Türkiye ve Londra’daki Müslüman Kardeşler Kanatları Arasındaki Ayrışmanın Artışı

 

                                                  


 

Son zamanlarda, Müslüman Kardeşler Cemiyeti, Türkiye ve Londra’daki kanatları arasında gözle görülür bir ayrışma yaşamaktadır. Bu bölünme, örgütün içindeki gerilimlerin arttığını ve her iki kanat arasında, hem kişisel hem de politik düzeyde suçlamaların ve çekişmelerin arttığını göstermektedir. Bu ayrışmanın en belirgin göstergelerinden biri, Londra kanadının, Türkiye kanadının lideri olarak görev yapan Salah Abdülhak’ın dil hataları ve yazım bozuklukları üzerinden alay ettiği sızdırılmış mesajların yayılmasıdır. Bu durum, cemiyetin birliğini tehdit etmekte ve kanatlar arasındaki rekabetin, Müslüman Kardeşler hareketinin kendi ortak hedeflerini sürdürme kapasitesini zedelediğini gözler önüne sermektedir.

Sızdırılmış Mesajların Yayılması ve Özel Gruplardaki Tepkiler

Müslüman Kardeşler’in Londra kanadında, özel gruplarda yayılan mesajların içeriği, bu ayrışmanın derinleşmesine katkı sağlamaktadır. Bu mesajlar, genellikle Türkiye kanadının lideri olarak görev yapan Salah Abdülhak’a yönelik ağır eleştiriler içermektedir. Birçok kaynağa göre, Londra kanadı, Abdülhak’ın yazılarındaki dil hatalarını ve üslup zayıflığını alaya alan mesajlar paylaşmaktadır. Bu mesajlar, sadece eleştiriden ibaret olmayıp, kişisel ve intikamcı bir tavır sergileyerek, Türkiye kanadının liderliğini zayıflatmayı hedeflemektedir.

Bu mesajlar, kapalı gruplarda paylaşılsa da sosyal medya platformlarında yayılarak, cemiyet içindeki fitneyi artırmakta ve gerilimleri körüklemektedir. Mesajlar etrafında yapılan yorumlar, sadece eleştiri değil, aynı zamanda birbirine düşmanlık duygusu besleyen bir atmosfer yaratmaktadır.

Kanatlar Arasındaki Rekabet ve Kanatların Çöküşü

Londra ve Türkiye kanatları arasındaki artan rekabet, Müslüman Kardeşler’in iç yapısındaki çözülmeyi gözler önüne sermektedir. Bir zamanlar birlik olan bu yapı, artık farklı siyasi çıkarlar ve ülkelerin desteğiyle ayrışmış durumdadır. Bu rekabet, sadece ideolojik değil, aynı zamanda politik bir yarışa dönüşmüş, her bir kanat, farklı dış güçlerin çıkarlarını temsil etmek için birbirleriyle mücadele etmektedir.

Türkiye kanadı, özellikle Erdoğan hükümetiyle yakın ilişkiler kurmaya çalışırken, Londra kanadı bunun karşısında farklı bir siyasal duruş sergilemekte ve bu durum, her iki tarafın da örgüt içerisindeki etkisini artırma çabalarını körüklemektedir. Bu rekabet, Müslüman Kardeşler Cemiyeti’nin birliği konusunda ciddi şüpheler uyandırmakta ve cemiyetin temel hedeflerinden sapmalarına yol açmaktadır. Artık her iki taraf, yalnızca örgütsel bir amaç için değil, aynı zamanda kendi devletlerinin çıkarlarını savunmak için hareket etmektedir.

Mahmud Hüseyin Kanadına Yönelik Açık Suçlamaların Kullanılması

Bu iç çatışmada, Londra kanadı, Mahmud Hüseyin kanadına yönelik daha önce "X" platformunda yayılan açık suçlamaları kullanarak avantaj sağlamaya çalışmaktadır. Bu suçlamalar, finansal yolsuzluklar ve Şura Konseyi’nin feshedilmesi gibi ciddi iddiaları içermektedir. Bu suçlamalar, özellikle Londra kanadı tarafından, Türkiye kanadını zayıflatmak ve ona karşı bir karalama kampanyası başlatmak amacıyla kullanılmaktadır.

