de İsrailli ve Filistinli tüm insani yardım çalışanlarının, gazetecilerin ve sivillerin hayatlarının korunması gerektiğini söyledi. "Uluslararası insani hukuka saygı duyulması gerekiyor" diyen Greenfield ülkesinin Gazze ve Batı Şeria'daki Filistinlilere yönelik insani yardım çabalarına ilişkin, "Hayatlar tehlikede ve hepimiz ABD'nin yaptığı gibi adım atmalıyız" şeklinde konuştu. "Hayatları kurtarmak için mümkün olan her şeyi yapmalıyız" ifadesini kullanan Greenfield, "Bu bir uluslararası barış ve güvenlik meselesidir ve bu konsey bunu açıkça dile getirmelidir" dedi. "Bu zor anda bile iki demokratik devlet olan İsrail ve Filistin'in yan yana ve barış içinde yaşayacağı bir geleceğe dair umudumuzu canlı tutmalıyız” şeklinde konuşan Greenfield, “Bu ulaşmak için hep birlikte çalışmamız gereken gelecek" dedi.

Diplomatik çözüm vurgusu

Gazze’de ölü sayısının her geçen saat arttığına dikkat çeken Rusya'nın BM Daimi Temsilcisi Vassily Nebenzia, bölgeye yalnızca 94 yardım kamyonunun girebildiğini hatırlattı. "Dünya çapındaki net tepkiye rağmen Batı Kudüs, bölgeyi temizleme planını pratikte uygulamaya başladı" ifadesini kullanan Nebenzia, sahadaki çatışmaların arttığı bir dönemde bölgeye insani yardımın sağlanamayacağını vurguladı. Önceliğin kan dökülmesini durdurmak ve BM'nin onayladığı iki devletli çözümü gerçekleştirmek amacıyla sorunu diplomatik alana taşımak olduğunu kaydeden Nebenzia, bazı Konsey üyelerinin neden ateşkesi desteklemediğini sordu.

"Gazze dünyanın cehennemi"

Filistin'in BM Daimi Gözlemcisi Riyad Mansur ise bölgede yaşananlar nedeniyle Gazze'yi "Dünyanın cehennemi" olarak nitelendirdi. "Bugün insanlığı cehennemden kurtarmak, BM'nin Gazze'deki Filistinlileri kurtarması anlamına geliyor" diyen Mansour, BM'nin günde 100 kamyon insani yardım çağrısının dikkate alınması gerektiğini vurguladı. Mansour, üye ülkelerin temsilcilerine iki devletli çözümü gerçeğe dönüştürme ve işgali sona erdirme çağrısında bulundu.


Türkiye ile BAE arasında "1. Dönem JETCO Protokolü" imzalandı

 1. Dönem JETCO Protokolü, ikili ticari ilişkilerden karşılıklı yatırımlara, müteahhitlik hizmetlerine, üçüncü ülkelerde işbirliğine, yeşil dönüşümden ticareti geliştirecek faaliyetlere kadar pek çok farklı alanı kapsıyor.


Türkiye ile Birleşik Arap Emirlikleri arasındaki ikili ticaret, yatırım, müteahhitlik, gümrük ve üçüncü ülkelerde işbirliği konularının masaya yatırıldığı "Türkiye-BAE Ekonomik ve Ticaret Ortak Komitesi (JETCO) 1. Dönem Toplantısı" Ticaret Bakanı Ömer Bolat ile BAE Dış Ticaretten Sorumlu Devlet Bakanı Thani Ahmed al Zeyoudi başkanlığında gerçekleştirildi.


Toplantının ardından Bolat ile Zeyoudi, JETCO 1. Dönem Toplantısı'na ilişkin protokol imzaladı.


Bolat, BAE'nin Türkiye'nin Körfez bölgesindeki en önemli ticaret ortaklarından biri olduğunu belirterek, ikili ilişkilerin hükümetlerin ve siyasi liderlerin çabaları ile yeni bir ivme yakalandığını ve sürecin iki ülkenin stratejik ortak olması ile taçlandığını söyledi.


Türkiye-BAE 1. Dönem JETCO Toplantısı'nın neticesinde gelinen aşamanın da ekonomik ve ticari ilişkilere son derece olumlu yansıyacağına işaret eden Bolat, toplantının son derece verimli geçtiğini aktardı.


JETCO mekanizmasını kuran anlaşmanın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın temmuz ayında gerçekleştirdiği Körfez turunun BAE ayağı vesilesiyle imzalandığını hatırlatan Bolat, şunları kaydetti:


1. Dönem JETCO Protokolü, ikili ticari ilişkilerden karşılıklı yatırımlara, müteahhitlik hizmetlerine, üçüncü ülkelerde işbirliğine, yeşil dönüşümden ticareti geliştirecek faaliyetlere kadar pek çok farklı alanı kapsayan konulara ilişkin son derece yapıcı müzakerelerin ve mutabakatın bir yansımasıdır.


 Şüphesiz bu toplantı, 2023 yılında dünya genelinde üretim ve ticarette durağanlık yaşanırken, ikili ticari ve ekonomik ilişkilerimiz ile işbirliğimizi geliştirmek adına son derece önemli bir buluşma olmuştur.


"BAE'li yatırımcıları ülkemizde daha fazla görmeyi arzu ediyoruz"


Ömer Bolat, Türkiye ile BAE arasında 2022'de ikili ticaret hacminin yaklaşık 10 milyar dolara ulaştığını belirterek, "Bu yılın ilk 9 aylık döneminde ise 14 milyar dolar seviyesini aşmış durumdayız.


 Yıl sonu itibarıyla ikili ticaretimiz en az 15 milyar dolar düzeyine ulaşmış olacak. 1 Eylül 2023 tarihinde resmen yürürlüğe giren Türkiye-BAE Kapsamlı Ekonomik Ortaklık Anlaşması'nın sağlayacağı ekstra olumlu ivme ile ikili ticaret hacminin kısa süre içerisinde 25 milyar dolara ulaşmasını hedefliyoruz." diye konuştu.


