Atatürk’ü futbolla tartışılacak kadar kimse küçültemez!

 


Hangi aklı evvel Süper Kupa maçının Sudi Arabistan’dan oynanmasını fikri ortaya attı? Bunu bir öğrensek önce de ona bir sorsak, “derdin ne arkadaş” diye.


Severiz biz mazeret üretmeyi her şeyde. Bunun içinde diyorlar ki “Türk futbolunun marka değerini artırmak için Sudi Arabistan seçilmiş…”


Vay be, öylemi gerçekten? Yani siz Türk futbolunun bir marka değeri mi olduğunu zannediyorsunuz?


Türk futbolunun bir marka değerimi kaldı?


Velev ki öyle, marka değerimizi artıracağız, bunun adresi Sudi Arabistan mı?


Adamlar futbolla ilgili tek gerçeği para.  Verir milyonları Ronaldo’yu alır. Onların dünyası bu. Bizim dünyamızın yeri orası mı?


Oldum olası zaten sevmem futbol denilen oyunu. Oyun diyoruz ama futbolun artık oyun falan değil. Tamamen paranın hakim olduğu, para kimseyse gücü eline alan ticari bir yapı. Artık futbola ne spor ne oyun gözü ile bakmak anlamsız ve saçma sapan bir hal aldı.


Futbolun insanları birleştirdiği iddiası boş bir kandırmaca. Futbol, bırakın bir halkı birleştirmeyi, aynı takımın taraftarlarını bile birleştiremez. Aksine böler ve birbirine düşman eder.


Bir ülkenin enerjini bu kadar emen başka bire şey daha var mı futboldan başka.


Bütün derdimiz sıkıntımızı bıraktık futbol konuluyoruz. Yapmayın, etmeyin baylar bayanlar.


Futbol “milli dava” dava değil olamaz. Futbol bir ulusun başka bir ulusa ders vermesi ya da amiyane tabirle “Ayar çekmesi” değildir, olamaz.


Futbolun içindeki “milli dava” denilen ne varsa aslında içi boşaltılmış istismara uygun hale gelmiş sembollerden öte bir şey değil. O an sermaye sahiplerinin işine ne geliyorsa o konu sembolleştirilir. Tarihi kişilikler, bayraklar, milli marşlar veya inançlar, hepsi başka amaçlara ulaşmanın aracı haline getirilerek aşağılanır. Milli sembollerin futbol kadar ayaklar altına alındığı, bu kadar hakarete uğradığı bir başka alan daha bulamazsınız.


Biz şimdi Süper Kupa rezaleti sonrası birleştik öyle mi? Galatasaray ve Fenerbahçe kol kola, buna inanıyor musunuz gerçekten? İlk maça bakar bu sevgi pıtırcığı. Sonrasında nasıl patlar yaşarız hep birlikte.


Yaşanan bu rezalette yine Atatürk tartışması arkasında hapsolduk.


Atatürk’ü futbolla tartışılacak kadar kimse küçültemez. Bu kadar da basit değil bu işler. Atatürk sizlerin canınız istediği zaman hatırlayacağınız, sığınacağınız, mazeret üreteceğiniz, arkasına saklanacağını bir şey olamaz.


Dün Atatürk’e küfredip, her türlü hakareti edip, bugün sırf taraftar toplamak için adını anacağınız, ya da “işim, param tehlike” diye dün sessiz kalıp bugün, “Disney”inize dokunmadığı için “Ne mutlu Türküm” diyebileceğiniz biri de değil.


Artık rahat bırakın Atatürk’ü, artık kullanmayı bırakın.


Sadece mesele Sudi Arabistan olduğu zaman gelmesin Atatürk aklınıza. Emperyalizme karşı dik bir duruştur Atatürk. ABD karşında aklınıza gelsin Atatürk. PKK’ya karşı, İncir üssü, Kürecik, Gazze için Atatürk aklınıza olsun.


Benim aklımda sadece tek bir futbol maçı var, başka da maç tanımam. Kurtuluş Savaşı esnasında 28 Temmuz 1922’de düzenlenip, arka planında Büyük Taarruz’un planlarının yapıldığı Akşehir’de oynanan tarihi futbol maçı.


Tarihi belgelere göre biri kırmızı diğeri beyaz olan iki takımın mücadelesi 2-2 sona ererken maç sonrasında komutanlar bir akşam yemeğinde bir araya geldi.


Bu yemek aslında gizli bir toplantıydı. O akşam komutanlara, Büyük Taarruz planları aktarılırken futbol maçı sayesinde bu toplantı büyük bir gizlilikle yürütülmüştü.


Öyle ki Büyük Taarruz’un başladığı 26 Ağustos 1922 sabahına kadar Yunan kuvvetleri böyle bir harekatın yapılacağına dair çok az bilgiye sahipti.


İşte maç dediğiniz böyle olur. O maç, aslında emperyalizme karşı alınan büyük zaferin ilk devresiydi. Biz şimdi o maçın ikinci devresini oynuyoruz. İşte odaklanmamız gereken yer de tam burası.


Siz siz olun, futbolun denen saçmalığın sizi uyutmasına, uyuşturmasına izin vermeyin.

İstanbul yeni yılın ilk gününde şehitler ve Filistin için buluşacak

 İstanbul, yeni yılın ilk gününde, tarihin en büyük gösterilerinden birine sahne olacak. "Şehitlerimize Rahmet, Filistin'e Destek, İsrail'e Lanet" yürüyüşü için yüz binlerce kişi Galata Köprüsü'nde buluşacak. 308 sivil toplum kuruluşunun düzenleyeceği yürüyüşle hem PKK terörü hem de İsrail zulmü lanetlenecek.


 

Platformdan yapılan açıklamada, ekim ayından beri Gazze'den gelen haberlerin yaralara yeni yaralar eklediği belirtildi.

Katil İsrail'in kadın, çocuk demeden Filistinlileri topyekun ve korkakça yok etmeye çalışması karşısında dünyanın ayağa kalktığı vurgulanan açıklamada, şu ifadelere yer verildi:

''Bizler de sivil toplum kuruluşları olarak; bebek, çocuk, kadın demeden katliam yapan İsrail'in karşısında bir an olsun susmadık, susmayacağız. Özellikle sürecin uzamasıyla soykırım kanıksanmaya, rakamlar istatistiğe dönmeye başlamıştır. Buna karşı sessizleşen dünyaya güçlü bir uyarı yapmak istemekteyiz. Yılın ilk mesajını tüm dünyaya Türkiye'den ulaştırmak ve Gazze'deki katliama 'dur' demek için 'yüzyılın yürüyüşünü ve buluşmasını' tertip etmekteyiz. 1 Ocak 2024 saat 08.30 'da Milli İrade Platformu'nun 308 üye kuruluşu, vatandaşlarımız, sivil toplum kuruluşlarımız, kurumlarımızla birlikte Galata Köprüsü'nde buluşuyoruz.''

