Müslüman Kardeşler'in katili Cezayirli Larbi Zitout

 Cezayir Müslüman Kardeşler "Reşad" hareketinin ve lideri Muhammed L-Arbi Zitout'un suçları ve terörizmi hakkında her gün yeni gerçekler ortaya çıkıyor.


 İngiliz polisi, sosyal medyada canlı yayın yaptığı sırada evine baskın düzenleyen Cezayirli Kardeşler üyesi "Zitout" adlı terörist Müslüman Kardeşler hareketinin lideri "Reşad"ı tutukladı.

Cezayirli Müslüman Kardeşler lideri "Zitout" İngiltere'de tutuklandı


Cezayir güvenlik kaynakları, İngiliz polisinin Zitout Kardeşliği'nin Londra'daki evine İngiliz saatiyle 22:00 civarında (Abu Dabi saatiyle 2:00) baskın yaptıktan sonra tutuklandığı haberini doğruladı.


İngiliz polisinin evine baskın yapmasının ardından canlı yayında utanç verici bir duruma maruz kalan Zitout  Kardeşliği, canlı yayında polisin evine girdiğini ve kendisi de rahatsız durumdayken yayınını kesmek zorunda kaldığını doğruladı. Odadaki bir kadının kendisinin orada bulunmasının gerekliliği konusunda ısrar etmesinden sonra kafa karışıklığı oluştu.


Cezayir'de terör örgütü olarak sınıflandırılan "Reşad" Müslüman Kardeşler hareketinin liderinin tutuklanmasının ardındaki gerçek saikler henüz bilinmiyor.


Ancak güvenlik kaynakları, "Cezayir'de çeşitli suçlara ve terör eylemlerine karıştıklarının kanıtlanmasının ardından yurtdışındaki terörist Kardeşlik hareketinin liderlerine yönelik bu olayın arkasında Cezayirlilerin bir hamlesi olduğunu" ileri sürdü. genç Cemal Ben İsmail'in öldürülmesi.


Eski bir asker, Cezayir'deki “Kardeşlik”in ihanetini ve komplolarını açığa çıkardı


Cezayir ordusunun eski askeri Muhammed Ben Halima, terörist "Kardeşlik" örgütünü ve onun Cezayir devletine karşı komploların uygulanmasındaki rolünü ifşa etti.


Cezayir devlet televizyonu, silahlı kuvvetlerde şoför olarak görev yapan askerin, "ihanet gezisi" ve terör listelerine alınan "Reşad Kardeşler hareketi" komplosunun ayrıntılarına ilişkin heyecan verici itiraflarını yayınladı. 


Terör örgütünün, harekete gizli bilgiler sağlamak amacıyla Cezayirli askerleri ordu içerisinde casus olarak görevlendirmeyi planladığı ortaya çıktı.


Arap Kardeşler Zitot'un, Cezayir ordusuna yönelik terör planlarında kullanacağı bilgileri kendisine sağlamak amacıyla Cezayir ordu birimlerinden asker toplamayı planladığı doğrulandı.


Konuşmasında Zaytout Kardeşliği'nin bir aracı aracılığıyla kendisine sağladığı mali yardıma değinen El-Askari, amacının kardeşleri Miloud, İsmail ve bölgede yaşayan sözde Musa Zarari aracılığıyla kendisine şantaj yapmak ve onu istismar etmek olduğunu vurguladı. Fransa'nın Lyon kentine baskı yapmak ve onu Müslüman Kardeşler örgütünün Cezayir'e Saldırmayı hedefleyen propaganda planlarında kullanmak üzere İspanya'da devam etmeye zorlamak için baskı yapmak.

1 Mart İtibariyle 1.35 TL Azalma Bekleniyor

Akaryakıt sektöründe beklenen indirim sonunda gerçekleşiyor. Araba sahiplerinin beklediği indirim 1 Mart itibariyle pompa fiyatlarında görülebilecek.


 Akaryakıt fiyatlarında hareketlilik devam ediyor. Araç sahiplerini yakından ilgilendiren motorin fiyatlarına, 1 lira 35 kuruşluk indirim müjdesi geldi. İndirim, 1 Mart Cuma günü itibariyle pompalarda hissedilecek.


Son dönemde akaryakıt fiyatlarındaki artışla sıkça karşılaşan araç sahipleri için güzel bir gelişme yaşanıyor. Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’nun (EPDK) duyurusu ve uluslararası fiyatlar doğrultusunda yapılan indirim, motorin fiyatlarına nefes aldıracak.


EPDK Başkanı Mustafa Yılmaz’ın Açıklamaları


EPDK Başkanı Mustafa Yılmaz 20 Şubat’taki açıklamasında, “Rafinerilerin gerekli adımı hızla atmasını ve marj oranını gönderdiğimiz yazı doğrultusunda güncellemesini bekliyoruz. Yapılacak güncelleme neticesinde benzin ve motorinde 1 ila 1,5 TL düzeyinde bir indirim olacaktır.” ifadelerini kullanmıştı. Bu sözlerin ardından benzine 76 kuruş, motorine ise 2 lira 10 kuruşluk indirim gelmişti.


Güncel akaryakıt fiyatlarına göre İstanbul’da benzinin litre fiyatı 40,46 TL, motorinin litre fiyatı ise 42,04 TL. LPG’nin ortalama fiyatı ise 20,90 TL civarında bulunuyor.


Cumhurbaşkanı Erdoğan: Emeklilerimize hak ettikleri parayı vereceğiz

 Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "En düşüğü 10 bin lira olan emekli maaşı yeterli değil. Devlet ve millet olarak daha fazla çalışacak, ortaya çıkan kazançtan da emeklilerimize hak ettikleri parayı vereceğiz." dedi.


Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin Kütahya Pazar Yanı Meydanı'nda düzenlenen mitingine katılarak konuşma yaptı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarından öne çıkan başlıklar:

"Türkiye Yüzyılı belediyeciliği için, gerçek belediyecilik için destek istiyoruz"

Öncelikle sizlere geçtiğimiz mayıs ayındaki seçim sonuçları için bir teşekkür borcumuz var. Onu ifade edelim. Cumhur İttifakı'na milletvekilliğinde verdiğiniz yüzde 68 ve Cumhurbaşkanlığında şahsıma verdiğiniz yüzde 70 oranındaki destek için sizlere şükranlarımı sunuyorum. Şimdi 31 Mart'ta da aynı oyları vermeye hazır mıyız? Rabbim tüm Kütahyalı kardeşlerimizden razı olsun. Mevla şu muhabbetimizi, şu dayanışmamızı daim eylesin. Şimdi de sizlerden Türkiye Yüzyılı belediyeciliği için, gerçek belediyecilik için destek istiyoruz.

