Gezeravcı uzayda bilim dünyasına ışık tutacak deneylere imza attı

 Türkiye'nin insanlı ilk uzay serüveninde son günlere yaklaşıldı. İlk Türk Astronot Alper Gezeravcı hazırlanan plan doğrultusunda çalışmalarını sürdürüyor. Bilim dünyasına ışık tutacak deneyler yapan Gezeravcı, öğrencilerle de buluşarak tecrübelerini aktarıyor.


Türkiye'nin ilk astronotu Alper Gezeravcı Uluslararası Uzay İstasyonu'nda son günlerine yaklaştı.


19 Ocak'ta 36 saat süren uzay yolculuğuna başlayan Alper Gezeravcı'nın ilk sözü, "İstikbal göklerdedir" oldu. 


"Türkiye'nin ilk astronotu" olarak tarihe geçen Alper Gezeravcı, Uluslararası Uzay İstasyonu'na (ISS) ulaştıktan sonra bilimsel çalışmalarına başladı.


Türk, İspanyol-Amerikan, İtalyan ve İsveçli olmak üzere çok uluslu Ax-3 mürettebatı, 20 Ocak saat 13.15'te alçak dünya yörüngesindeki laboratuvar olarak tanımlanan ISS'e kenetlenlendi.


13 deneye imza atması planlanıyor


Gezeravcı, uzayda kalacağı 14 gün boyunca çeşitli üniversite ve araştırma kurumlarında misyon için hazırlanan, TUA ve TÜBİTAK Uzay Komisyonunca belirlenen 13 önemli deney çalışmasını başlatıyor.


Aralarında kanserden bağışıklık hücrelerine, alglerden propolise kadar geniş bir yelpazeden seçilen deneyler, bilimsel literatüre katkı sağlayacak.


Türkiye'nin uzay, havacılık ve savunma sanayisi için yeni nesil malzeme geliştirme kabiliyeti kazanması, uzay araçlarının itki sistemlerinin daha verimli hale getirilmesi, mikroalg türlerinin yer çekimsiz ortamda karbondioksit yakalama performanslarının ve oksijen üretim kabiliyetlerinin belirlenmesi, dünyada var olan hastalıklar için yeni tedaviler ve önleyici tedbirlerin geliştirilmesinde ve propolisin mikro yer çekimi ortamındaki bakteriler üzerindeki etkisinin araştırılması gibi deneyler de bilim dünyasına fayda sağlaması açısından önem taşıyor.


36 bin aday arasından seçildi


Çocukluğundan bu yana pilot olmayı hayal eden ve 21 yıl boyunca bu görevi icra eden F-16 pilotu Gezeravcı, operasyonel bir görevden dönerken televizyonda Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın "ilk insanlı uzay misyonu"nu duyurduğunu öğrenmiş ve ardından "ilk Türk uzay yolcusu" olmak üzere başvuruda bulunmuştu.


Cumhurbaşkanı Erdoğan, Atatürk Havalimanı'nda geçen yılın nisan ayı sonunda başlayan dünyanın en büyük havacılık, uzay ve teknoloji festivali TEKNOFEST'te yaptığı konuşmada, Alper Gezeravcı'nın asil ve Tuva Cihangir Atasever'in de yedek uzay yolcuları olarak belirlendiğini duyurmuştu.


Türkiye'nin insanlı ilk uzay görevini gerçekleştirecek "uzay yolcusu"nun eğitim ve uçuş hizmeti için ABD'deki Axiom Space ile işbirliğine gidildi. Astronotların eğitim süreci ABD'nin Teksas eyaletinin Houston kentinde yürütüldü.


Fırlatma 2 kere ertelendi


Gezeravcı'nın uzay yolculuğu ilk olarak 9 Ocak olarak belirlenmiş ancak hava şartlarının uygun olmaması nedeniyle fırlatma işlemi 17 Ocak tarihine ertelenmişti.


17 Ocak'ı 18 Ocak'a bağlayan gece 01.11'de yapılması beklenen fırlatma, "teknik kontrollerin tamamlanması gerekliliği" nedeniyle 24 saat daha ertelenerek, 19 Ocak 00.49 saatinde gerçekleştirilmişti.