Tüm vatandaşlar, ''Şehitlerimize Rahmet, Filistin'e Destek, İsrail'e Lanet" sloganıyla yapılacak etkinliğe davet edildi.

Uludağ yeni yılda hem karsız hem kârsız

 Uludağ'da yılbaşı öncesi doluluk oranı yüzde 50 seviyesinde kaldı. Yılbaşında gecelik konaklama ücreti ise kişi başı 8 ile 14 bin arasında değişiyor. 


Türkiye'nin ilk ve en büyük kış/doğa sporları merkezi olan, 17 otel, tesis ve 5 bin yatak kapasitesine sahip Uludağ'da, hava sıcaklığı mevsim normallerinin üzerinde seyredince beklenen kar yağışı olmadı. Kar kalınlığının 5 santimetre olduğu Uludağ'da, hava sıcaklığı en yüksek 9, en düşük 2 derece olarak ölçüldü.

DHA'nın haberine göre kayakseverlere ve snowboard tutkunlarına ev sahipliği yapan kayak pisti, boş kaldı. Meteoroloji verilerine göre, yılbaşında kar yağışının beklenmediği Uludağ, Arap ve Uzak Doğu ülkelerinden gelen turistler ile günübirlik tatilcileri ağırlarken, sezonu 15 Aralık'ta açan otellerde, yılbaşı öncesi doluluk oranı yüzde 50 seviyesinde kaldı. Yılbaşında gecelik konaklama ücreti ise kişi başı 8 ile 14 bin arasında değişiyor.

Otel müdürü Murat Pınar, yeni yıla saatler kala rezervasyonların hâlâ devam ettiğini belirterek, "15 Aralık itibarıyla hizmete girdik, rezervasyonlarımız devam ediyor. Bu sene kar yağmamasından dolayı doluluk oranları sıkıntılı. Şu anda doluluk oranları yüzde 50-60 oranlarında seyrediyor. Uludağ genelinde bu seviyelerde devam ediyor. Uludağ'a geçen sene de kar yağmadı. Uludağ'da sadece kayak değil; eğlence de var. İnsanlar, buraya eğlenceye de geliyor. Dolayısıyla yılbaşını Uludağ'da geçirmek isteyen misafirlerimiz oluyor" dedi.

Özgür Özel'den 'asgari ücret' açıklaması!

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, 17 bin 2 liraya yükseltilen asgari ücret hakkında, "Bugün belirlenen asgari ücretin yanında, mutlaka en az 3 ayda bir asgari ücretin belirleneceğinin taahhüdünün verilmesi gerekir." dedi.


 

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, 2024 yılından geçerli olacak asgari ücrete ilişkin, "Verilen zam son 6 aydaki enflasyonu telafi eden bir zamdır.

 Önümüzdeki 1 yıllık enflasyon ve hayat pahalılığı ne olacak? Bugün belirlenen asgari ücretin yanında, mutlaka en az 3 ayda bir asgari ücretin belirleneceğinin taahhüdünün verilmesi gerekir." değerlendirmesinde bulundu.

Özel, Sosyal Demokrasi Derneğini ziyaret ederek Genel Başkan Sami Doğan ve yönetim kurulu ejüyeleriyle görüştü.

Ziyaret sonrası açıklamalarda bulunan Özel, dünyadaki bütün sosyal demokrat partilerin, kendileriyle benzer görüşe sahip derneklerle, vakıflarla sıkı ve yakın ilişki içinde olduğunu belirtti.

YENİ ASGARİ ÜCRETİ DEĞERLENDİRDİ

CHP Genel Başkanı Özel, asgari ücret miktarının 17 bin 2 lira olarak belirlenmesine ilişkin soruyu, "Asgari ücretin kaç lira olduğundan çok, bugün neyi satın aldığı ve seneye neyi satın alacağı ile ilgilenmek lazım." şeklinde yanıtladı.

Bu konuda Büyük bir kandırmaca ile karşı karşıya olduklarını aktaran Özel, şöyle konuştu:

"Verilen zam son 6 aydaki enflasyonu telafi eden bir zamdır. Önümüzdeki 1 yıllık enflasyon ve hayat pahalılığı ne olacak? Bugün belirlenen asgari ücretin yanında, mutlaka en az 3 ayda bir asgari ücretin belirleneceğinin taahhüdünün verilmesi gerekir. 

Çünkü inanılmaz bir hayat pahalılığı var. Hiçbir mal ve hizmet 1 ay önce satın alındığı fiyata satın alınamıyor. Her gün asgari ücret erimeye devam edecek.

 Bunlar ‘6 ay sonra bile zam yapmayacağız, bir sene bu asgari ücret olacak.' diyorlar. Bir sene sonra bugünkü satın alınan mal, hizmet, doldurulan file bir sene sonra kaç paraya dolacak? Bu kadar yüksek enflasyonun olduğu bir ülkede, asgari ücretin en az 3 ayda bir güncellenmesi lazımdır. 

Bu ülkenin insanlarını seviyorlarsa desinler ki 'Bunu ilan ettik ama martta oturup enflasyon farkını bir daha vereceğiz.' Bu yapılmadıktan sonra açıklanan rakamın hiçbir kıymeti yoktur.

Ayrıca bir sorun da gelir vergisi hesaplanırken asgari ücretin dahil edilmesidir. Bu yüzden asgari ücretin gelir vergisi hesaplanmasına dahil edildiği sistemde ücretliler, bu ay aldıkları maaşı her bir kademeyi aştıktan sonra kaybetmektedirler.

 Yılbaşı ile yıl sonu maaşları arasında, bizi burada takip eden muhabir arkadaşlarımızdan kameraman arkadaşlarımıza kadar Türkiye’deki herkesin ödediği vergi dilimi artıp, ödeyeceği vergi artacağı için eline geçen para azalacaktır. Bu konuda da bir kez daha uyarıyoruz, derhal düzenleme yapılmalıdır."

Yılbaşını evde kutlamanın maliyeti en az iki katına çıktı

 

Yılbaşını evde kutlamak eskiden maliyeti az ve eğlencesi bol olması dolayısıyla tercih edilen bir aktiviteydi. Ancak gıda enflasyonun kronik bir hale dönüşmesiyle son birkaç yıldır evde yılbaşını kutlamanın maliyeti de artıyor. 26 Aralık itibarıyla ucuz süpermarketlerin öne çıkan ürünleriyle yılbaşı sepetinizi oluştursanız bile geçen yıla kıyasla en az iki kat daha fazla harcama yapmış oluyorsunuz.


 Yılbaşını evde kutlamak eskiden maliyeti az ve eğlencesi bol olması dolayısıyla tercih edilen bir aktiviteydi.

Hatta pijama-terlik-televizyon üçlüsüne gönderme yapılarak, “Bu sefer evde yılbaşını PTT şeklinde kutluyoruz” söylemi dillere pelesenk olmuştu.

