Yıllardır emeklilik hakkı gasbedilen yurttaşlara EYT geri alıyor

 Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın açıkladığı emeklilikte yaşa takılanlara yönelik düzenleme ile Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) Adana İl Müdürlüğü önüne yurttaşlar akın etti. Yıllardır emeklilik hakkı gasbedilen yurttaşlar, “Nimet değil, kazanılmış haklarımız geri verildi” dedi.


Emeklilik için prim eksiğini tamamlamak isteyen yurttaşlar, yeni yılda zamlı prim ödemek istemeyen SGK müdürlüklerine akın etti. Konuştuğumuz yurttaşlar yasal düzenleme ile daha erken emekli olmadıklarını, işe girerken kazandıkları haklarının geri verildiğini anlattı.

"AÇIKLAMA DAHA ÖNCE YAPILSAYDI İNSANLAR TEDBİRİNİ ALIP BORÇLANIRDI"

2000 yılında ilk sigorta girişi yapılan Kurtuluş Yalçın (44), “Askerlik borçlanması için geldim. Bildiğim kadarıyla yılbaşından önce 39 bin lira, yılbaşından sonra 55-56 bin lira civarında olacak. Biz de bu farktan kaçmak için geldik. Bu yığılmanın olmasının nedeni son dakika açıklanmış olması. Daha önce bir açıklama yapılsaydı insanlar da tedbirini alıp borçlanırdı” dedi.  Düzenleme ile sağlanan hakkın 1999 öncesi girişi olan insanların elinden alınmış bir hak olduğunu düşündüğü için seçimde de oy tercihinin değişmeyeceğini ifade eden Yalçın, “Bir rüşvet gibi algılanmamalı. Son dakika 48-50 yaş gibi bir uygulama getirselerdi bir anlamı kalmayacaktı. O yüzden olumlu buldum” dedi.

"GASBEDİLMİŞ HAKKIMIZ GERİ VERİLDİ"

Çalışma süresi ve prim gün sayısı yeterli olduğu için yasa çıkar çıkmaz emekli olabilecek durumda olduğunu dile getiren Ümit Gül, “Yasa çıkması durumunda bir 10 yıl kadar kazancım olacak. Ancak bu zaten kazanılmış hakkımız. 25 yıllık bir emek söz konusu. Elimizdekini alıp geri vermişler gibi oldu. Eşeğimizi, kaybettirip geri buldurdular. Oyları çok etkileyeceğini düşünmüyorum. Akıllı bir insan bu nedenle oylarını değiştirmez” dedi.

Prim ve yaşlarını tamamlayanlar sadece yasanın çıkmasını bekliyor ancak bazı yurttaşlar karmaşık hesapların içinden çıkmak durumunda. Asgari ücret artışı ile paralel artan askerlik ve doğum borçlanması 2023’te asgari ücret oranında artacağı için başvuru işlemlerini bir an önce yaptırma telaşı ile SGK önünde olan yurttaşlardan Rasim Arslan (47), daha önce gördüğü stajı da ekletip primini tamamlayıp tamamlamayacağını öğrenmek için sırada. Yasanın çıkarılmasını gasbedilmiş hakkının geri verilmesi olarak gören Arslan, “Oy tercihim değişmeyecek. Bu benim hakkımdı, gasbedilmiş hakkımın geri verilmesi bir nimet değil. 1993’te girişim var. O günkü kanun neyse onun olması gerekirdi” dedi.

"İŞVERENLER UZUN YILLAR SİGORTAMIZI YAPMADI"

İlk sigorta girişi 18 yaşında yapılan Arslan, 29 yıldır işçilik yapmasına rağmen bugün neden hâlâ prim tamamlamaya çalışıyor. Arslan şunları söyledi: “İlkokuldan sonra kimseden destek almadan liseyi bitirdim, üniversiteyi yarıda bıraktım. 18 yaşımdan beri de sigortalı işe girdim. Ancak hakkımızı gasbeden sadece devlet değildi. İşverenler de uzun yıllar sigortamızı yapmadılar. Uzun boşluklarım oldu. 3 bin 850 civarı primim var.  En az 5 bin isteniyor. Borçlanma ile kapatmaya çalışacağım.”

"MECBUR ÇALIŞMAYA DEVAM EDECEĞİZ"

Kirada oturduğunu ve ağır hayat şartları nedeniyle geçinmekte zorlandıklarını dile getiren Arslan, “Okuyan 3 çocuğum var. İnanın, boğazımızdan kısarak çocuk yetiştirmeye çalışıyoruz. Baştakilerin sesimizi duymasını istiyoruz. Bu bir nebze bizi rahatlatacak bir olay. Ama mecbur çalışmaya devam edeceğiz. Bir buçuk yıl yurt dışında da kaldım. Bizim insanımız neden onlar gibi yaşamasın? Bizim insanımız da onlar gibi yaşamayı hak ediyor. Onların emeklileri buraya tatile gelirken biz çocuklarımızı Mersin’e götüremiyoruz. Üstüne çalışmak zorunda kalıyoruz. Umarım daha iyi olur” dedi.

"ÇOCUK YAŞTA BAŞLAYAN İŞÇİLİK EMEKLİLİKTEN SONRA DA DEVAM EDECEK"

“Bu sıkıntıda biraz olsun bizi rahatlatmasını bekliyoruz” diyen Bayram Gültekin (47), düzenlemenin beklentilerini karşıladığını ifade etti. Bayram Gültekin’in hikayesi de küçük yaşlarda işçilikle başlıyor. Çocuk yaşta işçiliğe başlayan Gültekin’in ilk sigorta girişi 1993’te 18 yaşına girer girmez girer girmez yapılıyor. Arada yatmayan primleri olduğu halde 7 bin 200 gün primi olduğunu söyleyen Gültekin, emekli olduktan sonra da çalışacağını belirterek, “Tatlı ustasıyım. Gücüm kuvvetim yerinde olduğu müddetçe çalışırım” dedi.

Terörle mücadele operasyonunda 17 zanlı tutuklandı

 IŞİD, Heyet Tahrir el-Şam ve El Kaide'ye karşı. Türk güvenlik ekipleri, İstanbul'da "DAEŞ", "Hay'at Tahrir El Şam" ve "El Kaide" terör örgütlerine yönelik güvenlik operasyonunda 17 şüpheliyi tutukladı. 


IŞİD, Heyet Tahrir el-Şam ve El Kaide'ye karşı.



Türk güvenlik ekipleri, İstanbul'da "DAEŞ", "Hay'at Tahrir El Şam" ve "El Kaide" terör örgütlerine yönelik güvenlik operasyonunda 17 şüpheliyi tutukladı.


Anadolu muhabiri Cuma günü, terörle mücadele ekiplerinin istihbarat bilgileri ışığında terör örgütleriyle bağlantılı olduğu düşünülen zanlıları yakalamak için baskınlar düzenlediğini bildirdi.


Ekipler, yabancı teröristleri yakalama çalışmaları kapsamında İstanbul'un 7 ilçesinde 25 adrese baskın düzenleyerek 17 zanlıyı tutukladı.

Son anket sonuçları her şeyi değiştirdi. Seçim oyunu resmen yeniden başladı

 Alf Araştırma 2022 yılının son seçim anketinin sonuçlarını paylaştı. Ankete göre CHP ve İYİ Parti’den oluşan Millet İttifakı, Cumhur İttifakı'nın 4,1 puan önünde.