"Eser ve hizmet siyasetinde yarışmak için ayrı adaylarla seçime girdik"

Kütahya'da 31 Mart seçimleri için adaylarımızı Cumhur İttifakı olarak ortak göstermedik. Eser ve hizmet siyasetinde yarışmak için ayrı adaylarla seçime girdik. Hayırlı yarış olarak gördüğümüz bu centilmence rekabetin şehrimiz için en güzel şekilde neticelenmesini diliyorum. Hangi partiye mensup olursa olsun bu ülkenin her bireyinin, her Kütahyalı vatandaşımın bizim gönlümüzde ayrı bir yeri var. Seçimler gelir geçer ama muhabbet baki kalır. Şu hasbilik, gök kubbedeki bir hoş sada misali hep devam eder. Rabbim birliğimizi, beraberliğimizi, dirliğimizi, kardeşliğimizi daim eylesin diyorum

Ülkemizin güvenliğine, istikrarına, kazanımlarına, hedeflerine göz dikenlere asla fırsat vermeyeceğiz. Bu millet tarihine, kültürüne, inancına saldırarak sırtını terör örgütlerine dayayanlara, onlara en güzel dersi sandıklarda verdi. Şimdi beraber yol yürüyerek hükümette ve belediyede iktidar hülyalarına kapılanları rüyalarından uyandırmaya var mıyız?  Bunu yapacağınıza ben inanıyorum.

"Meydanı kirli ittifakların karanlık hesaplarına bırakmayacağız"

Şu anda emniyetten ne kadar katılım var bir öğrenelim, aldığım rakam 35 bin. Tabii sandıklara da bunun yansıması lazım. Kütahya'da hamdolsun böyle bir sıkıntımız inşallah yok. Ama şehirlerimizin bir kısmında yapılan kirli ittifakları hep birlikte takip ediyoruz. Kiminde listeler geç veriliyor, aday isimleri sabahtan akşama sürekli değişiyor. Milletimiz de engin ferasetiyle kapalı kapılar ardında çevrilen dolapları, yapılan pazarlıkları, sergilenen alicengiz oyunlarını çok iyi görüyor. Bugüne kadar olduğu gibi 31 Mart'ta da milletimizle omuz omuza verip meydanı kirli ittifakların karanlık hesaplarına bırakmayacağız.

Türkiye Yüzyılı vizyonu etrafında kenetlenip yolumuza devam edeceğiz. Bu yolculukta Kütahya'nın da desteğini yanımızda göreceğimize yürekten inanıyorum. Bayramı sadece ramazanın değil, milli iradenin de bayram gününe dönüştürmeliyiz. Allah şimdiden sizlerden razı olsun.

"Ülkemizi hedeflerine doğru ilerletmeyi başardık"

Kütahya yaklaşık 160 bin emeklimizin yaşadığı bir şehrimiz. Ülkemiz Gezi olaylarından beri süren, 15 Temmuz'da daha da keskinleşen, 2018'den itibaren iyice alenileşen bölgesel ve küresel krizlerle daha da derinleşen sıkıntılı bir süreçten geçiyor. Hamdolsun önümüze hangi badire çıkarsa çıksın ülkemizi demokrasi ve kalkınma rotasından çıkarmadan hedeflerine doğru ilerletmeyi başardık. Tabii bu arada ciddi bedeller de ödedik, ödüyoruz. Milli birliğimize yönelik saldırıları bertaraf ederken yeri geldi darbecilere karşı canımız pahasına direndik. Yeri geldi sınırlarımıza dayanan teröristlerle boğuştuk. Cudi'de onları mağaralara gömdük, Tendürek'te gömdük, Beslerderesi'nde gömdük, Gabar'da gömdük ve Türkiye'de kendilerine yer bulamadılar.

"Hayat pahalılığıyla da mücadele ettik"

Hiç şüphesiz hayat pahalılığıyla da mücadele ettik. En çok etkilediği kesimlerin başında emeklilerimiz vardır. Her ne kadar emekli maaşlarını bizden önceki dönemlerle kıyas edilemeyecek seviyelere çıkarmış olsak da gönlümüz vatandaşlarımızın hayatlarını daha iyi şartlarda sürdürmesini istiyor.

Ekonomi dediğiniz olay, diğer boyutlarının ötesinde hesap kitap işidir. Devletin gelirleri ve giderleri arasındaki dengeyi tutturamazsanız tıpkı 1970'lerde ve 1990'larda olduğu gibi siyasi, sosyal ve ekonomik çalkantıların pençesine düşmeniz kaçınılmazdır. Türkiye kimi ülkelerin sahip olduğu gibi karşılıksız elde ettiği gelir kaynaklarına sahip değildir. Biz harcadığımız her kuruşu, devleti ve milletiyle birlikte çalışıp kazanmak mecburiyetindeyiz. Mesela yaklaşık 11 trilyon lira giderle bağladığımız 2024 bütçemizi ele alalım. Bunun 1 trilyon liradan fazlasını deprem harcamalarına ayırdık. Devletin tüm çalışanları için yaklaşık 3 trilyon lira personel gideri var. Yatırımlar için 1,6 trilyon liraya yakın bir kaynak kullanılacak. Emekli maaşları için ayrılan miktar yaklaşık 3 trilyon liraya yakın. Eğitim için 1,6 trilyon lira, sağlık için 1,6 trilyon lira, sosyal yardımlar için 500 milyar lira, mahalli idareler için 860 milyar lira tahsis edildi. Diğer kalemleri söylemiyorum bile.

"Emeklilerimize hak ettikleri parayı vereceğiz"

En düşüğü 10 bin lira olan emekli maaşı, ömrünü kendisinin ve ailesinin geçimi için harcamış vatandaşlarımız için yeterli değil. Peki, emekli maaşlarını arzu ettiğimiz düzeye nasıl yükselteceğiz? Devlet ve millet olarak daha fazla çalışacak, daha çok gelir elde edecek, ortaya çıkan kazançtan da emeklilerimize hak ettikleri parayı vereceğiz. Şimdi birileri çıkıyor emekli maaşlarına 7 bin lira, 10 bin lira seyyanen ekleyelim diyerek kendi akıllarınca emeklilerimizi tahrik ediyor. Bakınız bizim ülkemizde halihazırda 16 milyon emeklimiz var. Emekli maaşlarına 7 bin lira eklemek demek bütçeden yaklaşık 1,4 trilyon liralık 10 bin lira eklemek demek, 1,9 trilyon liralık bir kaynağı buraya aktarmak demektir. Dikkat ediniz mevcut maaşların tutarından söz etmiyorum. Sadece 7 bin lira veya 10 bin lira olarak ifade edilen ek artışın maliyetini anlatıyorum. Yani 2024 yılı boyunca ülkemizde tek çivi çakmasak, tüm yatırım bütçesini buraya aktarsak bile bu gideri karşılamaya yetmiyor. Aynı şekilde deprem harcamalarının tamamını bu iş için kullansak yine yeterli gelmiyor.

