Ticker

6/recent/ticker-posts

Hamas Hareketi müslüman kardeşlerle ilişkisi Nedir ?

 



 Hamas nasıl bir örgüt?


Bu sorunun cevabını aramak için Hamas'ın kuruluşundan günümüze kadar olan tarihini, ideolojisini, örgütsel yapısını ve hedeflerini inceledik.


Kökleri Filistin Müslüman Kardeşler'e uzanıyor


Hamas ismi İslami Direniş Hareketi anlamına geliyor.


Aslında bu isimdeki İslamcılık ve İsrail karşıtlığı, örgütün siyasi çizgisini çok genel hatlarıyla özetlemektedir.


1960'larda ve 1970'lerde en önde gelen Filistin örgütleri, Filistin Kurtuluş Örgütü (FKÖ) içindeki ağırlıklı olarak milliyetçi-laik ve sol eğilimli örgütlerdi.


Daha sonra Hamas'ı kuranlar Filistin Müslüman Kardeşler'in elemanlarıydı.


Bu kişiler, Mısır'daki Müslüman Kardeşler örgütünün çizgisini Filistinlilere taşımış, yıllarca dini ve sosyal çalışmalara ağırlık vermişlerdir.


BBC Türkçe'ye konuşan 'Hamas: Siyasi Düşünce ve Uygulama' kitabının yazarı, Katar Northwestern Üniversitesi'nde öğretim görevlisi olan siyaset bilimci Prof. Dr. Khaled Hroub, bu kadroların o dönemdeki çalışmalarını şöyle anlatıyor:


“Filistinli Müslüman Kardeşler yalnızca sosyal hizmetlere, dini okullara, camilere ve hatta spor kulüplerine odaklandı. Onlar da 'Filistin'i unutmuyoruz ama nesilleri gelecekteki çatışmalar için eğitiyoruz' diyorlardı."

Birinci İntifada ile Kuruluş

1987 yılında, İsrailli bir kamyon şoförünün Gazze Şeridi'ndeki bir kontrol noktasında arabasını Filistinli bir grup işçinin üzerine sürerek öldürmesiyle, ilk intifada adı verilen sivil direniş hareketi başladı.

Bu isyan, İsrail askerlerine karşı taşlarla savaşan çocuk ve gençlerin görüntüleriyle özdeşleşti.


Seküler hareketlerin güçlü olduğu önceki dönemden farklı olarak 1979 İran Devrimi'nden sonra bölgede İslamcılığın güçlendiğini belirten Prof. Dr. Hroub, ilk intifada karşısında Filistinli İslamcıların bir hesap yaptığını ve kendilerini yeniden yapılandırmaya karar verdiklerini belirtiyor.

Sonuçta bu kadrolar Hamas'ı kurdu.

Örgütün lideri din adamı Şeyh Ahmed Yasin'di.

Kuruluş bildirgesinde neler yer alıyor?

Hamas, 1988 tarihli ilk bildirisinde amacını İslami bir Filistin devleti kurmak olarak tanımlamıştı.


Örgüt, bugün İsrail ve Filistin yönetiminin bulunduğu toprakları tarihi Filistin olarak tanımladı ve buranın İslam ülkesi olduğunu savundu.

İsrail devleti ile kalıcı bir barış anlaşması reddedildi.

Deklarasyonda sadece İsrail devletini değil, Yahudileri de hedef alan bölümler yer alıyordu.

Bu arada Filistinli örgütlerin de katıldığı Lübnan İç Savaşı sürüyordu.


BBC Türkçe'ye konuşan İtalyan tarihçi ve gazeteci Dr., 'Hamas: Direnişten Hükümete' kitabının yazarı. Paolo Caridi, Hamas'ın, FKÖ'nün omurgasını oluşturan El Fetih'le başından beri pek çok farklılığa sahip olduğunu ancak Hamas'ın ilk dönemde Lübnan İç Savaşı'na dahil olmamasının çok önemli bir farklılığı ortaya koyduğunu söylüyor:


“Hamas, 'Kendimizi başka ülkelerin iç sorunlarının ortasına koymayacağız' dedi.”


Hamas daha sonraki yıllarda Filistin olarak tanımladığı topraklar dışında saldırı düzenlemeyecek.