Türkiye seçimlere doğru giderken araştırma şirketleri de anketlere hız verdi. Alf Araştırma, son anketinde vatandaşa “Bu pazar seçim olsa hangi partiye oy verirsiniz?” diye sordu.

Alf Araştırma tarafından 20-25 Aralık tarihleri arasında yapılan ankette, CHP ve İYİ Parti’den oluşan Millet İttifakı, AKP ve MHP’den oluşan Cumhur İttifakı’na yüzde 4,1 fark attı. 

Millet İttifakı’nın oy oranı yüzde 41,7, Cumhur İttifakı’nın oy oranı ise yüzde 37,6 oldu. Ankete göre, AKP yüzde 30,5 ile en fazla oy aldı. AKP’yi yüzde 27,3 ile CHP takip ederken, üçüncü sırada yüzde 14,4 ile İYİ Parti üçüncü oldu.

Diğer partilerin oy oranı şöyle:

HDP: Yüzde 9,1

MHP: YÜzde 7,1

Gelecek: Yüzde 3

DEVA: Yüzde 2,3

TDP: Yüzde 2,1

Zafer: Yüzde 2

Yeniden Refah: Yüzde 1

Diğer: Yüzde 1,2

Akşener ve Kılıçdaroğlu'ndan sürpriz görüşme

 CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener arasında dün akşam gerçekleşen buluşma, siyasi kulisleri hareketlendirdi. İki parti arasında “gerginlik ve tartışma” yaratan konuların ele alındığı görüşme sonrasında iki lider, “Altılı Masa’da sorun yok” mesajı verdi.


Kulislere yansıyan bilgilere göre “iki lider artık sorun da oluşturan veya kamuoyunun beklediği konuları konuşmaya başladı ve bundan sonra da bu tür görüşmeler devam edecek.”

CHP ile İYİ Parti arasında bir süredir, cumhurbaşkanı adaylığı konusunda medya üzerinden tartışmalar yaşanıyor.

Son olarak İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’na hapis cezası ve siyasi yasak kararı verilmesinin ardından yapılan Saraçhane Mitingi’ne Akşener’in katılımı CHP’de rahatsızlık yaratmış ve “rol çalma” arayışı olarak yorumlanmıştı.

Kılıçdaroğlu ve Akşener’in bu olay üzerinden yaptıkları açıklamalar da gerilimi yükselten etkenler olmuştu.

Bu gelişmelerin ardından CHP lideri Kılıçdaroğlu, geçen Pazar günü Akşener’i arayarak, görüşme isteğini iletti. Görüşme öncesinde Akşener ve Kılıçdaroğlu yakın kurmaylarına bilgi verdi.

Görüşmeye sinyal bozucuyla önlem

İki liderin görüşeceği bilgisi yakın ekibi tarafından basınla paylaşılırken, görüşme mekanı olarak, ilk Altılı Masa toplantısının gerçekleştiği Çankaya Belediyesi’ne ait Ahlatlıbel tesisi tercih edildi. İki liderin görüşmesinin sızmasına karşı da güvenlik önlemleri alındığı öğrenildi.

Bu çerçevede görüşme süresince, telefon sinyallerin engelleyen jammer cihazı çalıştırıldı, içeri telefon alınmadı ve iki liderin yemek yediği alana bitişik yerler de boşaltıldı.

Masada sıkıntı yok mesajı

Görüşme öncesinde kurmaylarına bilgi veren iki lider, başta İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı İmamoğlu’na yönelik yargı kararı olmak üzere, iki parti arasında “sorun alanı” olarak görülen konuları ele aldı.

Görüşme sonrasında kulislerde yapılan ilk değerlendirmeler, görüşmenin “olumlu” geçtiği ve iki liderin  “Altılı Masa’da sorun yok” mesajı verdiği yönünde oldu.

Görüşmede Akşener’in Saraçhane Mitingi’ne katılımı nedeniyle CHP içinden kendisine yöneltilen “rol çalma” eleştirilerinden duyduğu rahatsızlığı dile getirdiği belirtilirken, Cumhurbaşkanı adaylığı konusundaki görüş ayrılığına ilişkin tartışmaların da masaya yatırıldığı belirtiliyor.

‘Beklenen konular konuşulacak, daha sık bir araya gelinecek’

Gerek İYİ Parti, gerekse CHP kaynakları, iki liderin görüşmesi üzerinden “Masa dağılıyor mu?” tartışmalarından rahatsız.

Bir CHP kaynağı iki liderin daha önce de bir araya geldiği anımsatırken, seçim süreci yaklaştıkça “sorun alanlarının” daha net konuşulmaya başlanacağını ifade etti:

“Bu görüşmelerin yapılması doğal.. Daha önce de böyle görüşmeler oldu.

“Ancak beklenen konular ele alınmıyordu.

“Bu görüşmede bunlar ele alınmaya başladı.

“Bundan sonra da buna benzer görüşmeler daha sık yapılacak görünüyor adaylık konusu dahil, beklenen tüm konuların konuşulmaya başlandığı bir döneme girildi.”

Kulislerde, özellikle aday belirlenme sürecinde, Altılı Masa’da liderler arasında ikili görüşmelerin olabileceği, aday isminin de bu ikili görüşmelerdeki eğilime göre sunulacağı ifade ediliyor.

Kılıçdaroğlu ile Akşener uzlaşmadan da bir aday isminin masaya gelmeyeceği, bu nedenle de ikilinin önümüzdeki süreçte bu konuda görüşme yapmasının sürpriz olmayacağı ifade ediliyor. 

Taksim bombacısı İstanbul'daki potansiyel tehdidi ortaya koyuyor

Taksim bombalamasının bombacısı, İstanbul'da İstiklal Caddesi'nde olana benzer bir potansiyel tehdidi ortaya çıkardı.


Taksim saldırısının faili Ahlam El Beşir, “İstiklal Caddesi'nde yaşananlara benzer bir şey yapması için Suriye'den Türkiye'ye gönderilen bir kız daha var.

 
Başına geldiği gibi bir işte kullanılmasını beklediğini sözlerine ekledi.


El Beşir, Taksim'i bombalamayı planlayan "Bilal Hassan"ın 16-17 yaşlarında Suriyeli bir kıza terör eylemi gerçekleştirmesi için yer sağladığını da sözlerine ekledi.


İstiklal Caddesi’nde kan bulan terörist Ahlam El Beşir’den şoke eden itiraf! ‘Benim gibi bir Suriyeli kız daha var’

 


İstiklal CaddesiGazeteci İsmail Saymaz, Ankara’da 13 Kasım’da meydana gelen ve 6 kişinin hayatını kaybettiği bombalı saldırıyla ilgili henüz dava açılmadığını belirterek, saldırıyı organize eden Ahlam El Beşir’in 13 sayfalık polis ifadesinin ayrıntılarını paylaştı.


Symaz’ın Halk TV’de başka bir bombalı saldırgan olabileceğine değinen yazısı şöyle:


İstanbul Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şubesi’ne götürülen Ahlam El Beşir adlı Suriyeli kadın, “Başka bir kadın intihar bombacısı var mı?” dedi. sorusu yalvarır.