Eğitime, sağlığa tek kuruş harcamadan her birinin tüm bütçesini buraya aktarsak ucu ucuna ya kurtarıyor ya kurtarmıyor. Askeriyle, polisiyle, eğitimcisiyle, sağlıkçısıyla velhasıl tüm memuru ve işçisiyle devletin çalışanlarının yarısından fazlasına maaşlarını vermesek o zaman belki bu ilave gideri karşılayabiliriz. Altını tekrar çizerek ifade ediyorum. Burada konuştuğumuz emeklilerimizin mevcut maaşlarının maliyeti değil, yapılması istenen ilave artışların tutarıdır. Ayrıca seyyanen artışların emekli maaşları arasında yol açtığı adaletsizliğin de farkındayız.

"Yaptığımız her işin hesabını 85 milyonun tamamına vermekle mükellefiz"

Sırtında yumurta küfesi taşımayanlar tabii ki istedikleri gibi atıp tutabilirler. Sorumluluk makamında olmayanlar elbette her aklına eseni söyleyebilirler ama milletin ülkeyi ve devleti yönetme görevi verdiği bizim için böyle bir durum asla söz konusu değil. Biz yaptığımız her işin hesabını 85 milyonun tamamına vermekle mükellefiz. Biz, attığımız her adımı en ince detayına kadar hesaplamak zorundayız.

Küresel ekonomik kriz dünyanın her yerinde çalışanlar ve emekliler başta olmak üzere büyük kitlelerin refah kaybına uğramasına yol açtı. Türkiye'miz de kendi şartları çerçevesinde bu dalgadan etkilendi. Tüm bunların üstüne biz geçen sene asrın felaketi olan çok büyük bir deprem yaşadık. Sadece 6 Şubat depremlerinin ekonomimize maliyeti 104 milyar dolar. Buna rağmen hayat pahalılığı başta olmak üzere ekonomik dengeleri yeniden yerli yerine oturtmak için güçlü bir program uyguluyoruz. Bu yıl sonundan itibaren programın olumlu sonuçlarını görmeye başlayacağız. Yatırım, istihdam, üretim, ihracat ve cari fazla yoluyla ülkemizi büyüttükçe ortaya çıkan kazançtan her kesimden insanımız gibi emeklilerimiz de istifade edecek. Siz oturdukları yerden atıp tutanlara bakmayın. Onlar sadece istismar ve bozgunculuk peşinde koşuyor. Onların ne ülke ne millet ne de emeklilerimiz umurunda. Bu ülkenin ve bu milletin asırlık meselelerini nasıl biz çözdüysek bugünkü sıkıntıların üstesinden gelecek olan da yine biziz. Milletimizden sabır ve metanet istiyoruz.

"İnşallah yarınlarımız da bugünümüzden daha iyi olacak"

Türkiye'nin son 21 yılı ondan önceki dönemlerinden çok çok iyiydi. İnşallah yarınlarımız da bugünümüzden daha iyi olacak. İnsanımızı karamsarlık bataklığına sürüklemek isteyenlerin tek derdi buradan bir kaos çıkarıp ülkeyi kendilerine mecbur etmektir. Kendi partilerini öyle yönetiyor olabilirler ama bu millet kendi geleceği konusunda onların sinsi oyunlarına eyvallah etmez. Allah'ın izniyle bu tekerleği tümsekte bırakmayarak Türkiye Yüzyılı bayrağını dünyanın tepesine biz dikeceğiz.

"Son 21 yılda Kütahya'ya 101 milyar liranın üzerinde yatırım yaptık"

Türkiye'nin nereden nereye geldiğinin en büyük ispatı şehirlerimize yaptığımız yatırımlardır. Bu kapsamda son 21 yılda Kütahya'ya 101 milyar liranın üzerinde yatırım yaptık. Eğitimde 2 bin 900 adet yeni derslik inşa ettik. Şehrimize ikinci devlet üniversitesi olarak Kütahya Sağlık Üniversitesi'ni kurduk. Gençlik ve sporda yükseköğrenim yurt yatak kapasitesini 12 bin 493'e çıkardık. 61 adet spor tesisi inşa ettik. Kütahya'ya, kendine yakışacak bir stadyum kazandırmak için çalışmalara başladık. Sosyal yardımlarda ihtiyaç sahiplerine 2,6 milyar lira tutarında kaynak aktardık.

"43 sağlık tesisi inşa ettik"

Sağlıkta 320 yataklı Evliya Çelebi Devlet Hastanesi başta olmak üzere toplamda 1050 yataklı 11 hastaneyle birlikte 43 sağlık tesisi inşa ettik. Toplam 610 yataklı Kütahya Şehir Hastanemizin inşasında sona geldik. Son teknik testlerini de tamamladıktan sonra inşallah çok yakında sizlerin hizmetine vereceğiz. Şehrin ihtiyacına göre önümüzdeki dönemde 800 yataklı bir eğitim araştırma hastanesini de gündeme alabiliriz. Ayrıca Domaniç Entegre İlçe Hastanemizin inşası başta olmak üzere 5 sağlık tesisinin yapımına devam ediyoruz. Kütahya'da TOKİ kanalıyla 12 bin 802 konutun yapımını tamamlayıp hak sahiplerine teslim ettik. 1521 konutun yapımı sürüyor. Kütahya'da 9,2 milyon metrekare alanda kentsel dönüşüm çalışması yürütüyoruz. Şehrimizdeki 6 millet bahçesi projemizden 3'ünü tamamlayıp hizmete sunduk, diğerleriyle ilgili çalışmalar devam ediyor.

"Bölünmüş yol uzunluğunu 359 kilometreye çıkardık"

Ulaştırmada Kütahya'da bölünmüş yol uzunluğunu 359 kilometreye çıkardık. Abide-Simav yolunun ilk 15 kilometrelik kısmını tamamladık. Kalanıyla ilgili hazırlıklara devam ediyoruz. Abide-Pazarlar ve Emet-Simav yollarını, Germiyan ve Zafertepe kavşaklarını bu sene bitiriyoruz. Çavdarhisar-Abide yolunu, Dursunbey-Tavşanlı yolunu, Hisarcık-Gediz yollarını önümüzdeki sene tamamlıyoruz. Şehrimizin hem Eskişehir ve Afyon çıkışlarındaki trafiği rahatlatacak hem de OSB'lerimiz arasındaki ulaşımı kolaylaştıracak bir yol projesini hayata geçireceğiz. Ayrıca mevcut projenin yerine şehrin daha yakınından geçecek bir çevreyolu üzerinde de çalışıyoruz. Kütahya içindeki bütün demir yollarını yeniledik. Eskişehir-Kütahya-Balıkesir hattını elektrikli, sinyalli hale getirip modernize ettik. Eskişehir-Antalya Hızlı Tren Hattı hayata geçtiğinde duraklarından biri de Kütahya olacak.