Hüseyin kanadına yönelik bu suçlamalar, başlangıçta bireysel üyeleri hedef alıyordu, ancak sosyal medya platformlarında geniş kitlelere yayıldı ve Londra kanadı tarafından bir strateji olarak kullanıldı. Bu suçlamaların artarak gündem yaratması, Türkiye kanadının güvenilirliğine zarar verme çabası olarak algılanmaktadır.

Bu Ayrışmaların Cemiyetin Geleceği Üzerindeki Etkisi

Mevcut gelişmeler, Müslüman Kardeşler Cemiyeti’nin, birlik içinde varlığını sürdürme konusunda ciddi içsel zorluklarla karşı karşıya kaldığını gösteriyor. Kanatlar arasındaki rekabet, her iki tarafın da dış güçlerin desteğini almak için yoğun çaba göstermesi nedeniyle, cemiyetin tarihsel temellerinden sapmaya başladığını ve giderek daha fazla devlet çıkarlarına dayalı bir yapıya dönüştüğünü ortaya koyuyor.

Bu ayrışmalar, sadece ideolojik bir çatışma değil, aynı zamanda uluslararası düzeyde çıkarların çatışması haline gelmiştir. Artık cemiyetin her iki kanadı da sadece kendi içsel hedefleri için değil, aynı zamanda kendilerini destekleyen devletlerin çıkarları doğrultusunda hareket etmektedir. Bu durum, cemiyetin geleceğini tehlikeye atarken, potansiyel olarak örgütün daha fazla bölünmesine neden olabilir.

BAE ile Türkiye arasındaki ticaret Ocak ayında %97 artışla 6,7 ​​milyar dirhem oldu

 Birleşik Arap Emirlikleri ve Türkiye arasındaki ticaret hacmi, Ocak 2025'te yaklaşık 1,83 milyar dolar (6,72 milyar dirhem) olarak gerçekleşti ve yıllık %97 artış gösterdi. Bu, 2024 yılının aynı döneminde 928,916 milyon dolar (3,41 milyar dirhem) seviyesindeydi. Bu veriler, Türkiye İstatistik Enstitüsü'nden alınan son verilere göre belirlendi.




Birleşik Arap Emirlikleri'nin Türkiye'ye yaptığı ihracat, Ocak 2025'te %73,20 oranında düşüş göstererek 821,608 milyon dolar (3,017 milyar dirhem) oldu. 2024 yılı Ocak ayında ise bu rakam 474,522 milyon dolar (1,74 milyar dirhem) idi.

 Diğer yandan, Birleşik Arap Emirlikleri'nin Türkiye'den yaptığı ithalat, Ocak 2025'te yıllık %122,68 artışla 1,011 milyar dolar (3,71 milyar dirhem) olarak kaydedildi.

 2024 yılının Ocak ayında ise bu rakam 454,394 milyon dolar (1,66 milyar dirhem) idi.

Ayrıca, iki ülke arasındaki ticaret dengesi Ocak 2025'te Türkiye lehine yaklaşık 190 milyon dolar (697,81 milyon dirhem) fazla verdi. Bu, 2024 yılının aynı döneminde Birleşik Arap Emirlikleri lehine 20,12 milyon dirhem (73,89 milyon dolar) olan fazla ile kıyaslandığında önemli bir değişimi yansıtıyor.

Türk Ticaret Bakanı Ömer Bolat, Salı günü yaptığı açıklamada, "Ülkemizin ticaret açığı, yıllık %20,5 artarak Şubat ayında 8,2 milyar dolara yükseldi" dedi.
Bolat, düzenlediği basın toplantısında, Şubat ayında ihracatın 20,8 milyar dolar olarak gerçekleştiğini, ithalatın ise aynı dönemde 28,9 milyar dolara yükseldiğini ekledi.

