Turizmde bu yıl ilk 6 ayda 23,7 milyar dolar gelir elde edildi

Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Ersoy, turizmde bu yıl ilk 6 ayda 23.7 milyar dolar rekor bir gelir elde edildiğine dikkati çekerek, "Bu yıl 3. ve 4. çeyreklerde de bu rekor devam edecek. İnşallah 60 milyar dolar yıl sonu hedefimizle uyumlu bir şekilde süreci götüreceğiz" dedi.

Kültür ve Turizm Bakanı , COVID-19 sonrası Türkiye'ye yönelik ziyaretlerin hızlıca artışa geçtiğini belirterek, "Bu sene ilk 6 ayda 26 milyon 137 bin ziyaretçi rakamıyla rekor bir seviyeye ulaştık. Yani yüzde 13,9'luk bir artıştan bahsediyoruz. Pandemi öncesiyle kıyasladığımızda ziyaretçi sayısında yüzde 23,6'lık artış olduğunu görüyoruz." dedi.

Türkiye'nin salgından en hızlı çıkmayı başaran ülke olduğuna işaret eden Ersoy, "2023'te rekor bir ziyaretçi elde ederek 56 milyon 694 bin sayısına çıktık. Bu seneki hedef rakamımız ise 60 milyon ziyaretçi. Yani yıl sonu beklentisi artışımız yüzde 5,8. İlk altı aylık artışa baktığımız zaman yüzde 13,9. Yıl sonu hedefleriyle uyumlu bir şekilde büyüme hızına devam ediyoruz." diye konuştu.

"Yıl sonu hedefimiz olan 60 milyon ziyaretçi oranını yakalayacağımızı şu anki rakamlar göstermektedir"

Almanya'daki "2024 Avrupa Futbol Şampiyonası" ve Fransa'daki "2024 Yaz Olimpiyatları" nedeniyle yaz döneminde Türkiye'ye yönelik ziyaretçi artış oranında hafif bir düşüş yaşandığına dikkati çeken Ersoy, "Eylül itibarıyla, yani bu turnuvaların etkisinin tamamen ortadan kalkmasıyla birlikte tekrar artış oranlarında yükselme göreceğiz. Ekim, kasım ve aralık rakamlarıyla birlikte yıl sonu hedefimiz olan 60 milyon ziyaretçi ve ortalama yüzde 6'lık bir artış oranını yakalayacağımızı şu anki rakamlar göstermektedir." ifadelerini kullandı.

Ersoy, bu yaz Çeşme ve Bodrum'daki doluluk oranlarının azalmasına dair çıkan haberlere ilişkin ise şu değerlendirmelerde bulundu:

"Buradaki tek etken Avrupa'da turnuvaların olması değil. Yunan adalarının Türklere daha rahat vize veriyor olması etkili olmuş olabilir. Türk ziyaretçilerin geçen seneye oranla daha kısa süreli konaklıyor olması doluluklara etki etmiş olabilir. Ama burada konunun özü aslında Çeşme ve Bodrum bölgelerinde sezonun kısa olması, sezonun 12 aya yayılamamış olması ve ağırlıklı olarak tek pazar endeksli bir sektör oluşmuş olmasıdır. 2018'de biz göreve başladıktan sonra hayata geçirmek için oluşturduğumuz ilk proje, Ege Turizm Merkezleri projesiydi. Beraberinde Ege Turizm Merkezleri Çeşme ve Didim projeleri. Didim projesi aslında Bodrum Havalimanı merkezli bir projeydi. Yani havalimanı olarak Bodrum kullanılacaktı. Bu projeler bir sezonun 12 aya yayılması üzerine kurgulanmıştı. 12 aya yayılmak için gerekli olan spor aktiviteleri, kültür sanat merkezleri ve etkinlik performans alanları planlanmıştı. Bu proje gerçekleştiği zaman söz konusu merkezler, Antalya, İstanbul gibi direk uçuşlarla başta Avrupa olmak üzere dünyanın birçok noktasına bağlanıyor olacaktı. Ama projeye yerel yönetimler, biz her seferinde 'lütfen bu projeye siyasi yaklaşmayın, bölgenin buna ihtiyacı var' diye uyarmamıza rağmen siyasi yaklaştı. Birçok hukuki süreç başlatıldı. Projenin gelişimi yavaşlatıldı, önü tıkandı. Şu an çok yavaş da olsa ilerliyor. Ama eğer bu süreç bu şekilde tıkanmasaydı, 2018'de başladığımız süreç şu anda hayata geçmiş olacaktı ve biz bugün Çeşme ve Bodrum'la ilgili bir konuşma yapmak zorunda kalmayacaktık."

"İnşallah 60 milyar dolar yıl sonu hedefimizle uyumlu bir şekilde süreci götüreceğiz"

Turizmde kişi başı gecelik harcamayı önemsediklerini vurgulayan Bakan Ersoy, şu bilgileri verdi:

 "Bizi bugün rakip ülkelerle kıyaslıyorsanız, aslında yabancı ziyaretçi verileriyle kıyaslamanız lazım. 2017'de (yabancı turistlerde kişi başı gelirde) 80 dolarla devraldığımız rakam, 2018 ve 2019'da 87 dolara çıktı. 2020 Kovid kaynaklı 105 dolar ekstrem bir durum, 2021 itibariyle Kovid sonrası normalleşme başlıyor ve 75 dolar, 2022'de 95, 2023'te ilk 6 ayda 103 dolara çıkıyor, 2024'te de 109 dolar olarak açıklanıyor. Aslında 2018'de açıkladığımız nitelikli turiste geçiş stratejimizin başarıyla gittiğinin göstergesidir bu."

Mehmet Ersoy, turizmde bu yıl ilk 6 ayda 23.7 milyar dolar rekor bir gelir elde edildiğine dikkati çekerek, "Bu yıl 3. ve 4. çeyreklerde de bu rekor devam edecek. İnşallah 60 milyar dolar yıl sonu hedefimizle uyumlu bir şekilde süreci götüreceğiz." dedi.

Turizm tesisleri konusuna da değinen Ersoy, şu ana kadar 32 bin 904 konuta belge verildiğini aktararak, "Bunların 29 bin 789'unun işlemleri tamamlandı. Belgeleme sürecinde de 3 bin 115 konut var. İncelemede 8 bin 476 tesis var. Her gün başvuru geliyor. Toplam konaklama tesisleriyle ilgili de belgelendirme çalışmamız var. Gelinen son noktada turizm işletme belgeli tesis sayısında 6 bin bire, turizm yatırım belgeli tesis sayısında 729'a, basit konaklama belgesi ise 14 bin 865'e ulaştı." şeklinde konuştu.

