Erdoğan'dan erken seçim çağrılarına yanıt: 'Havanda su dövmek olarak görüyoruz'

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, erken seçim çağrılarına yanıt verdi. Erdoğan, "Tüm planlarımızı 2028'e yapıyoruz" dedi.


Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Yatırım Danışma Konseyi toplantısında açıklamalarda bulundu.

Erdoğan, "12. Kalkınma Planı, OVP ve uluslararası doğrudan yatırım stratejisi gibi belgelerle ekonomideki yol haritamızı belirledik. OVP'nin temel hedeflerinden biri yıllık yüzde 5'in üzerinde ekonomik büyümedir. Dijital dönüşüm, yeşil ekonomi, enerji verimliliği konularına ağırlık veriyor, yatırımları hızlandırmayı planlıyoruz" dedi.

'HAVANDA SU DÖVMEK OLARAK GÖRÜYORUZ'




Erdoğan seçimlerden sonra ABD’nin Türkiye’ye yönelik izlediği politikanın değişmesini bekliyor

 Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, BM Genel Kuruluna katıldığı New York dönüşünde gazetecilere bulunduğu açıklamalarda, Ankara ve Washington ilişkilerindeki zorlukların devam ettiğini belirterek ABD’nin de seçimlerden sonra Türkiye’ye yönelik izlediği politikanın değişmesini istediğini sözlerine ekledi.





Cumhurbaşkanı, “Başkanlığa seçilecek bir önceki başkan gibi davranmamasını isterim. F-35 meselesi sadece Sayın Donald Trump döneminde değil, ondan sonra da devam etti. Hem Cumhuriyetçiler hem de Demokratlar tekrar ve tekrar bizi hayal kırıklığı uğratıyor Yeni dönemde de bu politika devam edecek mi, bakalım?” dedi.

Erdoğan ayrıca ABD’nin Türkiye’ye F-35 için borçlu olduğunu hatırlatarak borcunu alabilmek için ilgili çabalara devam edeceklerini sözlerine ekledi. 


TBMM Başkanı Kurtulmuş: Putin Türkiye'nin arabuluculuğuna önem veriyor

 TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş Rusya lideri Putin'le görüşmesine ilişkin, "Savaşın bitirilmesi konusunda Türkiye'nin arabuluculuğuna önem veriyor. Bölgesel ve küresel konuları görüştük. Filistin sorununda neredeyse birebir örtüşen çok verimli bir görüşme oldu" dedi


TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile Kremlin Sarayı'nda yaptığı görüşmeye ilişkin, kendisini Moskova'da takip eden Türk gazetecilerin sorularını yanıtladı. 


Rusya Devlet Başkanı Putin'in Türkiye'yle ilişkilere büyük bir önem verdiğini belirten Kurtulmuş, "Cumhurbaşkanı'mız ile çok yakın dostluğu, samimiyeti var. Savaşın bitirilmesi konusunda Türkiye'nin arabuluculuğuna da önem veriyor. 


Bölgesel ve küresel konuları görüştük. Filistin sorununda neredeyse birebir örtüşen çok verimli bir görüşme oldu. Önem verdiğimiz konuları çok açık ifade ettim, o da açık yüreklilikle düşüncelerini söyledi. 


Devlet Başkanı Sayın Putin'in Türkiye'ye büyük önem verdiğini bir kere daha teyit etmiş olduk" ifadelerini kullandı.


Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın New York'ta Birleşmiş Milletler toplantısında olması, kendisinin de aynı anda Moskova'da bulunmasına ilişkin soruya Kurtulmuş, şu yanıtı verdi:


Bu planlanmış bir şey değildi ama sonuçta bir mesaj ortaya çıktı. Yani denk geldi. Türkiye, dünyanın her ülkesiyle, bölgesiyle konuşabilen, ilkeli dış politika tutumları çerçevesinde ilişki kurabilen, tüm sorunları açıklıkla konuşabilen bir ülke. Bunun somut göstergelerinden birisi de bu oldu. 


Sayın Cumhurbaşkanı'mız Birleşmiş Milletler Genel Kurulunda 'İsrail’in saldırganlığı durdurulmalıdır' derken biz de burada aynı şeyleri söylemiş olduk. Yani şunu yapmıyoruz; Türkiye olarak Amerika'da başka bir şey, Rusya'da başka bir şey konuşmuyoruz. Dünyanın neresinde ne konuşuyorsak, Türkiye'nin tezlerini makul, anlaşılabilir bir şekilde muhataplarımıza anlatmaya gayret ediyoruz.


Emine Erdoğan Gönül Elçileri Projesi'ne küresel davette bulundu

 Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan, UNICEF'teki Gönül Elçilerine Küresel Davet programında, "Gönül elçilerine yönelik küresel çağrıya ben de katılıyorum ve insanlığın geleceği olan çocuklarımızı korumak isteyen merhamet sahibi her ülkeyi koruyucu aileliği güçlendirmek üzere güç ve işbirliğine davet ediyorum." dedi.