İki ülke arasındaki ekonomik ilişkilerde karşılıklı yatırımların potansiyel arz ettiğini vurgulayan Bolat, şöyle devam etti:

Mevcut durumda, BAE firmalarının ülkemizdeki yatırımları 3,4 milyar dolar seviyesinde olup, Türk şirketlerinin BAE'deki yatırımları ise yaklaşık 350 milyon dolar düzeyine ulaşmıştır. Ülkemiz yenilenebilir enerji, su ve gıda güvenliği alanları başta olmak üzere sağlık, turizm, ulaştırma, altyapı ve finans sektörlerinde de BAE'den yatırım çekmektedir. 


Nitekim Sayın Cumhurbaşkanımız ile geçtiğimiz temmuz ayında BAE'ye gerçekleştirmiş olduğumuz resmi ziyaret sırasında toplam 50,7 milyar dolarlık yatırımı kapsayan 13 anlaşma imzalanmıştır. Bu yatırım paketinin 27 milyar dolarlık bölümünün yenilenebilir enerji sektörüne yapılacak yatırımları içermesi öngörülmektedir. 


BAE'nin ülkemizdeki yatırım imkanlarını değerlendirdiğini görmek bizleri memnun etmektedir. Önümüzdeki dönemde de kardeş ülke BAE'li yatırımcıları ülkemizde daha fazla görmeyi arzu ediyoruz.


"Son 2 yılda ilişkilerimiz çok önemli bir mesafe kat etmiş durumda"


BAE Dış Ticaretten Sorumlu Devlet Bakanı Thani Ahmed al Zeyoudi de iki ülke arasındaki dostluğu pekiştirmek üzere önemli bir adım attıklarını belirterek, "Son 2 yılda ilişkilerimiz çok önemli bir mesafe kat etmiş durumda ve Türkiye ve BAE arasında eylül ayında bir anlaşma imzalandı. Bu anlaşma gereğince iki ülke arasındaki iyi olan ilişkileri artık daha hızlı bir biçimde götürmeye çalışacağız." dedi.


Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve BAE Devlet Başkanı Muhammed bin Zayid Al Nahyan arasında temmuz ayında ekonomik ilişkilerin önemine atıfta bulunulduğunu söyleyen Zeyoudi, şunları kaydetti:


Yeni bir ufuk açmayı düşünüyoruz. İki ülke arasındaki yeni ekonomik, ticari fırsatlar araştırılacak. E-ticaret alanında işbirliği yapabilmek için çalışmalar yapılacak. Aynı zamanda uluslararası piyasalara ulaşmak için ortak bir biçimde çalışacağız.

 Türkiye ve BAE arasındaki ekonomik ve ticaret ortaklık komisyonu sürdürülebilir ticari ve ekonomik ilişki kuruluyor. İki dost ülkenin ve halkının çıkarlarına hizmet edecek.

Filistin'in Ankara Büyükelçisi'nden açıklama! "Zalime karşı günün birinde..."

 Filistin'in Ankara Büyükelçisi Faed Mustafa, "Dünya işgal altındaki halkımızın yanında durmak yerine işgalci devletin (İsrail) yanında duruyor. Bu zulüm sonsuza dek sürmeyecek. Zalime karşı günün birinde, mazlum (Filistin) zafer elde edecek" dedi.


Ülkesindeki insanların 7 Ekim'den beri şiddetli bombardımanına maruz kaldığını belirten Filistin'in Ankara Büyükelçisi Faed Mustafa,  "Bölgede soykırım yapıyorlar." şeklinde konuştu.

İşgalcilerin saldırılarında kadın, erkek, yaşlı gözetmeksizin insanları öldürdüğünü ifade eden Mustafa, Gazze'de su, elektrik ve gazın da kesildiğini anımsattı.

Mustafa, Gazze'de hiç güvenli yer kalmadığının altını çizerek, "Hastaneleri, kiliseleri, okulları, her yeri bombaladılar." dedi.

Filistin halkının her zaman ayakta ve dik duracağını kaydeden Mustafa, "Dünya işgal altındaki halkımızın yanında durmak yerine işgalci devletin yanında duruyor. Bu zulüm sonsuza dek sürmeyecek. Zalime karşı günün birinde, mazlum (Filistin) zafer elde edecek." diye konuştu.



İzmir'de 4 bin öğrenci zeybek oynadı

 İzmir'in Çeşme ilçesinde Cumhuriyet'in 100. yılı kutlamaları çerçevesinde 4 bin öğrenci zeybek oynayarak Mustafa Kemal Atatürk silüetini resmetti.


Çeşme İlçe Milli Eğitim Müdürlüğünün "Kalpler Cumhuriyet İçin Atıyor” projesi kapsamında 4 bin öğrenci zeybek oynadı.


Öğrenciler, Mustafa Kemal Atatürk'ün silüetini, imzasını ve "100. Yılın Kutlu Olsun" yazısını oluşturdu.


İlçe Milli Eğitim Müdürü Şahan Çoker, yaptığı açıklamada, katkı veren tüm kurumlara teşekkür ederek, "Asıl emeğin sahibi olan proje eğitmenlerimizi, okul yöneticilerimizi, öğretmen ve gelecek yüzyılımızın emanetçisi bu işe yüreklerini ve terlerini koyan öğrencilerimizi canı gönülden kutluyorum" dedi.


Mehmet Şimşek, kendisinden önceki ekonomi politikalarını eleştirdi

 Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek yeni ekonomi programı konusunda AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın desteğine sahip olduklarını belirterek programın sürekliliği konusunda endişelerin yersiz olduğunu savundu. Önceki ekonomi politikalarını eleştiren Şimşek, para politikası duruşlarının göründüğünden daha sıkı olduğunu kaydetti.


Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), Katar ve Suudi Arabistan'a yönelik Körfez ülkeleri programı kapsamındaki temaslarına devam ediyor. 


Suudi Arabistan'ın Riyad kentinde Future Investment Initiative Institute tarafından düzenlenen ve IMF Başkanı Kristalina Georgieva’nın da yer aldığı etkinlikte konuşan Şimşek, uluslararası yatırımcılara Türkiye ile çeşitli mesajlar verdi.


Türkiye'nin yeni bir program ve yeni bir ekiple "geri döndüğünü" söyleyen Şimşek, "Çok kapsamlı bir yapısal reform gündemimiz var. Siyasi belirsizlik ortadan kalkıyor" diye konuştu.


Önceki ekonomi politikalarını eleştiren Şimşek, "Güveni kaybetmek kolaydır ancak yeniden kazanmak zaman alır. Geçtiğimiz birkaç yıla bakarsanız para politikası çerçevemizle ilgili sorunlarımız vardı" dedi.


Şimşek, şunları kaydetti: 


"Önümüzde beş yıl var. Merkez Bankası’nda yeni bir ekip var ve enflasyonu kontrol altına alıp tek haneye indirmek için ne gerekiyorsa onu yapıyorlar. Bu amaçla bir programımız var.


Güveni kaybetmek kolaydır ancak yeniden kazanmak zaman alır. Geçtiğimiz birkaç yıla bakarsanız para politikası çerçevemizle ilgili sorunlarımız vardı. Ancak eylemler sözlerden daha etkili oluyor.


"ENFLASYON BEKLENTİLERİ SABİTLENECEK"


Selektif kredi sıkılaştırmasının yanı sıra geleneksel parasal sıkılaştırma ve niceliksel sıkılaştırma da var. Bu, ileriye dönük enflasyon beklentilerinin sabitlenmesine yardımcı olacaktır.


Ayrıca piyasa katılımcılarının  performansımızı değerlendirebilmesi için takvime bağlı çok kapsamlı bir yapısal reform gündemini de açıkladık. İnsanların güvenini yeniden kazanmak için gerekenlere sahip olduğumuzu ve yatırımcıların geri geleceğini düşünüyorum.


Bunun için iyi işaretler de var. Gerçekten önemli olan sabır ve azim. Biz Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın desteğine sahip olduğumuza inanıyoruz. Bu nedenle programın uzun ömürlülüğü ilgili endişeler yersiz."


"POLİTİKA DURUŞU GÖRÜNDÜĞÜNDEN DAHA SIKI"


Para politikası duruşunun göründüğünden daha sıkı olduğuna vurgu yapan Şimşek, "Yeni normal, güven yaratan sağlam politikalar uyguluyor olmamızdır. Doğru politikalar uyguladığımız için doğru yolda olduğumuzu düşünüyorum" şeklinde konuştu.

Bakan Bolat: 2024’te küresel talep hızlanacak, ihracatımız artacak

 Turkuvaz Medya Grubu tarafından düzenlenen, Türkiye İhracat Seferberliği Zirvesi Konya’da bulunan Taş Bina Kültür Sanat Binası’nda T.C. Ticaret Bakanı Prof. Dr. Ömer Bolat’ın katılımıyla tamamlandı. 


Turkuvaz Medya Grubu tarafından düzenlenen, Türkiye İhracat Seferberliği Zirvesi Konya'da bulunan Taş Bina Kültür Sanat Binası'nda T.C. Ticaret Bakanı Prof. Dr. Ömer Bolat'ın katılımıyla tamamlandı. Bakan Bolat katıldığı özel oturumda, Sabah Gazetesi Ekonomi Müdürü ve Köşe Yazarı Dilek Güngör ve A Para Yayın Koordinatörü ve A Haber Ekonomi Müdürü Özlem Doğaner'in sorularını yanıtladı.

Bakan Bolat, Türkiye'nin mal ve hizmet ihracatında oldukça iyi gittiğini belirterek, yıla iyi başlanmasa da temmuz ayından itibaren çıkışın başladığını dile getirdi. Bolat, dünyada geçen yılın ortalarında başlayan küresel talep daralmasının etkisinin yanı sıra büyük deprem felaketinin ihracata olumsuz yansıdığını kaydederek, deprem nedeniyle ilk 8 ayda 6 milyar dolar ihracat kaybı olduğunu söyledi. Buna rağmen yılın ilk dokuz ayında ihracatta geçen yılın tamamıyla kafa kafaya gelindiğini vurgulayan Bakan Bolat şöyle devam etti:

"Mal ihracatında temmuz, ağustos ve eylülde tarihin en iyi aylık verilerine ulaştık. Hizmet ihracatında da ilk 9 ayda yüzde 14'lük artışımız var. 63 milyar dolara ulaştık yıl sonunda hedef 100 milyar doları aşmak. Ekim ihracatını gün gün takip ediyoruz ve geçen yılın aynı ayına göre yüzde 4,5 artıdayız. Dış ticaret açısında altın ve otomotiv ithalatındaki artıştan kaynaklı yüksek açık verdik. Enerji ithalatındaki tasarrufumuzu da altın ve otomotiv ithalatındaki artıştan kaybettik. Sonuçta yılı 255 milyar dolar ihracatla kapatacağız. Yıl başında ise hedefimizi 265 milyar olarak belirlemiştik. Her ne kadar az önce bahsettiğim konular nedeniyle hedefimizin 10 milyar dolar altında gibi olsak da hizmet ihracatıyla birlikte bu yıl en az 355 milyar dolarlık döviz gelirimiz olacak."

KÜRESEL TALEP 2024 ORTALARINDA HIZLANACAK

Güçlü doların ithalattaki dolar ağırlığı nedeniyle dış ticareti olumsuz etkilediğini söyleyen Bolat, Euro/dolar paritesinin 1,10 seviyelerinde olmasının Türkiye ticareti için iyi bir seviye olduğunu dile getirdi. Avrupa'da yaşanan daralmanın talebi büyük ölçüde durdurduğunu ifade eden Bolat, "Ama biz ümitliyiz. Hiçbir zaman ekonomiler hep kötüye gitmez. Bir yatay seyir olur, sonra yön değiştirir. Ben 2024 yılının ortalarında küresel talebin hızlanacağını düşünüyorum. Bu da ihracata olumlu etki yapacaktır" dedi.