İzzeddin el Kassam Tugayları'nın ortaya çıkışı




Hamas 1989'dan beri ateşli silah ve patlayıcı kullanmaya başladı.

1991 yılında örgütün silahlı kanadı İzzeddin El Kassam Tugayları kuruldu.


Bu grup adını, 20. yüzyılın başında Osmanlı İmparatorluğu'nun Libya'yı işgaline karşı mücadele veren, daha sonra İngiliz ve Fransız mandası altında bölgeye yerleşen Yahudi gruplara karşı mücadele veren din adamı İzzeddin Al Kassam'dan almıştır. 1935'te İngilizlerle yaşanan çatışmada öldürüldü.


İzzeddin El Kassam Tugayları ilerleyen yıllarda askeri kapasitelerini geliştirecek ve 2000'li yıllarda roket teknolojisine ağırlık verecekti.


Barış görüşmelerine muhalefet


1990’lar ve 2000’lerin başında, bölgesel ve uluslararası güçlerin arabuluculuğuyla İsrail-Filistin meselesinde barış görüşmeleri gündeme geldi.


1991’de Amerika Birleşik Devletleri (ABD) ve Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği’nin (SSCB) girişimiyle, İsrailli ve Filistinli temsilcilerin ilk kez bu şekilde karşı karşıya geldiği Madrid Barış Konferansı düzenlendi.


Hamas, barış görüşmelerine katılmayı reddetti


Örgüt, FKÖ ve İsrail arasında 1993-1995 arasında yürütülen, ABD’nin önemli rol oynadığı ve iki anlaşmanın imzalandığı Oslo barış görüşmelerine de karşı çıktı.


Bunu, 2000’de ABD öncülüğünde düzenlenen Camp David zirvesi izledi.


Dr. Paolo Caridi, Hamas’ın görüşmelere karşı çıkmasını, El Fetih ile arasındaki farkı derinleştiren ikinci büyük olay olarak tanımlıyor.


Prof. Dr. Hroub’a göre bu süreçte Filistinli örgütler arasında bugüne de uzanan iki ayrı strateji ortaya çıktı:


“Birinci strateji barış süreci stratejisiydi. ‘Ulusal haklarımızı elde etmek için barış süreçlerine yoğunlaşmak etkili tek stratejidir’ diyorlardı. Hamas’ın liderliğindeki diğer stratejiye göre ise bu nafile bir çabaydı. Hamas, ‘Direnişe sarılmalıyız, Filistin’i özgürleştirecek tek yol budur’ diyordu."


2000’de dönemin İsrail muhalefetindeki Likud Partisi liderlerinden Ariel Sharon’un Eski Kudüs’teki Harem Üş-Şerif’e yaptığı ziyaret, El Aksa intifadası olarak anılan ikinci ayaklanma dalgasını başlattı.


Yıllar içinde İsrail, sivillerin de öldürüldüğü saldırılarını yoğunlaştırırken Hamas ise sivilleri de hedef aldığı ve bir kısmı intihar eylemi olan saldırılarını artırdı.


2004’te Hamas’ın kurucusu Şeyh Ahmed Yasin ve sonra da halefi Abdülaziz Er-Rantissi İsrail tarafından öldürüldü.


2006 seçimleri ve 2007’de Gazze’nin Hamas’a geçmesi

İsrail 2005’te Gazze Şeridi’nden çekildi.


2006’da Hamas, daha önceki yıllarındaki tavrından farklı olarak Filistin’de düzenlenen yasama seçimlerine katılma kararı aldı.


Seçimler, Filistinliler arasında El Fetih’in uygulamalarına eleştirilerin ve yolsuzluk iddialarının arttığı bir dönemde düzenlendi.


Hamas, ‘Değişim ve Reform Listesi’ adıyla katıldığı Filistin Ulusal Yönetimi Yasama Konseyi seçimlerinden birincilikle çıktı.


Seçim sonrası El Fetih ve Hamas arasındaki gerilim 2007’de yoğun silahlı çatışmalara dönüştü.


Bu sürecin sonunda Hamas, 2007’de Gazze’den El Fetih’i çıkarttı ve burada hakimiyetini kurdu.