Emine Erdoğan, kendi himayelerinde, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ile UNICEF işbirliğiyle New York'taki UNICEF Genel Merkezi'nde düzenlenen "Bir Deniz Yıldızı Hikayesi: Gönül Elçilerine Küresel Davet" programında katılımcılara hitap etti.

Etkinlikte, koruma altındaki çocukların güvenliği ve huzuruna yönelik başlattıkları Gönül Elçileri Projesi'nin küresel düzeyde ele alınacağını belirten Emine Erdoğan, program vesilesiyle katılımcılarla bir arada olmaktan memnuniyet duyduğunu söyledi.

Emine Erdoğan, insanın hayattaki varlığına anlam katan, eylemlerini yüce bir değere taşıyan şeyin kendisini aşan bir ideale yönelik gösterdiği gönüllülük olduğunu vurgulayarak, "Bizim dilimizde gönüllü kelimesi gönülden türemiştir Nitekim zamanını, emeğini, imkanını paylaşarak farklı şekillerde hayır yapan kişilerin bir ortak noktası vardır ki hepsi kendilerinden öte bir amaca adayabilecekleri fedakar bir gönüle sahiptirler." diye konuştu.

Devlet koruması altındaki çocukların hayat şartlarını iyileştirmek ve koruyucu ailelik müessesesini güçlendirmek amacıyla başlattıkları projenin bu anlayış temelinden yükseldiğini ifade eden Emine Erdoğan, "Bir insanın diğer bir insana yapabileceği en büyük gönüllülük, sevgi ve güven ortamında geçirilmiş, hayat boyu yüreğinde taşıyacağı mutlu bir çocukluk hediye etmektir. Bu düşüncelerle, kimsesiz kalmış çocuklarımızla anne-baba olmak isteyen koruyucu ailelerimizi buluşturmak için tüm imkanlarımızı seferber ediyoruz." ifadelerini kullandı.

Emine Erdoğan, koruyucu ailelikte farklı beklentilere cevap vermek için farklı modeller geliştirdiklerini belirterek, koruyucu ailelere aylık maddi destek de sağladıklarını, farkındalığı yükseltmek amacıyla "Koruyucu Aile Günü" olarak ilan ettikleri 30 Haziran'ı aileler ve çocuklarla büyük buluşmalar eşliğinde kutladıklarını söyledi.

10 bine yakın çocuk koruyucu aileyle buluşturuldu

Gönüllü ailelerin bu süreçte edindikleri bilgi ve tecrübeleri paylaşabilecekleri Rehber Koruyucu Aile Uygulaması'nı da gönüllülerin hizmetine sunduklarını dile getiren Erdoğan, "Koruyucu aile kapasitesinin her geçen yıl yüzde 12'lik artış göstermesi, çabalarımızın karşılık bulduğunu gösteriyor. Bugüne dek 10 bine yakın çocuğumuzu koruyucu aileyle buluşturmuş olmaktan büyük bir mutluluk duyuyoruz. Kurumlarımızda kalan çocuklarımız için de koğuş tipi bakım merkezleri yerine ilgi, güven ve aidiyet gibi duygusal ihtiyaçlarını karşılayabilecekleri ev ortamı sunan merkezler kuruyoruz." dedi.

"Devletimizin çocuklarımızla olan bağı reşit olmalarıyla son bulmuyor" ifadesini kullanan Erdoğan, şöyle devam etti:

"Meslek edinirken ve çalışma hayatına atılırken de yanlarında olan kurumlarımız, evlilik süreçleri dahil çocuklarımızın hayatları boyunca müracaat edebilecekleri bir güvenli merkez olmayı sürdürüyor. Gönül Elçileri'nin bugün gelinen noktada UNICEF tarafından örnek proje gösterilmesi ve küresel olarak ilgi görmesi memnuniyet verici. Koruyucu aileliği profesyonel bir destekten öteye taşıyarak, gönüllülüğün çok boyutlu bir şekilde ortaya konduğu bir sorumluluk hareketine dönüştüren koruyucu anne-babalarımıza yürekten teşekkür ediyorum."

Emine Erdoğan, çocukların, geleceğin ekildiği toprak gibi olduğunu vurgulayarak, "İleriye dair kurduğumuz her hayal çocuklarla filizlenir. Birçok yerde zikrettiğim önemli bir ifade var. Çocuklar bugünkü nüfusun üçte birini geleceğin ise tamamını oluşturur. Üstelik bu gelecek yalnızca bir toplumun, bir ülkenin değil tüm insanlığın ortak geleceğidir. Dolayısıyla dünya çocuklarının mevcut durumuna bakarak dünyanın geleceğine dair bir okuma yapabiliriz. Peki bugün karşımızdaki tabloya bakarak hangi birimiz bizi iyi bir geleceğin beklediğini düşünebilir ki?" diye konuştu.