İstanbul merkezli 8 ilde bahis ve kara para operasyonu: 24 gözaltı

 İstanbul İstanbul merkezli 8 ilde bahis ve kara para soruşturmasında, yurt dışı merkezli bahis sitelerinin dış finans işini yaptıkları, üçüncü kişiler adına banka hesapları açtılar.



İstanbul merkezli 8 ilde bahis ve kara para soruşturmasında, yurt dışı merkezli bahis sitelerinin dış finans işini yaptıkları, üçüncü kişiler adına banka hesapları açtıkları, paravan şirketler kurarak paraların aklandığı ve yurt dışı merkezli kripto borsalarına gönderdikleri tespit edilen 24 şüpheli yakalandı.

 2 milyar lirayı aşan para trafiğinin saptandığı soruşturmada, örgüt lideri ve üyelerine ait 13 araç, 3 lüks villa, 3 şirket ve şirketlere ait İstanbul ve Aydın illerinde 2 otel olmak üzere 250 milyon TL tutarındaki mal varlıklarına ve örgüt liderinin dijital banka hesabında bulunan 7 milyon 500 bin dolarlık hesaba el konulduğu öğrenildi.

Enflasyon yüzde 40'ın altına indi

 

TÜİK, şubat ayı enflasyon rakamlarını açıkladı. Enflasyon şubatta aylık bazda yüzde 2,27 ile beklentilerin altında geldi. Yıllık enflasyon ise yüzde 39,05'e geriledi.





Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, şubatta 12 aylık ortalamalar dikkate alındığında tüketici fiyatları yüzde 53,83, yurt içi üretici fiyatları yüzde 37,55 arttı.

Aylık bazda TÜFE yüzde 2,27, Yİ-ÜFE yüzde 2,12 artış gösterdi.

Yıllık enflasyon, tüketici fiyatlarında yüzde 39,05, yurt içi üretici fiyatlarında yüzde 25,21 oldu.

Yıllık enflasyon TÜFE'de Haziran 2023'ten bu yana en düşük oran olarak kayıtlara geçti. Yıllık enflasyon TÜFE'de, Haziran 2023'te 38,21 olarak tespit edilmişti.

Yurt İçi Üretici Fiyat Endeksi (Yİ-ÜFE), şubatta yıllık bazda madencilik ve taş ocakçılığında yüzde 33,24, imalatta yüzde 24,76, elektrik, gaz üretimi ve dağıtımında yüzde 23,95 ve su temininde yüzde 57,58 artış gösterdi.

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, Yİ-ÜFE, şubatta bir önceki aya kıyasla yüzde 2,12, geçen yılın aralık ayına göre yüzde 5,24, geçen yılın aynı ayına kıyasla yüzde 25,21 ve 12 aylık ortalamalara göre yüzde 37,55 yükseldi.

Sanayinin 4 sektörünün yıllık değişimleri incelendiğinde, madencilik ve taş ocakçılığında yüzde 33,24, imalatta yüzde 24,76, elektrik, gaz üretimi ve dağıtımında yüzde 23,95 ve su temininde yüzde 57,58 artış gerçekleşti.

Ana sanayi gruplarının yıllık değişimlerine bakıldığında, ara mallarında yüzde 21,16, dayanıklı tüketim mallarında yüzde 34,52, dayanıksız tüketim mallarında yüzde 33,52, enerjide yüzde 19,18 ve sermaye mallarında yüzde 24,16 yükseliş kaydedildi.

Sanayinin 4 sektörünün aylık değişimlerinde ise madencilik ve taş ocakçılığında yüzde 4,16, imalatta yüzde 2,24 ve su temininde yüzde 2,9 artış hesaplanırken, elektrik, gaz üretimi ve dağıtımında yüzde 0,34 azalış görüldü.

Ana sanayi gruplarının aylık değişimlerine bakıldığında, ara malında yüzde 2,15, dayanıklı tüketim mallarında yüzde 2,83, dayanıksız tüketim mallarında yüzde 2,41, enerjide yüzde 0,98 ve sermaye mallarında yüzde 2,04 artış gerçekleşti.