Kütahya'ya 21 baraj ve 8 gölet inşa ettik. 5 baraj ile bir gölet daha inşa ediyoruz. Son 21 yılda inşa ettiğimiz sulama projeleriyle Kütahya'da 168 bin zirai araziyi sulamaya açtık. Yapımı devam eden 21 sulama tesisimiz ile toplam 204 bin dekar araziyi daha sulamaya açacağız. İnşa ettiğimiz 118 adet taşkın koruma tesisiyle Kütahya şehir merkezi, 144 yerleşim yeri ve 11 bin dekar araziyi taşkın zararlarından koruduk, 8 adet dere ıslahının inşası sürüyor.

"Çiftçilerimize yaklaşık 16 milyar lira tutarında tarımsal hibe desteği verdik"

Kütahyalı çiftçilerimize yaklaşık 16 milyar lira tutarında tarımsal hibe desteği verdik. Kütahya'da 6 yeni OSB, bir teknopark, 9 Ar-Ge merkezi kurduk. Biraz sonra açılışını yapacağımız seramik fabrikalarıyla Kütahya'nın bu alandaki marka değerini küresel ölçekte güçlendiriyoruz. İstihdamı desteklemek için Kütahya'daki işverenlere toplam 3 milyar lirayı aşan prim teşviki verdik.

Enerjide Kütahya'ya, Çavdarhisar'a, Çitgöl'e, Demirci'ye, Emet'e, Gediz'e, Hisarcık'a, Kuruçay'a, Simav'a ve Tavşanlı'ya doğal gazı getirdik. Bu yıl içinde Eskigediz, Maşa ve Seyitömer'e, 2026 yılında Altıntaş ve Domaniç doğal gaz arzı sağlamayı hedefliyoruz. Hedefimiz en kısa sürede Kütahya'da doğal gaz olmayan ilçe ve belde kalmayacaktır.

Önümüzdeki dönemde Kütahya'ya yaptığımız yatırımları katlayarak artıracağız. Cumhurbaşkanı Erdoğan, kabine bizden oluşuyor, hükümet aynı şekilde. Dolayısıyla bir de yerel yönetimde inşallah 31 Mart'ta sandıklardan biz çıkarsak el ele, gönül gönüle dayanışma halinde neler olmaz ki neler. Şimdi belediye başkan adaylarımızı sizlere emanet ediyorum. Ben en güçlü desteği vereceğinize inanıyorum.

Katar ve Mısır ‘yeni Filistin teknokratik hükümetinin kurulmasına yardımcı olacak’

 Filistin'in İngiltere Büyükelçisi, Hamas'a danışılacağını ancak hükümette hiçbir üyenin olmayacağını söyledi.


Filistin'in İngiltere Büyükelçisi Husam Zomlot, yeni bir Filistin teknokratik hükümetinin kurulmasına hem Katar hem de Mısır'ın yardım edeceğini ve Hamas da dahil olmak üzere tüm Filistinli siyasi gruplarla istişareleri içereceğini söyledi.


Hareket, kökleri tüm Filistin hareketine dayanan, reformdan geçirilmiş geçici Filistin hükümetinin, herhangi bir ateşkesten hemen sonra hem Gazze hem de Batı Şeria'nın yönetimini devralmaya hazır olduğunu gösterme girişiminin bir parçası gibi görünüyor.


Zomlot, Hamas'ın yeni teknokratik hükümette hiçbir üyesinin olmayacağını vurguladı, ancak kendisine danışılacak olması, Hamas ile El Fetih arasındaki Filistin birliğinin başarılabilir olup olmadığını görmek için çabaların sürdüğünü gösterdi.


Filistin başbakanı Mohammad Shtayyeh ve hükümeti Pazartesi günü toplu olarak istifa ederek iç reform yönündeki son girişimlerin yeterince kapsamlı olmadığını doğruladı.


Hamas'ın El Fetih hareketini 2007'de Gazze'den atmasından bu yana iki grup bölünmüş durumda. Zomlot, bunun hiziplerin olmadığı tamamen teknokratik bir hükümet olacağını vurguladı ve şunları söyledi: "Filistinlileri, onların coğrafyasını ve siyasetini birleştirmek için tasarlandı."


"Siyasi manzara değişti. Artık siyasi hiziplerin değil, halkımızı dinlemenin zamanıdır. Halkımızın geçimini sağlayabilecek, halkımızı birleştirebilecek ve siyasi sistemi sağlayabilecek bir hükümet sağlama sorumluluğumuz var. Hükümetin ikili görevi, ekonomik reformların yanı sıra insani destek sağlamak ve seçimlere hazırlanmaktı.”


Gruplar arasındaki ilişkilere ilişkin görüşmelerin bu hafta Moskova'da başlaması bekleniyor.


Zomlot, yaralar iyileştikten sonra teknokratik hükümetin ardından hem Filistin parlamentosu hem de başkanlık seçimlerinin gelmesini umduğunu söyledi. Bu hedef için kesin bir zaman çizelgesi belirlemedi ancak bunun yıllar değil aylar meselesi olacağını söyledi. Filistin'de Ocak 2006'dan bu yana seçim yapılmıyor ve ABD, yeniden canlanan Filistin hükümetinin bir parçası olarak, mevcut başkan Mahmud Abbas'ın kenara çekileceği yeni seçimlerin yapılması gerektiğinde ısrar ediyor.



Şu anda anketler, Zomlot'un bağlantılı olduğu El Fetih'ten ziyade Hamas'ın kazanacağını gösteriyor ancak şu anda kamuoyunu ölçmek zor ve ateşkesin nasıl sağlanacağına bağlı olabilir.


Zomlot, ilerlemenin, İsrail hükümetinin sağcılarının kendilerini gelirden mahrum bırakmadan ve Batı Şeria'da hareketi kısıtlamadan teknokratik hükümetin yönetmesine ne ölçüde izin vereceğine bağlı olabileceğini söyledi.


Geleceğin cumhurbaşkanı veya başbakanı olarak anılan Zomlot, işgal altındaki toprakların tamamı için Filistin teknokratik hükümetinin oluşumunu, "rehine takasına" izin veren acil ve kalıcı bir ateşkes de dahil olmak üzere daha geniş bir mutabakata varılan stratejinin bir parçası olarak çerçeveledi.


İsrail'in Filistin topraklarının her santimetrekaresinden uzaklaştırılması, Gazze'de bir yeniden yapılanma programının başlatılması, BM güvenlik konseyinde BM'nin Filistin'i tam olarak tanımasını destekleyen bir oylama, güvenlik düzenlemeleri de dahil olmak üzere iki devletin kurulmasına yönelik kısa takvimler üzerinde anlaşmaya varmak için uluslararası bir barış konferansı, Filistinlilere karşı işlenen savaş suçlarının sorumluluğu.


Bu kapsamlı taleplerin tam olarak karşılanması pek olası değil ve zaten rehinelerle mahkumların değişimini içeren kalıcı bir ateşkese dayanıyor.


Zomlot, Hamas ve İsrail hükümetinin Pazartesi gecesi ABD başkanı Joe Biden'ın belirlediği hızlı takvime göre ateşkes konusunda anlaşmaya varacağından şüpheli görünüyordu.