Gazze'de refakatsiz kalan çocuk sayısı 17 bin

Dünyada yaşanan savaş, çatışma, açlık gibi tüm olumsuz koşulların bedelini herkesten önce çocukların ödediğini kaydeden Emine Erdoğan, "Bu bedellerin belki de en ağırı olarak milyonlarca çocuk korunmaya muhtaç olduğu dönemde ailesini, yuvasını kaybederek zorlu hayat koşulları karşısında kimsesiz kalıyor. Bugün dünya genelinde yerinden edilmiş çocuk sayısı 4 milyona ulaşmış durumda. Dahası yaklaşık 470 milyon çocuk şiddet tehdidi altında yaşıyor. Filistin'de yaşanan kıyım, başlı başına hepimizin daha adil ve yaşanabilir bir dünya umuduna karanlık bir gölge düşürüyor. Bugün Gazze'de refakatsiz kalan, ailesini kaybeden çocuk sayısının en az 17 bin olduğu düşünülüyor. Ailesinden hiçbir üyenin sağ kalmadığı ve yaralı olarak kurtarılan çocuk sayısı o kadar yüksek ki onlara özel bir tanım geliştirilmiş durumda. İsimleri yok, hepsi ailesi hayatta kalmayan yaralı çocuk. Oysa tıpkı tüm kimsesiz kalmış çocuklar gibi, savaş hayatlarını gölgelemeden önce onların da bir ismi, hayatı, ailesi, hayali vardı." ifadelerini kullandı.

Emine Erdoğan, kalıcı bir barış ve adaletin ancak dünyanın tüm çocuklarına adil bir gelecek vadedildiğinde mümkün olduğuna inandığının altını çizerek,"Ukrayna'dan Yemen'e, Suriye'den Myanmar'a, dünyanın savaş ve açlıkla mücadele eden bütün yorgun çocuklarına, bu zulümlere şahit olan dünyanın tüm çocuklarına umut dolu bir gelecek bırakmak hepimizin ortak sorumluluğu. Aile, bu karanlık gelecek hikayesini değiştirebileceğimiz en önemli başlangıç noktamızdır. Bu çocuklar düştükleri yerden kalkacak kuvveti, sevgi ve güven merkezli bir aile ortamına kavuştuklarında bulacaklar." diye konuştu.

"Ülkelerinizde koruyucu ailelik sistemini geliştirerek bu inancı somut bir eyleme dönüştürebilirsiniz"

Koruyucu Ailelik Programı'nı anlatırken, sahile vurmuş deniz yıldızlarını denize atan bir kızın hikayesine atıfta bulunan Emine Erdoğan, "Bizler, her birini tek tek denize atmaya çalışan o kızın inancını yüreğimizde taşımalıyız. Sahile vurmuş deniz yıldızlarının çokluğuna değil her bir atışta kurtardığımız o hayatın değerine odaklanmalıyız. Ülkelerinizde koruyucu ailelik sistemini geliştirerek bu inancı somut bir eyleme dönüştürebilirsiniz. Bugün buradan yapılan gönül elçilerine yönelik küresel çağrıya ben de katılıyorum ve insanlığın geleceği olan çocuklarımızı korumak isteyen merhamet sahibi her ülkeyi koruyucu aileliği güçlendirmek üzere güç ve işbirliğine davet ediyorum. Gelin hep birlikte yaşadığımız dünyanın korumasız bir çocuğun gözündeki acı dolu yansımasını umuda döndürelim. Türkiye olarak biz bu alanda bilgi ve tecrübelerimizi ihtiyaç duyan tüm ülke ve kuruluşlarla paylaşmaya hazırız." değerlendirmesinde bulundu.

Emine Erdoğan, bu anlamda Özbekistan ve Azerbaycan'ın Türkiye'nin Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ile işbirliği anlaşması imzalamasını memnuniyetle karşıladığını dile getirerek, sayılarının artması temennisinde bulundu.

UNICEF ile Türkiye arasında koruyucu ailelik konusunda başlatılan diyaloğun güçlenerek devam etmesini dileyen Emine Erdoğan, programda emeği geçen herkese şükranlarını sunarak konuşmasını sonlandırdı.

Erdoğan’ın konuşmasının ardından sahnede aile fotoğrafı çekildi.

"Filistin'deki durumu göz ardı edemeyiz"

Programda konuşan Sierra Leone Cumhurbaşkanı'nın eşi Fatima Maada Bio, Emine Erdoğan'a etkinliğe himayelerinden dolayı şükranlarını sunduğunu söyledi.

Konuşmasında bir çocuğun hayatına olumlu etki sağlamaktan daha büyük bir mutluluğun olmadığını dile getiren Bio, İsrail'in Gazze'deki saldırılarına değinerek, "Filistin'deki durumu göz ardı edemeyiz. Muhtaç çocukların bulunduğu sayısız mağdur yarattı. Çatışma bölgesindeki çocukları unutmamalı, barışı savunmak ve yardıma muhtaç olanlara destek sağlamak için elimizden geleni yapmalıyız. Barış, savaştan çok daha ucuzdur." ifadelerini kullandı.

"Emine Erdoğan'ın kaydettiği büyük başarılar son derece önemli"

Birleşmiş Milletler Uluslararası Çocuklara Yardım Fonu (UNICEF) İcra Direktörü Catherine Russell ise çocukların aile ortamında yetişmesinin önemini anlatarak, dünya genelinde 2,7 milyon çocuğun ailesiz büyümek zorunda kaldığını aktardı.