Kariye Cami'nde ziyaretçi yönetim planı uygulanacak

Kariye Cami'nde çok yoğun ziyaretçi talebi nedeniyle UNESCO kuralları kapsamında 19 Ağustos itibarıyla koruma amaçlı ziyaretçi yönetim planı uygulamasına geçileceğini belirten Bakan Ersoy, şunları kaydetti:

"Cuma günleri sadece yerli ve yabancı ziyaretçilere ibadete açık olacak. Cuma günü dışındaki günlerde hem ibadet amaçlı hem de turistik ziyaret amaçlı cami hizmet vermeye devam edecek. Ziyaretçi yönetim planı kapsamında aynı Ayasofya'da olduğu gibi ziyaretçi sayısını kontrollü bir şekilde azaltabilmek için ücretli ziyarete geçiş yapılıyor. Turistik ziyaretler kişi başı 20 euro olarak belirlendi. Gelirin tamamı da Vakıflar Genel Müdürlüğüne kalacak."

Mehmet Ersoy, bu yıl Kültür Yolu Festivallerinin 16, gelecek yıl da 20'ye çıkacağına işaret ederek, "Pablo Picasso" sergisinin 28 Eylül-31 Aralık arasında İstanbul, Ankara, İzmir ve Antalya'da açılacağını, dünyaca ünlü fotoğraf sanatçısı "Sebastiao Salgado" sergisinin 28 Eylül- 31 Aralık arasında ve "Frida Kahlo" sergisinin de 28 Eylül-30 Kasım arasında İstanbul'da olacağını, "Andy Warhol" sergisinin 28 Eylül- 31 Aralık arasında İstanbul, Ankara, İzmir ve Antalya'da, "Leonardo Da Vinci" sergisinin ise 28 Eylül-15 Ocak arasında İstanbul'da Kültür Yolu Festivalleri kapsamında sanatseverlerle buluşacağını söyledi.

Kültür Yolu Festivalleri kapsamında bu yıl ayrıca birçok uluslararası ünlü sanatçının da konser vereceğini ifade ederek, bu isimler arasında Mariinsky Orkestrası, Deutsches Berlin Senfoni Orkestrası ve Chris Botti'nin yer aldığını aktardı.


TBMM 1 Ekim'e kadar tatile girdi

Türkiye Büyük Millet Meclisinin (TBMM), 1 Ekim'e kadar tatile girmesine ilişkin karar, Resmi Gazete'de yayımlandı.


TBMM'nin tatile girmesine ilişkin karar Resmi Gazete'de

Buna göre, TBMM'nin, 30 Temmuz Salı gününden itibaren 1 Ekim Salı günü saat 15.00'te toplanmak üzere tatile girmesine, Genel Kurulun 27 Temmuz tarihli 110. birleşiminde karar verildi.

UAE Deputy Ambassador in Ankara: We Plan to Increase Our Trade Volume with Turkey to 40 Billion Dollars

 Speaking at an event organized by the Adana Chamber of Industry, UAE Deputy Ambassador in Ankara Dr. Moza Al Hosani stated that they aim to increase the trade volume between the two countries to 40 billion dollars, thanks to the visions of UAE President Mohammed bin Zayed Al Nahyan and Turkish President Recep Tayyip Erdoğan. She highlighted that Adana's foreign trade with the UAE was recorded at a total of 53 million dollars.




Speaking at an event organized by the Adana Chamber of Industry, UAE Deputy Ambassador in Ankara Dr. Moza Al Hosani stated, "Our relations are extremely positive and strong. Thanks to the visions of UAE President Mohammed bin Zayed Al Nahyan and Turkish President Recep Tayyip Erdoğan, we aim to increase our trade volume to 40 billion dollars."


The Adana Chamber of Industry organized the "UAE Embassy in Ankara Business Meetings" event. The event was held at the Adana Chamber of Industry Sakıp Sabancı Meeting Hall and was attended by UAE Deputy Ambassador in Ankara Dr. Moza Al Hosani, President of the Adana Chamber of Industry Assembly İsrafil Uçurum, Vice President of the Assembly İsmail Yağmur, UAE Embassy in Ankara Economic Counselor Ahmed Salama, Secretary General of Adana Industry Veli Oğuz, and numerous businesspeople.


"We aim to increase our trade volume to 40 billion dollars"


Dr. Moza Al Hosani thanked the Adana Chamber of Industry for organizing the event, stating, "Thanks to the visions of UAE President Mohammed bin Zayed Al Nahyan and Turkish President Recep Tayyip Erdoğan, we aim to increase our trade volume to 40 billion dollars. Our relations are extremely positive and strong. I believe this visit will yield positive results."


Dr. Al Hosani invited participants to explore and evaluate the opportunities in the UAE.


At the event, which was also attended online by UAE Ministry of Economy Official Ibrahim Alhosani, UAE Embassy in Ankara Economic Counselor Ahmed Salama gave a presentation on trade and investment opportunities with the UAE.


"Adana's foreign trade with the UAE totals 53 million dollars"


Addressing the importance of trade relations between the UAE and Turkey, President of the Adana Chamber of Industry Assembly İsrafil Uçurum said, "In 2022, the UAE conducted 420 billion dollars in imports and 516 billion dollars in exports. Turkey ranked 5th in UAE imports and 10th in exports. The trade volume between the two countries was around 9 billion dollars in 2022 and increased by 111% to reach 19.5 billion dollars in 2023. Adana's foreign trade with the UAE in 2023 was recorded at 25 million dollars in exports and 29 million dollars in imports, totaling 53 million dollars. The Çukurova region of Adana is an important supplier for many sectors needed by the UAE."


Uçurum emphasized the need to further develop trade relations and increase cooperation opportunities.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Somali Cumhurbaşkanı Mahmud ile görüştü

 Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Somali Cumhurbaşkanı Hasan Şeyh Mahmud ile bir telefon görüşmesi gerçekleştirdi.



İletişim Başkanlığından yapılan açıklamaya göre görüşmede Türkiye ile Somali ikili ilişkileri, bölgesel ve küresel konular ele alındı. Erdoğan görüşmede, Türkiye'nin Somali'nin toprak bütünlüğü ile birliğine verdiği önemi belirtti. Erdoğan, Somali'nin terörle mücadelesine verilen desteğin devam edeceğini ve Somali ile Etiyopya arasındaki ihtilafın çözümü için Türkiye'nin arabuluculuk faaliyetlerini yoğun bir şekilde sürdürdüğünü ifade etti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, iki ülke arasındaki enerji ve savunma başta olmak üzere birçok alanda iş birliğinin artarak süreceğini söyledi

İsrail'den üye ülkelere çağrı: Türkiye NATO'dan çıkarılsın

 

İsrail Dışişleri Bakanı Yisrael Katz, Türkiye'nin NATO çıkarılması çağrısı yaptı. Katz, gerekçe olarak Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın sözlerini gösterdi.


