Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Uçum: Erdoğan milli bir değerdir, adaylık yolu ‘istisnai’ olarak açıktır

 Uçum, 7 Mayıs 2028'den önce TBMM'de alınacak kararla Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın seçimlerde yeniden aday olabileceğini belirtti.

 


Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Başdanışmanı Mehmet Uçum, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 2028 cumhurbaşkanlığı seçimlerinde yeniden aday olmasının yolunun "istisnai" olarak açık olduğunu belirtti.

Çarşamba günü katıldığı CNN TÜRK televizyonu canlı yayınında soruları yanıtlayan Uçum, 7 Mayıs 2028'den önce TBMM'de alınacak kararla Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın seçimlerde yeniden aday olmasının "mümkün" olduğunu öne sürdü.

Uçum, "Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi zaten başkanlık sistemi. 1960'tan sonra parti üyeliğine engel konulmuştur. Partili bir cumhurbaşkanı olması zorunluluk değil, imkandır. Partili cumhurbaşkanlığı diye bir sistem yok. Bizim sistemimiz başkanlık sistemidir," dedi.

"Erdoğan, Türkiye'nin milli bir değeridir. Böyle bir değerimiz varken, güçlü bir liderimiz varken adaylık imkanının sağlanmasının önemli olduğunu düşünüyorum," ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yeniden adaylığı mümkün mü?

İlk olarak 2014 yılında cumhurbaşkanı seçilen Erdoğan, toplamda üç kez, cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi kapsamında ise iki kez cumhurbaşkanı oldu.

2014 yılındaki seçimler parlamenter sistem anayasasına göre halk oyuyla yapıldı.

Başkanlık sistemine geçiş ile birlikte eski anayasa hükümlerinin yeni sistemde geçerli olamayacağı gerekçesiyle Erdoğan, 2023 seçimlerinde yeniden aday oldu.

2018’de yürürlüğe giren cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine ilişkin anayasa hükmüne göre, bir kişi en fazla iki kez cumhurbaşkanı seçilebiliyor.

2028'de yapılması planlanan cumhurbaşkanlığı seçimlerine Erdoğan’ın yeniden aday olabilmesi için birinci yol, anayasanın 101. maddesindeki “iki dönem kuralı”nın kaldırılması.

İkinci yol ise anayasa değişikliğine göre “erken seçim” ihtimali.

Teğmenlerin kılıçlı yemini | MSB kaynakları: Yüksek Disiplin Kurulu süreci başladı

Milli Savunma Bakanlığı kaynakları, kılıçlı yeminle gündeme gelen teğmenler ile diğer Türk Silahlı Kuvvetleri personelinin disiplin sürecinin başladığını bildirdi. Kaynaklar, “YDK’nın toplantı zamanı belirlendiğinde, en az 10 gün öncesinden ilgili personele tebligat yapılacaktır. Bu tarih zamanı gelince kamuoyuna duyurulacaktır.” açıklamasında bulundu.


Milli Savunma Bakanlığı’nda bugün haftalık basın bilgilendirme toplantısı vardı.

Toplantıda, ’nin kuzeyindeki çatışmalar ve kılıçlı yeminle gündeme gelen teğmenlerin disiplin süreçlerine ilişkin bakanlık kaynaklarından açıklama geldi.

Milli Savunma Bakanlığı kaynakları, Suriye’nin kuzeyinde Esad güçleri ile muhalif gruplar arasındaki çatışmalara ilişkin, “Bölgedeki bazı yerel grupların başlattıkları hareketliliği ve buna bağlı gelişmeleri yakinen takip etmekteyiz.” açıklamasını yaptı.

Kaynaklar, bölgedeki Türk birlikleri için her türlü tedbirin alındığını bildirdi.

PENÇE KİLİT OPERASYONU

Bakanlık kaynakları, Pençe-Kilit Operasyonu kapsamında, ’nin Irak sınırının tamamında emniyetin tesis edildiğini bildirdi.

“Türk Silahlı Kuvvetlerimiz ülkemizin ve milletimizin beka ve güvenliği için bölgedeki operasyon ve arama-tarama faaliyetlerine tek bir terörist kalmayıncaya kadar devam edecektir.” açıklamasını yapan bakanlık kaynaklarıi bölgede bugüne kadar gerçekleştirilen operasyonlar ve hava harekatlarında bin 128 teröristin etkisiz hale getirildiğini bildirdi.

YÜKSEK DİSİPLİN KURULU’NA SEVK EDİLEN TEĞMENLERLE İLGİLİ SON DURUM

Bakanlık kaynakları, Yüksek Disiplin Kurulu’na (YDK) sevk edilen teğmenler ve diğer personelle ilgili sürecin nasıl işleyeceğine dair sorular üzerine şunları söyledi:

“Yüksek Disiplin Kurulu süreci başlamıştır. YDK’nın toplantı zamanı belirlendiğinde, en az 10 gün öncesinden ilgili personele tebligat yapılacaktır. Bu tarih zamanı gelince kamuoyuna duyurulacaktır.

F-16 BLOCK 70 / EUROFIGHTER / F-35 TEDARİKLERİ

Bakanlık kaynakları, F-16 BLOCK 70 / EUROFIGHTER / F-35 tedariklerine ilişkin soruyu da yanıtladı.

“Hava Kuvvetleri Komutanlığımızın ihtiyaçları doğrultusunda millî uçağımız KAAN hizmete girinceye kadar gelişmiş teknolojiyle donatılmış modern savaş uçaklarının envantere alınması ve envanterin çeşitlendirilmesi çalışmalarımız devam etmektedir.” denilen açıklamada şu ifadeler kullanıldı:

Bu kapsamda, 40 adet F-16 Blok 70 ve özellikli mühimmatın tedariki kapsamında 1,4 milyar dolarlık başlangıç ödemesi yapılarak sözleşme yürürlüğe girmiş, teknik görüşmeler devam etmekte, 40 adet Eurofighter tedarikine yönelik ise teknik görüşmeler olumlu devam etmektedir.

Muhataplarımıza 40 adet F-35 talebimiz resmi olarak iletilmiştir. F-35 konusunda da daha önce yaptığımız bir ödeme ve hangara alınan 6 adet uçak var. Ancak ilk defa bir NATO üyesi ülkeye (CAATSA) yaptırım uygulanarak teslimat gerçekleştirilmemiştir. Biz en başından beri bu yaptırımın yanlış olduğunu söylüyoruz.

Beklentimiz, müttefiklerimizin ittifakın ruhuna ve ortak güvenlik perspektifine uygun karar alınması, örtülü/örtüsüz tüm yaptırımların kaldırılmasıdır.”