TAM ÜYELİK MÜZAKERELERİNİN YAKIN VADEDE BAŞLAMASINI BEKLEMİYORUM

Türkiye'nin Avrupa Birliği ile sürecinin 60 yılı aştığını ve bu süreçte birçok sözlerin verilip anlaşmalar yapıldığını anlatan Bakan Bolat, ancak AB tarafının hiçbir sözünü yerine getirmediğini dile getirdi. Bolat, şunları söyledi:

"Eğer AB'de politik irade olsaydı bu işler başarılırdı. AB-Türkiye ticaretinde çok dengeli bir yapı var ve biz onların 7'nci dış ticaret partneriyiz. Gözden çıkarılabilecek bir ülke değiliz. Brüksel'de yaptığımız toplantıda tüm bunları anlattık. Son seçimlerden sonra AB tarafından Türkiye ile ekonomi ve ticari ilişkileri geliştirme arzusu olduğunu görüyoruz. Vize sorununda kolaylaştırmaya yönelik çalışmalara başladıklarını ifade ettiler. Taşımacılık limitleri konusunda sorunlu ülkeler için tavsiyeleri oldu. Türkiye ile ilişkileri yumuşatma iradesi görüyoruz. Gazze'de yaşananlara karşı İslam dünyasının haklı tepkisi ve onların vurdumduymaz çifte standartlı politikaları yeni siyasi gerginliklere yol açmadığı takdirde siyasi ve ekonomi düzleminde çalışma için AB ile ilişki başladı. Ama biz Gümrük Birliği'nin sorunlarının çözülmesini istiyoruz. Hizmet sektörünün önünün açılmasını istiyoruz. Tam üyelik müzakerelerinin hızlandırılacağı ya da başlayacağı gibi bir gelişmeyi yakın vadede beklemiyorum. İsveç protokolü olumlu katkı yapar ama ne kadar yapar göreceğiz."

SUUDİ ARABİSTAN İLE STA İMZALAMA NİYETİ VAR

İhracatta kendisinden önceki bakanlar döneminde koyulan hedef ve stratejilerin takipçisi olduklarını söyleyen Bakan Bolat, uzak ülkeler, Afrika ve İslam ülkelerine yönelik çalışmaların sürdüğünü belirtti. İslam ülkeleriyle son dönemde yapılan serbest ticaret anlaşmaları kapsamında Birleşik Arap Emirlikleri anlaşmasının yürürlüğe girdiğini belirten Bolat, Katar ile STA'nın yılsonuna kadar Meclis'ten onay çıkarsa devreye gireceğini, Suudi Arabistan'ın ise STA yapma niyeti olduğunu vurguladı. Bakan Bolat, Uzak Doğu ülkeleriyle de planları olduğunu, ancak temkinli olduklarını kaydetti.

E-ihracatın artırılmasına ilişkin çok önemli adımlar attıklarını ve toplam ihracat içindeki payını 2028 sonunda yüzde 10'a çıkarmayı hedeflediklerini kaydeden Bakan Bolat, "8 Kasım'da Türkiye e-ihracat Zirvesi yapacağız. Zirveyi Ticaret Bakanlığı düzenliyor. Ayrıca Türkiye e-ihracat platformunu hazırladık. Özel sektörün iki çatı kuruluşuyla görüşüyoruz ve ortak şirket kurulumuyla beraber platformu devreye alıp yol gösterici olacağız. Desteklerin içine e-Turquality'yi de aldık" dedi.

VİZE MUAFİYETİ HAKKIMIZIN SONUNA KADAR PEŞİNDEYİZ

Bakan Bolat, gelişmiş ülkelerin gümrük engelleri veya teknik engellerle gelişmekte olan ülkelerin pazardan pay kapmasını engellediğini, engelleyemediği durumlarda da devreye vizenin girdiğini belirterek, şöyle devam etti:

"Bir gerçek daha var. Batı dünyasında 90'da komünizm yıkıldıktan sonra kökten dincilikle mücadele adı altında İslam düşmanlığı siyasetçiler ve medyacılar eliyle yayıldı. Vize engelleri de daha çok İslam ülkeleri vatandaşlarına çıkarılıyor. Eğer AB iddia ettiği gibi bir hukuk devleti ise ve uluslararası kurallar çerçevesinde bizim 1 Aralık 1986'da vize serbestisini kazanmamız gerekirdi. 2016'da Göç ve Vize Protokolü imzalandı, kriterler yerine getirilirse serbestlik sağlanacaktı. Buna da uymadılar. Suriye ve diğer Afrika'dan yoğun göç yükünü Türkiye çekti, orada da sözlerini tutmadılar. 


Biz ihracatçıya yeşil pasaport uygulaması başlattık. 36 bin ihracatçıda yeşil pasaport var. Ama haklarımızın takipçisiyiz asla vize muafiyeti hakkımızdan vazgeçmedik, sonuna kadar peşindeyiz. Göç ve vize protokolünün de peşindeyiz. AB yetkilileriyle yumuşama döneminde bu konuyu ısrarla gündeme getiriyoruz. 8 Kasım'da genişleme raporunu bekliyoruz. Aralıktaki zirvede de AB ülkeleri liderleri rapordaki bilgilere göre Türkiye ile nasıl bir yol haritası izleyeceklerine karar verecekler."