Erdoğan,  AK Parti Rize İl Teşkilatı'yla bir araya geldiği toplantıda, "Biz nasıl Karabağ'a girdiysek, nasıl Libya'ya girdiysek bunun benzerini aynen (İsrail'e) onlara da yaparız" ifadelerini kullanmıştı.

Türkiye'nin bölgesel ittifaktan çıkarılması talimatı

İsrail Dışişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada "Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın İsrail'i işgal etme tehditleri ve tehlikeli söylemleri ışığında, Dışişleri Bakanı Israel Katz diplomatlara Türkiye'nin kınanması ve bölgesel ittifaktan çıkarılması talebiyle tüm NATO üyeleriyle acilen temasa geçmeleri talimatını verdi" denildi.

''Erdoğan kınamalı ve yıkıcı eylemleri engellemelidir''

"ABD ve Batı dünyası Erdoğan'ı kınamalı ve yıkıcı eylemlerini engellemelidir" diyen Katz şu ifadeleri kullandı: "İsrail'e yönelik terör saldırılarından sorumlu Hamas karargâhına ev sahipliği yapan Türkiye, Hamas, Hizbullah ve Yemen'deki Husilerle birlikte İran'ın şer ekseninin bir üyesi haline gelmiştir."

Fidan: Siyonist çevreler büyük bir telaş içinde

Katz'ın sözlerine yanıt veren Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, "Cumhurbaşkanımız insanlık vicdanının sesi olmuştur. Bu haklı sesi bastırmak isteyen, başta İsrail olmak üzere uluslararası siyonist çevreler büyük bir telaş içindeler" diye konuşmuştu.

Çelik: Hukuk önünde mahkum olacakları

Konuyla ilgili bir açıklama yapan AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik ise şunları söyledi:

"Cumhurbaşkanı'mıza dönük tehditlerinin hiçbir hükmü yoktur. Bu yok hükmündedir ve netice itibarıyla Netanyahu ve Katz gibiler, geçmişte soykırım suçu işleyen diğerleri gibi aynen yargılanacak. Hem tarih önünde mahkum oldular hem de hukuk önünde mahkum olacaklarına kesinlikle inanıyoruz"

BAE Ankara Büyükelçi Vekili: Türkiye ile Ticaret Hacmimizi 40 Milyar Dolara Çıkarmayı Planlıyoruz

 Adana Sanayi Odası tarafından düzenlenen etkinlikte konuşan BAE Ankara Büyükelçi Vekili Dr. Moza Al Hosani, BAE Devlet Başkanı Muhammed bin Zayid Al Nahyan ve Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın vizyonları sayesinde iki ülke arasındaki ticaret hacmini 40 milyar dolara çıkarmayı hedeflediklerini belirtti. Adana'nın BAE ile dış ticaretinin toplamda 53 milyon dolar olarak kaydedildiğini vurguladı.


Adana Sanayi Odası'nın organize ettiği etkinlikte konuşan BAE Ankara Büyükelçi Vekili Dr. Moza Al Hosani, "İlişkilerimiz son derece pozitif ve güçlü. BAE Devlet Başkanı Muhammed bin Zayid Al Nahyan ve Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın vizyonları sayesinde aramızdaki ticaret hacmini 40 milyar dolara çıkarmayı hedefliyoruz" ifadelerini kullandı.

Adana Sanayi Odası, "Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) Ankara Büyükelçiliği İş Dünyası Buluşmaları" etkinliğini düzenledi. Bu etkinlik, Adana Sanayi Odası Sakıp Sabancı Toplantı Salonu'nda gerçekleştirildi ve etkinliğe BAE Ankara Büyükelçi Vekili Dr. Moza Al Hosani, Adana Sanayi Odası Meclis Başkanı İsrafil Uçurum, Meclis Başkan Yardımcısı İsmail Yağmur, BAE Ankara Büyükelçiliği Ekonomi Müsteşarı Ahmed Salama, Adana Sanayi Genel Sekreteri Veli Oğuz ve çok sayıda iş insanı katıldı.

"Aramızdaki ticaret hacmini 40 milyar dolara çıkarmayı hedefliyoruz"

Dr. Moza Al Hosani, Adana Sanayi Odası'na bu etkinliği düzenledikleri için teşekkür ederek, "BAE Devlet Başkanı Muhammed bin Zayid Al Nahyan ve Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın vizyonları sayesinde aramızdaki ticaret hacmini 40 milyar dolara çıkarmayı hedefliyoruz. İlişkilerimiz son derece pozitif ve güçlü. Bu ziyaretin olumlu sonuçlar doğuracağına inanıyorum" dedi.

Dr. Al Hosani, katılımcıları BAE'deki fırsatları keşfetmeye ve değerlendirmeye davet etti.

Birleşik Arap Emirlikleri Ekonomi Bakanlığı Yetkilisi İbrahim Alhosani'nin çevrimiçi katıldığı etkinlikte, BAE Ankara Büyükelçiliği Ekonomi Müsteşarı Ahmed Salama tarafından BAE ile ticaret ve yatırım imkanları hakkında bir sunum gerçekleştirildi.

"Adana'nın BAE ile dış ticareti toplamda 53 milyon dolar"

BAE ile Türkiye arasındaki ticari ilişkilerin önemine değinen Sanayi Odası Meclis Başkanı İsrafil Uçurum, "2022 yılında BAE 420 milyar dolar ithalat ve 516 milyar dolar ihracat gerçekleştirdi. Türkiye, BAE'nin ithalatında 5. sırada, ihracatında ise 10. sırada yer aldı. 2022 yılında iki ülke arasındaki ticaret hacmi 9 milyar dolar seviyelerindeyken, 2023 yılında bu oran yüzde 111 artarak 19.5 milyar dolara ulaştı. Adana'nın 2023 yılında BAE ile gerçekleştirdiği dış ticaret verileri ise 25 milyon dolar ihracat ve 29 milyon dolar ithalat ile toplamda 53 milyon dolar olarak kaydedildi. Adana'nın Çukurova bölgesi, BAE'nin ihtiyaç duyduğu birçok sektör için önemli bir tedarikçidir" dedi.

Uçurum, ticari ilişkilerin daha da geliştirilmesi ve iş birliği imkanlarının artırılması gerektiğini vurguladı.

Bakan Fidan: Cumhurbaşkanımız insanlık vicdanının sesi olmuştur

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, İsrail'e tepki olarak, "Cumhurbaşkanımız insanlık vicdanının sesi olmuştur. Bu haklı sesi bastırmak isteyen, başta İsrail olmak üzere uluslararası siyonist çevreler büyük bir telaş içindeler" ifadesini kullandı.


Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, X sosyal medya platformundan yaptığı paylaşımda, İsrailli bazı yetkililerin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı hedef olan söylemlerine ilişkin tepki gösterdi.

"Cumhurbaşkanımız insanlık vicdanının sesi olmuştur. Bu haklı sesi bastırmak isteyen, başta İsrail olmak üzere uluslararası siyonist çevreler büyük bir telaş içindeler" ifadesini kullanan Fidan, tarihin bütün soykırımcılar ve destekçileri için aynı şekilde sonuçlandığını hatırlattı.

İsrail Dışişleri Bakanı Yisrael Katz, sosyal medya hesabında, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı hedef alan iftira ve hakaret içeren paylaşım yapmıştı.


İsrail güçleri yine TRT ekibine saldırdı

İşgalci İsrail güçleri Mescid-i Aksa'da TRT Haber ekiplerini hedef aldı. Saldırıda, TRT kameramanı yaralandı. Muhabir Mücahit Aydemir'in telefonuna zorla el koyan İsrail güçleri telefondaki görüntüleri sildi.

 


İsrail güçleri bir kez daha TRT Haber ekibini hedef aldı.

TRT Haber ekibi, işgal altındaki Doğu Kudüs'te bulunan Mescid-i Aksa'da cuma namazı öncesi İsrail güçlerinin ihlallerini görüntülüyordu.

İsrail güçleri ilk olarak Aksa'nın kapısında Filistinlilere saldırdı. Ardından saldırıyı görüntüleyen TRT Haber ekibini hedef aldı.

Saldırıda kameraman Omar Awwad yaralandı

Müdahale sırasında gazeteci olduklarını belirten TRT Haber muhabiri Mücahit Aydemir'in telefonuna zorla el koyan İsrail güçleri telefondaki görüntüleri sildi.

İsrail güçleri arından TRT Haber ekibini bölgeden uzaklaştırırak yayın yapmasına izin vermedi.

İstanbul Boğazı'nda 2023'te 416 milyon ton yük taşındı

Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, yeni nesil yerli römorkör, ekipman ve sistemler sayesinde daha güvenli bir deniz trafiği sağladıklarını ve bu alandaki filoları millileştirdiklerini belirterek, "Denizde daha güvenli ve tamamen milli bir Türkiye inşa ediyoruz" dedi.


Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, İstanbul Boğazı'nın güvenliğini sağlayan Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğüne bağlı İstanbul Gemi Trafik Hizmetleri Merkezi'nde incelemede bulundu, basın mensuplarına açıklama yaptı.

Türk boğazlarında, Karadeniz'de, Ege'de ve Akdeniz'de tam anlamıyla denizlere hakim olan Türklerin okyanuslara ulaşıp bir cihan imparatorluğu kurduğunu dile getiren Uraloğlu, "Bizler için denizlerimiz mavi vatanımızdır. Her zaman belirttiğimiz üzere bir karış toprağımız ne ifade ediyorsa denizlerimizin bir kum tanesi, bir avuç suyu da bizler için aynı anlam ve önemi taşımaktadır." diye konuştu.

Uraloğlu, Türkiye'nin deniz ulaşımı alanında uluslararası ticaret faaliyetleri açısından anahtar konumda olduğunu belirterek, "Özellikle son 22 yılda bir kaptanın oğlu olan Sayın Cumhurbaşkanı'mız liderliğinde denizcilik faaliyetlerinden sorumlu bakanlık olarak attığımız her adımı bu bilinçle atıyoruz." ifadesini kullandı.

Son 22 yıldır hayata geçirdikleri tüm proje ve çalışmalarla Türkiye'nin, uluslararası denizcilik arenasındaki yerini ön sıralara taşıyarak gurur verici başarılara yelken açtığını söyleyen Uraloğlu, bugün denizcilikte öncü ülkeler arasında olan bir Türkiye'den bahsettiklerini, gemilerde dalgalanan Türk bayrağının dünyanın en prestijli bayrakları arasında olduğunu dile getirdi.

"TÜRK BOĞAZLARI TÜM DÜNYA İÇİN ÖNEMLİ BİR GEÇİŞ KORİDORU"

Bakan Uraloğlu, Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı olarak denizlerde seyir, can, mal ve çevre emniyetine de büyük önem verdiklerini belirterek, uydu yardımlı arama kurtarma çalışmalarına ve gelişmiş haberleşme sistemlerine değindi.

Boğazlardaki gemi trafiğinin yönetilmesi amacıyla 2003'te Türk Boğazları Gemi Trafik Hizmetleri Merkezinin kurulduğuna işaret eden Uraloğlu, yoğun gemi trafiğinin yaşandığı deniz yetki alanlarını da kapsam altına almak amacıyla Gemi Trafik Yönetim Sistemi projesini hayata geçirdiklerini anlattı.

Uraloğlu, İzmit, İzmir ve Mersin'de hayata geçirdikleri gemi trafik hizmetleri merkezlerinden bahsederek, "Ankara'da gemi trafik hizmetleri merkezlerinden elde edilen verilerle tüm kapsama alanlarını gösterir Gemi Trafik Yönetim Merkezini de hayata geçirdik. Bu sistemin 2003 yılında hizmete başlaması da elbette bir tesadüf değildir." diye konuştu.

Özellikle İstanbul Boğazı'nın Asya ve Avrupa kıtalarının birbirine 700 metre kadar yaklaştığı ve gemilerin çok kritik rota değişimi yapmasını gerektiren bir ticaret geçiş koridoru olduğunu söyleyen Uraloğlu, burada oluşan akıntıların ve sis gibi zorlu şartların İstanbul Boğazı'nı daha da zorlu hale getirebildiğini dile getirdi.

Çanakkale Boğazı'nın da en az İstanbul Boğazı kadar kendine has seyir emniyeti açısından tehlike oluşturacak potansiyele sahip olduğunu belirten Uraloğlu, Türk Boğazları Gemi Trafik Hizmetleri'nin önemine işaret etti.

"İSTANBUL BOĞAZI'NDA 2023'TE 416 MİLYON TON YÜK TAŞINDI"

Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Uraloğlu, Türk Boğazları Gemi Trafik Hizmetleri'ne ilişkin detaylar paylaşarak şu bilgileri verdi:

"İstanbul Gemi Trafik Hizmetleri Merkezi ve Çanakkale Gemi Trafik Hizmetleri Merkezi olmak üzere iki parçadan oluşmakta ve toplamda 204 millik bir alanı kapsamaktadır. İstanbul Gemi Trafik Hizmetleri Merkezi, İstanbul Boğazı'nın Karadeniz girişinden başlamak üzere Sektör Türkeli, Sektör Kandilli, Sektör Kadıköy ve Sektör Marmara olmak üzere 4 sektörden oluşmaktadır. Sorumluluk sahası 80 millik bir alanı kapsamaktadır. Çanakkale Gemi Trafik Hizmetleri Merkezi'miz ise Çanakkale Boğazı'nın Marmara Denizi girişinden itibaren Sektör Gelibolu, Sektör Nara ve Sektör Kumkale olmak üzere 3 sektörden oluşmaktadır. Sorumluluk sahası da 124 mildir."

