Ticker

6/recent/ticker-posts

Geçici ateşkesin ardından ne bekleniyor?

 İsrail ve Hamas arasında varılan uzlaşmayla esir takasında 3. gün tamamlandı. Geçici ateşkesin son gününde yanıtı aranan soru ise bundan sonra ne olacağı... Aranın ardından İsrail'in yeni bir saldırı hazırlığında olduğu söyleniyor. Yeni saldırı planında İsrail'in hedefinin Gazze'nin güneyi olabileceği belirtiliyor.


İsrail-Hamas çatışmalarına verilen 4 günlük geçici ateşkeste son güne girilirken esir takaslarında toplam 175 kişi serbest bırakıldı.

Ateşkesin daha fazla uzaması için Hamas “çalışmalar” yaptığını açıkladı. Öte yandan, Netanyahu günde 10 kişi olmak üzere daha fazla esirin serbest bırakılması durumunda ateşkesin uzatılabileceğini söyledi.

Ancak, geçici ateşkesin öncesinde İsrail tarafının yapmış olduğu açıklamaları da göz ardı etmemek lazım. Zira İsrail, geçici ateşkesin ardından Gazze’ye yapılacak yeni saldırıların planı için onay da verdi.

Peki, bu durumda geçici ateşkes kalıcı bir ateşkese dönebilir mi? İsrail’in Gazze’ye yönelik yeni saldırı planı ne olur? TRT Editörü Mehmet Kancı ile yanıtları konuştuk.

“1 yıl sürecek bir saldırı planları vardı”

Kancı öncelikle, “İsrail hükümetinin ilk açıklamaları Gazze Şeridi’ne karşı başlattıkları saldırıyı 1 yıl boyunca sürdürme niyetinde oldukları yönünde” diyerek bir hatırlatma yapıyor. “Hatta imkan bulabilirlerse uluslararası toplumun ilk bir aydaki tepkisizliğinden yararlanarak Gazze’deki 2 milyondan fazla sivili Mısır topraklarına, Sina Yarımadası’na sürmeyi amaçlıyorlardı” diye ekliyor ve şöyle devam ediyor:

“Ancak ABD diplomasi ve savunma bürokrasisinin de öngördüğü şekilde, geçen zaman İsrail ordusunun Gazze’de askeri hedeflerine ulaşmasının mümkün olmadığını ortaya koydu. Dahası, İsrail hükümetinin, Gazze Şeridi’nin tamamını ele geçirseler dahi burada ne yapacaklarına dair bir planlarının olmadığı da aşikar.

Hatta ABD Başkanı Biden dahi, bir yandan Mısır Cumhurbaşkanı Sisi’ye, Gazze’deki Filistinlilerin zorla yerlerinden edilip Mısır’a yollanmalarına göz yummayacaklarına dair garanti vermek zorunda kalırken, diğer yandan da Netanyahu hükümetini Gazze’nin tamamını işgal edemeyecekleri konusunda uyardıklarını söyledi.”

Netanyahu yönetimini ne bekliyor?

Hem dünyada hem de İsrail’in içinde Netanyahu ve ekibine karşı muhalefetin arttığını belirten Kancı, yalnızca Netanyahu’nun değil ekibinin de ipin ucunda olduğunu söylüyor.

“Üzerinde durulması gereken bir diğer nokta da, Gazze’ye yönelik İsrail saldırısına yeşil ışık yakan G-7 ülkelerinin (İngiltere, Kanada, Fransa, Almanya, İtalya, Japonya, ABD) sokaklarında İsrail aleyhtarı, Filistin’e destek eylemleri daha geniş kitlelere yayılırken, yine bu ülkelerin parlamentolarındaki rüzgar da İsrail aleyhine dönmüş durumda.

İsrail içerisindeki ortamın da Netanyahu’nun arzu ettiği istikamette gelişmekte olmadığını belirtmeliyim. Gazze saldırısı tamamen sona erdiğinde yalnızca Netanyahu’nun siyasi hayatı sona ermeyecek. Onun vedasına Savunma Bakanı Galant ve Genelkurmay Başkanı Halevi ile istihbarat teşkilatlarının bazı yöneticileri de eşlik edecek. İsrail basınında, 7 Ekim günü İsrail ordusunun kendi vatandaşlarını vurduğuna dair haberlere her geçen gün bir yenisi ekleniyor.

Ayrıca İsrail ordusu ve istihbarat birimlerinin son 1 yıldır siyasetçileri Hamas’ın yaklaşan saldırısı konusunda uyardıkları ancak bu uyarıların ciddiye alınmadığına dair bilgiler de aralıksız şekilde basına sızdırılıyor.”

“İsrail ekonomik anlamda da zayıflıyor”

Siyasi baskının yanı sıra ekonomik anlamda da İsrail’in sürekli baskı altına girdiğini söylüyor Kancı. Bunun yanında silah altına giren vatandaşlarla beraber iş gücünün de kaybedildiğine dikkati çekiyor:

“Hem dışarıdan hem de içeriden artan baskıya bir de bu konunun ekonomik boyutunu eklemek lazım. Gerek Gazze’deki saldırının yürütülmesi, gerek Lübnan sınırındaki Hizbullah saldırıları ve güneydeki Eilat kentini hedef alan Yemen’den fırlatılan füzelere karşı alarm durumunun sürdürülmesinin İsrail halkına günlük maliyeti 300 milyon dolara yaklaşıyor.

Seferberlik nedeniyle İsrail işgücünün hatırı sayılır bir kısmı da silah altında. Ülkenin kuzey ve güneyinde roket saldırıları tehdidi altındaki yerleşim birimlerinde yaşayanların da evlerini ve iş yerlerini terk etmesi nedeniyle bu iş gücü kaybı yüzde 20’lere yaklaştı.”

Yorum Gönder

0 Yorumlar