1 KASIM'DA YÖNETMELİK UYGULAMAYA GİRİYOR

Gıda perakendecileriyle görüşmeleri sonunda indirimlerin başladığını daha fazlasının da olmasını istediklerini söyleyen Bakan Bolat, enflasyonu tek haneye düşürme hedefinin olduğunu ve OVP'de 2026 yılında bu hedefe ulaşmanın amaçlandığını kaydetti. Bolat, şöyle devam etti:


"Hükümetimiz göreve başladıktan sonra bakanlık olarak sektörlerde düzenleyici denetleyici yetkimizi etkin kullanmaya başladık. Önce otomotiv ve emlak piyasası ile başladık. 31 Ağustos'ta önemli yönetmelik çıkardık ve bu yönetmelik 1 Kasım'da devreye giriyor. Emlak ve oto satışlarında sahte isimlerle, fake hesaplarla fiyatları yükseltmek için yapılan işlemlere ağır cezalar getirdik, ilan siteleri de bu cezalardan sorumlu olacaklar. 


Emlak ve otomotivde işler yoluna girince perakendecilerle konuştuk. Başta gıda olmak üzere tekstil, giyim, mobilya perakendecileriyle bir araya geldik. Cumhuriyetimizin 100'üncü yılında siz de elinizi taşın altına koyun, fiyat indirimleri çağrısında bulunun dedik. Tüm sektörlere bu çağrımıza olumlu cevap verdiler.


İNDİRİM YAPAN FİRMALAR BAKANLIK WEB SİTESİNDE

Bakanlık olarak şunu da yaptık, indirimi yaptığını söyleyen firmaların eski fiyatlarını yeni indirimli fiyatlarını inceledik. İndirim yapanları Ticaret Bakanlığı web sitesinde yayınladık. Vatandaşlar firmaları görebilirler. Bilinçli tüketim yoluyla fiyat indirimlerini sağlayabiliriz. Tüccarlar da kazançlı çıkacaklar. Mobilyacılarla da görüştük ve yılsonuna kadar zam yapmama kararlarını tebliğ ettiler. Tekstil ve konfeksiyondan da aksiyon bekliyoruz.

 Vatandaşlar memnun. Şu anda ücret artışı almadılar, ama tüketici güveni eylül ayında 71'e yükseldi. Temmuz ve ağustosta bu rakam 68'e düşmüştü. Ekimde 74,6'ya çıktı. Endeks, piyasalarda istikrarın oluşması, fiyat düşüşlerinin olması ve buna bağlı olarak tüketim yapma güveni oluştuğu için yükseliyor. Bu da yaptığımız çalışmaların olumlu karşılandığını gösteren veridir."


İş dünyası örgütlerinin ve STK'ların indirim çağrılarına olumlu yanıt verdiğini kaydeden Bakan Bolat, "Kaçış yolu yok, bu indirim kampanyasına girmeyen kaybeder, tüketici onları siler. Fiyatlar düşerken ben indirim yapmıyorum isteyen alsın istemeyen almasın diyen, basiretli bir tüccar değildir. En büyük patron müşteridir. Müşterinin arzusunu, isteğini karşılayamayan piyasadan silinir" dedi.


Enflasyonu etkileyen tek kalemin gıda olmadığını, 3 Kasım'da açıklanacak verilerden indirimlerin etkilerini takip edeceklerini söyleyen Bakan Bolat, tüketicinin bu çalışmalardan olumlu etkilendiğini belirtti.


KURALLARA UYMAYANA KAPATMA CEZASI GELECEK

Bakan Bolat, torba yasaya kurallara uymayanların cezalarını artıracak maddeler eklediklerini söyleyerek "Torba yasa hazırlanıyor, biz de hazırlıklarımızı yaptık cezaları artırıyoruz. Ama kapatma cezası da gelecek. Her sektörün kanunlara uygun olarak çalışılması gerekiyor. Bu kural ve yönetmeliklere aykırı davranan otomatikman cezasını alacak. Aynı aykırılık birden fazla tekrarlanırsa da kapatma gelecek" dedi.

İsrail Hamas çatışmalarından ticaretin etkilenmemesinin mümkün olmadığını söyleyen Bolat, şöyle konuştu:

"Şu an değerlendirme yapmak için erken, hadisenin ne kadar uzayacağına bağlı. İnsan olarak, tarihi, dini, kültürel bağları olan ülke olarak akan kanın bir an önce durması için var gücümüzle çalışıyoruz. Cumhurbaşkanımız mesaisini bu konuya harcıyor. Gazze'nin korunması uluslararası koruma altına alınması sivil halkın korunması çok önemli. 

Batı dünyası her zaman olduğu gibi bu olayda da sınıfta kaldı. İnsanlık gereği, uluslararası hukuk gereği bir politika izleyemediler, yine taraf tutuyorlar. Bizim tarafımız ülke olarak millet olarak belli, Filistin davasının yanındayız. Başkenti doğu Kudüs olan Gazze ve Batı Şeria'yı kapsayacak şekilde olması politikamıza aynen devam edeceğiz. Tüm İslam ülkelerini bu konuda birleştirmeye, diğer ülkelerin de katılmasını sağlamaya çalışıyoruz."


TÜRKİYE İHRACAT SEFERBERLİĞİ ZİRVESİ'NE GÜÇLÜ SPONSOR DESTEĞİ


Türkiye İhracat Seferberliği Zirvesi'nin ana sponsorluğunu Halkbank, Türk Telekom ve Ziraat Bankası üstlenirken, destek sponsor ise Papara oldu.

Dolar TL haftaya sınırlı yükselişle başladı!

Ortadoğu'da tırmanan gerilim küresel piyasalarda riskli varlıklardan kaçış getirirken, gerilimin bölgede yayılabileceği endişesi Türkiye piyasalarında da baskı yaratıyor. Dolar ve Euro TL karşısında sınırlı yükselişini sürdürüyor.


Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'in seçimler sonrası ikinci kez Körfez ülkelerine dün başlayan ziyareti, Hazine'nin iki yıllık sabit kuponlu tahvil ihalesi ile ekim ayı tüketici güven endeksi takip edilecek.