El Beşir, açıklamasının son paragrafında Suriye’den kendisiyle birlikte gelen Bilal Hassan isimli teröristin 16-17 yaşları arasındaki Suriyeli bir kıza yer sağladığını iddia etti. El-Bahsir, Suriyeli kızın “önemli malzemelerle” geldiğini belirterek, yanında patlayıcı bulunduğunu kaydetti.


İşte Beşir’in o açıklaması:


Bilal, yaklaşık bir ay önce Suriye’den 16-17 yaşlarında bir kız çocuğunun önemli malzemelerle Türkiye’ye geldiğini, kalacak yer bulması gerektiğini ve karşılığında yüklü miktarda para alacağını, sonra geri döndüğünü söyledi. . bir gün sonra. Kızın kalmasını ayarladığını ve karşılığında 400 dolar aldığını söyledi. Suriye’den gönderilen bu kızın benim gibi işlerde kullanılacağına inanıyorum. Bilal’in Esenyurt ve Esenler’de birçok tanıdığı olduğunu biliyorum.


Bu arada El Beşir’in “Samra Saleh” adıyla Facebook hesabı açtığı ve cep telefonu olduğu belirlendi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan çiftçilere müjde: Fiyatlar nisan sonuna kadar sabitlendi

 Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Kabine Toplantısı sonrası yaptığı açıklamada, çiftçilere müjdede bulundu. Erdoğan, "Gübre ve yem fiyatlarını nisan sonuna kadar sabitliyoruz." ifadelerini kullandı.


Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Kabine Toplantısı sonrasında açıklamalarda bulundu. Toplantı sonrası konuşan Erdoğan, çiftçilere müjde verdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, gübre ve yem fiyatlarının nisan sonuna kadar sabitlendiğini duyurdu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye Tarım Kredi Kooperatiflerinin bazı kimyevi gübre çeşitlerinde yüzde 13'e varan, karma yemde de yüzde 5'e varan indirim yapacağını açıkladı.

CHP lideri Kılıçdaroğlu'ndan Cumhurbaşkanı adayı açıklaması

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, altılı masanın cumhurbaşkanı adayının seçim tarihi belirlendikten sonra açıklanması yönünde bir eğilimin olduğunu söyledi. Kılıçdaroğlu, "Tek aday, çok aday bilmiyorum, konuşulmadığı için bir şey diyemiyorum. Diğer liderler adına konuşmak da bana yakışmaz ama hedef şu, belirlediğimiz adaya bütün vatandaşlarımızın oy vermesini isteriz. 6 genel başkan da adayın arkasında durursa, sorun kendiliğinden çözülmüş olur" dedi.


CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Cumhurbaşkanı adayını da seçim kararı alındıktan sonra açıklama yönünde bir eğilim var kendi aramızda konuştuğumuzda. Bu eğilime şu ana kadar hepimiz katıldık. Bir arkadaşımız dillendirdi 'böyle yapalım' diye, biz de 'olur' dedik." diye konuştu.


Kılıçdaroğlu, Avrasya Yerel Yönetimler Birliği tarafından bir otelde düzenlenen "Milli Birlik ve Beraberlik" toplantısında yaptığı konuşmada, vatan ve bayrağın iki temel kırmızı çizgisi olduğunu belirterek, vatan ve bayrak için yeri geldiğinde can vermekten çekinmediklerini söyledi.


"KİMSEDEN İCAZET ALMAYIZ"


Herkesin düşüncesini özgür şekilde ifade ettiği bir dünya inşa etmek zorunda olunduğunu ifade eden Kılıçdaroğlu, teknoloji devrinde olunduğunu, siyasetçinin "Türkiye bunun neresinde?" diye düşünmesi gerektiğini vurguladı.


Kılıçdaroğlu, "ABD'ye, İngiltere'ye giderken 'icazet almaya gidiyor Kılıçdaroğlu' dediler. Biz Kuvayımilliyeciyiz, kimseden icazet almayız. Öncelikli hedefimiz demokrasi. Demokrasisi gelişmemiş olan hiçbir ülke büyümemiştir ve kalkınmamıştır. Demokrasi olmazsa olmazımızdır. Düşünce özgürlüğünün temelinde demokrasi, yargı bağımsızlığı geliyor." diye konuştu.


"ASIL BEKA SORUNUMUZ BU"


Dünyanın her tarafından zeki insanları Türkiye'ye çağırmak gerektiğine işaret eden Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:


"Zaman zaman beka sorunu diye konuşulur, tartışılır ama asıl bekayı hiç kimse düşünmez. Nedir? Benim kuşağım, bizler babamızdan daha iyi eğitim aldık ve onlardan daha iyi gelir, hayat standardı yakaladık. O 100 lira alıyordu biz 500 aldık, ev, araba sahibi olduk. Şu anda bizim çocuklarımız bizden daha iyi eğitim almalarına karşın bizden daha düşük gelire mahkum ediliyorlar asıl beka sorunumuz bu. Bu çocuklar geleceği Türkiye'de değil yurt dışında arıyor."


Kılıçdaroğlu, konuşmasının ardından gazetecilerin ve katılımcıların sorularını yanıtladı.


6'lı masanın çalışmalarına ilişkin bir soruya Kılıçdaroğlu, "6'lı masa gerçekten 6 liderin bir araya gelip uyum içinde çalıştığı bir masa. Bu, yüzde yüz her oturduğumuzda her konuyu çözüyoruz anlamına gelmesin. Hayır, oturuyoruz uygar insanlar gibi tartışıyoruz, belli tereddütler olunca bir sonraki toplantıya erteliyoruz. Dolayısıyla son derece sağlıklı, tutarlı zemin oluşturarak yolumuza devam ediyoruz. Hepimiz son derece iyi niyetle yola çıktık. Türkiye'nin içinde bulunduğu durumun hepimiz farkındayız ve Türkiye'yi buradan çıkarmak istiyoruz." yanıtını verdi.


"5 OCAKTA TEKRAR TOPLANACAĞIZ, HÜKÜMET PROGRAMI ORTAYA ÇIKACAK"


Bir katılımcı, aday olması halinde Kemal Kılıçdaroğlu'na destek vereceğini söyledi. Bunun üzerine Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:


"6 lider bir arada, birlikte cumhurbaşkanı adayını belirleyeceğiz. Şu anda böyle bir çalışma hiç olmadı 6'lı masada ancak kamuoyunun beklentisi nedeniyle seçilecek cumhurbaşkanı adayının nitelikleri belirlendi ve o bir bildiriyle kamuoyuyla paylaşıldı.


Onun dışında önce şu anda hükümet programı üzerinde çalışıyoruz. 5 Ocak'ta tekrar toplanacağız, hükümet programı ortaya çıkacak. Neyi nasıl yapacağız, yargıda, sağlıkta, sporda, bilimde, teknolojide, üniversitelerde 9 başlık ve 72 alt başlıkta bu konular üzerinde çalışılıyor. Sanıyorum 5 Ocak'taki toplantıya ilk metinler gelmiş olacak.


Güçlendirilmiş parlamenter sistemin de kendi aramızda tartışmalarını yapıyoruz, bu da sanıyorum önümüzdeki zaman diliminde belli olur. Cumhurbaşkanı adayını da seçim kararı alındıktan sonra açıklama yönünde bir eğilim var kendi aramızda konuştuğumuzda. Bu eğilime şu ana kadar hepimiz katıldık. Bir arkadaşımız dillendirdi 'böyle yapalım' diye, biz de 'olur' dedik."