“RUM YÖNETİMİNİN NATO’YA ÜYELİK BAŞVURUSU KABUL EDİLEMEZ”

Bakanlık kaynakları, ABD Başkanı Biden ile görüşen GKRY Cumhurbaşkanı Nikos Hristodulidis’in NATO üyeliği için girişimlerine ilişkin sorulara şu yanıtı verdi.

“Türkiye, NATO üyesi bir ülke olarak, ittifakın genişleme kararlarının oybirliği ile alındığını hatırlatır ve bu süreçlerin herhangi bir ülkenin ulusal güvenlik endişelerini dikkate alarak yürütülmesi gerektiğini savunur.  Mevcut durumda, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin NATO’ya üyelik başvurusu, Türkiye açısından kabul edilemez bir gelişmedir. Bu girişim, Kıbrıs meselesindeki hassas dengeyi bozacak ve çözüme yönelik müzakere süreçlerini olumsuz etkileyecektir.”


İstanbul'da motosikletli kuryeler sürücüyü darbetti

 Nişantaşı'nda kendisine yol vermeyen aracın dikiz aynalarını ve camlarını kıran moto kurye ve arkadaşlarıyla birlikte sürüye saldırdı. Saldırganlar kısa sürede gözaltına alındı.

Erdoğan'a göre İstanbul Sözleşmesi tartışmaları 'sanal' ve 'dayanaksız'

 

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Muhalefetin, İstanbul Sözleşmesi üzerinden yürütmek istediği sanal tartışmaların hiçbir dayanağı yoktur" dedi. Veriler Erdoğan'ın iddialarını yalanlıyor.




Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü" programında konuştu. Konuşmasında, İstanbul Sözleşmesi'ne geri dönülmesini ve sözleşmenin uygulanmasını isteyenleri hedef alan Erdoğan, "Muhalefetin, İstanbul Sözleşmesi üzerinden yürütmek istediği sanal tartışmaların hiçbir dayanağı yoktur" iddiasını öne sürdü. Ancak veriler Erdoğan'ın 'sanal' ve 'dayanaksız' iddialarını yalanlıyor. Sözleşmeden 1 Temmuz 2021’de çıkıldı. 2021 yılında 280 olan kadın cinayeti sayısı 2022'de 334'e, 217 olan şüpheli kadın ölümü sayısı ise 245'e yükseldi.

"SÖZLEŞME YAŞATIR" SLOGANI ANLAMSIZMIŞ!

Kadına yönelik şiddet faillerine yönelik cezasızlık politikasına eleştiriler ve tepkiler sürerken Erdoğan, "Kadına el kaldıran, fiziki ya da psikolojik şiddet uygulayan herkes hak ettiği cezayı mutlaka çekmelidir, bunu temin etmek de devletin asli görevidir" dedi.

Erdoğan, İstanbul Sözleşmesi'ne dair ise şu sözleri sarf etti: "Muhalefetin, İstanbul Sözleşmesi üzerinden ısrarla yürütmek istediği sanal tartışmaların hiçbir dayanağı yoktur. 'Sözleşme yaşatır' sloganı da marjinal kesimlerin ideolojik kavga aparatı olma dışında hiçbir anlam taşımıyor. Muhalefetin iddialarının aksine sözleşmeden çekilme ile kadına yönelik şiddetle mücadele irademiz arasında hiçbir illiyet bağı yoktur… Araştırmalar şiddet ve bağımlılık doğrudan arasında irtibat olduğunu çok net bir biçimde ortaya koyuyor."

VERİLER ERDOĞAN'I YALANLIYOR

Ancak Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu'nun (KCDP) verileri Erdoğan'ın iddialarını net bir biçimde yalanlıyor.

Türkiye'nin 1 Temmuz 2021’de Erdoğan'ın tek imzasıyla İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmesinden bu yana, her yılın ilk 6 ayında kadın cinayeti sayısı arttı.

KCDP'nin "2024 yılı ilk 6 ay içerisindeki şüpheli kadın ölümleri ve kadın cinayetleri" raporuna göre 2021’in ilk 6 ayında 131, 2022’nin ilk 6 ayında 164, 2023’ün ilk 6 ayında 147, 2024’ün ilk 6 ayında ise 205 kadın öldürüldü. 

Şüpheli kadın ölümleri sayısı da benzer şekilde arttı. Bu sayı 2021'in ilk 6 ayında 99 iken 2022'nin ilk 6 ayında 125, 2023'ün ilk 6 ayında 128, 2024'ün ilk 6 ayında ise 117 oldu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Putin ile bölgesel gerilimleri görüştü

 Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Rusya devlet başkanı Vladimir Putin telefon görüşmesi yaptı. Görüşmede, küresel ve bölgesel meseleler ele alındı.



Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Rusya lideri Vladimir Putin 24 Kasım 2024 tarihinde telefonda görüştü.

Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Putin arasındaki görüşmede, Türkiye Cumhuriyeti ile Rusya arasındaki ticareti ilişkiler konusu görüşüldü. Ayrıca görüşmede, Türkiye ile Rusya Federasyonu arasındaki ikili ilişkiler, küresel ve bölgesel meseleler ele alındı.

Öte yandan; Cumhurbaşkanı Erdoğan, telefon görüşmesinde Türkiye’nin bölgedeki gerilimleri sona erdirmek için ortaya koyduğu faaliyetler hakkında değerlendirme yaptı. Erdoğan, Türkiye'nin bu manada gerilimleri sonlandırmaya ve barış sürecine katkı sağlamaya devam edeceğini vurguladı.

TÜRKİYE CUMHURİYETİ, KIRIM DAHİL UKRAYNA'NIN TOPRAK BÜTÜNLÜĞÜNÜ SAVUNUYOR

Rusya'nın Ukrayna'da 24 Şubat 2022'de başlattığı topyekun işgal girişimi ve saldırılar 3. yılını tamamlıyor. Bu manada, Türkiye'nin, Rusya'nın ortaya koyduğu işgal girişimi ve saldırıları hakkındaki net politikası devam ediyor. Bilindiği üzere; Türkiye Cumhuriyeti, Kırım'ın 26 Şubat 2014'te gerçekleşen işgaline karşı net bir tavır alıyor.