UNICEF olarak dünya genelinde çocuklar için çeşitli eylem planlarını hayata geçirdiklerine dikkati çeken Russell, "Türkiye bu konuda çok büyük adımlar atan lider bir ülke konumunda. Çocukların alternatif bakım yöntemi olarak koruyucu aile içinde bakım görmeleri çok önemli. Onun için Sayın Emine Erdoğan'ın kaydettiği büyük başarılar son derece önemli. Sayın Emine Erdoğan, çocukların kurumlarda değil aile ortamında yetişmesinin, büyümesinin önemli olduğunu vurgulamıştır. Bütün ülkelere çağrım bu konuda katkı sağlayın ve her çocuğun koruyucu aile içinde büyümesi için elinizden geleni yapın." şeklinde konuştu.


Lübnan ateş altında! İsrail, kapsamlı hava saldırısına başladı

Hizbullah'ın füze saldırılarının ardından İsrail kanadından açıklama geldi. İsrail ordusu Güney Lübnan'a kapsamlı hava saldırısı başlattıklarını açıkladı.


Gazze'de soykırım yapan İsrail ordusu, Orta Doğu'da bir cepheyi daha kana buluyor. Lübnan'ın güneyinin yanı sıra doğusunda yer alan Bekaa Vadisi'ne "kapsamlı" hava saldırıları düzenleniyor.

Bölge sakinleri, İsrail'in hava saldırılarında Bekaa Vadisi ile Lübnan'ın güneyinde çok sayıda noktanın vurulduğunu duyurdu. Lübnan makamlarından ise saldırılara ve can kaybı olup olmadığına ilişkin henüz bir açıklama yapılmadı.

İSRAİL'İN SAFED KENTİNDE SİRENLER ÇALDI

Öte yandan; Hizbullah da saldırılara karşılık İsrail'in kuzeyine roket atışlarına devam ediyor. Hizbullah'ın attığı roketler nedeniyle İsrail'in kuzeyindeki Safed kentinde sirenler çaldı. Atılan roketlerin büyük çoğunluğunun İsrail'e ait savunma sistemi tarafından havada imha edildiği aktarıldı.

LÜBNAN'DA 558 CAN KAYBI

İsrail ordusu, 23 Eylül sabah saatlerinden itibaren Lübnan'ın güney kentlerinin yanı sıra Bekaa ve Baalbek bölgelerine yüzlerce hava saldırısı düzenledi. Lübnan Sağlık Bakanlığı, saldırılarda 50'si çocuk, 95'i kadın 558 kişinin öldüğünü, 1835 kişinin yaralandığını açıkladı. Ülkenin güney bölgelerinden başkent Beyrut'a ve kuzey bölgelerine göç dalgası devam ediyor.

THY ve Pegasus Uçuşları İptal Edildi !

 İsrail’in Lübnan’a yönelik saldırıları nedeniyle Türk Hava Yolları (THY) ve Pegasus Hava Yolları, yarınki İstanbul-Beyrut uçuşlarını iptal etti.


İsrail, Lübnan’a yönelik saldırılarını sürdürürken, birçok havayolu şirketi başkent Beyrut’a yapacağı seferleri iptal ediyor.


Edinilen bilgiye göre, İsrail'in Lübnan'a yönelik saldırılarının hava ulaşımını olumsuz etkilemesi nedeniyle yarın yapılması planlanan THY'nin "TK828" sefer sayılı İstanbul Havalimanı-Beyrut seferi ile Pegasus Hava Yollarının "PC756" sefer sayılı Sabiha Gökçen-Beyrut seferi iptal edildi.

Erdoğan: Şangay İşbirliği Teşkilatı, BRICS, ASEAN'la diyalog zemininizi güçlendirmekte kararlıyız

 Manhattan'daki Türkevi'nde ABD temaslarına devam eden Cumhurbaşkanı Erdoğan "Batı dünyasıyla işbirliğimizi geliştirirken doğuyu ihmal etmiyoruz. Gerek Şangay İşbirliği Teşkilatı, gerek BRICS, gerekse ASEAN'la diyalog zemininizi güçlendirmekte kararlıyız" değerlendirmesinde bulundu.


Birleşmiş Milletler (BM) 79. Genel Kurulu'na katılmak üzere New York'ta bulunan Erdoğan, temaslarına Türkevi'nde devam ediyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan, New York'ta Türk-Amerikan Ulusal Yönlendirme Komitesince (TASC) düzenlenen akşam yemeği sonrasında ABD'de faaliyet gösteren bazı düşünce kuruluşu temsilcileriyle bir araya geldi. Erdoğan, Türkiye'nin dış politikasıyla ilgili değerlendirmelerde bulundu.