Bir katılımcının "helalleşme" sözünü kimlere yönelik söylediğini sorması üzerine Kılıçdaroğlu, "Bizim de haksızlık yaptığımız insanlar varsa gideriz, otururuz, konuşuruz, özür dileriz, 'burada bir yanlışlığımız oldu' diye ifade edebiliriz. Helalleşme sürekli olan, yerleşmesi gereken bir kavram. Bir haksızlık karşısında hepimizin bir şekliyle tepki göstermesi lazım. 'Burada bir yanlışlık var dolayısıyla bunun giderilmesi lazım' dememiz gerekiyor. 'Acaba eski genel başkanların yaptığı haksızlıklar dolayısıyla mı bu söylendi? Hayır, öyle bir düşüncem yoktu. Haksızlık, a kişi veya b kişi yaptı diye değil. Kim yaparsa yapsın bir şekliyle bu haksızlığın telafi edilmesi lazım." cevabını verdi.


"TEK ADAY, ÇOK ADAY BİLMİYORUM"


Programda söz alan eski AK Parti Kırıkkale Milletvekili Kemal Albayrak, "Cumhurbaşkanlığı adaylığında oy vermeyeceğimiz kesim belli, oy vereceğimiz kesim burası." dedi.


Albayrak'ın "6'lı masa tek bir aday çıkarırsa, hep beraber el ele verir çalışırız." sözleri üzerine Kılıçdaroğlu, "Tek aday, çok aday bilmiyorum, konuşulmadığı için bir şey diyemiyorum. Diğer liderler adına konuşmak da bana yakışmaz ama hedef şu, belirlediğimiz adaya bütün vatandaşlarımızın oy vermesini isteriz. 6 genel başkan da adayın arkasında durursa, bu sorun kendiliğinden büyük ölçüde çözülmüş olur" diye konuştu.

Kapanan şirket sayısı, geçen yıla göre yüzde 50 arttı

 


Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) kasım ayına ilişkin kurulan-kapanan şirket istatistiklerini açıkladı. Buna göre; 2022 yılının ocak-kasım aylarını kapsayan ilk 11 ayında kapanan şirket, kooperatif ve ticari işletme sayısında önemli artış oldu.


Kasım ayında kapanan şirket sayısı, bir önceki aya göre yüzde 3,4 azalarak bin 547 oldu. Kapanan kooperatif sayısı yüzde 8,6’lık artışla 114, kapanan gerçek kişi ticari işletme sayısı ise yüzde 9,9 artarak bin 734 oldu.


Yılın ilk 11 ayında, 2021’in ilk 11 ayına göre kurulan şirket sayısı yüzde 25,3 artarak 125 bin 195, kurulan kooperatif sayısı yüzde 35,1 artarak bin 755 oldu. Kurulan gerçek kişi ticari işletme sayısı ise yüzde 3,5 azaldı ve 23 bin 622 oldu.


KAPANAN ŞİRKET SAYISI 11 AYDA YÜZDE 49,8 ARTTI


Bu yılın ilk 11 ayında kapanan şirket sayısı, 2021’in ilk 11 ayına göre yüzde 49,8 artarak 18 bin 601 oldu. Kapanan kooperatif sayısındaki artış yüzde 14,6 olarak ölçüldü. Yılın 11 ayında kapanan kooperatif sayısı 811 oldu. Kapanan gerçek kişi ticari işletme sayısındaki artış da yüzde 8,9 olarak ölçüldü. Bu artışla kapanan gerçek kişi ticari işletme sayısı 19 bin 969 oldu.


KURULAN ŞİRKET SAYISI GEÇEN YILIN AYNI AYINA GÖRE 29,2 ARTTI


Kasım 2022’de, Kasım 2021’e göre kurulan şirket sayısı yüzde 29,2 arttı. Kurulan şirket sayısı 125 bin 195 oldu. Kasımda kurulun kooperatif sayısı yüzde 85,5 arttı. Kurulan kooperatif sayısı bin 755 oldu. Kurulan gerçek kişi ticari işletme sayısı, yüzde 3,2 artarak 23 bin 622 oldu.


KAPANAN ŞİRKET SAYISI GEÇEN YILIN AYNI AYINA GÖRE YÜZDE 6,5 ARTTI


Kasım 2022’de kapanan şirket sayısı, 2021 yılının aynı ayına göre yüzde 6,5 artarak 18 bin 601 oldu. Kapanan gerçek kişi ticari işletme sayısı yüzde 29,8 arttı. Böylece kapanan gerçek kişi ticari işletme sayısı 19 bin 969 oldu. Kapanan kooperatif sayısında ise yüzde 11,4 azalma gerçekleşti. Kapanan kooperatif sayısı 811 oldu.


KOOPERATİF SAYISINDA ARTIŞ 


Kasım ayında, bir önceki aya göre kurulan şirket sayısı yüzde 5,8 artarak 10 bin 192 oldu. Kurulan gerçek kişi ticari işletme sayısı da yüzde 4,2 artarak 2 bin 243, kurulan kooperatif sayısı yüzde 7,9 artarak 110 oldu.


KASIM AYINDA TUNCELİ’DE ŞİRKET KURULMADI


Kasım 2022’de kurulan toplam 13 bin 373 şirket ve kooperatifin yüzde 85,8’i limitet şirket, yüzde 12,6’sı anonim şirket, yüzde 1,5’i ise kooperatif oldu. Şirket ve kooperatiflerin yüzde 39,1’i İstanbul, yüzde 10,1’i Ankara, yüzde 5,6’sı Antalya’da kuruldu. Tunceli’de şirket kurulmadı.

Son seçim anketinde vatandaşa "Kılıçdaroğlu aday olsa kazanır mı?" sorusu yöneltildi! Sonuç en çok CHP'de gündem olacak

MetroPOLL Araştırma tarafından yapılan son ankette "Bu pazar seçim olsa ve Kılıçdaroğlu aday olsa kazanır mı?" sorusu vatandaşa yöneltildi. Ankette "kazanır" diyenlerin oranı yüzde 27.9 olurken, "kazanamaz" diyenlerin oranı yüzde 41.9 oldu. Bu sonuçların ise en çok İmamoğlu, Yavaş ve Kılıçdaroğlu arasında adaylık bilmecesinin yaşandığı CHP'de konuşulacağı yorumları yapıldı.


2023 seçimlerinde Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın karşısına muhalefet cephesinden çıkacak adayın kim olacağı merakla bekleniyor. Özellikle CHP içerisinde İmamoğlu, Kılıçdaroğlu ve Mansur Yavaş'ın adaylık ihtimalleri konusunda ciddi bir bilmece var. Son dönemde İmamoğlu'nun popülerliğini artırmasıyla birlikte gaza basan Kemal Kılıçdaroğlu hakkında dikkat çeken bir anket gerçekleştirildi."BU PAZAR SEÇİM OLSA KAZANIR MI?"MetroPoll Araştırma tarafından son yapılan ankette, "Bu pazar seçim olsa ve Kılıçdaroğlu aday olsa kazanır mı?" diye soruldu. Ankete katılanların yüzde 5.6'sı "Kesinlikle kazanır", yüzde 27.9'u da "Kazanır" şıkkını seçti. 