Türk devleti, Ukrayna'nın uluslararası kabul görmüş sınırlarını kabul ederek, ülkenin toprak bütünlüğünü savunuyor. Kırım Tatar halkının ana vatanı Kırım'daki Rus işgaline karşı net bir duruş sergileyen Türkiye, bu yöndeki uluslararası çabaları da destekliyor. Ayrıca, Türkiye Cumhuriyeti, Rusya'nın başlattığı topyekun savaş hakkında, Ukrayna'nın Kırım dahil egemenliğini ve toprak bütünlüğünü sağlaması ön kabülündeki adil bir barışın tarafında yer alıyor.  

Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan Öğretmenler Günü mesajı

 Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Yurt içinde ve dışında fedakarca görev yapan tüm öğretmenlerimize şükranlarımı sunuyorum.” dedi. Görevi başında şehit düşen öğretmenleri rahmetle andığını söyleyen Erdoğan, “Aziz hatıralarını her zaman yüreğimizde yaşattığımız şehit Şenay Aybüke Yalçın’ı, Necmettin Yılmaz’ı ve diğer kahraman eğitimcilerimizi rahmetle anıyorum.” ifadelerini kullandı.




 Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Öğretmenler Günü nedeniyle sosyal medya hesabında bir paylaşımda bulundu.


Erdoğan, tüm öğretmenlerin Öğretmenler Günü’nü kutladı


“Bilgiyi hikmetle yoğurup kalpleri terbiye eden birer gönül işçisi, milletimizin değerlerini yarınlara taşıyan birer köprü konumundaki öğretmenlerimizin Öğretmenler Günü’nü tebrik ediyorum.” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Yurt içinde ve dışında fedakârca görev yapan tüm öğretmenlerimize şükranlarımı sunuyorum.” ifadesini kullandı.


Görevi başında şehit olan öğretmenleri de anan Erdoğan, “Afetlerde ve kazalarda ebediyete irtihal eden öğretmenlerimiz başta olmak üzere vefat eden tüm öğretmenlerimizi rahmetle yad ediyorum.” dedi.


 “Aziz hatıralarını her zaman yüreğimizde yaşattığımız şehit Şenay Aybüke Yalçın’ı, Necmettin Yılmaz’ı ve diğer kahraman eğitimcilerimizi rahmetle anıyorum.” ifadesini kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, mesajını şöyle tamamladı:


“Ülkemize, milletimize ve evlatlarımıza karşı vazifelerini hakkıyla yerine getirdikten sonra bugün emekliliğini yaşayan öğretmenlerimize sağlıklı, hayırlı uzun ömürler niyaz ediyorum.”

Sudan Ordusundan HDK’ya: Osman Cafer’in Dönüşümü

 Sudan'da uzun süredir devam eden siyasi karışıklıklar ve askeri gerilimler, birçok askeri personeli cesur kararlar almaya zorladı. Bu bağlamda, Sudan ordusundan ayrılarak Hızlı Destek Kuvvetleri'ne (HDK) katılan Kenya'daki Osman Cafer'in hikayesi, ülkenin askeri ve siyasi sahnesinde dikkat çeken olaylardan biri oldu.

Sudan Ordusundan HDK'ya Doğru Cesur Bir Adım

Osman Cafer, Sudan ordusunda yıllarca görev yaptıktan sonra, kendisini ülkedeki politik çalkantıların merkezinde buldu. Sudan'ın güneyindeki çatışmalar, askeri müdahaleler ve değişen siyasi dengeler, birçok askerin bağlılıklarını sorgulamalarına neden oldu. Osman Cafer, Sudan ordusunun geleneksel yapısından uzaklaşarak Hızlı Destek Kuvvetleri'ne katılma kararı aldı. Bu karar, yalnızca bir askeri tercih değil, aynı zamanda bir ideolojik duruş olarak değerlendirildi.

Osman Cafer Neden Bu Kararı Aldı?

Osman Cafer’in Hızlı Destek Kuvvetleri’ne katılma kararı, ülkede birçok kişinin ilgisini çekti ve tartışmalara yol açtı. Sudan ordusundaki uzun yıllara dayanan tecrübesi ve uzmanlığı, bu kararı daha da önemli hale getirdi. Cafer, Sudan ordusunun mevcut yönetimine ve politikalarına karşı duyduğu hayal kırıklığı nedeniyle bu yolu seçti. Ona göre, HDK, Sudan'ın geleceği için daha açık bir vizyon ve daha adil bir yapı sunuyor.

HDK ve Sudan'daki Rolü

Hızlı Destek Kuvvetleri, Sudan'daki iç çatışmalar sırasında önemli bir aktör olarak öne çıktı. Hem askeri hem de politik güçlerini artırarak, Sudan'ın geleceği üzerinde büyük bir etkiye sahip oldular. Osman Cafer’in HDK’ya katılması, yalnızca askeri bir hamle değil, aynı zamanda Sudan'daki güç dengelerini değiştirebilecek bir adım olarak yorumlandı.

Kenya'da Yeni Bir Hayat: Osman Cafer'in Geleceği

Osman Cafer’in Sudan ordusundan ayrılıp HDK’ya katılmasının ardından, Kenya’da yeni bir yaşam kurduğu biliniyor. Kenya, Sudan'daki iç çatışmaların etkisinden kaçan birçok Sudanlı için güvenli bir sığınak haline geldi. Cafer, Kenya’da Hızlı Destek Kuvvetleri’yle birlikte çalışmaya devam ederek, Sudan’daki çatışmaların çözümü için farklı yollar aramaya başladı.

Osman Cafer'in Kararı Sudan İçin Ne Anlama Geliyor?

Osman Cafer’in Sudan ordusundan ayrılarak HDK’ya katılması, Sudan’daki askeri ve politik yapının zayıfladığını ve farklı güçlerin ortaya çıktığını gösteriyor. Bu durum, Sudan’ın geleceği için belirsizlikleri artırsa da, aynı zamanda ülkenin demokratikleşme sürecinde yeni bir umut olarak da değerlendirilebilir.

Cesaret ve Değişim Sembolü

Osman Cafer’in Sudan ordusundan ayrılıp HDK’ya katılması, Sudan’da cesaret ve değişim arayışının sembollerinden biri haline geldi. Bu adım, yalnızca askeri bir karar değil, aynı zamanda ülkenin politik ve sosyal yapısında yeni bir dönemin başlangıcını temsil ediyor. Cafer’in hikayesi, Sudan’daki güç dengelerinin nasıl değiştiğini ve gelecekte nelerin olabileceğini anlamak için önemli bir örnek teşkil ediyor.