Uzaydan görüşme trafiği


Yoğun programla çalışan Gezeravcı, video konferans yöntemiyle ilk görüşmesini Cumhurbaşkanı Erdoğan ile yaptı.


İkinci görüşme içinse adres Bursa'daki Gökmen Uzay Havacılık Eğitim Merkezi oldu. Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, Gezeravcı ile görüştü. O görüşmeye Teknofest yarışmacıları da eşlik etti. Türkiye'nin ilk astronotu Gezeravcı, Diyarbakırlı öğrencilerin de sorularını yanıtladı.


Dışişleri Bakanı Hakan Fidan'dan Montrö açıklaması: Tartışılması düşünülemez

Romanya'da temaslarda bulunan Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, İsrail'i Uluslararası Adalet divanının ihtiyati tedbir kararına uymaya çağırdı. Gazze'de derhal tam ateşkes ilan edilmesi gerektiğini söyleyen Hakan Fidan, Montrö boğazlar sözleşmesine de değindi. Montrö'nün tartışılması düşünülemez diye konuştu.


Dışişleri Bakanı Hakan, Romanya'nın başkenti Bükreş'te, Romanya Dışişleri Bakanı Luminita Odobescu ile görüşmesinin ardından düzenlenen ortak basın toplantısında konuştu.

Montrö Boğazlar Sözleşmesi'nin tarafsız bir biçimde ve titizlikle uygulanmasının Türkiye olarak sürdürüldüğünü belirten Fidan, "Dün, Sofya'da da basın toplantısında söyledim, bugün yine tekrar ediyorum, Montrö'nün tartışılmasını dahi tahayyül edemeyiz." ifadesini kullandı.

Bakan Fidan, "Montrö Sözleşmesi, bölgenin güvenliğinin teminatı işlevini görmeye devam etmekte." diye konuştu.

Fidan, Rumen mevkidaşıyla görüşmesinde, Balkanlar'daki son gelişmelerin de ele alındığını aktararak, Orta Doğu'da yaşananların da görüşüldüğünü söyledi.


"DÜNYA KAMUOYUNU BİR KEZ DAHA GÜÇLÜ BİR BİÇİMDE HAREKET ETMEYE ÇAĞIRIYORUM"


Fidan, mevkidaşıyla Gazze'deki vahşeti, dramı ve bunun oluşturduğu tehditleri hep beraber dile getirdiklerini vurgulayarak, İsrail'i Uluslararası Adalet Divanının ihtiyati tedbir kararını uygulamaya ve derhal tam ateşkes ilan etmeye çağırdığını kaydetti.

İsrail'in abluka altındaki Gazze'yi haftalardır topyekun hedef almaya devam ettiğine vurgu yapan Fidan, bombardımandan kurtulabilenlerin açlık ve salgın hastalıklarla boğuştuklarını dile getirdi.


Fidan, "Gazze'ye insani yardım ve tıbbi malzeme girişinin İsrail tarafından engellenmesi uluslararası toplum tarafından asla kabul edilmemeli. 2 milyon insanın bombardıman altında açlık ve salgın hastalıklarla açıkça ölüme terk edilmesine sessiz kalamayız, kalmamalıyız. Bu katliamı engellemek için dünya kamuoyunu bir kez daha güçlü bir biçimde hareket etmeye çağırıyorum." diye konuştu.


Cumhurbaşkanı Erdoğan: 'Türkiye Yüzyılı Şehirleri'ni inşa edeceğiz

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti Kongre Merkezi'nde yapılan programda seçim beyannamesini açıkladı. 8 başlıktan oluşan beyannamenin ana teması 'Gerçek belediyecilik' oldu.Toplantıda konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, 'Yeni dönemde, afetlere dayanıklı, dirençli ve sağlam yerleşim yerleri kuracağız, şehirlerimizi iklim değişikliğine uyumlu hale getireceğiz.(Gerçek Belediyecilik) Bu ilkelerle, yaklaşımlarla, hedeflerle, adeta tuğla tuğla 'Türkiye Yüzyılı Şehirleri'ni inşa edeceğiz' dedi.