Uraloğlu, bu iki merkezin toplam 16 trafik gözlem istasyonunda deniz trafiğini 7 gün 24 saat gözlemlediğini ve yönettiğini belirterek şöyle devam etti:

"İstanbul Boğazı'nda 2023 yılında toplam 39 bin gemi hareketiyle toplam 416 milyon ton yük taşındı ve bu yüklerin yaklaşık 165 milyon tonu petrol dahil olmak üzere tehlikeli yükler kapsamındaydı. Bu tehlikeli yükleri taşıyan 9 bin 300 civarındaki tankerlerden 2 bini de 200 metre ve üzeri boya sahip tek seferde bir milyon varilin üzerinde ham petrol taşıyan gemilerdir. Çanakkale Boğazı'nda da yine 2023 yılında toplam 44 bin 892 gemi hareketi gerçekleşti ve 550 milyon ton yük taşındı. Bu boğazımızda da tehlikeli yük miktarı toplam 185 milyon ton oldu. 200 metre üzerinde 2 bin 500 tanker geçişi gerçekleşti."

"SON 5 YILDA 250 METREDEN BÜYÜK GEMİ SAYISINDA İSTİKRARLI ARTIŞ VAR"

Bakan Uraloğlu, son 5 yılda özellikle 250 metreden büyük gemilerin sayısında istikrarlı bir artış gördüklerini belirterek, bu noktada seyir emniyeti ile can, mal, çevre ve deniz güvenliğini artırmak için Gemi Trafik Hizmetleri Merkezleri ile Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğünün sorumluluklarının daha da arttığını söyledi.

Bu kapsamda Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğü tarafından verilen kılavuzluk hizmetindeki artışların dikkati çektiğini vurgulayan Uraloğlu, İstanbul Boğazı'nda 2003 yılında yüzde 40 olan kılavuzlama oranının 2023'te yüzde 65'e yükseldiğini, söz konusu oranın Çanakkale Boğazı'nda yüzde 29'dan yüzde 55'e ulaştığını ifade etti.

Uraloğlu, bu oranların 150 metre üstü gemilerde İstanbul Boğazı'nda yüzde 99'a, Çanakkale Boğazı'nda yüzde 78'e yükseldiğini, refakat hizmeti verilen gemi sayısının 2023 itibarıyla yıllık bazda İstanbul Boğazı'nda 8 bine, Çanakkale Boğazı'nda ise 2 bin 500'e ulaştığını bildirdi.

"DENİZDE DAHA GÜVENLİ VE TAMAMEN MİLLİ BİR TÜRKİYE İNŞA EDİYORUZ"

Bakan Uraloğlu, Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğünün görev ve sorumluluklarını en üst düzeyde yerine getirmek için sürekli olarak gelişen teknolojiye ayak uydurduğunu ve filosunu güçlendirmeye devam ettiğini söyledi.

Uraloğlu, "Daha dün Genel Müdürlüğümüzün operasyonel gücüne güç katacak ve başta Türk boğazları olmak üzere ihtiyaç duyulan her yerde kullanılacak olan 2 adet 70 ton ve 2 adet 80 ton çekme kapasitesine sahip 4 römorkör ile 6 adet kılavuzluk botunun Türk tersanelerinde yerli olarak üretilmesine yönelik yatırımın imzaları atıldı." dedi.

Bu alandaki yerlileştirmeye işaret eden Uraloğlu, sözlerini şöyle tamamladı:

"Yeni nesil yerli römorkörlerimizin yanı sıra yerli elektronik fener, şamandıra, sinyalizasyon sistemleri ile radar ve kameralarımızla hem daha güvenli bir deniz trafiği sağlıyor hem de filomuzu ve teknolojimizi millileştiriyoruz. Denizde daha güvenli ve tamamen milli bir Türkiye inşa ediyoruz. Bu sahada milli yazılım ve teknolojinin geliştirilmesine yönelik adımlar da atıyoruz. Ana yüklenici HAVELSAN ile Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğü'müz arasında Türk Boğazları Gemi Trafik Hizmetleri Sistem Yükseltme Projesi de imza altına alınmıştır. Proje, yazılım, sensörler ve bilişim altyapısı, ülkemiz milli yetkinlikleri ve üretim kabiliyetleri göz önünde bulundurularak tasarlanmıştır. Alt yüklenici ASELSAN tarafından da yerli üretilen radar, elektro-optik kamera ve radar yön bulucu gibi sistemleri de entegre edilerek yerli üretim oranının en üst seviyeye çıkarılması amaçlanmıştır."

URALOĞLU, BOĞAZDAN GEÇEN BİR GEMİNİN KAPTANIYLA SOHBET ETTİ

Bakan Uraloğlu, açıklamasının ardından İstanbul Gemi Trafik Hizmetleri Merkezi'nde incelemelerini sürdürdü.

Buradaki görevlilerle konuşan ve yetkililerden bilgi alan Uraloğlu, İstanbul Boğazı'ndan geçen bir geminin kaptanıyla da sohbet etti.

Kaptana geminin ne taşıdığını ve ne kadar zamandır seyirde olduğunu soran Uraloğlu, konuşmanın sonunda yolculuğun iyi geçmesi temennisinde bulundu.

Netanyahu'yu eleştiren TBMM Başkanı Kurtulmuş: Savaş suçlularının yeri Meclis değil sanık sandalyesi

 İsrail Başbakanı Netanyahu'nun ABD Kongresinde konuşma yaparak dakikalarca ayakta alkışlanmasını eleştiren TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, "Savaş suçlularının yeri Meclis kürsüleri değil sanık sandalyesidir. Gazze’deki açık savaş suçlarının üstünü örtmeye Netanyahu’nun yalana dayalı şovu yetmeyecektir." dedi.


TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş'un sosyal medya hesabından yaptığı paylaşım şu şekilde:
Gazze’de yaklaşık on aydır devam eden ve soykırım boyutlarına ulaşan insani yıkım ve katliamların faili, eli kanlı bir savaş suçlusu ve siyasi programını Filistin Halkının varlık ve haklarının inkârı üzerine kurmuş aşırıcı bir Hükümetin başı olan Benyamin Netanyahu’nun ABD Kongresine davetini ve önceki gün ortak oturumdaki hitabını büyük bir hayret ve dehşetle takip ettik.