Katil Netanyahu için tutuklama kararı

Uluslararası Ceza Mahkemesi beklenen kararı açıkladı. Soykırımcı Netanyahu ve suç ortağı Gallant için tutuklama kararı çıktı. Bu iki isim eğer UCM’ye taraf olan bir ülkeye giderse tutuklanıp, adalet önüne çıkarılabilir. Uzmanlara göre bu karar, Netanyahu’ya sınırsız destek veren ülkelerin yeniden düşünmesini sağlayacak.


Hakkari'de şehit bebek ve çocuklar anısına kütüphane kuruldu

 

Hakkari'nin Yüksekova ilçesinde, PKK'lı teröristlerin düzenlediği saldırılarda hayatlarını kaybeden bebek ve çocukların anısına kurulan kütüphane törenle açıldı.



İçişleri Bakanlığı Sivil Toplumla İlişkiler Genel Müdürlüğü ve Şırnak Yeşeren Gençlik Derneği işbirliğiyle Yeni Mahalle Anaokulu'nda oyuncaklar ve materyallerle donatılan "Şehit Bebek ve Çocuk Oyuncak Kütüphanesi" kuruldu.


Kur'an-ı Kerim okunmasıyla başlayan açılış töreninde konuşan Hakkari Valisi ve Belediye Başkan Vekili Ali Çelik, güzel bir amaç için bir araya geldiklerini söyledi.


Bu topraklarda en huzurlu, en güvenli zaman dilimini yaşadıklarını belirten Çelik, şunları ifade etti:


"Burada güven ve huzur içinde yaşamımızı devam ettiriyorsak bunun en büyük nedeni hiç düşünmeden feda-i can eden şehitlerimiz. Allah onlardan razı olsun. Biliyoruz ki onlar cennettedirler. Allah rahmet eylesin. Bu topraklarda geçmişte hep beraber yaşadık, gelecekte de bir millet olarak hep beraber yaşayacağız. Önemli olan eğitimin kalitesini artırmak, bu çocuklarımızın, pırıl pırıl gençlerimizin yarınlarını huzur ve güven içinde ama bilgili bir şekilde inşa etmek. Derneğimize, Sayın Bakanımıza şükranlarımızı arz ediyorum. Milli Eğitim Müdürümüze talimat verdim. Kütüphanesi olmayan tüm okullarımızın listesini çıkardı. Kütüphanesi olmayan okullarımızı kütüphaneye kavuşturacağız."


İçişleri Bakan Müşaviri ve Dernek Başkanı Hatice Atan da katılımcılara İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya'nın selamını iletti.


Bu bölgede yıllarca terör örgütünün insanları katlettiğini belirten Atan, bu kütüphanelerin kurulmasının hikayesinin, terör örgütünün köy baskınlarında kadın, çocuk demeden insanları katletmesinden geldiğini ifade etti.


Pilot iller olarak Hakkari ve Şırnak'ı seçtiklerini dile getiren Atan, şöyle konuştu:


"Raflarımızda annelerimizin, kadınlarımızın dokumuş olduğu oyuncak bebeklerimiz mevcut. Amacımız çocuklarımızın tebessüm etmelerini sağlamaktır. Artık burada huzur hakim. Dünya liderimiz, Cumhurbaşkanı'mız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğinde artık dağlarımızda festivaller yapılıyor. En büyük amacımız terörün gerçek yüzünü hiçbir zaman unutmamak. O yüzden bu kütüphanelerimizi açıyoruz."


Açılışı, terör örgütünün 35 yıl önce İkiyaka köyünde katlettiği 28 kişinin şehadetinin yıl dönümüne denk getirdiklerini ifade eden Atan, "Kütüphanemiz hayırlı olsun. Diyoruz ki bu topraklarda, bu dağlarda şehitlerimizin kanıyla sulanmış al bayrağımız dalgalanacak. Artık teröre geçit yok." dedi.


Vali ve Belediye Başkan Vekili Çelik, Atan ve diğer katılımcılar, okunan duanın ardından açılışı yapılan kütüphaneyi gezdi, öğrencilerle bir araya geldi.


Törene, şehit yakınları, Kaymakam Mustafa Akın, siyasi parti ve sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri, kurum müdürleri, öğrenci ve öğretmenler katıldı.



Sudanlı Üst Düzey Subay Osman Cafer'in Hızlı Destek Kuvvetleri'ne Katıldı

 Sudan ordusunda üst düzey bir subay olan Osman Cafer, son zamanlarda ordudan ayrılarak Hızlı Destek Kuvvetleri’ne (RSF) katılmasıyla gündeme geldi. Uluslararası ve yerel gözlemcilerin dikkatini çeken bu beklenmedik hamle, Kenya'nın Daily Nation gazetesi tarafından haber yapıldı ve Sudan'daki mevcut iç çatışmaların olası etkileri konusunda tartışmalara yol açtı.

İzmir'de polis ekibine saldırı: 13 şüpheli daha yakalandı

 İzmir'in Seferihisar ilçesinde silahlı çatışma ihbarına giden polis ekibine silahla ateş açılması olayıyla ilgili 13 şüpheli daha yakalandı.

MİT, siber suç ağını çökertti

İçişleri Bakanlığının bütçe görüşmelerinde kayyım protestosu

 İçişleri Bakanlığı bütçesi görüşmeleri "Kayyım bütçesi istemiyoruz" protestosu ile başladı.


TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda İçişleri Bakanlığının 2025 bütçe görüşmesi protesto ile başladı. 

Görüşmelere gelen İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, CHP'li milletvekillerinin tepkisiyle karşılaştı. Ali Yerlikaya korumalarıyla salona girerken onu protesto eden milletvekilleri arasında arbede yaşandı. Ali Yerlikaya ve CHP Grup Başkanvekili Ali Mahir Başarır itişti. 

Komisyon Başkanı Mehmet Muş vekillere "Beni salona almak istemediniz" diye tepki gösterirken, CHP’li milletvekilleri, "Salona almamak yok" dedi ve milletvekillerinin kayyım atanan Esenyurt belediyesine giremediğini hatırlattı.

Gerginlik üzerine komisyona 10 dakika ara verildi. Ardından konuşmalara geçildi.

BAŞARIR: MECLİS ODALARINI DİNLİYORSUNUZ

CHP Grup Başkanvekili Ali Mahir Başarır grup adına yaptığı açıklamada, kayyım atanan Esenyurt Belediyesi'ne milletvekilleri olarak 10 gün boyunca alınmadıklarını hatırlatarak, "Tam 10 gün Esenyurt'ta belediye binasına giremedik. Uzun uğraşlardan sonra, Meclis Başkanı'nı arayarak, bir şekilde 10 gün sonra belediye binasına girdik.