Şöyle konuştu: “Benjamin Netanyahu şu ana kadar bu saldırganlığın sonunu siyasi kariyerinin sonu olarak görüyor. Hepimizi övüyor ve gaza getiriyor. Olası anlaşmalardan bahsediyor ve sadece zaman kazanıyor. Hile oyununu ve kelimeleri nasıl oynayacağını biliyor ve suçlama oyununda da iyi. Hükümetinin bazı unsurları etnik temizlikle ilgileniyor ve bunu gizlemiyorlar. Bir planları var ve planı uygulamak için doğru anı bekliyorlar.”


Zomlot, yıkımın boyutu ve kıtlık durumu nedeniyle "şu anda ateşkes sağlansa bile 10 bin Filistinlinin daha ölmesinin muhtemel olduğunu" söyledi.


İsrail'in Refah'a kara saldırısının "anlatılmamış kayıplara ve umutsuzluğa yol açacağını" söyledi. Kilometre başına 6.000 kişi düşüyor. Eğer İsrail bunu Kuzey Gazze'de yaptığı gibi yaparsa, İsrail onbinlerce kişiyi öldürecektir ve biz Refah'ın toplu sınır dışı etme için son hamle olduğunu düşünüyoruz. Onun için bunun önüne geçilmeli ve burada ABD sözünü esirgememeli” dedi.


Netanyahu'yu durdurmanın tek yolunun ABD ve İngiltere'nin İsrail'e silah tedarikini durdurması olduğunu söyledi.


Yardımcıları, ABD güvenlik yetkililerinden gelen bazı ifadelerin, Washington'un, uyarılarına rağmen, İsrail'in mültecileri bir kez daha Gazze'ye kaydıracak güvenilir bir plan inşa etmesi temelinde Refah'taki kara saldırısına yeşil ışık yakacağını öne sürdüğünden korkuyor. Hamas'ı son bir İsrail saldırısına maruz bırakıyor.


Beşiktaş-Galatasaray derbisi için seyirci kararı

 

Süper Lig'de oynanacak Beşiktaş-Galatasaray derbisine deplasman seyirci de alınacak.


 Süper Lig'de oynanacak Beşiktaş-Galatasaray derbisine deplasman seyircinin de alınmasına karar verildi.


İstanbul Spor Güvenlik Kurulu'dan derbiyle ilgili yapılan açıklama şöyle:


"03.03.2024 Pazar Günü saat 19.00’da Beşiktaş Park Stadı’nda oynanacak olan Beşiktaş-Galatasaray maçına 1914 deplasman takım seyircisinin alınmasına karar vermiştir."

Ömer Çelik'ten ABD'ye Gazze tepkisi: "ABD'nin tavrı utanç verici"

 AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik MYK toplantısı sonrası açıklama yapıyor. ABD'nin BMGK'da Gazze'de ateşkese yönelik kararı veto etmesine ilişkin Çelik, "ABD'nin vetosu utanç vericidir" dedi.


AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Ömer Çelik, "Eğer Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı gibi harekatlar çok güçlü bir şekilde yapılmasaydı birtakım siyasi projeler, bölgenin haritasını değiştirmek isteyen birtakım karanlık emeller çerçevesinde sınırlarımızın da yakınlarında birtakım teröristan bölgeciklerinin, devletçiklerinin kurdurulmaya çalışıldığını biliyoruz. Bunların arkasındaki odakları da biliyoruz." dedi.

Çelik, parti genel merkezinde toplanan AK Parti Merkez Yürütme Kuruluna (MYK) ilişkin gazetecilere açıklama yaptı.

Toplantıda, seçimlere yönelik çalışmaların ele alındığını ifade eden Çelik, bugüne kadar yapılan çalışmaların AK Parti'nin, kurumsal kapasitesi itibarıyla seçimlere hazırlıklı olduğunu gösterdiğini kaydetti.

Çelik, bundan sonra da takvime uygun olarak seçimle ilgili çalışmaların partinin Seçim İşleri Başkanlığı başta olmak üzere kurullar tarafından yerine getirilmesinin takip edileceğini bildirdi.

Ömer Çelik, bugün Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın doğum günü olduğunu hatırlatarak, AK Parti'nin bütün yetkili kurulları ve teşkilatları adına Erdoğan'ın doğum gününü kutladı.

Erdoğan'a bereketli, hayırlı, uzun yıllar temenni eden Çelik, "Şimdiye kadar vatandaşlarımızın da zarif şekilde ifade ettiği milletine adanmış bir ömürle, bedeli ödenmiş pek çok süreci yöneterek bu yaşlara, büyük işlere, büyük devrimlere imza atarak geldiler. Bundan sonrasında da kendilerine sağlık, mutluluk içerisinde büyük başarılarla milletimiz ve mazlumlar için yapacakları çalışmalarda başarılar dileyerek nice yaşlar, yollar diliyoruz." diye konuştu.

Dünya liderlerinden doğum günü kutlaması için Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı arayanlar olduğunu anımsatan Çelik, vatandaşların partiye gelerek, mesajla, telefonla, sosyal medya üzerinden ilettiği tebrikleri Erdoğan'a ulaştırdıklarını söyledi. Çelik, bütün vatandaşlara hassasiyetleri ve zarafetleri için teşekkür etti.

Antalya'daki sel felaketi ve Erzincan İliç'teki toprak kayması nedeniyle büyük üzüntüler yaşandığını ifade eden Çelik, hayatını kaybedenler için rahmet diledi.

- "SINIRLARIMIZIN YAKINLARINDA TERÖRİSTAN DEVLETÇİKLERİ KURDURULMAYA ÇALIŞILIYOR"

Seçim sürecinde çalışmalar devam ederken aynı şekilde ülkenin güvenliğinin korunması bakımından terörle mücadelenin kararlılıkla sürdüğünü dile getiren Çelik, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bizim terör örgütlerine karşı bu mücadelemiz sürerken esas amacımız tabii ki ülkemizin iç ve dış güvenliğini korumak, aynı zamanda da birtakım siyasi projelerin neticesi olarak sınırlarımızın etrafında birtakım teröristan adacıkları kurmak isteyenlere müsaade etmemektir. Şimdiye kadarki kararlılığımız sınırlarımızın yakınında teröristan kurmak isteyenlere hiçbir şart altında müsaade etmeyeceğimizi göstermiştir.

Zaman tüm yaraları iyileştirmez

 Travmalar çocuğun fiziksel ve psikolojik sağlığı üzerinde derin etkiler bırakıyor, gelişimini ve gelecekteki yaşam kalitesini şekillendiriyor. Uzmanlar, çocukluk çağı travmalarının önemli bir halk sağlığı sorunu olduğuna işaret ediyor.