ABD Kongresindeki hazin tablo İsrail “işgal”inin Filistin topraklarıyla sınırlı kalmayacağını göstermiştir. Uluslararası hukuku hiçe sayan, bölgeyi ateşe veren ve kendi halkı nezdinde bile saygınlığı sorgulanan bu kişiye ırkçı nefretini ve barış karşıtı söylemini tekrarlaması için bu şekilde bir imkân sağlanması esef vericidir.

Netanyahu, bazı ABD’li siyasetçilerce de doğru şekilde işaret edildiği üzere, Gazze’de akan kanın durdurulması ve bölgede kalıcı barışın sağlanması önündeki en büyük engelin bizzat kendisi olduğunu konuşmasıyla gözler önüne sermiştir.

Şahsi ikbali uğruna, kural temelli uluslararası sistemi çöküşe sürükleyen bu siyasetçinin, ABD gibi demokrasi ve insan haklarına bağlılık iddiasındaki bir ülkenin meclisinde saygın bir devlet adamı gibi muamele görmesinin, Türkiye’de ve dünyada olduğu kadar, ABD’de de infiale sebep olması gayet tabiidir. Çok sayıda Kongre üyesinin bu sahne şovuna alet olmayı reddetmesi bu yalın gerçeğin ifadesidir. Tüm insanlığın başından itibaren izlediği Gazze’de yaşanan soykırıma varan katliamın ve açık savaş suçlarının üstünü örtmeye Netanyahu’nun yalana dayalı şovu yetmeyecektir.

Demokrasi, hukuk ve adalet gibi değerleri ve Ortadoğu’da gerçek bir barış umudunu ayaklar altına alan alkış ve tezahüratlar karşısında ise, Kongre binasının içinde ve dışında maşeri vicdanın sesi olanların gösterdiği tavrı son derece kıymetli buluyorum.

Şaibeli bir ismin parlamentolarında konuşturulmasına başından beri karşı çıkarak oturuma katılmayan sağduyu sahibi Kongre üyelerini ve cesur itirazlarını dile getirenleri takdirle karşılıyorum.

ABD halkını, sokaktaki çoğunluğun saflarında, adaleti ve barışı savunmaya devam etmeye davet ediyorum.

Bu vesileyle günden güne genişleyen insanlık cephesinin akıl ve vicdan sahibi fertlerini güçlü dostluk duygularıyla selamlıyorum.

Hak er ya da geç yerini bulacak, adalet mutlaka tecelli edecektir.

İstanbul'da ulaşıma yüzde 22,19 zam

 İstanbul Büyükşehir Belediyesi Ulaşım Koordinasyon Merkezi toplantısında, toplu ulaşım ücretlerine yüzde 22,19'a varan oranlarda zam yapıldı.



İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Ulaşım Koordinasyon Merkezi (UKOME) toplantısı, İBB Genel Sekreter Yardımcısı Gürkan Akgün başkanlığında, toplu ulaşım ücretlerine zam gündemiyle Çırpıcı Sosyal Tesisleri'nde gerçekleştirildi.

Toplantıda, toplu ulaşım araçları ile taksi, okul ve personel servis ücretlerine yüzde 22,19'a varan oranlarda zam teklifi görüşüldü.

Oy çokluğuyla kabul edilen zam teklifi kapsamında, yüzde 13'lük zamla tam elektronik bilet ücreti 17,70 liradan 20 liraya, Öğrenci elektronik bilet ücreti 8,64 liradan 9,76 liraya, aylık öğrenci abonman ücreti 250 liradan 282,5 liraya çıktı.

Taksilerde taksimetre açılış ücreti yüzde 22,19 zamla 24,55 liradan 30 liraya, sarı taksi mesafe ücreti kilometre başına 17,61 liradan 20 liraya, sarı taksi zaman tarifesi ücreti saatlik 195,63 liradan 235 liraya, sarı taksi indi-bindi ücreti ise 90 liradan 100 liraya çıktı.

Okul servis ücretlerinde 0-1 kilometre arası mesafe ücretine yüzde 16 zam

Deniz taşımacılığında Üsküdar-Eminönü arasındaki yolculuk ücreti yüzde 13 zamla 22,42 liradan 25,33 liraya, Kadıköy-Eminönü 24,98 liradan 28,23 liraya, Kadıköy-Beşiktaş 24,98 liradan 28,23 liraya, Bostancı-Adalar ise 65,85 liradan 74,41 liraya yükseltildi.

Minibüslerde en kısa mesafe ücreti 4 kilometreye kadar yüzde 16 zamla 15,50 liradan 18 liraya, 4-7 kilometre arası 16,50 liradan 19 liraya, 7-11 kilometre arası 18 liradan 20 liraya, 11-15 kilometre arası 18,50 liradan 21 liraya, 15-20 kilometre arası 20 liradan 22,5 liraya, öğrenci ücreti ise yüzde 20 zamla 10 liradan 12 liraya çıktı.

Okul servis ücretlerinde 0-1 kilometre arası mesafe ücreti yüzde 16 zamla 1665 liradan 1931,40 liraya yükseldi.

Personel servisi ücreti ise 10-17 koltuklu minibüsler için 865,69 liradan 1004,20 liraya çıktı.

Erdoğan’ın hedefinde hem sokakta yaşayan hayvanlar hem de CHP'li belediyeler var

 Erdoğan, sokakta yaşayan köpeklere ilişkin ölüm yasasını Meclis tatile girmeden önce Genel Kurul'a getireceklerini söyledi. CHP'li belediyeleri hizmetlerine zam yapmakla da suçlayarak "Hazine ve Maliye Bakanlığımız belediye borçlarının tahsiline kaynağında başlayacaktır" dedi.


AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin Grup Toplantısı’nda konuştu.

Erdoğan’ın hedefinde hem sokakta yaşayan köpekler, hem de 31 Mart seçimlerini kazanan CHP’li belediyeler vardı. “Türkiye'de başıboş köpek sorunu var” diyen Erdoğan, ölüm yasasını komisyondan geçiren milletvekillerine teşekkür etti.

CHP’li belediyeleri de hizmetlerine zam yapmakla suçladı. Hazine ve Maliye Bakanlığının belediye borçlarının tahsiline başlayacağını söyledi. “Öyle 25 kuruşa simit yok." dedi.