Erdoğan, açılışı yapılan AK Parti Kongre Merkezi'nde, partisinin "Seçim Beyannamesi Tanıtım Toplantısı"nda konuştu.


Cumhurbaşkanı Erdoğan, demokrasilerde seçimin, vatandaşın ülkesini yöneten hükümetten veya şehirlerini yöneten yerel idarelerden hesap sorduğu, muhasebe ve murakabe vazifesini yerine getirdiği kritik eşik olduğunu belirtti.


Her seçimin, yeni bir tarihin, dönemin, sürecin başlangıç noktası olduğuna işaret eden Erdoğan, "Seçim, demokrasiyle yönetilen ülkelerde halk adına ülkenin idaresi sorumluluğunu üstlenen iktidarın en önemli meşruiyet kaynağıdır. Şayet bir ülkede halk, ister hükümet ister şehir düzeyinde olsun kendini yönetecek isimleri ve kadroları özgürce belirleyemiyorsa, orada demokrasiden söz edilemez." diye konuştu.


Erdoğan, geçmişte Türkiye'de açık oy, gizli sayım yöntemiyle demokrasiyle uyuşmayan seçimlerin yapıldığını hatırlatarak, şunları kaydetti:


"Ama bu seçimleri ne milletimiz ne de tarih milli iradenin tecelli vesilesi olarak görmemiştir, kaydetmemiştir. Demokrat Partinin rahmetli Başbakan Menderes'in liderliğinde hükümete geldiği 1950 tarihi ülkemizde gerçek anlamda demokrasinin işlemeye başladığı tarihtir. Bugün 28'inci dönemiyle faaliyet gösteren TBMM'mizin 20 dönemi çok partili hayata geçirdikten sonra seçimlerle oluşmuştur. 


Daha önce ya darbe anayasalarıyla işaret edilen ya da Meclis tarafından seçilen cumhurbaşkanı, ilk defa 2014 yılında doğrudan halkın oyuyla belirlenmiştir. Türkiye'nin Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne geçtiği 2018 yılında ve 2023'ün Mayıs ayında yapılan Cumhurbaşkanı ve Meclis seçimleri, ülke tarihimizin önemli dönüm noktaları arasındaki yerini almıştır."


- "MİLLET, MİLLİ İRADE BAYRAĞINI YÜKSELTTİ"


Yerel seçimlerin de bu tabloya benzer bir seyir izlediğini ifade eden Erdoğan, "Çok partili hayata geçildikten sonra ilk defa 1950 yılında yapılan mahalli idareler seçimleri bugüne kadar 14 defa tekrarlanmıştır. İnşallah çok partili dönemin 15'inci belediye başkanlığı seçimini 31 Mart'ta yine bir demokrasi şöleni şeklinde gerçekleştireceğiz." dedi.


Cumhurbaşkanı Erdoğan, yaşanan darbelere ve çeşitli yöntemlerle demokrasiyi askıya alma gayretlerine rağmen milletin her badirenin ardından milli irade bayrağını yeniden yükselttiğinin altını çizerek, "AK Parti'nin iktidara gelmesi, 28 Şubat Postmodern Darbesi'nin ve sonrasında yaşanan istikrarsızlık döneminin ardından böyle bir milli irade şahlanışı olarak vuku bulmuştur." diye konuştu.


Geride bırakılan 21 yıl boyunca vesayetin türlü baskılarına, terör örgütlerinin saldırılarına, envaiçeşit darbe girişimlerine, emperyalistlerin nice sinsi oyunlarına rağmen milletin emanetini yere düşürmediklerini, milli irade bayrağını hep yukarıda tuttuklarını vurgulayan Erdoğan, bu mücadelenin son örneğini 14-28 Mayıs 2023 seçimlerinde verdiklerini söyledi.