2007’den itibaren Hamas Gazze’yi, El Fetih ise Batı Şeria’nın İsrail işgali altında bulunmayan bölgelerini kontrol etmeye başladı.


Bu süreçte İsrail ise Gazze’yi abluka altına aldı.


Hamas, İsrail’in ablukasını yer altı tünelleriyle aşmaya çalışacak; bu tüneller Gazze’ye erzak, ilaç, para ve silah sokmak için kullanılacaktı.


2013’te Mısır’da Abdülfettah Es-Sisi’nin iktidara gelmesinden sonra bu tünellere yönelik denetim artacaktı.


2000’lerde değişen savaş yöntemleri


2000’li yıllarda İsrail’in operasyonları ve Hamas’ın şiddet eylemleri devam etti.


İsrail, Gaze’deki ablukayı derinleştirdi.


İzzeddin El Kassam Tugayları, 2000’lerde roket saldırılarına yoğunlaştı.


2014’te 50 gün süren süreçte 1462’si sivil olmak üzere 2252 Filistinli öldürüldü.


İsrail tarafında ise 67 asker ve altı sivil öldürüldü.


Mayıs 2021’de ise Gazze’de en az 256, İsrail’de en az 13 kişi öldürüldü.


2000’lere damga vuran olaylardan biri de Hamas’ın 2006’de İsrail askeri Gilad Şalit’i esir alması oldu.


2011’de yapılan değiş tokuş anlaşmasıyla Hamas, Şalid’i İsrail’e teslim ederken İsrail ise 1027 tutukluyu serbest bıraktı.


Bu süreçlerde İsrail, açıklamalarında, sivilleri hedef almadığını, Hamas’ın sivilleri canlı kalkan olarak kullandığını öne sürdü.


Prof. Dr. Khaled Hroub, Hamas’ın sivilleri hedef almayı nasıl savunduğunu şöyle açıklıyor:


“Hamas birçok kez açıklama yayımladı ve İsrail’e dedi ki, ‘Bunu yapıyoruz çünkü siz her yerde sivillerimizi öldürüyorsunuz. Sivillerimizi öldürmeyi durdurun, bizi yani askeri adamları hedef alın ve o zaman biz de İsrailli sivilleri öldürmeyi durduralım’. Ancak İsrail bunu ciddiye almadı.”


Hamas sadece militan bir grup mu?


Bütün bu süreçlerde Hamas'ın askeri yönü öne çıktı.


Ancak Hamas sadece askeri bir yapı değil.


Kuruluşun farklı alanlar için kendine ait karmaşık bir organizasyon modeli vardır.


Dr. Paolo Caridi, Hamas'ın üç katmanlı bir örgütlenmeye sahip olduğunu söylüyor.


Hamas'ın sosyal hizmet ağları


Bu katmanlardan biri de sosyal hizmet sağlayıcı olmasıdır.


Hamas'ın yıllardır var olduğu en önemli faaliyet alanlarından biri sosyal hizmetlerdir.


Bu bağlamda Hamas; Hastaneler, dispanserler, okullar, anaokulları, spor kulüpleri, yaşlı bakım evleri, kütüphaneler ve hayır derneklerini kapsayan geniş bir ağ aracılığıyla Filistinlilere sosyal hizmetler sağlıyor.


'Terör örgütleri' listesinde hangi ülkeler var?


Hamas'ın gerçekleştirdiği şiddet eylemleri nedeniyle 'terör örgütü' olup olmadığı yıllardır uluslararası alanda tartışılıyor.


İsrail, ABD, Avrupa Birliği, İngiltere, Kanada ve Avustralya, Hamas'ı 'terör örgütü' olarak listeledi.


Yeni Zelanda gibi bazı ülkeler Hamas'ı değil, onun silahlı kanadı İzzeddin el Kassam Tugaylarını 'terör örgütü' olarak görüyor.


Hamas, Birleşmiş Milletler'in "terör örgütleri" listesinde yer almıyor.


Aralarında Rusya, Çin ve Türkiye'nin de bulunduğu bazı ülkeler Hamas liderleriyle açıkça görüşüyor.


Hamas'ın en çok destek aldığı ülkeler arasında İran ve Katar'ın da olduğu iddia ediliyor.

Yorum Gönder

0 Yorumlar