 İçişleri Bakanı'nın Komisyon'a geleceğini bilen milletvekilleri, 'Buna demokratik olarak bir tepki koyalım' dedi.


 Biz de sabah erken saatlerde sınırlı sayıda milletvekilimizle bir toplantı yaptık, CHP Grubu milletvekilleri Komisyon kapısında duralım, Sayın Bakan'a şunu söyleyelim dedik; Bir kamu kurumuna milletvekillerini sokmadınız, iki dakika burada durun konuşalım, nasıl bir duyguymuş' Olay bu. Sabah danışmanlar ve basın mensupları alınmadı salona. Polis geldi bize dedi ki, 'Kapının önünü mü keseceksiniz?' Sayın Bakan, siz Meclis odalarını dinliyorsunuz!" diyerek tepki gösterdi.

SARUHAN OLUÇ: KAYYIMLARIN MERKEZİSİNİZ

DEM Parti Grup Başkanvekili Saruhan Oluç da "Plan ve Bütçe Komisyonunda daha önce hiç bu hale gelmemiştik. 


Daha özenli davranmalı ve hepimiz kendimize çeki düzen vermeliyiz. Sayın Bakan, sizi daha demokratik bir ortamda ağırlamak isterdik.

 Ancak kayyımların merkezi olarak eleştirilmeye hazır olun. Yerel demokrasinin ihlal edildiği yerdesiniz hazır olun" diye belirtti.

BAYHAN: SENİ MİLLET DEĞİL 'TEK ADAM' GETİRDİ

Emek Partisi İstanbul Milletvekili İskender Bayhan, masaya vurarak ve elini kaldırarak konuşan Ali Yerlikaya'ya "Sen buraya, meclise kayyım gibi hesap vermemeye gelmişsin. 'Bizi millet getirdi' diyorsun. Seni kim seçti? Milletten nerede kaç oy aldın? Seni tek adam getirdi. Tek adamın memurusun sen.” diyerek tepki gösterdi.

Sadakataşı Derneğinin Gazze'deki çadır okulundan 150 öğrenci faydalanacak

 Sadakataşı Derneği, Gazze Şeridi'nin Han Yunus kentinde 150 öğrencinin eğitim göreceği Diriliş Çadır Okulu'nu hizmete açtı.

Yenidoğan çetesi davasında yeni gelişmeler !

 "Yenidoğan Çetesi" duruşmasında hemşire Hakan Doğukan Taşçı, örgüt lideri Fırat Sarı'yla ilgili dikkat çeken itiraflarda bulundu. Kendisi hakkındaki suçlamaları reddeden Taşçı, Fırat Sarı'nın hastane yöneticisinden sevk ettiği her bebek için 10 bin lira aldığını söyledi.




Yenidoğan Çetesi dün görülen duruşmayla itiraflarda bulunmaya başladı. 10 bebeğin ölümüne neden olduğu ortaya çıkan ve sayısı bilinmeyen bebeğin de engelli olmasına sebep olan çete bugün ikinci kez hakim karşısına çıktı.

Tüm Türkiye bu davaya kulak kesilmişken her bir sanığın yapacağı savunma ve ağızlarından çıkacak tek bir cümle merak konusu oldu. Sanıkların ne kadar ceza alacakları da merak edilen diğer bir önemli konu olarak öne çıktı.

"AYLIK GELİRİM 400 BİN TL" DEMİŞTİ
Yenidoğan Çetesi'nin elebaşı Fırat Sarı ile ilgili dün mahkemede ise sadece hemşire Hakan Doğukan Taşçı dikkat çeken itiraflarda bulundu. Diğer sanıklara da soruların bugün yöneltileceği belirtildi. 11 saat süren duruşmada Fırat Sarı aylık gelirinin 400 bin lira olduğunu söyledi. Ancak Taşçı'nın ifadesi Sarı'nın 400 binden fazla geliri olduğunu ortaya çıkardı.

Çetenin bebeği nasıl boğduğu ortaya çıktı. Mahkeme dosyaya almadı Çetenin bebeği nasıl boğduğu ortaya çıktı. Mahkeme dosyaya almadı

Fırat Sarı'nın hemşiresi hasta raporlarını yanlış yazdıklarını itiraf etti. Denetimden nasıl kaçtıklarını açıkladı Fırat Sarı'nın hemşiresi hasta raporlarını yanlış yazdıklarını itiraf etti. Denetimden nasıl kaçtıklarını açıkladı

"BAZI SİSTEMLİ YANLIŞLIKLAR VAR"
Hemşire Hakan Doğukan Taşçı, "Savunma yapacağım. Öncelikle tutuklandıktan sonra kendim yaptığım işlemi söyledim ve kabul ettim. Soruşturma aşamasında dürüstlükle ifadelerimi verdim. Bazı konulardaki suçlamaları kabul etmiyorum. Kasten öldürme suçunu kabul etmiyorum. Sadece telefon tapelerinden bilir kişi raporu yazılmış. 2014 yılında sağlık lisesinden mezun oldum.10 yıldır yenidoğan yoğun bakımda çalışıyorum. 7-8 hastanede çalıştım. Hepimiz sağlık sektöründe olduğumuz için diğer sanıkları hepimiz tanırız. Çoğunu tanıyorum. Fırat Sarı'yı Reyap hastanesinden tanıyorum. Hasan Basri arkadaşım. Davamız bir çok eylemden oluşuyor. Bir çok suçlama var. Bazı sistemli yanlışlıklar var" ifadelerini kullandı.

"HASTANE SAHİBİ OLARAK FIRAT BASKI KURUYORDU"
Çete lideri Fırat Sarı ile olan ses kaydı sorulan hemşire Hakan Doğukan Taşçı, "Her hastane sahibi para kazanmak ister. Hasta sayılarının fazla tutulması için Fırat Sarı'ya baskı kuruyor. Fırat'ta bana bunu aktarıyor" yanıtını verdi. Ayrıca Fırat Sarı'nın hastalara fazla ücret söylediğini ve aradaki komisyonu kendisine aldığını da bildiğini ifade etti.

"HASTA YOK DOLDUR" TALİMATI
Yoğun bakım boşalınca Fırat Sarı'nın sitem ettiğini ve "Hasta yok doldur" diyerek bir günde doldurulmasını istediği talimatının verildiğini ifade eden Taşçı, "Yoğun bakım ne kadar dolu olursa o kadar para kazanılıyor" dedi.