Ekonomi yönetimi yatırımcılarla görüşmelerinde ekonomi programını anlatarak yıllardır süren yabancı yatırım çıkışını tersine çevirmeyi hedeflerken yabancı yatırımcıların da son dönemde Türkiye piyasalarına ilgisi artıyor. İlgi henüz oldukça sınırlı bir girişe dönüşebilirken sermaye piyasaları yanısıra doğrudan yatırım görüşmeleri de yapılıyor.


ŞİMŞEK ABU DABI, DOHA VE RİYAD'I ZİYARET EDECEK

Şimşek; Almanya, ABD, İngiltere, Fas, Fransa temasları ardından bu hafta Abu Dabi, Doha ve Riyad temaslarını gerçekleştirecek. Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ile 50 milyar dolarlık yatırım programının ilk somut adımları da bu ziyarette atılacak. Ardından yıl bitmeden uzakdoğu ziyaretleri de yapılacak.


Şimşek bu haftasonu yaptığı bir açıklamada, son dönemde para ve maliye politikasındaki uygulamaların önümüzdeki dönemde kapsamlı yapısal reformlarla destekleneceğini de söyledi.


İçeride piyasalar Merkez Bankası'nın (TCMB) Perşembe günü sonuçlarını açıklayacağı faiz kararına odaklanmış durumda. TCMB'nin kendi anketinde mevcut yüzde30 olan politika faizi yüzde33.68 seviyesinde bekleniyor. TCMB dezenflasyonda kararlı olduğunu belirterek sıkılaştırmanın süreci mesajı veriyor.


ABD ekonomisinde büyüme ve enflasyon verileri ile Avrupa Merkez Bankası faiz kararı da haftanın öne çıkan küresel gelişmeleri arasında. Bu hafta ayrıca dünyanın en büyük teknoloji şirketleri de bilançolarını açıklayacak.


MECLİS'TE GÜDEM EKONOMİ

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz bugün, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda kalkınma planının sunumunu da gerçekleştirecek.


Artan jeopolitik gerilim sonrası BIST 100 endeksi geçen hafta yüzde7 civarında gerilerken Türkiye'nin kredi iflas takası primi (CDS) 20 baz puana yakın artışla 425/430 baz puan civarında seyrediyor.


TL YIL BAŞINDAN BU YANA YÜZDE 33.3 DEĞER KAYBETTİ

Dolar/TL, eylül başından bu yana devam eden günlük sınırlı yükselişini sürdürüyor. Kur güne sınırlı yükseliş olarak 28.05 seviyesinden başladı. Bu verilere göre TL, dolar karşısında yıl başından beri yüzde 33.3 değer kaybetti.


Kur üzerinde kamu kontrolünün gevşediği haziran ayından bugüne TL'deki değer kaybı ise yüzde26.1 seviyesinde. Dolar/TL'de bu sabah kotasyonlar 28.02 civarında.


Gazze Şeridi'ndeki El-ahli el-Arabi hastanesine haftabaşında yapılan saldırı, 7 Ekim'de Hamas militanlarının İsrail'deki saldırılarda 1,400 kişinin ölmesinden bu yana Ortadoğu'da tırmanan gerilimi daha da artırdı. İsrail'in 7 Ekim'den sonra başlattığı abluka ve hava saldırılarının ardından Gazze'de aralarında çok sayıda çocuğun da yer aldığı binlerce insan hayatını kaybederken, insani kriz de giderek kötüleşiyor.


AKP'li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan haftasonu Hamas lideri ile telefonda Gazze'yi görüştü. Erdoğan İsrail'e "soykırıma varan operasyonlarını" durdurma çağrısında bulundu.


Analistler ortadoğuda artan gerilimin Türkiye'nin İsrail ve ABD ile ilişkilerini nasıl etkileyeceğini anlamaya çalışıyor. Ekonomomistler Türkiye'ye ekonomisine yönelik ilk etkinin petrol fiyatları ile sınırlı kaldığını söyleseler de sürecin uzaması halinde negatif etkilerin katlanabileceğini belirtiyor. 

Makine ihracatı 9 ayda 21 milyar dolara yükseldi

 Türkiye'nin makine ihracatı yılın 9 ayında 2022'nin aynı dönemine göre yüzde 10,1 artarak 21 milyar dolara yükseldi.


Makine İhracatçıları Birliği'nden (MAİB) yapılan açıklamaya göre, makine imalat sanayisinin ihracatı, bu yılın ocak-eylül döneminde serbest bölgeler dahil edildiğinde 21 milyar dolara ulaştı.


Miktar bazında ihracatı yüzde 6,6 düşen sektör, kilogram başına ihracat ortalamasında yüzde 20'ye yaklaşan yükselişin etkisiyle gelirlerini artırdı. En fazla ihracat Almanya, Rusya ve ABD'ye gerçekleştirildi.


Açıklamada konuya ilişkin değerlendirmeleri yer alan MAİB Başkanı Kutlu Karavelioğlu, dünya ekonomisinde ve sektörün ana ihracat pazarlarında yavaşlama devam ederken, son çeyreğe 20 milyar dolar eşiğini geçerek girmeyi başardıkları ve bunu da büyük ölçüde makinelerin teknoloji sınıflarındaki yükselmenin etkisiyle yakaladıkları için memnun olduklarını bildirdi.


Türkiye'nin, iki savaşın tam ortasında inanılması güç bir sınav verdiğini kaydeden Karavelioğlu, şu ifadeleri kullandı:


"Gelişmiş ülke merkez bankalarının ne karar vereceğini ve bunların iktisadi aktivitelerle yatırımlara ne gibi etkileri olacağını öngörmeye çalışırken yakın coğrafyamızda maalesef yeni bir savaş başladı. 