Bu oranların toplamı yüzde 33.5 oldu. Ankete katılıp "Kesinlikle kazanamaz" diyenlerin oranı ise 15.3 oldu. "Kazanamaz" diyenlerin de yüzde 41.9 olmasıyla birlikte bu oyların toplamı yüzde 57.2'yi buldu.GÖZLER YENİDEN CHP'YE ÇEVRİLDİYapılan son anketlerin ardından gözler yeniden kulislerin hareketlendiği CHP ve Altılı Masa'ya çevrildi. Kılıçdaroğlu'nun anketlerdeki oylarının düşüklüğünün İmamoğlu ya da Yavaş'ın adaylığını etkileyip etkilemeyeceği merak konusu.

Rusya: Gazprom doğalgaz merkezi için Türkiye ile çalışıyor

 Rusya Başbakan Yardımcısı Aleksandr Novak, Türkiye'de kurulması planlanan doğal gaz merkeziyle ilgili çalışmaların sürdüğünü ve 2023'te karar alınabileceğini belirterek "Bu konuda Türk meslektaşlarımız ve projeye katılabilecek diğer potansiyel ülkelerle aktif bir şekilde çalışıyoruz." dedi.


Rusya Başbakan Yardımcısı Novak, Rus devlet kanalı Rossiya-24'e verdiği mülakatta, küresel enerji sektöründeki gelişmelere dair değerlendirmelerde bulundu.


Petrol sektöründe sigorta ve dost ülkelere ödeme konularını çözüme kavuşturduklarını anlatan Novak, "Bu sayede mayıs-haziran aylarında durum istikrara kavuştu ve üretimimiz ocak-şubat seviyesine döndü. Şirketlerimiz lojistik planlarını yeniden yapılandırdı ve ödeme konularında anlaşma sağladı." diye konuştu.


Novak, Rusya'nın Ural petrolüne yaptığı indirimin zamanla azalacağını beklediklerini dile getirerek "İndirim oranı yılın başında yüksekti sonra yarı yarıya azaldı ve şimdi belirsizlik yüzünden tekrar arttı. Durumun istikrara kavuşacağından eminim." ifadesini kullandı.


Rusya'nın petrolde tavan fiyat uygulamasına katılan ülkelere petrol ve petrol ürünü tedarik etmeyeceğini vurgulayan Novak, "Petrol üretimimizi düşürmeye hazırız. Gelecek yılın başında üretimimizi günlük 500 ila 700 bin varil yani yüzde 5 ila 7 seviyesinde azaltabiliriz. Bu çok önemli bir miktar değil ancak böyle bir risk bulunuyor." değerlendirmesinde bulundu.


Novak, Şubat 2023'te ilave ambargoların devreye girmesiyle Avrupa'da petrol ürünlerinin fiyatlarında artış yaşanabileceğini söyledi.


Rusya'nın doğal gaz üretiminde düşüş


Novak, Avrupa'nın doğal gazda tavan fiyat uygulamasının mantık dışı olduğunu, bunun Norveç, Cezayir, ABD gibi ülkeleri etkileyeceğini belirterek "Bana öyle geliyor ki Avrupalı ortaklarımız bu tür araçların gazın yeniden dağıtılmasına yol açacağını tam olarak anlamıyorlar. Bu tür kısıtlamalarda kaynak başka pazarlar arar ve Avrupa'daki gaz likiditesi önemli ölçüde azalabilir." ifadesini kullandı.


Rusya'nın doğal gaz üretiminin bu yıl yüzde 18-20 seviyesinde düştüğünü anlatan Novak, "Ancak gaz endüstrimiz bu yıl 671 milyar metreküp gaz üretecek, bu büyük bir hacim. Bu hacmin yaklaşık 470 milyar metreküpü iç pazara tedarik edilmiş olacak." dedi.


Türkiye'de kurulması planlanan doğal gaz merkeziyle ilgili de değerlendirmelerde bulunan Novak şöyle konuştu:


"Sadece Rus tedarikçilerin değil, diğer ihracatçıların da dahil olacağı yeni bir platform oluşturmaktan bahsediyoruz. Şu anda bu konuda Türk meslektaşlarımız ve projeye katılabilecek diğer potansiyel ülkelerle aktif bir şekilde çalışıyoruz. Avrupa'ya şu anda gaz, güneyden Cezayir, Katar ve Azerbaycan tarafından tedarik edildiğinden prensip olarak sadece Rus tedarikçileri değil, aynı zamanda diğer ihracatçıları da içerecek bir tür merkez oluşturmaktan bahsediyoruz. Sanıyorum 2023'te karar alınacak."


Novak, Türkiye'deki merkezde fiyatların pazar koşullarına göre belirleneceğini vurgulayarak "Hollanda, İngiltere veya diğer ticaret platformlarında fiyatın nasıl oluştuğu net değil. Botların çalıştığı platformlara alternatif, piyasaya göre fiyat oluşturacak bir merkez oluşturmaktan bahsediyoruz." diye konuştu.


Meral Akşener'in Saraçhane'ye gidişinin perde arkasına Cumhuriyet ulaştı

 İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu’na verilen hapis cezası ve siyasi yasak kararının ardından İYİ Parti Genel Merkezi’nde yaşanan 42 dakikanın ayrıntılarına Cumhuriyet ulaştı. İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, kapıda bekleyenler de dahil olmak üzere iki günlük tüm randevularını iptal ederken, “Hemen yola çıkmamız lazım” diyerek program hazırladı. Akşener ve yakın ekibi, eş zamanlı olarak 6’lı masadaki diğer liderlere ulaşmak için de telefon trafiği yürüttü.


İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’na YSK başkanı ve üyelerine hakaret ettiği iddiasıyla verilen siyasi yasak ve hapis cezası birçok kesimin sert tepkisine neden oldu. En az İmamoğlu kararı kadar konuşulan ve tartışılan bir diğer konu ise İYİ Parti lideri Meral Akşener’in aynı gün Saraçhane’ye gitmesi oldu. İktidara yakın medyada günlerce Akşener ile İmamoğlu’nun birbirlerine sarıldığı fotoğraflar üzerinden analizler yapıldı, “Akşener’in kurgusu, İYİ Parti’nin adayı İmamoğlu. Akşener rol çaldı. İmamoğlu davasının kazananı Akşener” iddiaları ortaya atıldı.


‘TELEFONU KAPALIYDI’

Akşener dün katıldığı TV programında bu konudaki sessizliğini bozarak, kararın verildiği gün 6’lı masadaki tüm liderleri aradığını açıkladı. Akşener, İmmaoğlu’nun Millet İttifakı’nın belediye başkanı olduğunu vurgulayarak, “Sayın Kılıçdaroğlu’nu aradım telefonu kapalıydı. Tüm liderleri aradım. Gövde gösterisi yapmak için aradım, izin almak için değil. İzne ihtiyacım yok. Bunu ima edeni fena çarparım” ifadelerini kullandı.


‘TEYAKKUZA GEÇİLDİ’


Cumhuriyet, İmamoğlu kararının verildiği 12 Aralık’ta İYİ Parti Genel Merkezi’nin “teyakkuza” geçtiği anların ayrıntılarına ulaştı. Akşener, o gün sabah saatlerinde liderler turuna çıkan Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu’nu kabul etti. Davutoğlu’nu saat 13.00’te uğurlayan Akşener daha sonra makamına geçerek görüşmelerini sürdürdü. Akşener’in “gözü kulağı” odasında İmamoğlu davasını takip ettiği haber kanalındaydı. Saatler 13.47’yi gösterdiğinde İmamoğlu’nun “Saraçhane daveti” haber kanallarına düştü. Akşener, saat 14.29’da “Ankara’dan yola çıktım, Saraçhane’de görüşürüz” tweetiyle birlikte yoldan fotoğraf paylaştı.