BEBEK BAŞINA 10 BİN LİRA KAZANMIŞ
Durumu kritik bir bebek için kendisinden yardım istenen bir doktorun "Çek fişi gitsin" dediğini ifade eden Taşçı, Şafak hastanesinin yöneticisinin ise Fırat Sarı'ya oraya sevk edilen her bebek başına 10 bin TL verdiğini belirtti.

Türkiye, Filistin polisine eğitim verecek

 Türk polisi, Filistin ile 1998 yılından itibaren sürdürdüğü kolluk eğitimi işbirliği anlaşmasının çerçevesini genişletti. Yeni anlaşma, iki ülke arasında personel değişimi ile bilgi ve deneyim paylaşımını da kapsıyor.


Uzun yıllardır savaşın gölgesinde kalan Filistin'in yanında yer alan Türkiye, hem insani hem de diplomatik yardımlarını sürdürüyor.


Son bir yıldır Filistin genelinde artan çalışmalar ve yüksek güvenlik ihtiyacının artmasıyla Türkiye, yeni bir anlaşmaya imza attı.


İki ülke arasında kolluk eğitimi iş birliği anlaşması yapıldı.

ANLAŞMA YÜRÜRLÜĞE GİRDİ


Türkiye ile Filistin Yönetimi arasında kritik anlaşma, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın onayıyla bu hafta yürürlüğe girdi.


Kolluk Kuvvetlerinin Eğitimine İlişkin Mutabakat Zaptı, Türk güvenlik güçlerinin Filistinli meslektaşlarını eğitmesine olanak tanıyacak.


FİLİSTİN POLİSİ TÜRKİYE'DE EĞİTİM ALACAK


Türk Polisi, 1998'den bu yana binden fazla Filistinli polis memuruna eğitim vermişti ancak yeni anlaşmanın kapsamı daha geniş olacak.


Taraflar, eğitim ihtiyaçlarını belirlemek amacıyla "eğitim ihtiyaç analizi" çalışması yapacak ve bu analiz doğrultusunda karşılıklı eğitim programları düzenleyecek.


ANLAŞMA PERSONEL DEĞİŞİMİNE OLANAK SAĞLAYACAK


Anlaşma ayrıca iki ülke arasında personel değişimi ile bilgi ve deneyim paylaşımını da kapsıyor.


Dışişleri Bakanlığı'ndan alınan bilgiye göre program, Polis Akademisi ile Jandarma ve Sahil Güvenlik Akademisi Başkanlığı aracılığıyla Filistinli polis memuru adaylarına lisans ve lisansüstü programlar sağlayacak.


Anlaşma, 2022 yılında Filistin'in Ramallah kentinde Türk ve Filistinli yetkililer tarafından imzalanmıştı. Ancak bu hafta yürürlüğe girdi.


Mutabakatın uygulanmasında koordinasyon görevi ise Türkiye ve Filistin İçişleri bakanlıklarına verildi.

İmamoğlu, Mansur Yavaş'a Karşı Kampanyalarını Yoğunlaştı

 Yazar İsmail Yaşa, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun, önümüzdeki Türkiye cumhurbaşkanlığı seçimlerine aday olma hırsına karşı durduğu için Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş'a karşı harekete geçtiğini ortaya koydu.


Yazar İsmail Yaşa, Ekrem İmamoğlu'nun, cumhurbaşkanlığı adaylığı yarışında rakibi olan Mansur Yavaş'ın itibarını sarsmak için CHP içerisindeki destekçileri ve medya aracılığıyla çeşitli sızıntılar yaptığını belirtti. İmamoğlu'nun, Mansur Yavaş'a karşı "kemer altı" vurmalara başladığını ifade etti.


Yaşa, son günlerde CHP içinde mevcut Genel Başkan Özgür Özel ile selefi Kemal Kılıçdaroğlu arasında, bir tarafta; İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ile Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş arasında, diğer tarafta, çatışmaların arttığını dile getirdi.


Parti içindeki sorunlar devam ederken bazı kişiler CHP'nin olağanüstü bir kongre yapması çağrısında bulundu. Ancak, CHP Genel Başkanı Özgür Özel, olağanüstü kongre düzenlemeyi reddetti. Bunun ardından 81 ildeki parti başkanları bir bildiri yayımladı ve ardından bazıları bildiriyi geri çekerek eski Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu'nun fotoğraflarını paylaştı.


Yaşa, Türk kamuoyunu en çok meşgul eden çatışmanın İmamoğlu ve Yavaş arasındaki rekabet olduğunu vurguladı. İmamoğlu’nun destekçileri, Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin müzik konserleri düzenlemek için on milyonlarca lira harcadığına dair belgeler sızdırdı. Bu belgeler, Yavaş’ın göreve geldiğinden bu yana israfı sonlandırdığı ve belediyenin kaynaklarını koruduğu iddialarına gölge düşürdü.


Ankara Büyükşehir Belediyesi'nin bir veya iki konser için ödediği paralar, bu kadar büyük miktardaki paraların nereye gittiğine dair soru işaretleri uyandırdı. Bir müzik grubunun, Ankara Belediyesi'nin düzenlediği bir konserde sahne aldığı ancak faturalarda belirtilen meblağın kendilerine ödenmediğini itiraf etmesi de bu soruları daha da derinleştirdi.

Birleşik Arap Emirlikleri’nin “Hoşgörü Işığı” Olma Yolculuğu

 Her yıl 16 Kasım, farklı kültürler, dinler ve milletler arasında anlayışı, hoşgörüyü ve birlikte yaşamayı kutlamak için “Uluslararası Hoşgörü Günü” olarak kutlanır. Bu özel gün, insanlığın daha barışçıl ve anlayışlı bir toplum oluşturma yolundaki çabalarını hatırlatır. Bu bağlamda, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), hoşgörü ve birlikte yaşama alanında attığı önemli adımlarla uluslararası alanda örnek bir ülke olarak öne çıkmaktadır. 


BAE: Hoşgörünün Işığı ve Herkesin Vatanı

BAE, 200 farklı milletten insanın uyum içinde bir arada yaşadığı bir ülke olarak, hoşgörünün somut bir örneğini sunmaktadır. Ülkede yaşayan farklı kültürler, dinler ve gelenekler, hoşgörünün bir arada yaşamanın temel taşı olduğunu kanıtlar niteliktedir. 

Bu durum, BAE'yi sadece bölgesel değil, uluslararası arenada da hoşgörünün ışığı olarak tanıtmaktadır. 