Ancak gıda enflasyonun kronik bir hale dönüşmesiyle son birkaç yıldır evde yılbaşını kutlamanın maliyeti de artıyor.

26 Aralık itibarıyla ucuz süpermarketlerin öne çıkan ürünleriyle yılbaşı sepetinizi oluştursanız bile geçen yıla kıyasla en az iki kat daha fazla harcama yapmış oluyorsunuz.

Bu yılın ve geçen yılın kataloglarını kıyasladığımızda, yılbaşını kutlamak için satın alabileceğiniz birkaç malzemeye 2023’te iki kat daha fazla para ödüyorsunuz.

Ekonomik olarak daha uygun marketleri bile tercih etseniz peynir, kuruyemiş, cips, meyve suyu, zeytin, meze yapmak için yoğurt, köfte yapmak için kıyma, tatlı yapmak için çikolata sosu satın alacak olsanız, geçen yıl 366,45 TL ödeyeceğiniz bir sepete bu yıl 745,65 TL ödüyorsunuz.

Ki bu saydığımız sepet bir aileye yetecek büyüklükte değil. Meze ya da köfte yapmak için gereken bütün malzemeler dahil de değil.

O yüzden başka bir marketten daha detaylı bir alışveriş yaptığınız zaman bin TL’nin üzerine çıkmamanız işten değil.

2024 itibarıyla geçerli olacak yeni asgari ücret ise bir işçi için net 17 bin TL olarak açıklandı.

Yoksulluk politikalarıyla ilgili çalışmaları bulunan insan hakları savuncusu Hacer Foggo, artan mutfak masraflarıyla ilgili olarak “Sadece yılbaşı değil artık bayramlar da bayram değil” açıklamasında bulunuyor.

Dar gelirli hanelerde görüşmeler gerçekleştiren Foggo, “Yılbaşını beklemek heyecan olmaktan çıktı. Tabii ki birkaç komşu ya da arkadaş bir araya gelip eğlenmek için olanaklarını zorlayacaklar” diyerek çocuklarının doğum günlerinde ya da yılbaşı gibi özel günlerde bir meyve suyu ve bir pasta alamayan aileler olduğunu vurguluyor.

DİSK’E GÖRE DAR GELİRLİLER İÇİN GIDA ENFLASYONU YÜZDE 106

Gıda ve alkolsüz içecekler kategorisinde Kasım ayı enflasyonu yüzde 67 olarak gerçekleşti.

Tam bir yıl önce yüzde 102,55 ile rekor kıran veriden daha düşük olsa da halen yüksek bir gıda enflasyonundan bahsediyoruz.

OECD (Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü) ülkeleri arasında gıda enflasyonu en yüksek olan ülke Türkiye.

Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu’nun araştırma birimi olan DİSK-AR’ın bu ayın başında yayımladığı raporda ise dar gelirli haneler için gıda enflasyonunun yüzde 106 olduğu hesaplandı.

49 AYDIR TARIM ÜRETİM MALİYETLERİ ARTIYOR

Bloomberg HT ekonomi kanalının tarım editörü İrfan Donat, TÜİK’in tarımsal girdi fiyat endeksine göre 49 aydır üretim masraflarının arttığına dikkati çekiyor.

Maliyetler artarken üretici ya da tüketici fiyatlarının düşmesinin mümkün olmadığını vurgulayan Donat, bu durumun tüketici alışkanlıklarını değiştirdiğini söylüyor.

Donat’a göre en çok, yanlış hayvancılık politikalarından ötürü kırmızı et, süt ve süt ürünlerine talep azalmış durumda.

“KURUYEMİŞE TALEP UZUN ZAMANDIR DÜŞÜK”

Farklı sektörlerden üreticilerle konuşan Donat, yılbaşı sofrası özelinde ise kuruyemiş ve tatlı gibi ürünlere talebin ciddi oranda düştüğünü aktarıyor:


“Kuruyemiş sektörü zaten talebin uzun zamandır düştüğünü söylüyor, özellikle de fındık, antep fıstığı gibi ürünlerde... Alt gelir grubunda en çok leblebi, yer fıstığı ve çekirdek tercih ediliyor.


“Tatlı sektörü de talepteki düşüşten bahsediyor, özellikle baklavacılar. Adamakıllı bir baklava yemeye kalktığınız zaman kilosu en az 800 TL. Bu çerçeveden baktığınızda neredeyse et görece ucuz kalıyor.”


“GENELDE EKMEK, MAKARNA VE ÇORBA TÜKETİYORLAR”

İzmir’deki birkaç mahallede yaptığı görüşmelerde Hacer Foggo’ya aileler, çocuklarına beslenme koyamadıklarını ve bazen de bu nedenle okula gönderemediklerini aktarmış.


Foggo, “Süt ve süt ürünlerine erişemediklerini, genellikle ekmek, makarna ve çorba tükettiklerini belirtiyorlar. Geçen yıl pirinç tükettiklerini, artık pirinç de alamadıklarını ifade eden kadınlar var. Yine bazı bakkallardan 10 TL ile ekmek arası yağ ve domatesle öğün atlayan çocuklar var” diyor.


TÜRK-İŞ araştırmasının Kasım ayı sonucuna göre ise mutfak enflasyonu yıllık ortalama %86,42 oranında arttı.


Gıda ile birlikte diğer tüm temel harcamaları için bir haneye girmesi gereken toplam gelir tutarı, yani yoksulluk sınırı ise 45.686 TL olarak açıklandı.


Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) son verilerine göre ise 2022 yılında aylık ortalama kişi başı brüt ücret toplamda 11.143 TL olarak gerçekleşti.


“YOKSULLUK ARTIK SADECE ARKA MAHALLELERIN SORUNU DEĞİL”

Tarım yazarı İrfan Donat’un konuştuğu kasaplar ve kasap reyonlarının bulunduğu satış yerleri, kıyma ve kuşbaşına talepte düşüş olduğunu, ancak pirzola ve antrikot gibi nitelikli etlerde satışların değişmediğini söylüyor.


“Üst gelir grubunun tüketim alışkanlıklarında bir değişiklik yok, hatta tüketimlerinde artış var” diyen Donat’a göre bu durum fakir ve zengin arasındaki makasın şiddetli bir şekilde açıldığının göstergesi.

Donat, tarımda planlı bir üretim stratejisinin olmaması, hammaddelerin ithal edilmesi ve arzın talebi karşılayamaması dolayısıyla 2024’te de gıda enflasyonunun yükselmeye devam etmesini bekliyor.


“Rasyonellikten uzaklaşılmış, fiyatların kontrolden çıktığı bir piyasa var. Ne ucuz ne pahalı kimse kestiremiyor” diyen Donat’a göre gıda enflasyonuyla mücadelenin yolu etiketlere savaş açmak değil.