Erdoğan, 31 Mart'ta da bu imtihandan bir kez daha alınlarının akıyla çıkacaklarına inandığını belirterek, "Türkiye Yüzyılı'nın bu ilk seçiminde mesele sadece mümkün olan en çok belediye başkanlığını kazanmak değildir. Bununla birlikte 31 Mart'ta elde edeceğimiz netice, ülkemizi dünyada hak ettiği yere yükseltme hedefimize doğru yürüyüşümüzde bize güç verecektir, kuvvet verecektir, destek verecektir." değerlendirmesini yaptı.


- "KİMSENİN ELİNE MALZEME VERMEMELİYİZ"

Büyük hayallere kavuşmak için iyi hazırlıklar yapmak, samimiyetle ve azimle çok çalışmak gerektiğine işaret eden Erdoğan, şunları kaydetti:


"Biz, ülkeye ve millete hizmet yolculuğumuza 30 yıl önce belediyelerde başlamış bir kadroyuz, böyle bir hareketiz. 'Halka hizmet, hakka hizmettir' düsturuyla önce şehirlerimizdeki başarılarımızla milletimizin gönlüne girdik. İktidara geldikten sonra da aynı hissiyatla vatan topraklarının her karışını yatırımla, eserle, hizmetle buluşturduk. Ülkenin sadece altyapı eksiklerini gidermekle, asırlık ihmallerini telafi etmekle kalmadık. Önce 2023 hedeflerimizle, ardından Türkiye Yüzyılı vizyonumuzla ülkenin geleceğini inşa ettik. Evlatlarımıza büyük, güçlü, müreffeh, itibarlı bir Türkiye bırakma hedefimize çelme takması için kimsenin eline malzeme vermemeliyiz. İçeride ve dışarıda Türkiye'nin tökezlemesini, siyasi ve ekonomik olarak yeniden eski zayıf günlerine dönmesini bekleyen bir güruh var. Her ne kadar oklar bize çevrilmiş olsa da asıl hedef Türkiye'dir, asıl hedef tarihi ve inançlarıyla milletimizin bizatihi kendisidir. Şehirlerimizi Türkiye Yüzyılı'na hazırlayacak adımları atmakla bu sinsi niyetleri de Allah'ın izniyle boşa çıkarmış olacağız."


Cumhurbaşkanı Erdoğan, bunun için sözlerini muhaliflere, rakiplere, yarıştıkları parti ve adaylara değil, doğrudan millete söylediklerini belirterek, vizyonlarını, Türkiye'nin tüm şehirlerini kucaklayacak şekilde hazırladıklarını söyledi.


TBMM Başkanı Kurtulmuş, Abu Dabi'de Wahat Al Karama Şehitliği'ni ziyaret etti

 

TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, resmi ziyaret gerçekleştirdiği Birleşik Arap Emirlikleri'nin başkenti Abu Dabi'de Wahat Al Karama Şehitliği'ni ziyaret etti.


TBMM Başkanı Kurtulmuş, şehitliğe gelişinde askeri törenle karşılandı.

Anıta çelenk bırakan Kurtulmuş, şehitlik hakkında bilgi aldı, Şehitlik Özel Defteri'ni imzaladı.

Kurtulmuş, deftere şunları yazdı:

"Türkiye Büyük Millet Meclisini temsilen dost ve kardeş ülke Birleşik Arap Emirlikleri'ni ziyaretim vesilesiyle bu şehitlik anıtında bulunmaktan onur duyuyorum. Vatanının her karış toprağı şehitlerin şerefli kanlarıyla sulanmış bir milletin evladı ve Gazi Türkiye Büyük Millet Meclisinin Başkanı olarak Birleşik Arap Emirlikleri'nin bağımsızlığını ve topraklarının bütünlüğünü korumak için canlarını feda eden kahraman askerlerin aziz hatıralarını saygıyla anıyorum. 

Bu vesileyle Türkiye ile Birleşik Arap Emirlikleri arasındaki kardeşçe ilişkilerin, tayin edilen stratejik temelde daha da güçlenmesi yönündeki temennimizi ve bu doğrultuda çalışma irade ve azmimizi teyit ediyorum."