Hoşgörü Alanında Öncü Girişimler

BAE, hoşgörü ve birlikte yaşamayı teşvik etmek için çeşitli girişimler başlatmıştır. Ülke, dini ve kültürel çeşitliliği kucaklamak ve herkesin kendini güvende ve ait hissetmesini sağlamak için önemli adımlar atmıştır. Bu kapsamda:

- İnsan Kardeşliği Belgesi:

 Farklı dinler ve kültürler arasındaki anlayışı artırmak için imzalanan bu belge, BAE'nin hoşgörüye olan bağlılığını göstermektedir.

- İbrahim Evi:

 Üç büyük semavi dinin buluştuğu bu merkez, farklı inançların bir arada barış içinde var olabileceğini simgeler.

- Aşırılıkla ve Terörle Mücadele Merkezleri: 

BAE, radikalleşmeyi ve terörizmi önlemek amacıyla çeşitli merkezler kurmuş, bağnazlık ve nefreti ortadan kaldırmak için çalışmalar yürütmüştür.

Hoşgörüyü Destekleyen Yasalar 

BAE, toplumda hoşgörüyü desteklemek ve ayrımcılıkla mücadele etmek için yasal düzenlemeler yapmıştır. 

Ülkede, nefret söylemlerine, ayrımcılığa ve bağnazlığa karşı net yasalar yürürlüğe konulmuştur. 

Bu yasalar, toplumun tüm kesimlerinin barış içinde bir arada yaşamasını sağlamak amacıyla oluşturulmuştur.

Birleşik Arap Emirlikleri’nin Uluslararası İmajı

BAE, sadece bir ülke değil, aynı zamanda bir yaşam modeli sunmaktadır. Herkesin kendini ait hissedebileceği bir vatan olarak, uluslararası arenada hoşgörünün ve birlikte yaşamanın sembolü olmayı hedeflemektedir. 

Bu kampanya, BAE'nin hoşgörü alanındaki başarılarını ve örnek uygulamalarını uluslararası kamuoyuna tanıtmayı amaçlamaktadır. 

Hoşgörü ve barış içinde birlikte yaşama değerlerini yücelten BAE, dünyaya bu konuda ilham kaynağı olmayı sürdürmektedir.

Birleşik Arap Emirlikleri’nin “Hoşgörü Işığı” olma yolculuğu, farklı kültürler ve dinler arasındaki hoşgörünün ve sevginin, birlikte yaşamın mümkün olduğunu göstermektedir. 

Bu anlayış, BAE’yi herkes için güvenli ve barış dolu bir vatan yapmaktadır.




Yılın son Süper Ay'ı yükseliyor!

Dört süper ayın ardından yılın son Süper Ay'ı bu hafta gözlemlenecek. 15 Kasım Cuma akşamı gerçekleşecek Kasım ayının dolunayı, "Kunduz Ayı" adıyla biliniyor.


Bu hafta, 2024 yılının dört ardışık süper ayından sonuncusu olan "Kunduz Dolunayı" gökyüzünde parlayacak. 


15 Kasım Cuma akşamı, Türkiye saatiyle 00.28’de tam parlaklığa ulaşacak olan dolunay, gökyüzü meraklıları için eşsiz bir manzara sunacak.


Dolunay, tam halini alacağı geceye kadar bir ya da iki gün öncesinden gözlemlenebilecek. 


Bu dolunay, Boğa takımyıldızında yer alan Pleiades (Ülker) yıldız kümesiyle birlikte görülebilecek.


Ancak dolunayın parlaklığı, yıldız kümesinin tüm ayrıntılarını gözlemlemeyi zorlaştırabilir. Dolunayın yanı sıra, gökyüzü gözlemcileri dört gezegeni daha izleyebilecek.


AYNI ANDA GEZEGENLER GEÇİDİ


Gün batımından kısa süre sonra güneybatı yönünde Merkür belirecek, ancak kısa bir süre sonra ufkun altına inecek.


Ardından Venüs, güneybatıda daha yüksek bir konumda parlarken gece yarısına doğru güneyde soluk sarı renkte Satürn kendini gösterecek. 


Gece boyunca ise doğu yönünden Jüpiter ve Mars yükselerek gökyüzü şölenine eşlik edecek.


Bu yılki son süper ay olan Kunduz Dolunayı’nı kaçırmak istemeyenler, bir sonraki süper ay için uzun süre beklemek zorunda kalacak.


TBMM'de DEVA, Gelecek ve Saadet Partisi'nden sürpriz karar !

 DEVA, Gelecek ve Saadet Partisi, TBMM’de ortak grup kurmak için çatı partisi kurma kararı aldı. Milletvekillerinin tamamı yeni birleşime onay verirse çatı partisi Meclis’te 34 milletvekili ile temsil edilecek.


DEVA, Gelecek ve Saadet Partisi, çatı partisi kurarak TBMM’de ortak grup kurma kararı aldı.DEVA, GELECEK VE SAADET BİRLEŞİYORDEVA, Gelecek Partisi ve Saadet Partisi’nin görüşmelerinden sonuç çıktı. Üç parti TBMM’de birleşerek çatı partisi kurma kararı aldı. Çatı partisi TBMM’de ortak grup kuracak.


Gelecek Partisi ile DEVA Partisi arasında, yaz aylarında heyetler arasında yürütülen görüşmeler, Eylül 2024’e gelindiğinde liderler düzeyine taşındı. Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, partisinden aldığı yetkiyle, 19 Eylül Perşembe günü DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan ile görüşme gerçekleştirdi.

Bu buluşmanın dört saat sürdüğü, iki genel başkanın “birleşme görüşmelerinin sürdürülmesi” yönünde ortak kanaatte bulunduğu belirtildi.


Mehmet Aydın'dan şok itiraflar!

 Çiftlik Bank davası sanığı 'Tosuncuk' lakaplı Mehmet Aydın, cezaevinden mahkemeye mektup yazdı. Mehmet Aydın önceki beyanının doğru olmadığını belirtirken, 'Ayhan Çalışkan aslında kendisi bize hiçbir zaman makine üretmemiştir. 

Uruguay ve Paraguay'daki mal varlıkları biz tutuklanınca Ayhan Çalışkan'a kalmıştı. Çiftlikbank mağdurlarının parasıyla Ayhan Çalışkan dışarıda sefa sürmektedir.' ifadelerini kullandı. Etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanmak istediğini belirten Aydın'ın zayıflığı dikkat çekti.


“Tosuncuk” lakaplı tutuklu sanık Mehmet Aydın'ın üç ayrı suçtan 88 bin 302 yıla kadar hapisle cezalandırılması istenen ‘Çiftlik Banl' davası devam ederken yeni bir gelişme yaşandı. Cezaevinden mahkemeye mektup yazan Aydın, etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanmak istediğini belirtti.