Et ve et ürünü, süt ve süt ürünü, sebze ve meyve gibi ürünlerin girmediği mutfakların evlerinde büyüyen çocukları bekleyen sağlık sorunları ise başka bir büyük sorun.


Hacer Foggo’ya göre de yoksulluk artık sadece arka mahallelerin sorunu değil:


“Artık yoksulluk pazara çıkamayan emeklilerin, kamu kurumlarında çalışanların, ofis çalışanlarının, tarlasını işleyemeyen çiftçinin ve üniversiteyi bırakmak zorunda öğrencilerin evlerinde.”


 

Sudan ile Türkiye arasında altın ittifakı

 Kimliğini açıklamayı reddeden Sudan Dışişleri Bakanlığı'ndan resmi bir kaynak, Sudan'daki Geçici Egemenlik Konseyi Başkanı Abdülfettah El Burhan'a yakın bazı Sudanlı iş adamlarının şu anda Türkiye ile koordinasyon halinde Türkiye'de olduğunu açıkladı. Türklerin özellikle prosedürlerin kolaylaştırılması konusunda anlaştıktan sonra Port Sudan'dan uçakla Türkiye'ye (7 ton altın) kaçakçılığı yapması. Bu, iki ülke arasındaki yakın ekonomik ittifakı ve bunun siyaset ve ekonomi üzerindeki etkisini vurguluyor.

 


Al-Burhan ile Türkiye arasında stratejik iş birliği


Kaynak, Burhan'ın Türkiye ile iş birliğini güçlendirerek iktidarda kalmaya çalıştığını belirtiyor. Sudan siyasi ve askeri destek karşılığında altın teklif ederken, Türkiye Afrika'daki nüfuzunu güçlendirmeye çalışıyor ve Sudan bu hedefe ulaşmanın ana kapısı oluyor.


Türkiye'nin Sudan'daki hedefleri: Afrika, Türkiye'nin kapısı


Türkiye'nin Sudan'a olan ilgisi, ekonomisini çeşitlendirme ve yeni pazarlara erişme arzusunu yansıtıyor. Ekonomik yatırım ve hayırseverlik, mevcut krizi bölgesel varlığını güçlendirmek için bir fırsat olarak kullanan Türkiye'nin Sudan'daki konumunu güçlendiriyor.


Sudan'daki savaş krizinin Türkiye ile ilişkilere etkisi


Al-Burhan ile Türkiye arasındaki yakın ilişkiler, Sudan'daki siyasi durumun uluslararası ittifakların şekillenmesinde hayati bir rol oynadığını gösteriyor. Bu Sudan-Türkiye işbirliği, her iki tarafın da kendi siyasi ve ekonomik çıkarlarının peşinde olduğunu yansıtıyor.


Türkiye'nin Afrika'daki bölgesel ve uluslararası rolü


Türkiye'nin yatırımlar ve siyasi ilişkiler yoluyla Afrika kıtasındaki nüfuzunu güçlendirme stratejisine dikkat çekiyor. Sudan'a odaklanılması, Türkiye'nin bölgedeki genişlemesini ilerletmek için krizleri nasıl kullandığının bir örneği olarak karşımıza çıkıyor.


Gelecekteki zorluklar ve bölgesel politikalara etkisi


Türkiye, özellikle iç siyasi gelişmeler ve uluslararası rekabet ışığında, Sudan ve Afrika'daki nüfuzunu artırma konusunda giderek artan zorluklarla karşı karşıyadır. Sudan-Türk ittifakının bu zorluklarla yüzleşmesi ve politikalarını sürdürülebilir işbirliğinin devamını sağlayacak şekilde uyarlaması gerekiyor.

2024'te Türkiye Ekonomisinde Neler Bekleniyor?

 Türkiye'de ekonomik olarak zor geçen son yılların belki de en zoru felaketler ve seçimlerin de yer aldığı 2023 yılı oldu. Ekonomide zor şartlarda başladığımız 2023 yılını yine zor şartlarda bitirirken, 2024 için de yeni yıl umutları ekonomi tarafına pek uğramayacak gibi görünüyor. Bakalım 2024'te Türkiye'yi neler bekliyor?



 


OECD'ye göre sadece Türkiye değil dünyada da "2024 zor geçecek." Yükselen enflasyonla iyice sıkılaşan para politikaları ve uzun yıllar sonra gelen geçim derdinin sürmesi bekleniyor.

Devam eden savaşlar ve yüksek kalan enflasyonla faizler ekonomileri zorlayacak. 

Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD), uluslararası büyümenin 2024 yılında yavaşlayacağını tahmin ederken, pandemiden bu yana en yavaş global büyüme olacağını belirtti. 

OECD Genel Sekreteri Mathias Cormann, bir yandan da durgunluğun hissedilir seviyede olmayacağı müjdesini de verdi. Enflasyonun sürekli olarak yüksek kalmasının oluşturduğu riski de İsrail-Hamas çatışması ve Rusya-Ukrayna savaşının sürüyor olmasına bağlarken, petrol ve tahıl gibi fiyatların etkilemesinin ihmal edilemeyeceği şeklinde açıkladı. Kaynak: ParaAnaliz

2024'te enflasyonda beklenen düşüş için analistler ne diyor?

Dünya genelinde beklenenden daha hızlı bir şekilde yavaşlayan enflasyonda pandemiden sonra ilk kez normalleşme sürecinin yaşanması bekleniyor. 

Analistler, 2024 yılında enflasyonun büyük merkez bankalarının kontrolüne geçebileceğini belirtirken, ekonomilerdeki yavaşlamayla birlikte enflasyondaki sakinleşmenin faiz indirimlerine zemin hazırladığı düşünülüyor.

Bank of America (BofA) stratejistleri, enflasyondaki düşüşle 2024'te 152 küresel merkez bankasının faiz indirimine gideceğini ve 2009 sonrası en yüksek düşüş oranlarının görüleceğini tahmin ediyor.

Sözcü'nün derlemesine göre, BMO Capital Markets Economics baş ekonomisti Douglas Porter, 2024'te büyümelerin yavaşlayacağını, ancak faiz indirimleri ve soğuyan enerji ve gıda fiyatlarının normalleşen tedarik zincirleriyle durgunluğu önleyeceğini iletiyor.

Türkiye'de enflasyonun 2024'te zirveden sonra hız kesmesi bekleniyor.

TCMB'nin beklentilerine göre, kasımda yüzde 61,98 olan yıllık enflasyon 2024 Mayıs'ta yüzde 75 seviyelerine çıkarak yıl sonunda yüzde 36'ya gerileyecek. 

Morgan Stanley, Türkiye için 2024 Mayıs ayında yıllık enflasyonun yüzde 71,6 ile zirve yapacağını öngörürken, yıl sonunda yüzde 42,3’e gerileyebileceğini tahmin ediyor. 