“İnsanın anavatanı çocukluğudur” demiş M.S 50 ila 130 yılları arasında yaşamış filozof Epiktetos… Merhum psikolog ve yazar Prof. Dr. Doğan Cüceloğlu da, Epiktetos’un sözlerine atıfta bulunarak, “Çocukluğunu yaşamamış bir insanın mutlu olması çok zor” der bir konuşmasında. Çocukluk çağı travmaları kişinin geleceğini öylesine şekillendiriyor ki, önemli bir halk sağlığı sorunu olarak kabul ediliyor. Yani ruh sağlığı doktorlarının terapilerde öncelikli olarak çocukluk anıları üzerinde durmaları tesadüf değil… Peki, olumsuz çocukluk deneyimlerinin tedavisi mümkün mü? Klinik Psikolog Prof. Dr. Gülsen Erden ile çocukluğa damga vuran travmaları konuştuk.

Olumsuz çocukluk deneyimlerinin önemli bir halk sağlığı sorunu haline geldiği ve etkilerinin tüm yaşama yayılabileceği açıktır.
Klinik Psikolog Prof. Dr. Gülsen Erden

Travmanın ilk belirtileri yıllar sonra ortaya çıkabilir

Çevre kirliliği nedeniyle bir zehre maruz kalsak, bunun sağlığımızı nasıl etkileyeceğinden korkarız. Çocukluk travmaları da işte bu zehre benziyor diyor Gülsen Erden, ancak bir farkla diye de ekliyor: Olumsuz deneyimlerin sağlığımızla ne kadar bağlantılı olduğunun farkında değiliz.

Araştırmalar yetişkinlerin en az üçte ikisinin bir ya da daha fazla olumsuz çocukluk deneyimi yaşadığını gösteriyor. Çocukluk travması yaşayanların sayısı ise her geçen gün artıyor.

Çocukların yaklaşık yüzde 40’ının en az iki olumsuz olay yaşadığı düşünülüyor. Gülsen Erden, tüm bu kötü deneyimlerin çocuğun gelecek yaşamına, kişiliğine, ruhsal durumuna ve sosyalliğine zarar verdiğini söylüyor. Uzun vadeli sonuçlarınsa bazen olaydan yıllar sonra ortaya çıkabileceğine dikkat çekiyor.

“Çocukluk çağında sayısız olay yaşar ve deneyimleriz. Bunlardan güveni sarsıcı ve incitici olanlar, sağlığı tehdit eden yara izlerine dönüşür ve yetişkinlik yolunda kabukla üstü örtülen, görünmez yaralar olarak derinlerde kalır. Bu deneyimler çeşitli ruhsal sorunların kaynağı olabilir. Bu olaylar sırasında her çocuk acı ve korku yaşar.

Temel beyin gelişiminin hızlı gerçekleştiği çocukluk çağında ortaya çıktığı için travmanın gerçekleşmesinden uzun süre sonra bile bireyde gözlenen birçok fiziksel, ruhsal duygusal sağlık sorunu çocukluk travmasıyla ilişkili bulunmaktadır. Travmanın gerçekleştiği zaman diliminde akut sarsıntılar yaşanırken devamında şiddeti aşırıya kadar değişen kronik bir kriz duygusu deneyimlenir. Kronik durumun ne kadar süreceği öngörülemeyen faktörlere bağlıdır.”

En sarsıcı travmalar 0-8 yaş arasında mı olur?

İstismar, ihmal, şiddete tanık olmak, zorbalığa uğramak, sevilen birini kaybetmek… Travmatik olay denilince akla bu tür deneyimler gelse de aslında çok daha azı dahi çocuklarda derin yaralar oluşturabiliyor.

“Çocukluk travması fiziksel, duygusal ihmal, istismar, ciddi yaralanma veya hastalıklar, doğal afetler, savaş ya da terör olaylarına bağlı olarak gelişir.

Öte yandan çocukların ilgilenmediği, anlamadığı düşünülen ya da çocuklardan saklanabildiği sanılan yaşanıp bittiği düşünen pek çok olay da çocukları derinden etkileyebilmekte. Olumsuz çocukluk deneyimlerinin önemli bir halk sağlığı sorunu haline geldiği ve etkilerinin tüm yaşama yayılabileceği açıktır. ”

Bazı uzmanlar en çok 0-8 yaş arası yaşanan duygusal travmaların geleceği şekillendirdiği üzerinde duruyor. Peki, en etkili travmalarımız bu döneme mi ait? Prof. Erden travmanın her yaşta deneyimlenebileceğini söylüyor. Ancak etkilerin çocuklarda daha sarsıcı olduğunu anlatıyor. Bunun en önemli nedeni de çocuk beyninin kriz yönetebilecek donanımda olmaması…

“Güvenlik duygusunu zedeleyen, insanları dünyayı hatta en yakınlarını güvenilmez olarak algılamasına neden olan her travmatik deneyim hangi yaş olursa olsun, çocukluk çağından yetişkinliğe derin izler ve etkiler taşır.

Yaşamın ilk yılları güven duygumuzun, kişiliğimizin ve kimliğimizin belirlendiği yıllardır. Okul öncesi dönemde bağlanma geçekleşir. Bir çocuk güven içinde yaslanabileceği sağlıklı ve gereksinimlerini zamanında ve olması gerektiği gibi karşılayan anne baba ya da bakım verenle sağlıklı bağ kurar ve güvenli bağlanma gelişir.

Güvenli bağlanma güvenli ve sağlıklı ayrılmalar için de bir öncüdür. İlkokul çağına doğru çocuk kimliğini, kim olduğunu benimser. Sosyal hayat yolculuğuna bağımsız adımlarla girebilir.

Bu aşamalarda ya da okul çağında çocuğun sağlıklı gelişimini ketleyecek, durduracak bir travmatik yaşantı geleceğe taşınabilecek ve ergenlikte ya da yetişkinlik çağında çeşitli ruhsal, duygusal sorunlara yol açacaktır.

Özellikle bağlanma ya da kimlik özümseme aşamalarındaki travmalar gelecek yaşantılar açısından daha ağır travmalar olarak kabul edilebilir. Ancak travmanın nasıl nerede kimlerle yaşandığı, nasıl yaklaşıldığı ve süresi ile tekrarlılığı da çocuğun yaşı kadar önem taşımaktadır.”

Travma yaşayan çocuk nasıl anlaşılır?

Olumsuz çocukluk deneyimleri fiziksel ve duygusal etkiler bırakabiliyor. Gülsel Erden, “Ne travmaların tam bir listesini vermek ne de hasarı tam olarak ölçmek pek mümkün değil” diyor. Gözlemlenebilecek olası belirtileri ise şöyle sıralıyor:

Uyku ve yeme düzeninde bozulma, geri çekilme, yalnızlaşma, kabuslar, davranışsal sorunlar, yoğun kaygı ve korku gibi belirtilerin yanı sıra okul terk oranları, düşük benlik saygısı, değişen stres tepkileri, artan intihar oranları gözlenmekte. Travmatik çocukluk yaşantıları sonrasında yetişkinlikte madde bağımlılığı (sigara, içki, uyuşturucu vb.), kalp hastalığı, nedeni belirlenemeyen kronik sağlık sorunları depresyon, anksiyete ve çok çeşitli tehlikeli ve sağlıksız davranış örüntüleri gözlenme riski artar.