'Çok taraflılığın güçlendirilmesi gerektiğine inanıyoruz'

Erdoğan, küresel meydan okumalar, bunlarla mücadelede yaşanan zorluk ve belirsizlikler, bölgesel çatışmalar ve insani krizlerin herkesin malumu olduğunu dile getirerek, "Neredeyse her gün yeni bir krize, yeni bir çatışmaya gözlerimizi açıyoruz. Bu tablo karşısında çok taraflılığın güçlendirilmesi gerektiğine inanıyoruz. Artık ne 1945'in ne Soğuk Savaş'ın ne de tek kutuplu düzenin koşullarında yaşıyoruz" ifadelerini kullandı.

‘Her kararı Güvenlik Konseyi'nde veto gücüne sahip 5 adet ayrıcalıklı ülke var’

Birleşmiş Milletler başta olmak üzere küresel sistemin daha adil ve temsil kabiliyeti yüksek hale getirilmesi gerektiğini vurgulayan Erdoğan, şunları kaydetti:
"Her krizde şu acı gerçeğe şahit oluyoruz. Bir tarafta insanlığın ortak vicdanını, ortak aklını yansıtan Birleşmiş Milletler Genel Kurulu ve aldığı kararlar var. Diğer tarafta alınan her kararı Güvenlik Konseyi'nde veto gücüne sahip 5 adet ayrıcalıklı ülke var. Yıllardır çözümsüzlüğe mahkum edilen her sorunda 5 ülkenin keyfi, çıkarı, öncelikleri, Genel Kurul'daki yüzlerce ülkenin iradesini yok sayıyor. 'Dünya beşten büyüktür' derken tam olarak işte bu çarpık yapıya dikkat çekiyorum. Birleşmiş Milletlerin reforma ihtiyacı olduğunu herkes kabul ediyor ancak bunu hayata geçirecek adımlar atılmıyor. Giderek işlevsiz hale gelen Birleşmiş Milletler sisteminin yükünü ise genellikle çatışma bölgelerindeki siviller, açlıkla boğuşan mazlumlar, yani sistemin çalışmasına en fazla ihtiyacı olan insanlar çekiyor."

'Netanyahu hükümeti savaşı bölgeye yaymak için her yolu denemektedir'

Filistin’de kalıcı ateşkesin sağlanması ve insani yardımların engelsiz akışının temininin öncelikleri olduğunu ifade eden Erdoğan, "Netanyahu hükümeti savaşı bölgeye yaymak için her yolu denemektedir. Buna fırsat verilmemesi gerektiğini her fırsatta söylüyoruz. Uluslararası toplumun İsrail üzerindeki baskıları yoğunlaştırması şarttır" dedi.

‘Suriye ve Irak'ın toprak bütünlüğünü destekliyoruz’

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Komşularımız Suriye ve Irak'ın toprak bütünlüğünü desteklerken bu iki ülkenin topraklarından ülkemizi hedef alan her tür tehdide karşı kararlılıkla mücadele ediyoruz. PKK, PYD, YPG, DEAŞ, FETÖ gibi terör örgütlerine karşı verdiğimiz mücadele sadece Türkiye'nin değil bölgenin de güvenliği içindir" değerlendirmesinde bulundu.

'Türkiye, NATO'nun en güçlü müttefiklerinden biridir'

"Türkiye-Amerika ilişkilerinde son dönemde yaşanan olumlu havadan memnuniyet duyuyoruz" diyen Erdoğan, ikili ilişkilerin kapsamlı şekilde ele alındığı stratejik mekanizmanın son toplantısının mart ayında Washington'da düzenlendiğini anımsattı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Milli güvenliğimizi ilgilendiren bazı konularda Amerikan yönetimiyle görüş ayrılıklarımız halen devam ediyor. Amerikalı dostlarımızla her vesileyle PKK, PYD, YPG ve FETÖ'ye verilen desteğin sonlandırılmasına dair beklentilerimizi paylaşıyoruz. NATO müttefikimiz Amerika'nın Türkiye'ye yönelik uyguladığı tedbirler ve savunma sanayi kısıtlamaları güven duygusunu menfi şekilde etkiliyor. CAATSA yaptırımlarının ve F-35 programından çıkarılmamızın müttefiklik ruhuna aykırı olduğu da çok açıktır" ifadelerini kullandı.
ABD Kongresi'nde beklemekte olan savunma sanayi ihraç lisans başvurularının bir an önce sonuçlandırılmasının isabetli olacağını dile getiren Erdoğan, konuşmasını şöyle tamamladı:

"5 Kasım'da düzenlenecek olan Amerika başkanlık ve kongre seçimlerini tüm dünya gibi biz de yakından takip ediyoruz. Seçimler sonucunda başkan kim olursa olsun Amerika'ya bakışımız ve ilişkilerimizdeki üst düzeyli diyaloğumuz değişmeyecektir. Türkiye, NATO'nun en güçlü müttefiklerinden biridir. Aynı zamanda Avrupa Birliği'ne tam üyelik perspektifi olan bir ülkeyiz. Batı dünyasıyla işbirliğimizi geliştirirken, doğuya ihmal nazarıyla bakmıyoruz."