Merkez Bankası (TCMB), Piyasa Katılımcıları Anketi'nde 2024 sonunda TÜFE beklentisi yüzde 41,23 oldu.

Ipsos'un araştırmasında 2023 yılından umutsuz çıkanlar 2024’e de umutsuz giriyor.

Ipsos, 34 ülkeden 25 bin 292 yetişkin ile 2023 ve 2024 anketi yaptı. 

Sözcü'den Tolga Uğur'un haberine göre, 2023'ü ülkesi için kötü görenler Türkiye’de yüzde 84 olurken, Arjantin’den sonra en yüksek oran oldu. 

2023'ü kişisel olarak kötü görenler, yüzde 73 ile en yüksek Türkiye’de oldu.

2024'ün 2023’ten daha iyi bir yıl olacağını düşünenlerse küresel ortalamada yüzde 70, Türkiye’de yüzde 59 oranında oldu. 

2024'te enflasyonun daha yüksek olacağını belirtenlerin oranı yüzde 80, faizlerin daha yüksek olacağını söyleyenlerin oranı yüzde 80 ve işsizliğin daha yüksek olacağını düşünenlerin oranı yüzde 82 oldu.

Bakan’dan Doğanşehir Depremi Hakkında Açıklama

 Malatya’nın Doğanşehir ilçesinde AFAD verilerine göre, saat 10.55’te 4.3 büyüklüğünde bir deprem meydana geldi. Depremin ardından İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya açıklamalarda bulundu.


6 Şubat’ta, Kahramanmaraş merkezli depremlerde büyük yıkım yaşayan Malatya’nın Doğanşehir ilçesinde AFAD verilerine göre, saat 10.55’te 4.3 büyüklüğünde bir deprem meydana geldi.

Depremin ardından İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya açıklamalarda bulundu. Yerlikaya,

"Malatya Doğanşehir’de 4,3 büyüklüğünde meydana gelen ve çevre illerden de hissedilen depremde, AFAD ve ilgili kurumlarımızın tüm ekipleri saha taramaları için yönlendirilmiştir."

Türkiye şehitlerini uğurladı

Çağatay Erenoğlu, Emre Taşkın, İsmail Yazıcı, Mehmet Serinkan, Ramazan Günay, Yasin Karaca, Abdülkadir İyem, Ahmet Arslan, Cebrail Dündar, Enis Budak, Kemal Aslan, Semih Yılmaz… Irak'ın kuzeyinde terör örgütünce yapılan saldırı ve sonrasında çıkan çatışmada şehit olan 6 askerimiz düzenlenen törenlerle son yolculuklarına uğurlandı.

 


Türkiye, Irak'ın kuzeyinde PKK'lı teröristlerle çıkan çatışmada şehit olan askerlerini son yolculuğuna uğurluyor.

Pençe Kilit Operasyonu bölgesinde şehit olan 6 kahraman askerin naaşları memleketlerinde törenle toprağa verildi.

Şehit Piyade Teğmen Ramazan Günay

Hakkari'den askeri uçakla Afyonkarahisar Hava Meydan Komutanlığı'na getirilen şehit Ramazan Günay'ın Türk bayrağına sarılı tabutu, silah arkadaşlarının omzunda ambulansa konuldu.

Irak'ın kuzeyinde bölücü terör örgütü mensuplarının saldırısı sonucu şehit olan Piyade Teğmen Günay'ın naaşı Afyonkarahisar'a getirildi.

İzmir’de yaşayan ailesinin isteği üzerine şehit Günay için memleketi Afyonkarahisar'ın Sinanpaşa ilçesine bağlı Güney beldesinde cenaze töreni düzenlendi.

Törenin ardından şehidin naaşı belde mezarlığında toprağa verildi.

Şehit Piyade Sözleşmeli Er Çağatay Erenoğlu

Pençe Kilit Operasyon bölgesinde şehit olan askerlerden Piyade Sözleşmeli Er Çağatay Erenoğlu için memleketi Sinop'un Boyabat ilçesinde cenaze töreni düzenlendi.

Şehit askerin cenazesi Sinop Havalimanı'na oradan da Boyabat ilçesine götürüldü.

Çağatay Erenoğlu'nun 2022 yılında da girdiği bir çatışmada yaralanıp gazi olduğu ve tedavisi biter bitmez görevine geri döndüğü öğrenildi. 


Şehit Erenoğlu için Boyabat ilçesi Hükümet Konağı Meydanı'nda tören düzenlendi. Burada kılınan namazın ardından şehidin cenazesi Yeşilyurt-Sarıağaççayırı köyü mezarlığında defnedildi.

Şehit Piyade Sözleşmeli Er Çağatay Erenoğlu evli ve 2 çocuk babasıydı.

Şehit Er Yasin Karaca

Piyade sözleşmeli er Yasin Karaca, Irak'ın kuzeyinde, sızma girişiminde bulunan PKK'lı teröristlerle çıkan çatışmada şehit oldu.

Şehidin naaşı Hakkari'de düzenlenen törenin ardından memleketi Tokat'a uğurlandı.

Şehit Karaca için, Almus ilçesi Ormandibi Köyü'nde cenaze töreni düzenlendi.

Törene, şehidin ailesi ve yakınları ile mülki ve askeri erkan katıldı.

Şehit Yasin Karaca'nın naaşı kılınan cenaze namazı sonrası Almus Ormandibi Köyü Mezarlığı'nda toprağa verildi.

7 kardeşten 4'üncüsü olan şehit Karaca, 23 yaşında ve bekardı.

Şehit Piyade Sözleşmeli Er Emre Taşkın

Piyade sözleşmeli er Emre Taşkın, Irak'ın kuzeyinde PKK'lı teröristlerin saldırısında şehit oldu.

Şehit asker için baba ocağında cenaze töreni düzenlendi. Törene şehidin ailesi, yakınları, mülkî ve askerî erkan ile çok sayıda kişi katıldı.

Malatya Şehir Mezarlığında kılınan namazın ardından Emre Taşkın'ın cenazesi Garnizon Şehitliğinde defnedildi.

4 kardeşin en küçüğü olan Şehit Piyade Sözleşmeli Er Emre Taşkın 22 yaşındaydı.

Şehit Piyade Uzman Onbaşı İsmail Yazıcı

Piyade Uzman Onbaşı İsmail Yazıcı Irak'ın kuzeyindeki üs bölgesine sızmaya çalışan teröristlerle çıkan çatışmada şehit oldu.

31 yaşındaki şehit askerin cenazesi Gümüşhane'nin Şiran ilçesine götürüldü.

Şehit Yazıcı için Şiran ilçe merkezinde öğle namazının ardından tören düzenlendi. Burada kılınan namazın ardından şehidin cenazesi Telme köyü mezarlığında toprağa verildi.