Erdoğan’ın konuşmasından satırbaşları şöyle:

"Hedefimiz, KKTC'nin tanınırlığını artırmak"

Kıbrıs harekatının yıldönümü: Kıbrıs Türk halkın, 1960'lardan beri, neredeyse 3 çeyrek asırdır haksızlığa, hukuksuzluğa ve ayrımcılığa maruz kalıyor. 1963 ile 1974 yılları arasında yaşanan katliamları birçoğumuz daha dün gibi hatırlıyoruz. Yakılan köyleri, öldürülen çocukları, Ada'nın sadece yüzde 3'lük bölümüne sıkıştırılmak istenen Kıbrıslı kardeşlerimizin dramlarını asla unutamayız. Tüm bu zulümler işlenirken Batılı kurum ve kuruluşlar hiçbir şey yapmadı. Bugün Gazze soykırımını seyrettikleri gibi Kıbrıs Türk halkına yönelik etnik temizlik teşebbüslerini de uzaktan izlediler. 20 Temmuz 1974 Barış Harekatı'yla Türkiye, Kıbrıs Türk halkının varlığına uzanan kirli ve kanlı elleri kırmıştır. 1983’te Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin ilanıyla Barış Harekatı taçlandırılmıştır.

Ancak Kıbrıs Türkünün bağımsızlık iradesini kırmaya yönelik politikalar, o günden bu yana artarak devam etti. Son olarak 2004’te Annan Planı'na 'evet' diyen Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti cezalandırılırken; plana 'hayır' diyen Rum kesimi, Avrupa Birliğine tam üye yapılarak ödüllendirildi. Daha sonra oturulan müzakere masalarından ne yazık ki hiçbir sonuç çıkmadı. Eski yöntemlerle bir yere varılamayacağını artık görmüş durumdayız. Federalizme dayalı tekliflere bizim de Kıbrıs Türkü’nün de karnı tok. Hedefimiz, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin tanınırlığını artırmaktır.

Enflasyonu AKP’den başkası düşüremezmiş

Ekonomik kriz ve enflasyon:

Enflasyonda en kötü tabloyu geride bıraktığımıza inanıyoruz. Enflasyon, bundan sonra daha hissedilir biçimde düşecektir. Aşırı kâr hırsının şişirdiği fiyat balonu kimi sektörlerde yavaş yavaş sönüyor. Fiyatlama davranışının tekrar piyasa gerçekleriyle uyumlu hâle gelmeye başladığını görüyoruz. Sene sonunda enflasyonu, hedeflediğimiz seviyelere mutlaka indireceğiz.

Daha önce nasıl enflasyonu tek haneye indirdiysek, inşallah aynısını yine başaracağız. Bunu, AK Parti ve Cumhur İttifakı’ndan başka yapabilecek kimse de yoktur.

Belediyelerden borç tahsiline başlanacak

CHP’li belediyeler: Seçim bitti, sandıklar kapandı, verilen sözlerin tamamı rafa kalktı. CHP'li belediyelerin alametifarikası olan çöp, çukur, çamur, yolsuzluk, hırsızlık girdabına vatandaşlarımız tekrar sürüklendi. Vals ve dans gösterisi düzenlemeyi belediyecilik zannediyorlar. Beceriksizlik, iş bilmezlik, ideolojik bağnazlık adeta bunların paçalarından akıyor. Buradan Sayın CHP Genel Başkanı’na şunu söylemek isterim; dürüst siyaset, verilen sözlerin arkasında durmayı gerektirir. Tutmadığınız sözlerin mahcubiyetini, daha büyük vaatlerde bulunarak gizleyemezsiniz. Gücünüz yetiyorsa, belediye başkanlarınıza söyleyin, 'bedava yapacağız' diyerek milletten oy istedikleri ancak üç ayda üç dört kez zam yaptıkları hizmetlerin fiyatlarını düşürsünler.

Emeklilere faydanız dokunsun istiyorsanız, talimat verin, belediyeleriniz Sosyal Güvenlik Kurumu’na olan birikmiş borçlarını ödesinler. Meydanlarda 'oy verene bedava traktör vereceğiz' demek kolaydır; zor olan sözünün eri olmaktır, ahdine sadık kalmaktır. Şu anda belediyelerin borçlarıyla ilgili Hazine ve Maliye Bakanlığımız, kaynağında bu borçların tahsiline başlayacaktır. Öyle 25 kuruşa simit yok. Milletin varlığını değişik yerlerde harcamaya müsaade yok. Dolayısıyla Hazine ve Maliye Bakanlığı artık bunun tahsilini kaynağında yapacaktır, bunu böyle bilesiniz.

Emeklinin alım gücünü arttırdıklarını iddia etti

Emekliler: Benim çiftçim, üreticim, sanayicim, işçim şüphesiz en iyisine layıktır. Bilhassa ömrünün en güzel yıllarını; ailesine, ülkesine, milletine hizmet etmek için harcayan emeklilerimizin hakkını ödeyemeyiz. Hayatlarının ikinci baharında emeklilerimizin yanında yer almayı asli görevimiz olarak görüyoruz. Son 21 yılda emeklilerimizin hayat kalitesini yükseltecek birçok adım attık. Bizden önce emekli maaşları gerçekten insani standartların çok altındaydı. Kasım 2002'de, ülkeyi yönetme sorumluluğunu üstlendiğimizde en düşük emekli aylığı 66 lira, yani 43 dolardı. En düşük emekli aylığını geçen hafta yapılan artışla 12 bin 500 liraya yükselttik. Son iki yılda en düşük emekli aylığını yüzde 257 oranında artırdık. Yaptığımız bu artış, enflasyon beklentisinin oldukça üzerindedir.

Depremin toplam 104 milyar doları bulan faturası azaldıkça, ekonomide uyguladığımız politikalar daha fazla sonuç verdikçe inşallah ortaya çıkan ilave kaynağı başta emeklilerimiz olmak üzere halkımızın emrine sunacağız. Emekli kardeşlerimizin şunu bilmesini arzu ediyorum: gösterdiğimiz tüm bu çabalarımıza rağmen Cumhurbaşkanınız olarak, yaşadığınız sıkıntıların tamamının farkındayım. Serzenişlerinizi duyuyor ve sorunlarınızı çözmek için tüm imkânlarımızı seferber ediyoruz. Bizim popülizmle işimiz yok. Bizim hayal tüccarlığıyla da işimiz yok. Biz meydanlarda söz verip sonra unutanlardan değiliz, verdiği sözün her zaman dimdik arkasında duranlardan olduk.