"Batı dünyasıyla işbirliğimizi geliştirirken doğuyu ihmal etmiyoruz. Gerek Şangay İşbirliği Teşkilatı, gerek BRICS, gerekse ASEAN'la diyalog zemininizi güçlendirmekte kararlıyız. Bu konuda son dönemde kritik adımlar attık. Çok farklı bir iklim yakaladık. Ülkemizin çıkarlarını merkeze alan Türkiye eksenli bir anlayışla farklı bölgesel teşkilatlarla işbirliğimizi daha da ilerleteceğiz."

Aileden 2 kişi itirafçı olmak istedi: Özel tanık koruma ekibi gönderildi

 Narin Güran cinayeti son dakika gelişmesi. Güran ailesinden iki kişinin itirafçı olmak istediği iddia edildi. Bakanlık Diyarbakır’a özel tanık koruma ekibi gönderdi.


Narin Güran cinayeti soruşturması devam ediyor. 8 yaşındakinin Narin’in katledilmesi olayında 12 kişi tutuklandı. Ancak hala Narin’i kim öldürdü sorusu yanıt bulmadı.

 Diyarbakır Cumhuriyet Savcılığı soruşturmayı çok yönlü olarak yürütüyor fakat aile sessizliğe bürünmüş durumda. Narin’in yaşadığı Tavşantepe köyünde de kimse konuşmuyor. Ancak son gelen bilgilere göre yeni itirafçılar olabilir.

GÜRAN AİLESİNDEN 2 KİŞİ İTİRAFÇI OLMAK İSTEDİ

Narin cinayetinde son iddialara göre Güran ailesinin uzun süreden beri sessizliğini koruyan aile üyelerinden iki kişi itirafçı olmak istedi. 

Ancak konuşmak isteyenler aldıkları tehditler nedeniyle ciddi bir korku içinde. Ayrıca köy sakinlerinden de konuşmak isteyenler olduğu öne sürülüyor.




Metin Arolat sahnede hayatını kaybetti

52 yaşındaki şarkıcı Metin Arolat, İstanbul'da sahne aldığı mekanda kalp krizi geçirip hayatını kaybetti.


Yönetmen, şarkıcı Metin Arolat'tan acı haber geldi. Kozyatağı'nda sahne alan Arolat, şarkı söylerken aniden fenalaştı.


Kalp masajı yapılan şarkıcı, hemen ambulans ile hastaneye kaldırıldı. Ünlü şarkıcı yapılan tüm müdahalelere rağmen kurtarılamadı.

SAHNEDE KALP KRİZİ GEÇİRDİ

hurriyet.com.tr'nin ulaştığı ünlü sanatçının menajeri Halil Yıldırım " Ben Antalya'daydım. Sahnede kalp krizi geçirmiş. Hemen hastaneye kaldırmışlar ama kurtarılamamış. Acı haber biraz önce geldi. Çok üzgünüz. Sevenlerinin başı sağ olsun" dedi.

İZMİR'DE TOPRAĞA VERİLECEK

Metin Arolat için 22 Eylül Pazar günü İstanbul Teşvikiye Camii'nde öğle namazına müteakip cenaze namazı kılınacak. Arolat, 23 Eylül Pazartesi günü İzmir Beşikçioğlu Camii'nde öğle namazına müteakip kılınacak canaze namazının ardından aile kabristanına defnedilecek.

SADECE BEN KALDIM!

Metin Arolat, 2 ay önce çocukluk fotoğrafını Instagram sayfasında paylaşıp şu notu düşmüştü:

CHP'de erteleme şoku !!

 CHP Antalya İl Gençlik Kolları'nın 22 Eylül Pazar günü yapılması planlanan kongresi, CHP Genel Merkezi tarafından, "Örgüt birimlerimizden gelen geri bildirimler ve lojistik gereksinimlerden dolayı' gerekçesiyle 13 Ekim Pazar gününe ertelendi.



Parti kulislerinde Antalya Milletvekili Mustafa Erdem'in kızının düğünü için Antalya'ya gelen CHP Genel Başkanı Özgür Özel'in İl Gençlik Kolları Kongresi'ne partili belediye başkanlarının müdahalesinden rahatsızlık duyulduğu yönünde bilgilendirilmesi üzerine kongrenin ertelenmesi konusunda müdahil olduğu iddiaları konuşuluyor. 
CHP Muratpaşa İlçe Gençlik Kolları Başkanı Salih Can Akbaş ise zehir zemberek açıklama ile ertelemeyi eleştirdi. 
Akbaş, "Bu ani değişiklik seçim sürecinde emeğini ve özverisini ortaya koyan ilçe başkanlarımız ve delegelerimiz açısından kabul edilemez bir durum yaramıştır" dedi.

 CHP Antalya İl Gençlik Kolları'nın 22 Eylül Pazar günü saat 10.00'da Kepez Belediyesi'nin Erdem Bayazıt Kültür Merkezi'nden yapılması planlanan kongresi, CHP Genel Merkezi tarafından 13 Ekim Pazar gününe ertelendi. CHP Genel Merkezi, Semih Kocabaş ile Eraycan Yılmaz'ın başkan adayı olarak yarışacakları kongrenin "Örgüt birimlerimizden gelen geri bildirimler ve lojistik gereksinimlerden dolayı' gerekçesiyle ertelendiğini bildirdi.