Ailesi Zonguldak'ın Ereğli ilçesinde yaşayan şehit uzman onbaşının 4 ay önce evlendiği ve eşinin hamile olduğu öğrenildi.

Şehit Piyade Uzman Çavuş Mehmet Serinkan

Piyade Uzman Çavuş Mehmet Serinkan, Pençe Kilit Operasyon bölgesinde görevliydi. Üs bölgesine sızmaya çalışan teröristlerle çıkan çatışmada şehit oldu.

Şehit Mehmet Serinkan'ın naaşı uçakla memleketi Denizli'ye gönderildi. Buradan da kara yoluyla toprağa verileceği Tavas ilçesine götürüldü.

Evli ve 2 çocuk babası Mehmet Serinkan için Tavas Çarşı Camii'nde tören düzenlendi.

Şehidin naaşı törenin ardından ilçe şehitliğine defnedildi.

Şehit Serinkan'ın ağabeyi Hüseyin Serinkan'ın da 2016 yılında Suriye'de teröristlerle çıkan çatışmada yaralanarak gazi olduğu öğrenildi.

Tezgahta 'Çin kestanesi' oyunu

 Kış ayının gelmesiyle birlikte kestaneye talep arttı. Kestanenin fiyatı 350 lirayı bulması nedeniyle insan sağlığıyla oynayan dolandırıcılar devreye girdi. Hayvan yemi olarak kullanılan Çin kestanesini vatandaşa vitamin, mineral sağlıyor diyerek sattılar.


Kış ayının gelmesiyle birlikte kestaneye talep arttı. Kestanenin fiyatı 350 lirayı bulması nedeniyle insan sağlığıyla oynayan dolandırıcılar devreye girdi. Hayvan yemi olarak kullanılan Çin kestanesini vatandaşa vitamin, mineral sağlıyor diyerek sattılar.

Kış aylarının gelmesiyle birlikte akıllara gelen bir besin olan kestanenin bu yılki fiyatı hem el hem cep yakıyor.

Son çıkan haberlerde Malatya'daki sokak tezgahlarında közde pişirilen kestanenin kilosunun 400 TL ve 500 TL arasında satışa sunulduğu ortaya çıktı.

2022 yılının bu zamanlarında kilosunun 90 liradan satıldığı kestanenin fiyatının pişirilmemiş hali ise 350 liradan alıcısına satılıyor.

Çiğ kestanenin fiyatı ciddi oranda artınca dolandırıcılar da insan sağlığını hiçe sayarak yeni bir yönteme başvurdu.

Hayvan yemi olarak kullanılan Çin Kestanesi, pazarda ve market tezgahlarında vatandaşa ‘vitamin, mineral deposu’ denilerek satıldı.

Kestane satan Cumalı Akkoyun, “Kestane sıcak ve soğuk havalardan çok etkilendi. Biz 400 TL’den satıyoruz ama bazı esnaflar ise kilosunu 500 TL’den satıyor” ifadelerini kullandı.

Deprem sonrası kestane satışı yapan birçok esnafın başka şehirlere gittiğini belirten Akkoyun, vatandaşların çok azının gerçek kestane alabildiğini söyledi.

Kestane, karbonhidrat açısından oldukça zengin olması bilinirken aynı zamanda iyi bir enerji kaynağıdır. Bu yönüyle, özellikle fiziksel aktivite gerektiren durumlarda enerji ihtiyacını karşılamada yardımcı olur.

Ancak çin kestanesi tam bir zehir ve yenildiği andan itibaren kişiyi zehirliyor ve hayvanlara da faydası olmadığı, sadece tokluk hissi için yedirildiği belirtiliyor.

Gerçek kestane, diyet lifi bakımından iyi bir kaynaktır. Lif, sindirim sistemini düzenleyerek bağırsak sağlığını destekler ve kabızlık gibi sorunların önlenmesine yardımcı olur.

Kestanenin kalp sağlığına da faydaları vardır. Kestanenin içeriğinde bulunan sağlıklı yağ asitleri, kalp hastalıkları riskini azaltmaya yardımcı olur.

VATANDAŞLARI ZEHİRLİYORLAR

Çin kestanesi, son günlerin korkulu rüyası oldu. Özellikle kış aylarında tüketilen kestane, 350 lirayı aşınca ülkemizin çeşitli illerinde ve bölgelerinde yetiştirilmeye başlandı.

Zabıtalar, Çin kestanesi olduğu belirlenen kestanelere denetim yaparak el koydu. Çin kestanesi ile normal kestanenin nasıl ayırt edilebileceği ise kafalarda büyük soru işareti yarattı.

GERÇEK KESTANE İLE ÇİN KESTANESİ NASIL AYIRT EDİLECEK

Bu kestane türünün genellikle olgunlaşmadan toplandığını ve bu nedenle piştiği zaman köpürdüğü belirtildi. Normal kestaneden boyutunun biraz daha büyük olduğu ve gerçek kestaneye nazaran biraz daha yamuk yumuk çıktığı belirtildi.

Zabıta ekipleri, zehirlenme riski taşıdığına dikkat çekilerek "Pişince köpüren kestaneyi sakın sakın tüketmeyin, kestanelerin boyutu normalden biraz büyükse sakın almayın. Güvenmediğiniz yerden sırf ucuz diye alışveriş yapmayın" denildi.

İŞTE SAHTE KESTANENİN GÖRÜNTÜSÜ





Zabıta ekipleri, Çin kestanesi satan şahsa Kabahatler Kanunu’na göre 617 lira idaresi para cezası kesti.

Turistlere yüksek hesap tuzağı! Darp görüntüleri ortaya çıktı

 Beyoğlu’nda alkollü eğlence mekanlarına giden turistlere, fazla hesap çıkaran ve ödemeyi yapmayı reddeden müşterileri darp ederek yağmaladıkları iddia edilen şüphelilere yönelik İstanbul merkezli 13 ilde yapılan operasyonda 93 şüpheli yakalanmıştı. Çete üyelerinin turistleri sopalarla darp ettikleri görüntüler ortaya çıktı.


 İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu tarafından yürütülen soruşturma çerçevesinde, Beyoğlu İstiklal Caddesi’nde ve civar sokaklarda faaliyet gösteren bazı alkollü eğlence mekanlarının Arapça, Farsça, İngilizce başta olmak üzere farklı dilleri konuşabilen ve ‘tercüman/hanutçu’ olarak tabir edilen kişiler aracılığıyla yabancı turistleri hedeflediği kaydedilmişti.