Travma yaşamış birine nasıl destek olunur?

Zaman tüm yaraları iyileştirmiyor… Bu yaraları iyileştirmek için çoğu zaman destek almak da gerekiyor. “Travma yaşamış bir çocuğa destek olmak için öncelikle yaşadıklarını konuşabilmesi adına fırsat sunmak, onu dinlemek ve duygularını anlamasına yardımcı olmak lazım” diyor Gülsen Erden.

“Doğal afetler ya da insan eliyle gerçekleştirilen travmalar sonrasında çocukların acısını, korkularını, kaygısını ya da bedensel tepkilerini böyle bir olaydan sonra ortaya çıkması mümkün tepkiler olarak normalleştirmek, çocuğun kendisini, yalnız, çaresiz ve garip görmesini önlemek gerekir.

Fiziksel belirtilerin hafifletilmesi geleneksel tedavilerle mümkündür ancak kalıcı iyileşme psikoterapi gerektirir. Bir terapiste başvurmak, sağlıklı ve üretken bir geleceği geri kazanma yolunda büyük bir adımdır. Travmatik çocukluk olaylarına gereken önem verilmelidir.

Çocuktur unutur, hatırlamaz ya da oyun sanır, daha da kötüsü hayal gücü geniş uyduruyor gibi travmatik yaşantıyı önemsememe, hafife alma ya da örtbas etme girişimleri çocuğa en az travmatik yaşantı kadar zarar verecektir.

Nerede herhangi bir travmaya maruz kalan bir çocuk varsa, hızla yardım alması sağlanmalıdır. Aynı şey, bugün kendilerini etkileyen olumsuz çocukluk olaylarından kurtulmaya çalışan yetişkinler için de geçerlidir.”




Dolar/TL haftaya nasıl başladı?

 TL, döviz kurları karşısındaki değer kaybı sürerken, serbest piyasada dolar 31,1095 TL’den, euro 33,6520 TL’den haftaya başladı.


 Serbest piyasada 31,0930 TL’den alınan dolar, 31,1095 TL’den satılıyor. 33,6500 TL’den alınan Euro'nun satış fiyatı ise 33,6520 TL olarak belirlendi.


Cuma günü doların satış fiyatı 31,0920 TL, Euro'nun satış fiyatı ise 33,7050 TL olmuştu.


Bu hafta gözler Türkiye'nin büyüme rakamları ile ABD'nin kişisel harcamalar verisinde olacak.


-Altın fiyatları haftaya rekorla başladı


Ons altın fiyatı, gücünü koruyan doların baskısı altında kalarak aşağı yönlü hareket ediyor. 2029 - 2036 dolar arasında işlem gören ons altın, yüzde 0,15 düşüşle 2032 dolarda bulundu.


Gram altın, sığ piyasada dolar/TL'de yaşanan yükselişin etkisiyle tarihi zirvesini 2048 TL’ye taşırken; şu dakikalarda yüzde 0,02 primle 2033 TL’den alıcı buldu.


Serbest piyasada güncel verilerde, çeyrek altın 3.343,83 TL’den, gram altın 2.145,73 TL’den, yarım altın 6.687,66 TL’den işlem görüyor.

Pentagon'dan Türkiye kararı: Türk şirketleri ile yapacağız deyip Türkiye'yi seçtiler

 Pentagon, Türkiye savunma sektöründen taşeron firmalarla işbirliğiyle ABD'de kurulan ve 2025'in sonuna kadar üretime başlaması planlanan mühimmat tesislerinde, 155 milimetrelik mermiler için metal parçalar üretileceğini açıkladı.


 ABD Savunma Bakanlığı (Pentagon) Sözcüsü Jeff Jurgensen, ABD'nin Texas eyaletinde inşa edilen mühimmat tesislerinde Türkiye ve ABD arasındaki işbirliğinin kapsamına ilişkin AA muhabirinin basın toplantısında yönelttiği soruyu yazılı cevapladı.


KRİTİK MÜHİMMATLARIN PARÇALARI ÜRETİLECEK


Jurgensen, Pentagon'un savunma sektörüne yaptığı yatırımlarla 155 milimetrelik mermilerin metal parçalarının üretilmesi için Texas'ta 3 mühimmat tesisi inşa edeceğini bildirdi.


Projenin inşaat, kurulum ve üretim sürecini üstlenen General Dynamics Mühimmat ve Taktik Sistemler firmasının Türk savunma sektöründen taşeron şirketlerle anlaşmalı olduğunu kaydeden Jurgensen, bu tür yatırımlarla Pentagon'un kritik mühimmat üretimini artırmayı hedeflediğini belirtti.


İnşaatın 2025'in sonuna kadar bitmesinin planlandığı bilgisini paylaşan Jurgensen, mühimmat tesisinin ayda 30 bin mermi kovanı üretim kapasitesine sahip olacağını aktardı."TÜRK


SAVUNMA SANAYİSİYLE ORTAKLIK" VURGUSU YAPILMIŞTI


ABD'nin Ankara Büyükelçisi Jeff Flake, Deseret News'te 14 Şubat'ta yayımlanan "Türkiye ile güçlü ilişki Amerika'nın menfaatinedir" başlıklı yazısında, Türk savunma sektörü dönüşümünün, ABD savunma tedarik zincirinin ve NATO'nun gücünün ayrılmaz parçası olduğunu kaydetmişti.


TÜRK SAVUNMA FİRMASINDAN SATIN ALINDI


ABD'nin, kritik Amerikan mühimmat stoklarının yenilenmesi için Türk savunma sanayisiyle ortaklık yaptığını belirten Flake, "Savunma Bakanlığı, Texas'ta bir Türk savunma firmasından satın alınan üç bantlı mühimmat tesisi inşa ediyor." ifadelerini kullanmıştı.


Flake, ABD-Türkiye savunma ortaklığı sayesinde gelecek yıl itibarıyla ABD'de üretilen 155 milimetrelik mermilerin yüzde 30'unun Texas'taki fabrikalardan sağlanacağının tahmin edildiğini söylemişti.



Tel Aviv'den skandal görüntüler !!

 İsrail - Hamas savaşında yaşanan son dakika gelişmeleri... İsrailliler dün sokaklara dökülerek hükümeti protesto etti. Protestocular Netanyahu'nun istifasını isteyen sloganlar attı. Polisin müdahalesi ise dünya gündemine birinci sıradan giriş yaptı. Bir atlı polisin atının dizginlerini kullanarak bir protestocunun kafasına vurduğu anlara ait görüntünün ortaya çıkması İsrail'i ayağa kaldırdı.