‘RANDEVULAR İPTAL’


İmamoğlu ile Akşener’in paylaşımlarının arasındaki 42 dakikada İYİ Parti genel merkezinde “kriz yönetimine” geçildi. Daveti görür görmez Akşener, masasından kalkıp odasından çıktı. “Randevuları iptal edin. Hemen yola çıkmamız lazım” diyen Akşener, “Ne kadar zamanda İstanbul’da olurum” diye sordu.


Akşener’in sözleri üzerine yakın ekibi önce randevu saatini bekleyenlerden “özür dileyerek” iptalleri duyurdu. Akşener’in, o gün içindeki sekiz, 13 Aralık’taki altı randevusu iptal edildi. Eş zamanlı olarak ise 6’lı masadaki diğer liderlere “Biz Saraçhane’ye gidiyoruz, bilginiz olsun” demek için ulaşılmaya çalışıldı. Bu sırada ameliyat için hastanede olan Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu’nun özel kalemine not bırakıldı, Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal’a ulaşıldı ve ağır grip olduğu bilgisi edinildi. Kılıçdaroğlu’na Almanya’da olduğu için ulaşılamazken, DEVA Partisi lideri Ali Babacan ile Davutoğlu’nun da kendilerine ulaşılamaması nedeniyle özel kalemleri ve yakın çevreleri bilgilendirildi.



CHP'den açıklanan asgari ücrete ilk tepki

 CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Faik Öztrak, asgari ücretin açıklamasının ardından sert tepki gösterdi. Öztrak, "Milletin sırtında küfe olup sarayın beslemeleriyle o küfeye doluşanlar, 'küfe' edebiyatını bıraksın" dedi.


Milyonların beklediği asgari ücret, AKP'li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından 8 bin 506 lira olarak açıklandı. Erdoğan açıklamasında, "Sırtında küfe müfe olmayanlar atıyorlar. Bu ayla birlikte enflasyonun hızla aşağıya düşüşüne şahitlik edeceğiz" dedi.


Siyasetçilerden açıklanan asgari ücrete tepki geldi.


CHP Genel Başkan Yardımcısı  Faik Öztrak, "İbretlik 'masada emekçi olmadan' asgari ücret belirleme fotoğrafı. Milletin sırtında küfe olup sarayın beslemeleriyle o küfeye doluşanlar, 'küfe' edebiyatını bıraksın. Sebebi oldukları enflasyon tsunamisiyle belini kırdıkları emekçinin, sabit gelirlinin haline baksın" dedi.


CHP Yerel Yönetimlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Seyit Torun mesajında, "Enflasyon altında inleyen milyonların talepleri yok sayıldı, asgari ücreti “tek kişi” belirledi. Sizin sırtınızdaki küfede hakkını yediğiniz milletin ahı var. 8.500 lirayla mutfaktaki yangın sönmeyecek. Biz geliyoruz ve emekçinin cebinden çalınan her kuruşu iade edeceğiz" ifadelerini kullandı.


CHP Mersin Milletvekili Ali Mahir Başarır Twitter'dan, "Milyonlarca insanı açlığa terk eden, işçiyle, emekçiyle dalga geçer gibi bir asgari ücret. Bu karara imza atanlar, gelin 8.500 TL ile 1 ay geçinin! Emeği geçenlere yazıklar olsun" diyerek tepki gösterdi.

Çavuşoğlu'ndan İsveç ve Finlandiya açıklaması: Somut bir gelişme yok!

Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, İsveç ve Finlandiya'yla 3'lü mutabakata ilişkin, "Terör iltisaklı suçluların iadesi ve terör varlıklarının dondurulması konusunda somut bir gelişme yok" dedi.

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, İsveç'in, NATO üyeliği konusunda yapılan üçlü mutabakattaki yükümlülüklerine işaret ederek, "Özellikle terör iltisaklı suçluların iadesi ve terör varlıklarının dondurulması gibi bazı konularda somut bir gelişme yok." dedi.

Çavuşoğlu, İsveç Dışişleri Bakanı Tobias Billström'le Ankara'da gerçekleştirdikleri görüşmenin ardından düzenlenen ortak basın toplantısında konuştu.


Türkiye-İsveç-Finlandiya arasında yapılan üçlü mutabakat kapsamında İsveç'in attığı adımları ve verdiği mesajları not ettiklerini kaydeden Çavuşoğlu, anayasa ve yasalarda yapılan değişikliklerin yeni yılda yürürlüğe gireceğini söyledi.

Çavuşoğlu, İsveç'in savunma sanayi ürünlerine getirdiği kısıtlamaları kaldırdığına dair açıklamaların olumlu olduğuna işaret ederek, "Sonuçta savunma sanayi firmalarımız da her ne kadar açıklama yapsanız da bazı ürünleri ithal etmede henüz gerekli olumlu cevabı alamadılar. Yani o firmalar da yetkililerden, sizin mekanizmalarınızdan lisans alınması gerektiğini bize söylediler." değerlendirmesini yaptı.

Terör bağlantılı kişilerin iadesiyle ilgili de Çavuşoğlu, "Mevkidaşımın özellikle terör örgütü PYD/YPG ile aralarına mesafe koyan açıklamaları da önemliydi. Keza PKK iltisaklı bir şahsı ülkemize sınır dışı ettiler. Bunlar doğru yönde atılan adımlardır. Ancak özellikle terör iltisaklı suçluların iadesi ve terör varlıklarının dondurulması gibi bazı konularda somut bir gelişme yok. Bizim listemizde olmayan bir kişinin iade edilmesini memnuniyetle karşıladığımızı zaten söylemiştik." ifadelerini kullandı.

Bir FETÖ mensubunun (Bülent Keneş) Türkiye'ye iadesi talebinin İsveç'te Yargıtay tarafından reddedildiğini belirten Çavuşoğlu, şunları kaydetti:

"Bu çok olumsuz bir gelişme. Terör iltisaklı şahısların sınır dışı edilmeleri konusunda üçlü ahitnameye uygun olarak ilave adımların atılması bizim en doğal beklentimiz, İsveç ve Finlandiya'nın da ahitnameden doğan yükümlülükleridir. Üçlü ahitname hükümlerine karşı FETÖ mensupları için İsveç bir cazibe merkezi olmaya devam ediyor, faaliyetlerini devam ettiriyor. Hatta 'Oraya gidersek iade de edilmeyiz dolayısıyla rahatça yaşarız, işlediğimiz suçlardan dolayı da hesap vermeyiz' anlayışıyla İsveç'i cazip bir ülke olarak görmeye devam ediyorlar."

"İSVEÇ SÖZLERİNİ TUTAR!"

İsveç Dışişleri Bakanı Tobias Billström, ülkesinin terörle mücadelede Türkiye ile bir ahitname imzaladığını belirterek "Sayın Bakan Çavuşoğlu'na ve Türk halkına vermek istediğim mesaj çok net; İsveç sözlerini tutar." dedi.