YÜKSEK FİYATA HESABA DİRENEN MAĞDURLARA DAYAK VE YAĞMA YAPILMIŞTI


Soruşturma çerçevesinde, yabancı turistlerden adres sorma, fotoğraf çektirme bahanesiyle tanışıldığı, şüphelilerin turistleri eğlence mekanlarına götürüp burada yüksek fiyatta hesap getirildiği, mağdurların hesaba itiraz etmesi ve ödeme yapmaması durumundaysa işyeri ile yasal bir bağı olmayan, görevleri masalardan yüksek hesap almak olan ‘masa müdürlerinin’ gelerek para istediği, bu sırada birden fazla kişinin mağdurun etrafını sarıp korkuttukları, mağdurun direnç göstermesi ve karşı koyması halinde ise etrafını saran şüphelilerin mağdurları darp ederek durdurdukları ve bu sırada mağdurların üzerlerinin, çantalarının ve diğer kişisel eşyalarının arandığı, zorla paralarının cep telefonlarının ve cüzdanlarının yağmalandıktan sonra mağdurun çıkmasına izin verildiği tespit edilmişti.

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı'ndan Kızıl Goncalar dizisi kararı! Çekim izni iptal edildi

 

Başrollerinde Özgü Namal ve Özcan Deniz'in yer aldığı Kızıl Goncalar dizisi ilk bölümündeki bazı sahneleri nedeniyle tepki çekmiş ve RTÜK diziyle ilgili inceleme başlatıldığını duyurmuştu. Kızıl Goncalar dizisinin çekimlerinin yapılacağı iki mekanın çekim izinleri iptal edilmişti. Kızıl Goncalar dizisiyle ilgili bir çekim izni iptali kararı da Aile Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı'ndan geldi.


 

FOX TV'de 18 Aralık Pazartesi günü ekrana gelen Kızıl Goncalar dizisi ilk bölümündeki bazı sahneler nedeniyle tepki çekmişti.
İsmailağa Cemaati diziyle ilgili yaptığı paylaşımda ''Kızıl Goncalar dizisi son bulmalı'' ifadelerini kullanmıştı. RTÜK, Kızıl Goncalar dizisinin incelemeye alındığını duyurmuştu.
Birsen Altuntaş'ın haberine göre; Kızıl Goncalar dizisine yönelik çekim izni iptallerine bu sabah bir yenisi daha eklendi. Geçen hafta ilk bölümü ekrana gelen FOX’un Gold Film imzalı dizisinin önce Kültür ve Turizm Bakanlığı’na bağlı milyonlarca lira harcanarak yeniden dekore edilen 2 mekanındaki çekim izinleri bütün ödemeleri yapıldığı halde iptal edilmişti.
DARÜLACEZE ÇEKİMLERİ İÇİN İPTAL KARARI!
Bu sabah dizinin çekim iptaliyle ilgili bir karar da Aile Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’na bağlı olan Okmeydanı Darülaceze’den geldi. Dizinin doktor Levent’i Özcan Deniz’in hastane sahnelerinin çekildiği mekandaki çekim izinleri iptal edildi. Set ikinci kez durdu. Çekimler için yeni mekan arayışı başladı.

Erdoğan'dan hayatını kaybeden askerlere ilişkin açıklama

 Kürdistan Bölgesi sınırları içerisindeki ‘Pençe-Kilit’ operasyonunda son iki günde 12 askerin hayatını kaybetmesine ilişkin Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’dan açıklama geldi.

Türkiye'ye en çok turist gönderen ülkeler! 2023 yılı 11 aylık veriler açıklandı

 Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından Türkiye'ye 2023 yılının 11 ayında gelen turist sayıları ile ilgili veriler açıklandı.

Bakan Koca, Türkiye'ye indiğinde şükür secdesi yapan Gazzeli babanın videosunu paylaştı

 Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, hayatını kaybettiğini sandığı oğluyla tedavi için Türkiye'ye getirilen ve uçaktan iner inmez şükür secdesi yapan Gazzeli Muhammed Nemnem'in yaşadıklarını anlattığı videoyu paylaştı.

ASAL anketi: İmamoğlu’nu başarılı bulan ve oy veririm diyenlerin oranları...

 CHP İstanbul'da Ekrem İmamoğlu ile yeniden kazanabilecek mi? Yerel Seçim anketleri yayınlanmaya başladı. AKP'ye yakın olduğu bilinen ASAL'a göre İmamoğlu'na oy veririm diyenlerin oranı yüzde 41.5'te kalıyor.

Atatürk'e benzemeyen yeni 5 TL üzerindeki figür tartışma yaratmıştı

Yeni basılan 5 TL'lik madeni para üzerindeki figürün Atatürk'e benzememesi tartışması üzerine açıklama yapan Darphane ve Damga Matbaası Genel Müdürlüğü yetkilileri, iddiaları yalanladı.

Karadeniz'den 11 ayda 201 ülke, özerk ve serbest bölgeye ihracat yapıldı

 Karadeniz'deki 17 ilden yılın ocak-kasım döneminde 201 ülke, özerk ve serbest bölgeye ihracat yapıldı.

ORC'den seçim sonrası ilk anket: İYİ Parti eridi, barajı geçen 4 parti var

 

ORC Araştırma Şirketi'nden seçimden aylar sonra ilk kez yeni bir seçim anketi geldi. Söz konusu anketine göre bu pazar bir genel seçim olduğu takdirde İYİ Parti yüzde 7'lik barajın altında kalıyor. CHP ve AKP ise oylarını artırıyor.

İsrailli şirketten işgal ilanı: Enkaza dönen Gazze'de konut satışı için reklama başladı

 Daha önce Batı Şeria topraklarında işgalciler için evler inşa eden Harey Zahav emlak şirketi, Gazze’deki soykırımı fırsat bilerek, yeni projesini duyurdu. Yerle bir olmuş Gazze fotoğrafı üzerine planları çizen şirket, “Uyan, sahil evi rüya değil. Şimdi satış öncesi fiyatlarla” sloganıyla duyurdu.

İletişim Başkanı Altun: "Gazze'ye sahip çıkmak çok önemlidir"

 Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, "Gazze söz konusu olduğunda nerede durduğumuz insanlık açısından son derece önemlidir. İnsanlığın geleceği açısından Gazze'ye sahip çıkmak, Gazze'deki zulme karşı çıkmak, Gazze'deki zalimi işaret etmek ve sanatsal yapımlarla nesilden nesle zalimi de mazlumu da ortaya koymak, göstermek çok değerlidir." dedi.





"TRT Uluslararası Belgesel Ödülleri"nin Fişekhane'de düzenlenen ödül töreninin açılışında konuşma yapan Altun, dünyanın önde gelen belgesel film yapımcılarıyla İstanbul'da bir arada bulunmaktan büyük memnuniyet ve mutluluk duyduğunu dile getirdi.

TRT'nin Türkiye'de belgeselcilik alanında pek çok duayen isim yetiştirdiğini ve belgeselciliğin en büyük okulu olduğunu vurgulayan Altun, "TRT'yi bu değerli çabasından ötürü dolayı canı gönülden tebrik ediyor, emeği geçen bütün arkadaşlarıma teşekkür ediyorum." dedi.