CHP Antalya İl Gençlik Kolları Başkanlığı için Hakan Genbeş ve Semih Kocabaş adaylıklarını açıklamışlar, ancak Hakan Genbeş'in adaylığı CHP'nin tüzük kurultayında alınan bir kararla mümkün olmayınca adaylıktan çekilen Genbeş, seçimde Eraycan Yılmaz'ı destekleyeceğini açıklamıştı. CHP tüzüğünde belediyelerde çalışanların seçimlerde aday olamayacağı yönünde karar olduğu için Antalya Büyükşehir Belediyesi'nde çalışan Hakan Genbeş, tüzük gereği adaylıktan çekilmek zorunda kalmıştı. Diğer aday Semih Kocabaş için de tartışmalı bir durum olduğu ileri sürülüyor. Kocabaş, Antalya Büyükşehir Belediyesi şirketlerinden ANET'in yönetim kurulu üyesi olmasına karşı kendisine yapılan istifa çağrılarına da sessiz kalmıştı.

ÖZGÜR ÖZEL MÜDAHALE ETTİ Mİ?

22 Eylül Pazar günü saat 10.00'da Kepez Belediyesi'nin Erdem Bayazıt Kültür Merkezi'nde yapılması planlanan CHP Antalya İl Gençlik Kolları Kongresi'nin 2 gün önceden CHP Genel Merkezi tarafından, 'Örgüt birimlerimizden gelen geri bildirimler ve lojistik gereksinimlerden dolayı' gerekçesiyle ertelenmesi Antalya Örgütü'nde şok etkisi yaratırken, parti kulislerinde CHP Genel Başkanı Özgür Özel'in müdahil olduğu iddiası konuşuluyor. 

İddialara göre geçen hafta CHP Milletvekili Mustafa Erdem'in kızının düğününe katılmak üzere Antalya'ya gelen CHP Genel Başkanı Özgür Özel'e, partililerle yaptığı görüşmeler sırasında CHP Antalya İl Gençlik Kolları Kongresi'ne CHP'li belediye başkanlarının müdahale etmesinin rahatsızlık yarattığı yönünde bilgiler aktarıldı. Kulislerde Özel'in bu bilgiler ışığında kongrenin ileri bir tarihe ertelenmesini istediği ileri sürülüyor.

MURATPAŞA'DAN ZEHİR ZEMBEREK AÇIKLAMA

CHP Antalya İl Gençlik Kolları Kongresi'nin ertelenmesine CHP Muratpaşa İlçe Gençlik Kolları Başkanı Salih Can Akbaş, zehir zemberek bir açıklama ile tepki gösterdi. Akbaş, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, "Bu ani değişiklik seçim sürecinde emeğini ve özverisini ortaya koyan ilçe başkanlarımız ve delegelerimiz açısından kabul edilemez bir durum yaratmıştır" ifadelerini kullandı. Akbaş, sosyal medya paylaşımında şunları belirtti: 

"Cumhuriyet Halk Partisi'nin Antalya İl Gençlik Kolları seçimleri, 22 Eylül 2024 tarihinde yapılması planlanırken, Gençlik Kolları Genel Merkezimiz tarafından 13 Ekim 2024 tarihine ertelenmiştir.


Bu ani değişiklik, seçim sürecinde emeğini ve özverisini ortaya koyan ilçe başkanlarımız ve delegelerimiz açısından kabul edilemez bir durum yaratmıştır.
22 Eylül tarihinde yapılacak kongreye hazırlıklarını tamamlayan gençlik kollarımız ve ilçe başkanlarımız, bu kararın yalnızca organizasyonel bir aksaklık değil, aynı zamanda bizlerin emeklerini ve ciddiyetini hiçe sayan bir yaklaşım olduğunu vurgulamak isteriz.


İlçe Gençlik Kolları Başkanları olarak, Gençlik Kolları Genel Merkezimizin bu kararı, partimizin gençlik örgütüne ve özverili çalışmalarına ciddi şekilde zarar vermektedir.
Bu kararın arkasında ne tür gerekçeler olursa olsun, seçimlerin 22 Eylül'de yapılması konusundaki ısrarımızı ve talebimizi kamuoyuna duyuruyoruz. 

Gençlik Kolları Genel Merkezimizin seçim tarihini değiştirme kararını gözden geçirmesini ve 22 Eylül tarihinde yapılacak kongremizin, gençlik kollarımızın ve delegelerimizin emeğine uygun şekilde gerçekleştirilmesini sağlamasını bekliyoruz. Bu kararın gençlik örgütlerimizin seçim iradesinin netleştiği bir zamanda tarafımıza iletilmesini art niyet olarak değerlendiriyoruz.


Partimizin birlik ve bütünlüğünü korumak adına, bu süreçte adil bir yaklaşım sergilenmesini ve tüm gençlik örgütlerimizin çalışmalarına gereken saygının gösterilmesini talep ediyoruz.


Bu erteleme kararının, partimizin değerlerine ve organizasyonel ilkelerine zarar vermeden yeniden değerlendirilmesi gerektiğinin altını çiziyoruz.