Billström, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ile Ankara'da yaptıkları görüşmenin ardından düzenlenen ortak basın toplantısında konuştu.

Türkiye ile İsveç'in son derece yoğun işbirliğine sahip ülkeler olduğunu, terörizmle mücadele konusunda da çok önemli bir işbirliği olduğunu ifade eden Billström, bugünkü toplantının en önemli konu başlıklarından birinin de bu olduğunu anlattı.

Bakan Billström, "İsveç, tabii ki bir ahitname imzaladı ve bazı adımlar atılması gerekiyor terörle mücadele konusunda. Sayın Bakan Çavuşoğlu'na ve Türk halkına vermek istediğim mesaj çok net; İsveç sözlerini tutar. Biz bu ahitnameyi son derece ciddi olarak ele alıyoruz. Her paragrafla ilgili olarak adımlarımızı atmaya başladık ve bunu uygulamaya devam edeceğiz." diye konuştu.

Ülkesinde terörizm propagandası yapmayı suç haline getireceklerini vurgulayan Tobias Billström, İsveç'in verdiği taahhütleri son derece ciddiye alan bir ülke olduğunu ve bağımsız bir yargıya sahip olduklarını söyledi.

Billström, üçlü ahitnamenin imzalanmasından bu yana İsveç'te özellikle operasyonel işbirliğinin bu anlaşmadan sonra yoğunlaşmasıyla ilgili adımlar atıldığını belirterek, şöyle devam etti:

"PKK, belki İsveç'te çok büyük bir tehdit olmayabilir ama kesinlikle Türkiye için çok önemli tehdit ve biz bunu son derece ciddiye alıyoruz İsveç hükümeti olarak. Tabii ki bireysel olarak davalara değil genel tabloya bakmak lazım. Sizin de belirttiğiniz gibi 1 Ocak'ta yürürlüğe girecek olan yeni yasal düzenleme ve şu anda İsveç Parlamentosu'nda görüşülen bir başka yasal düzenlemeden sonra anayasada değişiklikler olacak ve yeni bir mevzuat yürürlüğe girecek.

Bunlar şu anlama geliyor; Biz terörizm propagandası yapmayı suç haline getireceğiz ülkemizde ve bu da şu anda çok daha geniş bir kapsama sahip olacak. İkinci yasal düzenleme içinse terörizmin desteklenmesi ya da teşvik edilmesi gibi unsurlar da artık suç teşkil edecek. Örneğin, PKK faaliyetlerinin İsveç topraklarında desteklenmesiyle ilgili olarak da bu artık suç unsuru haline gelecek. Dolayısıyla biz bu ahitnameyi yürürlüğe koymak, uygulamak için üstümüze düşeni yapıyoruz."

İBB Başkanı İmamoğlu: CHP'nin adayı Kılıçdaroğlu'dur

 İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, "Ben CHP'liyim. Her CHP'linin ailesinin lideri olan Genel Başkanı Sayın Kılıçdaroğlu adaydır" dedi



İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, "Ben CHP'liyim, her Cumhuriyet Halk Partili'nin, ailesinin lideri olan Sayın Kılıçdaroğlu adayıdır" dedi.

izlemeye çalıştığınız için anlamıyorsunuz. Takım oyunundan bahsediyorum. Takım oyununu unuttu millet. Tek kişilik oyun izliyor. Hiç anlamıyorsunuz. Ben takım oyuncusuyum diyorum, beni daha evden sahaya giderken yolda sakatlamaya çalışıyorlar diyorum. Ben CHP'liyim. Her CHP'linin ailesinin lideri olan Genel Başkanı Sayın Kılıçdaroğlu adaydır.

"BİZ DAHA ÇOK SARILACAĞIZ BİRBİRİMİZE"

Törende gazetecilerin sorularını yanıtlayan Ekrem İmamoğlu, "Cumhuriyet Halk Partisi ailesi olarak, Genel Başkanımla benim aramdaki ilişkiyi, Genel Başkan'ın bir 'baba-oğul ilişkisi' diye tariflemesi, muhteşem bir duygu. Bunu bir tek babam kıskanır diye düşündüm. Hani babam der ki, 'Ya nasıl böyle bir şey der benim oğluma.' Ama babam da kıskanmaz. Babam da gurur duyar oğluna böyle bir duygu besleyen Genel Başkanı olmasından. Fakat görüyorum ki, kıskançlık duygusu Sayın Cumhurbaşkanı'nda yüksek" dedi. "Görevden alıkonulmak istenen, görevden alınmak istenen dil ile bir nevi tehdit edilen bir pozisyonda kalmamız sağlanmaya çalışılıyor" diyen İmamoğlu, "Ben, buradan hem bir Kasımpaşalı olarak hem de hemşehri sayılırız, mertçe mücadeleye davet ediyorum Sayın Cumhurbaşkanı'nı. Yani bizim bu büyük ailemizden, bu büyük takımımızdan, bu büyük muhalefet cephesinin oluşumundan insan eksiltmeye çalışmasın. İnsan eksiltmeye değil, mertçe mücadeleye davet ediyorum. Bu elinizdeki devlet gücünü kullanarak, insanları sindirme kavramından uzaklaşsınlar. Bunu da bir tek kendileri yapabilir. Lütfen yapsın. Bu işin yanlış olduğunu, bu işin doğru bir karar olmadığını çıkıp açıklamasını bekliyorum. Bu işin istinaftan dönmesinin şart olduğunu çıkıp açıklamasını bekliyorum. Bunu yaparsa, kendine yakışanı yapmış olur. Bıraksın bizim baba-oğul ilişkimizi. Kıskandığının farkındayım. Kıskanmaya devam etsin. Biz daha çok sarılacağız birbirimize. Ama bu mertliği bekliyorum ben" diye konuştu.

"MOBESE MESELESİNİ HAYATTA VAR OLDUĞUM SÜRECE TAKİP EDECEĞİM"

YSK başkanı ile İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'yu eleştiren Ekrem İmamoğlu, " YSK Başkanı, İçişleri Bakanı...Türkiye Cumhuriyeti tarihine bakın, en az konuşan makamlardır. Çünkü bunlar gerçekten kutsaldır. Çok önemlidir. İçişleri Bakanı'nın yönetimi hattına bakın; güvenliğiniz, 7/24 yaşam koşullarınızın emanet edildiği alanlardır. Saygı, minnet duyuyorum, jandarmamızın önünde, polisimizin önünde, şehitlerimizin huzurunda saygıyla eğiliyorum. Ama bu dil, o alana yakışmayan bir dil. Yani benim peşimden MOBESE'leri izleyen bir göz, başka ne der işte? 'Alırım' der, 'Yaparım' der, 'Ederim' der. Böyle bir akıl. Ben MOBESE işini bıraktım zannetmezsin. Ben, MOBESE meselesini hayatta var olduğum sürece takip edeceğim. Çünkü, bugün yaptıkları da aslında bir nevi MOBESE sürecinin basına aktarılması gibi bir süreç" dedi.