Yükselen faizlerin talebi yavaşlattığı, bunun da makine ve teçhizat yatırımlarını sınırlayarak küresel durgunluğa yol açtığı bir ortamda Orta Doğu'daki belirsizliğin nasıl etkileri olacağını kestirmek güç. Normal akışı içinde yatırımlarda yeniden artışın başlamasının 2024'ün ikinci yarısında gerçekleşmesini bekliyoruz. Bunun için sabrımız var, ama elbette komşularımızda barış ortamının hakim olması öncelikli dileğimizdir."


DURGUNLUK MESAJI


Kutlu Karavelioğlu, ilk üç çeyrekte dünya ekonomisindeki sıkıntıların ana kaynağının yüksek faiz oranları, pahalı enerji, enflasyon ve sanayide azalan siparişler olduğunu belirterek, şu bilgileri verdi:


"Rusya-Ukrayna savaşı nedeniyle uygulanan ambargo ve ticaret kısıtlamalarının yanında ABD, Çin ve AB arasındaki hegemonya mücadelesi gibi dünyadaki tüm olumsuz gelişmelerden sakınmayı başardık. 


Şu an önemli bir sıkıntımız, en büyük ihracat pazarımız olan Almanya'daki durağan göstergeler. Bu geçiş sürecini, sürdürülebilirlik konusunda yeni şartlar getiren gelecek döneme adaptasyonumuz için ek süre olarak değerlendirmeliyiz."


Karavelioğlu, yeşil dönüşüm konusunda bürokratik engellere muhatap kalınmaması için bu kış yapılacak hazırlıkların çok kritik olacağını kaydederek, bu konuda kaçırılan zamanın telafisinin olmayacağını vurguladı.


Makine sektöründeki yeşil dönüşüm ve Sınırda Karbon Düzenlemesi konularındaki çalışmalarından bahseden Karavelioğlu, ihracatçıları desteklemek üzere Ticaret Bakanlığı öncülüğünde hayata geçirilen yeni uygulamalardan memnuniyet duyduklarını ancak ithalatı özendiren koşulların ortadan kaldırılmasına da aynı oranda ihtiyaç duyduklarını anlattı.


Karavelioğlu, tüm dünyada olduğu gibi Türkiye'de de finansmana erişimde zorlukların devam ettiğini belirterek, makine sektöründe ithalat eğilimini kıracak önlemlerin alınması çağrısı yaptı.

Dubai ve Kuzey Emirlikleri Türk İş Konseyi Başkanı

 Dubai ve Kuzey Emirlikleri Türk İş Konseyi Başkanı Kanat Kutluk, Türkiye ile Birleşik Arap Emirlikleri arasındaki ticaret hacminin gelecek 5 yıl içinde 50 milyar dolar daha artabileceğini belirtti. 


Dubai ve Kuzey Emirlikleri Türk İş Konseyi Başkanı Kanat Kutluk, Türkiye ile Birleşik Arap Emirlikleri arasındaki ticaret hacminin gelecek 5 yıl içinde 50 milyar dolar daha artabileceğini belirtti. 


Kutluk, iki ülke arasında oluşan güven temelinin ticaretin gelişmesine katkı sağladığını ifade etti.


Dubai ve Kuzey Emirlikleri Türk İş Konseyi Başkanı Kanat Kutluk, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ile Türkiye arasındaki ticaret hacmine gelecek 5 yıl içerisinde, bugüne kadar ulaşılan 18 milyar dolara, 50 milyar dolar daha eklenebileceğini belirterek "Cumhurbaşkanları seviyesinde 'güven temeli' oluşturuldu. Bunun üzerine bizim bir şey inşa etmemiz daha kolay oluyor." dedi.


Kutluk, AA muhabirine yaptığı açıklamada, BAE ile Türkiye arasında son dönemde oluşan "bahar havası"nın güzel bir atmosfere dönüştüğünü söyledi.


İki ülke ekonomisinin rakip değil, birbirini tamamlayan ekonomiler olduğunu belirten Kutluk, "17 yıldır bu ülkede yaşıyorum.


 Burada gördüğümüz en önemli şey, Birleşik Arap Emirlikleri'nin küçük ama efektif yüksek teknolojiye yatırım yapması.


 Burası Afrika'ya, Asya'ya Ortadoğu'ya açılan firmalar için bir cennet. Bu cennet önce vergi cenneti olarak sunulmuştu. Daha sonra bir yaşam cenneti olarak sunuldu. 


Burada Türk topluluğu yaklaşık 50 bin kişiye yaklaştı. Bunun büyük bir çoğunluğu, neredeyse 45 bini, Dubai'de yaşıyor. Bu insanlar burada sadece ekonomik olarak değil, aynı zamanda sosyal kültürel ve hayat tarzı olarak da çok memnun. 


Birleşik Arap Emirlikleri'nin en önemli başarılarından bir tanesi de bu." değerlendirmesinde bulundu.


"İki ülke karşılıklı vergi oranlarını düşürerek ticareti artırmaya çalışıyor"


Kutluk, BAE'ye gelen yatırımcılara sadece ekonomik bir kalkınma modeli sunulmadığını, güzel bir yaşam modeli, çocuklar için iyi okullar, iyi bir yaşam alanları, gelişme imkanı ve iyi bir hukuk sisteminin de sunulduğunu belirtti.


BAE'nin Türkiye'den öğreneceği çok şeyin olduğunu aktaran Kutluk, şöyle devam etti:


"Türkiye ile BAE arasında yakın zamanda imzalanan Kapsamlı Ekonomik Ortaklık Anlaşması (CEPA) anlaşması var. Geçtiğimiz hafta biz de bu anlaşmanın lansmanıyla ilgili çalışmalar yaptık. 1 Eylül'den itibaren yürürlüğe girdi. Bununla ilgili pek çok üründe vergi oranları düşürüldü. İki ülke karşılıklı vergi oranlarını düşürerek ticareti artırmaya çalışıyor."


Kutluk, bu yıl 18 milyar dolara kadar ticaret hacminin artmasını beklediklerini dile getirerek "Şu anda 15-16 milyar dolarlarda ama son 2 ayda da artacağını öngörüyoruz. 