Geleneksel hale gelen etkinliğin, 93 ülkeden 998 başvuruyla küresel bir marka haline geldiğini belirten Altun, şunları kaydetti:

"Başarılı bir belgesel özgün bir konuyu işleyebilmesi, seyircide duygusal ve entelektüel etki oluşturabilmesi, etkili anlatım becerisine sahip olabilmesi, yenilikçi bir yaklaşım benimsemesi, görsel ve işitsel kaliteye sahip olması ve elbette objektifliğiyle kendisini gösterir. Başarılı bir belgeselci kuşkusuz bu yaklaşımları eserinde başarıyla sergileyebilen belgeselcidir. Fakat bütün bunların ötesinde belgeselcilik bir gönül işidir. Belgeselcilerin ortaya koyduğu eserler tam anlamıyla dervişane bir adanmışlıktan sabırdan ve hakikatperverlikten neşet eder. Belgeselci bu anlamda daima yitirilmiş yahut göz ardı edilmiş, kenarlara itilmeye çalışılmış hakikatin peşindedir. Diğer bir ifadeyle belgeselcilik, hakikatten kopmadan coğrafyayı, tarihi, doğayı ve bazen de doğrudan doğruya insanı odağına almak suretiyle üzeri örtüleni gizleneni açığa çıkarma sanatıdır. İzleyicinin, hakikatle bağını yeniden inşa etmek ve güçlendirmek bir gaye olarak belgesel filmciliğinin tam da merkezindedir."

TRT Uluslararası Belgesel Ödülleri'nin 2009'dan bu yana TRT'nin birçok başarılı işi yanında ayrı bir yere sahip olduğuna işaret eden Altun, "Zira bugün bizler insanlık olarak dünyanın ve zamanının ruhuna dair göz ardı ettiklerimizi ya da gözden kaçırdıklarımızı, biraz da belgeseller aracılığıyla öğreniyoruz. Yaşadığımız çağda, insanlığın kolektif hafızasını oluşturma ve tarihe not düşme noktasında en büyük katkılardan birini belgeselciler veriyorlar. Elbette, bugün burada finale kalan yapımlar için söz konusu olduğu gibi, hazırlık aşamasından yayın aşamasına dek her bir belgeselin ardında çok büyük bir emek çok büyük bir fedakarlık var." diye konuştu.

Altun, "Belgeselcilikte kamera, suni olarak üretilmiş ya da kurgusal bir durumu değil doğrudan doğruya hakikati, gerçek bir durumu temsil etmeye odaklanmıştır. Bu yönüyle günümüzde medya ve sinema alanındaki diğer türler arasında belgeselciliği, etik ve estetik kaygıyı mezceden son derece önemli bir alan olarak değerlendirmek gerekir." değerlendirmesini yaptı.

"DÜNYAMIZI GELECEĞE TAŞIYACAK OLAN ÖNCELİKLE HAKİKATTİR"

Hakikati anlatmanın ve ona sadık kalmanın büyük bir öneme sahip olduğunun altını çizen Altun, şöyle devam etti:

"Dünyamızı, daha adil, daha yaşanabilir, daha istikrarlı bir geleceğe taşıyacak olan öncelikle hakikattir, hakikate dayanarak yapacaklarımız ya da ondan kaçarak yapmadıklarımızdır. Bugün dünyaya baktığımızda iklim değişikliği ve bozulan doğal denge bir hakikattir. Bugün yerel ve bölgesel ölçekteki birçok silahlı çatışma, birçok katliam, birçok savaş bir hakikattir. Bugün, 21. yüzyılda hala ırkçılık, nefret söylemi, İslam karşıtlığı ve yabancı düşmanlığının yükselişte oluşu yine maalesef bir hakikattir. Gazze'de Müslümanlarla birlikte insanlığın da öldürülüyor oluşu, yalnızca Filistin'in değil Filistin'le birlikte tüm dünyada barış ve kardeşliğin, huzur ve istikrarın bombalanıyor oluşu en yazık ki bir hakikattir. Neresinden bakarsak bakalım, İsrail'in büyük bir savaş suçu işlemekte olduğu, bir soykırım işliyor olduğu, iki ayı aşkın bir süredir 20 bine yakın masumu hiç ayrım gözetmeksizin bütün dünyanın gözleri önünde katlediyor oluşu bir hakikattir. Tüm bunlara rağmen, birilerinin elindeki medya gücüyle, üretiyor oldukları dezenformasyonlarla hakikati sahte, sahteyi ise hakikat gibi göstermeye çalışarak insanlığı bir felakete sürüklemek istiyor oldukları da bir diğer hakikattir. Bu anlamda hakikatin ve hakikatle insanlık arasındaki bağın tahkim edilmesi, geleceğimiz açısından son derece kritiktir, hayati bir unsurdur."

Belgeselciliğin bu anlamda çok önemli bir yerde durduğunu, görülmeyeni göstermenin, duyulmayanı duyurmanın çok güçlü bir yolu olduğunu vurgulayan Altun, "Belgeselciliğin emektarları, kasıtlı ya da kasıtsız bir şekilde marjinalleştirilmek istenen hakikati, tekrar yörüngesine oturtmaya gayret ederek son derece önemli bir sorumluluğu yerine getirmektedir." değerlendirmesini yaptı.

Fahrettin Altun, Türkiye'nin kamu yayıncısı TRT'nin uluslararası alanda belgeselciliğe verdiği destekle küresel hakikat mücadelesine önemli bir katkı sunduğunu, düzenlenen atölyeler, paneller ve söyleşilerle profesyonelleri ve amatörleri bir araya getirerek sektöre yeni isimler kazandırdığını söyledi.

"GAZZE'YE SAHİP ÇIKMAK ÇOK DEĞERLİDİR"

TRT Genel Müdürü Prof. Dr. Mehmet Zahid Sobacı nezdinde bu festivalde emeği geçen tüm TRT ekibine teşekkür eden Altun, "Her bir ayrıntısı düşünülmüş, özenle hazırlanmış, gündeme ışık tutan ve hakikatten yana duran yapımların çok değerli emektarlarını, yönetmenlerini, yapımcılarını, yazarlarını saygıyla selamlıyorum. Ödül alsın almasın her birinin emeği, bizim için çok değerlidir." şeklinde konuştu.

Etkinlikte Gazze'ye özel bir yer ayrılmış olmasını takdirle karşıladığını ifade eden Altun, sözlerini, "Gazze söz konusu olduğunda nerede durduğumuz insanlık açısından son derece önemlidir. İnsanlığın geleceği açısından Gazze'ye sahip çıkmak, Gazze'deki zulme karşı çıkmak, Gazze'deki zalimi işaret etmek ve sanatsal yapımlarla nesilden nesle zalimi de mazlumu da ortaya koymak, göstermek çok değerlidir. Bu çabalara destek olan, katkı sunan herkese teşekkür ediyorum." diye tamamladı.