"MAĞDUR OLMAMALARI İÇİN BU SEÇİMİ KAZANACAĞIZ"

Selahattin Demirtaş'ın açıklamalarının sorulması üzerine İmamoğlu, "Ne güzel söylemiş. Az önce söylediğimi tekrar etmiş. 85 milyon insana emanet etmek istiyoruz Cumhurbaşkanlığı koltuğunu. Kendilerine, 'Geçmiş olsun' diliyorum. İnşallah bu süreç, onu da çoluğuna, çocuğuna, ailesine, eşine kavuşturacak. Hukuksuz yargılanıp, içeride yatan benim kardeşim Tayfun'u da Can'ı da diğer arkadaşlarını da çoluğuna, çocuğuna, evlerine, ailelerine kavuşturacak. Yani bütün bu hukuksuz alanlar sona erecek. Kesinlikle öyle. Bu seçim mücadelesi, kişisel mücadele alanı değil kardeşim. Ben ne diyorum? İstanbul Belediye Başkanıyım. Neferiyim. Ve bu seçimi, milletimiz için kazanacağız. 85 milyon insan için. Bana o hukuksuz kararı veren hakimin, savcının çocukları ve eşleri için kazanacağız bu seçimi. Onların çocuklarının, onlarının eşlerinin hayat boyu hiçbir hukuksuz alanla, ortama maruz kalmamaları ve mağdur olmamaları için bu seçimi kazanacağız. O bakımdan, çok güzel söylemiş Sayın Demirtaş. Diline sağlık" diye konuştu.

"OYUNA GİRECEK OYUNCUDAN TEKNİK DİREKTÖRDEN BAHSEDİYORUM"

"Tek başına bir oyun izlemeye alıştığınız için takım oyunundan uzaklaştınız anlamıyorsunuz" diyen İmamoğlu, "Takım oyunundan bahsediyorum. Oyuna girecek oyuncudan teknik direktörden bahsediyorum. Takımda oyuna girecek oyun oynayacak kişilerden birisiyim beni daha evden sahaya giderken yolda sakatlamaya çalışıyorlar onu ima ettim. Ben CHP'liyim, her Cumhuriyet Halk Partili'nin, ailesinin lideri olan Sayın Kılıçdaroğlu adayıdır" dedi.

Türkiye'den Taliban'ın aldığı karara tepki: İslam'ın ruhuna aykırı

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, Taliban yönetiminin ikinci bir duyuruya kadar üniversitelerde kız öğrencilerin eğitimine ara verilmesi yönündeki kararı ile ilgili açıklama yaptı. Kalın "Bu yasağın dinde yeri yok" ifadelerini kullandı.


Taliban Geçici Hükümetinin Yüksek Öğretim Bakanlığı Sözcüsü Hafız Ziya Haşimi, ülkedeki tüm kamu ve özel üniversitelere genç kızların eğitimiyle ilgili talimat gönderildi.

Talimatta, Bakanlar Kurulu kararı ile kız öğrencilerin üniversitelerdeki eğitimlerinin ikinci bir duyuruya kadar askıya alındığı bildirildi.

İbrahim Kalın'dan tepki: Dinde yeri yok

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, Taliban yönetiminin aldığı yasak kararına tepki gösterdi.

Kalın, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, "Taliban yönetimi Afganistan'da kız öğrencilerin üniversiteye girişini yasaklayan bir karar almış. İslam'ın ruhuna aykırı bir karar. Bu yasağın dinde yeri yok" dedi.

Ortaokul ve Lise kademesinde de yasaklanmıştı

Geçen yıl 15 Ağustos'ta Afganistan'da yönetimine gelen Taliban, ilkokul ve üniversitelerde kız öğrencilerin eğitim almasına izin vermişti.

Taliban, üniversitelerde genç kız ve erkeklerin ders günlerini ayırmıştı. Kızlar kendi günlerinde eğitimlerine devam edebiliyordu.

Kızların orta ve lise kademelerindeki eğitimlerine devam etmesine ise izin verilmemişti.

Verilen sözler tutulmadı

Afganistan'da ilerleyişini sürdüren Taliban yetkilileri Ağustos 2020'de Kabil'i ele geçirdiklerini duyurmuştu.

Kabil'in düşmesiyle ülkede adeta bir kaos ortamı yaşandı, havalimanında ülkeyi terk etmek için kaçan insanların görüntüleri hafızalara kazındı. Taliban kontrolü ele geçirmesinin ardından ilk günlerde yaptığı açıklamada dünyaya 20 yıl önceki gibi olmadıklarına, artık daha ılımlı olduklarına ilişkin olumlu mesajlar verdi. Aradan geçen uzun zamana rağmen yapılan açıklamalarla eylemler birbirini tutmadı.

Kadınlara yönelik kısıtlamalar

Taliban iktidara geldiğinden beri kadınların özgürlüğünü sınırlayan onlarca yasak ve kararname çıkardı. Kadınları devlet yönetiminin üst kademelerinden uzaklaştırdı ve kız öğrencilerin orta öğretime gitmesini yasakladı. Bazı bölgelerde, kadınlar artık erkek aile üyeleri olmadan ehliyet alamıyor veya uzun mesafelerde seyahat edemiyor. Halka açık bazı parklar cinsiyete göre ayrıldı, taksicilerin başörtüsü takmayan kadınları alması yasak. Ayrıca kadınların halka açık alanlarda burka giymesi gerekiyor.

Kadın İşleri Bakanlığı Eylül 2021'de kapatıldı ve yerini Fazilet Yayma ve Ahlaksızlığı Önleme Bakanlığı aldı. Öte yandan ülkede 6. sınıfının üzerindeki kızlar için eğitim süresiz olarak askıya alındı.

Kadınların yanlarında erkek bir akrabaları olmadan uzak mesafelere seyahat etmeleri yasaklandı. Bu yasakla birlikte, kadınların yaklaşık yüzde 10’unun bir sağlık kuruluşuna tek başına gidebilme erişimi kısıtlandı.

Taliban yetkilileri, kadınların çalışmaya devam etmesine izin verileceğini ancak Kabil'deki kadın kamu çalışanlarının maaşlarının düşürüleceğini açıklamıştı. Geçtiğimiz günlerde ise kadın çalışanlardan yerlerine geçecek bir erkek akraba ya da tanıdık bulmaları istendi.

Afganistan'da kadınların çalışma oranı, pandemiden önce yaklaşık yüzde 22'ye ulaşmıştı, ancak Taliban'ın iktidara gelmesiyle binlerce kadın işini kaybetti.

Ankara'da uyuşturucu operasyonu 58 kişi tutuklandı

Ankara Narkotik Suçlarla Mücadele Şubesi ekiplerince yürütülen operasyonlar çerçevesinde gözaltına alınan 434 şüpheliden 58'i tutuklandı. Polis ekiplerince yapılan aramalarda kilolarca uyuşturucu madde ve ruhsatsız tabanca ele geçirildi.



Ankara'da geçen hafta düzenlenen uyuşturucu operasyonlarında gözaltına alınan 434 şüpheliden 58'i tutuklandı.

Ankara Narkotik Suçlarla Mücadele Şubesi ekiplerinin son bir haftada kent genelinde düzenlediği operasyonlarda, 34 kilo 600 gram esrar, 4 kilo 600 gram eroin, 1 kilo 400 gram metamfetamin, 685 gram kokain, 254 gram bonzai, 500 kök hint keneviri 54 bin 598 uyuşturucu hap ve 9 ruhsatsız tabanca ele geçirildi.

Operasyonlarda yakalanan 434 zanlıdan 58'i çıkarıldıkları hakimlikçe tutuklandı.