Ölüm yasasına ‘evet’ diyen vekillere teşekkür etti

Sokakta yaşayan hayvanlar ve ölüm yasası: Birileri ısrarla görmezden gelse de Türkiye'de bir başıboş köpek sorunu var. Dünyanın hiçbir medeni ülkesinde, modern şehrinde göremeyeceğiniz bir sokak köpeği popülasyonuyla karşı karşıyayız. Maalesef bu sayı, her yıl asimetrik bir şekilde katlanarak artıyor. Üstelik bu başıboş köpekler çocuklara, yetişkinlere, yaşlılara, başka hayvanlara, koyun sürülerine, keçilere saldırıyorlar; trafik kazalarına sebep oluyorlar; en değerli varlıklarımız olan çocuklarımızı parçalamak suretiyle bizden kopartıyorlar. Artan kuduz vakalarını, yabancı ülkelerin Türkiye'ye gelen vatandaşlarına yaptığı uyarıları burada saymıyorum bile. Müdahale edilmedikçe sorun daha da büyüyor, kötüleşiyor, mesele tam anlamıyla çığırından çıkıyor. Milletimiz bizden bu sorunu çözmemizi istiyor. Halkımız, sokakların güvenli hâle gelmesini istiyor. Çocuklarımız, gönül rahatlığıyla okula gitmek, parkta oynamak istiyor.

Hayvanlar konusunda kimse bize merhamet dersi vermeye kalkışmasın. Hele hele, bölücü terör örgütünün beşikteki bebeği katletmesine, canlı bombaların şehirlerimizde masum sivilleri aramızdan almasına, Gazze'de, şu anda sayısı 16 bini bulan masum çocuğun, sayısı 40 bini geçen masum insanın katledilmesine ses çıkarmayanlar, kalkıp da bize merhametten bahsetmesin.

Ayrıca birileri, muhalefet milletvekillerinin desteğiyle buraya, Meclis'e taşınıyor, Meclis koridorlarını işgal ediyor, utanmadan sıkılmadan Meclis çatısı altında milletvekillerine 'katil' diye bağırabiliyor. Biz, bu densizliğe, bu edepsizliğe, bu şımarıklığa pabuç bırakacak, boyun eğecek bir grup değiliz. Biz, üç-beş marjinal karakterin çığırtkanlık yaparak, bağırarak, çağırarak Meclisi çalışamaz hâle getirmesine eyvallah etmeyiz.

Kanun teklifine "evet" diyen tüm milletvekillerine teşekkür ediyorum. Bu meseleyi Meclis tatile girmeden önce inşallah Genel Kurul’un da takdirine sunacak, orada da taşkınlıklara prim vermeden inanıyorum ki Cumhur İttifakı olarak teklifi yasalaştırarak sokaklarımızı güvenli hâle getireceğiz.


Dışişleri Bakanı Hakan Fidan'dan Ankara - Şam arifesinde dikkat çeken mesaj: "Savaşmamız gerekiyor"

 Irak ve Suriye'nin kuzeyinde 'teröristan' hayali kuran PKK/YPG'nin selası okunacak. Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Ankara - Şam arifesinde “(PKK/YPG) Bununla savaşmamız, bunun elindeki petrolü, enerji kaynaklarını Suriye halkına geri vermemiz gerekiyor” açıklamasında bulundu. Irak'ın PKK'yı "yasaklı örgüt" olarak tanımlası sonrası Fidan, "PKK Irak'ın her yerini kanser hücresi gibi sarıyor. Bu artık bizim sorunumuz olmaktan çıkıp Irak'ın bir milli güvenlik sorununa dönüştü" dedi. Türkiye - Irak ortak güvenlik mekanizması ve Ankara - Şam yakınlaşması PKK'yı iyiden iyiye köşeye sıkıştırdı.

Ankara - Şam hattındaki normalleşme zemini arayışları sürerken PKK/YPG iyiden iyiye köşeye sıkıştı.

Durum öyle bir vaziyet aldı ki elebaşları süreci sabote edeceklerine yönelik mesajlar vermeye başladı.

ELEBAŞLARI SABOTAJA BAŞLADI

İlk olarak sahneye PKK elebaşı Bese Hozat çıktı. Hozat, "Beşşar Esad Türkiye ile birleşip Kürtlere karşı bir soykırım savaşına girerse kuzeydoğu Suriye halkları tüm gücüyle direnir" diyerek tehditler savurdu.

Teröristbaşı Ferhat Abdi Şahin, "Türkiye bizi ortadan kaldırmayı hedefliyor" sözleriyle Ankara - Şam sürecini sabote edeceklerine yönelik sinyaller verdi.

Elebaşlarının kıvrannışı sürerken Irak'tan önemli bir adım geldi.

Irak hükümeti devlet kurumlarındaki resmi yazışmalarda terör örgütü PKK'nın "yasaklı örgüt" şeklinde tanımlanması talimatı verdi. Güvenlik kaynaklarından edinilen bilgiye göre, Irak Başbakanlığı'nın 23.07.2024'te Irak Temsilciler Meclisi Başkanlığı'na gönderdiği belgede, "PKK terör örgütünün resmi yazışmalarda 'yasaklı örgüt PKK' olarak kullanılması" ifadesi yer aldı.

Hem Irak topraklarını hem de Suriye'nin kuzeyini kanserli hücre gibi saran PKK'nın defedilmesi için çalışmalar sürerken Dışişleri Bakanı Hakan Fidan dikkat çeken açıklamalarda bulundu.

"PKK İLE SAVAŞMAMIZ, PETROLÜ SURİYE HALKINA VERMEMİZ GEREKİYOR"

Ankara - Şam normalleşme zemini arayışları öncesi Fidan, "PKK/YPG ile savaşmamız, elindeki petrolü, enerji kaynaklarını Suriye halkına geri vermemiz gerekiyor" diyerek Suriye rejimine mesaj gönderdi.

PKK'nın Irak için milli güvenlik sorunu haline geldiğini dile getiren Fidan, "PKK Irak'ın her yerini kanser hücresi gibi sarıyor. Bu artık bizim sorunumuz olmaktan çıkıp Irak'ın bir milli güvenlik sorununa dönüştü" dedi.

ÇÖZÜM İKİ DEVLET! TÜRKİYE MEKANİZMANIN PARÇASI OLUR

Fidan'ın açıklamalardan öne çıkanlar şu şekilde:

-Netanyahu'nun başka bir ajandası var. Filistin'de ateşkes Netanyahu'nun politik amaçlarıyla örtüşmüyor

-İki devletli çözümü şimdi hayata geçirmezsek, ileride bir dördüncü Gazze savaşı çıkacaktır. Sürekli savaşlarla uğraşacağız.

-İki devletli çözüm konusunda anlaşma olursa, Türkiye olarak önerdiğimiz garantörlük mekanizmasının parçası olabiliriz.

-PKK/YPG ile savaşmamız, elindeki petrolü, enerji kaynaklarını Suriye halkına geri vermemiz gerekiyor.

-PKK Irak'ın her yerini kanser hücresi gibi sarıyor. Bu artık bizim sorunumuz olmaktan çıkıp Irak'ın bir milli güvenlik sorununa dönüştü.