Bu kongre bizim parti içi kongremiz, bu kongreye gelen her taraf yeri geldiğinde birlikte bayrak asan, birlikte mücadele eden partinin emekçi gençleridir. Gelin hep birlikte bu kongreyi siyasi hesapların işlediği değil bayram havasında barış ve huzur içinde yapalım."

Cumhurbaşkanı Erdoğan: ''Türkiye olarak yüzümüz elbette Batı'ya dönüktür, ancak bu Doğu'ya sırtımızı döneceğimiz anlamına kesinlikle gelmez''

 (ANKARA) - Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye’nin dış politikasına ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Erdoğan, ''Dış politikada açılımları yaparken çok sık eleştirilere maruz kaldık, hiçbir temeli olmayan eksen kayması tartışmaları, ‘Türkiye Batı’dan uzaklaşıyor’ iftirası bunlardan biriydi. Türkiye olarak yüzümüz elbette Batı'ya dönüktür ancak bu Doğu'ya sırtımızı döneceğimiz, Doğu’yu ihmal edeceğimiz, Doğu'yla ilişkilerimizi geliştirmeyeceğimiz anlamına kesinlikle gelmez'' dedi.




Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Ankara'da katıldığı ''Yurtdışı Müteahhitlik Hizmetleri Başarı Ödülleri Töreni''nde yaptığı konuşmada Türkiye’nin dış politikasına ilişkin tartışmaları değerlendirdi. Erdoğan, şu ifadelere yer verdi:

''Bugün 261 yurt dışı temsilcilikle dünyanın en geniş ağına sahip 3’üncü ülkesiyiz. Buna benzer örnekleri daha da genişletebiliriz. Şunu da söylemek durumundayım dış politikada bu açılımları yaparken çok sık eleştirilere maruz kaldık hiçbir temeli olayan eksen kayması tartışmaları bunlardan biriydi. ‘Türkiye Batı’dan uzaklaşıyor’ iftirası bunlardan biriydi. Avrupa’yla köprüleri atıyoruz paranoyası bunlardan biriydi. Daha bunun gibi nice haksız, tamamen safsatadan ibaret olan, çoğu niyet okumasından öte hiçbir anlam ifade etmeyen bir sürü iddia ile uğraştık halen de uğraşıyoruz. Değerli arkadaşlar 22 yıllık başarılarla dolu sürecin sonunda artık şu gerçeği çok biçimde görebiliyoruz: 2024 Türkiyesini 30-40 yıl öncesinin kalıplarına mahkum etmek ülkemize yapılacak çok büyük bir haksızlıktır. 

Dünya değişirken, ekonomide, üretimde, teknolojide yeni güç merkezleri ortaya çıkarken biz de kendimizi buna adapte etmek mecburiyetindeyiz. Türkiye'nin dış politikada kendine yeni rotalar keşfetmesi tenkit edilecek değil, takdir edilecek, övgüyle karşılanacak bir çabadır. Türkiye’nin Afrika’da, Latin Amerika’da, Asya’da ne işi var demek, küresel siyaseti doğru bir şekilde okuyamamak demektir. Dış politikamızı, bölgesel ve süresel meselelerdeki tutumumuzu anlamamakta ısrar edenler, hatta anlayıp da inatla çarpıtanlar olduğunun farkındayız. Biz bunlara asla ve asla kulak asmıyoruz. Türkiye’yi bölgesel ve küresel bir ağırlık merkezi haline getirmek için her imkanı değerlendiriyoruz. Uluslararası sistemde çeşitlenen ve artan bloklar arasında her yapı ve aktörle fırsat pencerelerini açık tutmaya çalışıyoruz.

Ülkemizin gerek Şanghay İşbirliği Teşkilatı, gerek BRICS, gerekse ASEAN bütün bunlarla diyalog zeminini genişletme iradesinin arkasında işte bu yaklaşım vardır. Dünyanın en hızlı büyüyen ekonomilerinin ve en büyük 5 ekonomisinden 3'ünün bulunduğu Asya Pasifik ve Hint Okyanusu coğrafyasıyla iş birliğini güçlendirmemizden doğal hiçbir şey olamaz. Artık bayatlamış eksen tartışmalarının bizim nazarımızda geçerliliği yoktur. Türkiye’nin ekseni de rotası da bellidir. Üyesi olduğumuz, parçası, mensubu olduğumuz ittifaklar da bellidir. Her zaman söylüyorum, Türkiye olarak yüzümüz elbette Batı'ya dönüktür ancak bu Doğu'ya sırtımızı döneceğimiz, Doğu’yu ihmal edeceğimiz, Doğu'yla ilişkilerimizi geliştirmeyeceğimiz anlamına kesinlikle gelmez. Siyah beyaz, iki bloktan birinin tercih edilmek zorunda olduğu bir dünyada artık yaşamıyoruz. Kazan-kazan temelinde, dengeli, karşılıklı saygıyı esas alan bir yaklaşımla iş birliğimizi tüm ülkelerle geliştirmeyi arzu ediyoruz. Son 22 yılda bunu yaptık.''