En büyük ticaret hacmini yaratan malzeme altın ama diğer alanlarda da genişlemeyi ümit ediyoruz. Örneğin, Türkiye'den buraya bu yıl içerisinde şu ana kadar 220 milyon avroluk yumurta geldi. Bu ciddi bir rakam. İhracatımızı çeşitlendirmeye çalışıyoruz." diye konuştu.


"Katma değer yaratan alanlarda ticarete ve yatırıma odaklanılması gerekiyor"


İki ülke arasındaki ticareti hızlandırmak gerektiğine işaret eden Kutluk, "Karşılıklı sınırlamaları kaldırmamız iyi oldu. Daha çok yatırımcıyı Türkiye'den buraya getirmemiz gerekiyor." ifadelerini kullandı.


Kanat Kutluk, BAE ile Türkiye arasındaki ticaret hacmine gelecek 5 yıl içerisinde bugüne kadar ulaşılan 18 milyar dolara bir 50 milyar dolar daha eklenebileceğinin mümkün olduğunu belirterek "Bunun için iş adamları düzeyinde çok fazla bir araya gelmeye çalışıyoruz. 


Cumhurbaşkanları seviyesinde 'güven temeli' oluşturuldu. Bunun üzerine bizim bir şey inşa etmemiz daha kolay oluyor." değerlendirmesini yaptı.


Katma değer yaratan alanlarda ticarete ve yatırıma odaklanılması gerektiğine dikkati çeken Kutluk, sözlerini şöyle tamamladı:


"Türkiye bir üst lige çıkma ve orada kalma hedefinde olduğu için daha katma değerli teknoloji üzerine odaklanmalı. 


Startuplar için burası bulunmaz bir fırsat ülke. Çünkü hem tüketici kitle hem finansman hem de fikri değerleyecek bir ortam var bu ülkede."



İsrail Gazze'de camiyi vurdu

 İsrail ordusunun hava saldırılarında Gazze Şeridi'nde bir caminin daha tamamen yıkıldığı açıklandı.


Gazze'deki İçişleri Bakanlığının Telegram hesabından yapılan açıklamada, İsrail ordusunun Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Cibaliye bölgesinde hedef aldığı el-Ömeri Camii'nin tamamen yıkıldığı belirtildi.

Açıklamada, saldırıda ölen ya da yaralanan olup olmadığına ilişkin bilgi verilmedi.

Gazze Şeridi'ndeki Hamas'a bağlı hükümetin Basın Ofisi Başkanı Selame Maruf, 18 Ekim'de "İsrail 10 camiyi yıktı, onlarca cami ve mabede de zarar verdi. Bunlar arasında 7 tarihi cami ve kilise de var." açıklamasında bulunmuştu.


Arap ülkelerinde İsrail'in Gazze'deki hastane saldırısına karşı gösteriler düzenlendi

İsrail'in Gazze Şeridi'ndeki El-Ehli Baptist Hastanesine yönelik saldırısı Filistin'in yanı sıra Mısır, Lübnan, Tunus, Ürdün, Cezayir, Yemen, Fas, Irak, Libya ve Moritanya'da protesto edildi


İşgal altındaki Batı Şeria'nın çeşitli kentlerinde İsrail'in hastane saldırısına karşı gösteriler düzenlendi.


Ramallah'ın merkezindeki El-Menara Meydanı'nda toplanan Filistinliler şehrin sokaklarında yürüyüşe geçti. Filistin bayrakları taşıyan göstericiler, Gazze'deki saldırıyı kınayan pankartlar açtı.


Batı Şeria'daki Filistinliler, Nablus ve El Halil şehirlerinde de benzer protesto yürüyüşleri gerçekleştirdi.

BAE

Birleşik Arap Emirlikleri , yüzlerce kişinin ölümüne yol açan İsrail'in Gazze'deki el-Ehli Baptist Hastanesine yönelik saldırısını "şiddetle" kınadı

Uluslararası topluma seslenilen açıklamada, "daha fazla can kaybını önlemek ve işgal altındaki Filistin topraklarında durumu daha da alevlendirmekten kaçınmak adına acil ateşkes sağlanması için çaba gösterme" çağrısı yapıldı

Mısır

Mısır’ın başkenti Kahire’de aralarında basın mensuplarının da bulunduğu yüzlerce kişi, Filistin halkına destek ve dayanışma gösterisinde bir araya geldi.

Gazeteciler Sendikasının önünde toplanan göstericiler, ellerinde Filistin bayraklarıyla "Halk İsrail'i devirmek istiyor", "Büyükelçi dışarı, Filistin özgürdür" ve “Direniş terör değil, İsrail terördür” sloganları attı.

Lübnan

Lübnanlılar ve ülkedeki Filistinli mülteciler, İsrail'i kınamak ve Gazze ile dayanışma göstermek için ABD'nin Beyrut Büyükelçiliği önünde büyük bir gösteri düzenledi.

Ellerinde Filistin bayrağı taşıyan binlerce gösterici yoğun güvenlik önlemlerin alındığı elçilik binasına yaklaşmak istedi. 

Ancak güvenlik güçleri, elçilik etrafında kurduğu birden fazla barikat ile eylemcilerin binaya yaklaşmasına izin vermedi.

Tunus

Tunus'ta binlerce kişi başkentteki Habib Burgiba Caddesi'nde gösteri yaparak İsrail'in Gazze'deki El-Ehli Baptist Hastanesine saldırısını kınadı.

Filistin direnişiyle dayanışma mesajı veren göstericiler, "Direniş direniştir, uzlaşma yoktur" ve "Şehit Allah'ın sevgilisidir" sloganları attı.

Ülkedeki tüm siyasi hareketlerin yoğun katılım gösterdiği gösteride Tunus ve Filistin bayrakları beraber göndere çekildi.

Tunus'un birçok şehri de İsrail saldırılarını kınayan gösterilere sahne oldu.