 Dünya bu görüntüleri konuşuyor: İsrailliler, hükümetin istifası talebiyle sokaklara döküldü


İsrailliler dün sokaklara dökülerek hükümeti protesto etti. Göstericiler IDF'nin saldırılarını sürdürdüğü Gazze'deki İsrailli esirlerin geri getirilmesi, Başbakan Netanyahu hükümetinin istifası ve erken seçim talebiyle yürüdü.


Protestoya polisin müdahalesi ise sert oldu. Tel Aviv'deki gösterilerden alınan videoda atlı bir polis memurunun atının dizginlerini kullanarak bir protestocunun kafasına vurduğu görülüyor.


Polis memuru yoluna devam ederken gösterici başını tutarak yere düşüyor. Söz konusu görüntüyü servis eden Fransız haber ajansı AFP söz konusu kişinin sağlık durumuna dair bilgi bulunmadığını belirtti.


Polisin şiddeti kısa sürede dünyanın gündemine birinci sıradan giriş yaparken pislisin uyguladı orantısız şiddet İsrail basının da dikkatinden kaçmadı. 


Jerusalem Post 'Protestocular seçim talebiyle düzenlenen gösteride polis şiddetinden şikayetçi oldu' başlıklı haberinde 'videolar, polis güçlerinin protestocuları kırbaçladığını ve diğer güç biçimlerini gösteriyor' denildi.


Bir başka İsrail gazetesi Haaretz 'Görüntülerde İsrailli polisin protestocuyu dövmek için dizgin kullandığı görülüyor' dedi.


İsrailli muhalefet lideri protestoculara yönelik polis şiddetini kınadı


İsrailli muhalefet lideri Yair Lapid, polisin Tel Aviv'de Netanyahu hükümetine karşı gösteri yapan protestoculara karşı güç kullanmasını şiddetle kınadı.


Merkezci Yesh Atid partisine liderlik eden Lapid, X'te yaptığı bir paylaşımda, "Bu gece polisin, rehinelerin aileleri de dahil olmak üzere protestoculara uyguladığı şiddet tehlikeli ve anti-demokratik. Protesto hakkı temel bir haktır ve copla, tazyikli suyla göstericilere bu haktan mahrum edilemez" dedi.

Bursa'da 4.1 büyüklüğünde deprem! İstanbul'da da hissedildi

 Bursa'nın Gemlik ilçesinde saat 15.14 sıralarında deprem meydana geldi. Sarsıntıyı İstanbul ve çevre illerdeki vatandaşlar da hissetti.


Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD), yeni bir depremi duyurdu.

Merkez üssü olarak Bursa'nın Gemlik ilçesi işaret edildi.

AFAD, depremin büyüklüğünü ise 4.1 olarak açıkladı. Saat 15.14 sıralarında yaşanan deprem büyük korkuya neden oldu.

İstanbul'da da hissedildi

Sarsıntı, İstanbul başta olmak üzere çevre illerden de hissedildi.

Derinliği 10.86 olan deprem, sosyal medyada kısa sürede gündem oldu. Vatandaşlar depremi büyük ölçüde hissettiklerini açıkladı.



Bayraktar AKINCI, ASELFLIR-500 ile hedefi başarıyla vurdu

 Kanada'nın ambargo uygulamasının ardından geliştirilen ASELFLIR-500 kızılötesi kamerası Bayraktar Akıncı'ya entegre edildi. Atış testinde Akıncı, ASELFLIR-500 ile hedefi vurdu.


 

İran'ın Sudan ordusuna desteği bölgeyi tehdit edecek

 ABD, İran'dan Hızlı Destek Güçleri ile savaşan Sudan ordusuna silah sevkiyatı yapıldığına ilişkin raporlardan duyduğu endişeyi dile getirdi.


 ABD'nin Sudan Büyükelçisi John Godfrey, Washington'un hem Sudan ordusu hem de Hızlı Destek Güçleri için "dış destek konusunda derin endişe duyduğunu" söyledi.


Gazetecilere şunları ekledi: "Sudan ile İran arasındaki ilişkilerin yeniden başlamasına ilişkin raporlar var ki bu, İran'ın Sudan ordusuna maddi desteğini de içerebilir, bu da bizi endişelendiriyor."


Godfrey, ABD'nin isim vermeden "dış tarafları savaşan iki tarafa maddi destek sağlamaktan kaçınmaya çağırdığını" kaydetti.


"Bu, çatışmayı uzatıyor, savaşı uzatıyor. Aynı zamanda çatışmadan müzakere yoluyla çıkış yolu bulma şansını da azaltıyor." diye açıkladı.


Geçen ay Hızlı Destek Güçleri sosyal medyada İran yapımı bir "Muhacir" askeri insansız hava aracının enkazı olduğunu söyledikleri şeyi yayınladı.


Bloomberg News de Batılı yetkililere atıfta bulunarak İran'ın Sudan ordusuna silah sağladığını bildirdi.


Sudan, 2019 yılında iktidardan uzaklaştırılan eski Cumhurbaşkanı Ömer El Beşir döneminde İran'la yakın ilişkiler geliştirdi.


Sudan ordusunun Kızıldeniz boyunca bölgeleri kontrol etmesiyle, Yemenli Husi isyancıların Filistinlilerle dayanışma amacıyla stratejik deniz yolunun diğer tarafındaki uluslararası kargo gemilerini hedef aldığı bir dönemde, büyük ölçekli bir İran varlığı Batılı güçleri endişelendirebilir. 


Sudan ordusu ile Hızlı Destek Güçleri arasında geçen yılın Nisan ayında başlayan savaşın ardından binlerce kişi öldürüldü.

22 Şubat 2024 dolar kaç TL, euro kaç TL?

 Son dönemde Dolar ve Euro'da yaşanan değişimler nedeniyle milyonlarca kişi dolar fiyatlarını yakından takip ediyor. 22 Şubat 2024 dolar ne kadar oldu, euro ne kadar? 22 Şubat Perşembe dolar kaç TL, euro kaç TL? Döviz kurundaki en güncel gelişmeleri, Dolar alım ve satım fiyatlarını haberimizden takip edebilirsiniz.


Haftanın 4. günü olan 22 Şubat 2024 günü, dolar ve euro'nun ne kadar olduğu vatandaşlar tarafından merak ediliyor. İlgiyle takip edilen dolar bugün yukarı ibreyi gösteriyor. Dolar bugün kaç TL?


22 ŞUBAT DOLAR VE EURO FİYATLARI NE KADAR OLDU?


Son kapanışını 31.0452 TL 'den yapan Dolar/TL kuru alış fiyatı 31.0249 liradan, satış fiyatı ise 31.0657 liradan işlem görüyor.


EURO NE KADAR?


%0.4'luk bir değişim yaşayan euro ise bugün yukarı ibreyi gösteriyor.Bir önceki kapanışını 33.7073 TL'den yapan euro şu anda 33.6551 TL alış ve 33.7596 TL satış fiyatına sahip.