Mehmet Aydın mektubunda, “Önceki beyanlarımda Ayhan Çalışkan hakkında tesisimize makine yapan bir üretici olduğunu söylemiştim. Aslında kendisi bize hiçbir zaman makine üretmemiştir. 


Ona yaptığım havaleleri naylon fatura keserek sanki gerçekten ticari bir işlem yapılmış gibi göstermiş ve bu parayla Uruguay'da bulunan Osman Naim Kaya'nın da ortak olduğu Vesde Sierra ve Pabipasli isimli iki paravan şirkete aktarmıştır. 


Bu şirketlerdeki bana ait hisseler Uruguay devletinin bana ait mal varlıklarına el koyma riskine karşı Ayhan Çalışkan'a devredilmiştir.



Gazi Mustafa Kemal Atatürk Ölümünün 86. Yıl Dönümünde Saygıyla Anıldı

 Millî mücadelenin önderi, Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün aramızdan ayrılışının 86. yıl dönümünde her bir noktasında izi bulunan Afyonkarahisar’da da düzenlenen törenle saygı, sevgi ve özlemle anıldı.

Türkiye ve Birleşik Arap Emirlikleri Arasındaki Verimli İş Birliği: Olumlu Bir Örnek

Türkiye ve Birleşik Arap Emirlikleri arasındaki ilişkiler son yıllarda önemli bir gelişim göstermiş olup, iki ülkenin çeşitli alanlardaki ortaklığını güçlendirme isteğini yansıtmaktadır. Ankara’daki BAE Büyükelçiliği tarafından düzenlenen "Dostluk ve Spor Günü" etkinliğinde, iki ülkenin temsilcileri dostluk bağlarını pekiştirme ve iş birliğini destekleme amacıyla bir araya geldi.

 

İmamoğlu, görevden alınmasını düşünenlere meydan okudu

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, Cuma günü, görevden alınmasını düşünenlere yönelik açıklamalarda bulundu.

İstanbul 6 sıra yükseldi; Dünya’nın 100 marka şehri

 Dünyanın en prestijli marka değerlendirme kuruluşlarından Brand Finance’in hazırladığı “City Index 2024” listesinde Türkiye’den üç şehir yine yer aldı. Tanınırlık, saygınlık, yatırım cazibesi gibi kriterlerin yanı sıra kültür, yaşanabilirlik ve sürdürülebilirlik başlıklarında değerlendirilen bu şehirler, Türkiye’nin uluslararası alanda sahip olduğu marka gücünü bir kez daha gösterdi.




Dünyanın önde gelen marka değerlendirme kuruluşu Brand Finance, "City Index 2024" araştırması kapsamında bu yılın en değerli 100 şehir markasını açıkladı. Listede Türkiye’den İstanbul, Antalya ve İzmir yine yerini aldı. 20 ülkeden 15 bin kişinin katıldığı araştırma, şehirlerin küresel düzeyde nasıl algılandığını ortaya koydu.

DÜNYA GENELİNDE 100 ŞEHİR 7 BAŞLIKTA DEĞERLENDİRİLDİ

Bu geniş çaplı ankette, Türkiye'nin yanı sıra ABD, Almanya, Avustralya, Birleşik Arap Emirlikleri, Brezilya, Çin, Endonezya, Fransa, Güney Afrika, Güney Kore, Hindistan, İngiltere, İspanya, İtalya, Japonya, Kanada, Meksika, Nijerya ve Suudi Arabistan gibi ülkelerden katılım sağlandı.

Şehirler; tanınırlık, saygınlık, tercih edilebilirlik gibi kriterlerin yanı sıra iş hayatı, yatırım cazibesi, kültür ve miras, bilim ve eğitim, yönetişim, yaşanabilirlik, halk ve değerler ile sürdürülebilirlik gibi toplamda 7 ana başlık altında değerlendirildi.

LONDRA ZİRVEDE, İSTANBUL YÜKSELİŞTE

Bu yıl da listenin ilk sıraları değişmedi: Londra, New York ve Paris sırasıyla ilk üç sırada yer alırken; Tokyo 4’üncü, Dubai 5’inci sırada konumlandı. İstanbul ise geçen yılki 57’nci sırasından yükselerek bu yıl 51’inci sıraya çıktı. Antalya 93’üncü, İzmir ise 98’inci sırada yer aldı.

Brand Finance’in sıralamasında tanınırlık kriterine göre İstanbul 31’inci sırada yer alırken, Antalya 95’inci ve İzmir 100’üncü sırada konumlandı. Saygınlık değerlendirmesinde de İstanbul 51’inci sırada bulunurken Antalya 93, İzmir 97’nci sırada yer aldı. Tercih edilebilirlik açısından ise İstanbul 62’nci, Antalya 93’üncü ve İzmir 97’nci sıraya yerleşti.

DİJİTAL DÜNYADA ŞEHİRLER VARLIĞINI GÜÇLENDİRMELİ

Brand Finance Türkiye Direktörü Muhterem İlgüner, özellikle İstanbul’un tarihi ve doğal güzellikleriyle güçlü bir yer tuttuğunu belirtti. "Sadece tarihin, doğanın bahşettiği üstünlük ve nimetler sayesinde İstanbul'un belli bir sırada yer alması doğal. O, bir dünya şehri ancak şehir markasının yönetilerek küresel sıralamada daha üst yerlere gelmesi gerekiyor” diyen İlgüner, dijital dünyada şehirlerin varlığını güçlendirmenin önemine dikkat çekti.

İlgüner, Antalya'nın turizm yatırımları ve tanıtım çalışmalarıyla dikkat çektiğini, İzmir'in de listede yer almasının Türkiye için önem arz ettiğini vurguladı. "Ülke tanıtım çalışmalarına şehirlerin dahil edilmesinin önemi her geçen gün biraz daha anlaşılırken bu anlayış ve gelişmenin ülkemiz için de geçerli olması beklenmelidir." şeklinde konuştu.

EN DEĞERLİ İLK 10 MARKA ŞEHİR

"City Index 2024" araştırması sonucunda belirlenen ilk 10 şehir şöyle:

1. Londra - Birleşik Krallık - 90,9

2. New York - ABD - 89,8

3. Paris - Fransa - 87,8

4. Tokyo - Japonya - 86,8

5. Dubai - BAE  - 86

6. Singapur - Singapur - 85,4

7. Los Angeles - ABD - 85

8. Sydney - Avustralya - 83,7

9. San Francisco- ABD - 82,9

10. Amsterdam - Hollanda - 82,1