Ziyarette, TBMM Başkanlık Divanı Üyesi ve İYİ Parti Denizli Milletvekili Yasin Öztürk, AK Parti Ankara Milletvekili Kurtcan Çelebi, AK Parti Adıyaman Milletvekili Resul Kurt, MHP Aksaray Milletvekili Ramazan Kaşlı ile Türkiye'nin Abu Dabi Büyükelçisi Tugay Tunçer de yer aldı.

İstanbul'da raylı sistem 338,5 kilometreye çıkıyor

 

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "İstanbul'da tamamlanan raylı sistem ağlarının uzunluğu 338,5 kilometreye çıkıyor. Biz söyledik mi yaparız, ortada bırakmayız" dedi.


Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul Havalimanı Metrosu Kağıthane-Gayrettepe Etabı Açılış Töreni'nde konuştu.

Erdoğan, konuşmasında şunları kaydetti;

Bugün giderek ağırlaşan trafik sorunundan dolayı adeta omuzları çöken İstanbul'umuzun yükünü hafifletecek bir projemizi daha hayata geçirmenin bahtiyarlığını yaşıyoruz. Biliyorsunuz, geçen sene İstanbul Havalimanı Kağıthane Metrosu'nun açılışını yapmış bu önemli projeyi vatandaşlarımızın hizmetine sunmuştuk. Bugün de bu hattı Gayrettepe'ye bağlayan Kağıthane-Gayrettepe kesiminin açılışını yapmak üzere bir aradayız.

"İstanbul'da raylı sistem 338,5 kilometreye çıkıyor"

Böylece İstanbul Havalimanı ile Gayrettepe arasında kesintisiz metro ulaşımını sağlamış oluyoruz. Toplam 37,5 kilometre uzunluğundaki Gayrettepe-Kağıthane Metrosu İstanbullu kardeşlerimizin hayatını fevkalade kolaylaştıracaktır. 9 istasyondan oluşan ve hızı saatte 120 kilometreye ulaşan hattımızın günlük yolcu kapasitesi 600 bin kişidir.

Hattımızın devreye girmesiyle birlikte Gayrettepe-İstanbul Havalimanı arası 30 dakikaya, Göktürk-Mahmutbey arası 38 dakikaya, Tekstilkent-İstanbul Havalimanı arası 45 dakikaya, Taksim-İstanbul Havalimanı arası 41 dakikaya, Taksim-Göktürk arası 26 dakikaya, 4. Levent-İstanbul Havalimanı arası 35 dakikaya inecektir. Bu hattımızın da hizmete alınmasıyla İstanbul'da tamamlanan raylı sistem ağlarının uzunluğu 338,5 kilometreye çıkıyor. Biz söyledik mi yaparız. Ortada bırakmayız.

Belediye başkanlığımdan tutun, daha sonra hükümete geldik ve hükümette de ulaştırma bakanlığı olarak nasıl bu yolları, bu hızlı tren hatlarını, yüksek hızlı tren hatlarını nasıl yaptıysak aynı şekilde İstanbul'umuzda da bunu yaptık. Ama birileri de hatırlayın maalesef hafriyatla ne yaptılar? Kim olduğunu biliyorsunuz benim söylememe gerek yok. Raylı sistem projelerinde en önemli, hassas, zor konulardan birisi hattın beyni diyebileceğimiz sinyalizasyon sistemidir. Hamdolsun ASELSAN-TÜBİTAK işbirliği ile artık bu alanlarda başkalarına bağımlı olmaktan kurtuluyoruz. ASELSAN sinyalizasyon sistemi için gerekli araç üstündeki ekipmanları, hatlara konulacak sistemlerle istasyona konulacak akıllı sinyal sistemlerini TÜBİTAK geliştirdi. Biz yapıyoruz. Dışarıdan ithal yok.

"Her projede yerli ve milli teknolojinin payı artacak"

Yine bu hatta kullanılacak 60 adet sürücüsüz metro aracı da Ankara Sincan Organize Sanayi Bölgesi'ndeki fabrikada üretiliyor. Gayrettepe-Havalimanı metro hattının ilk etüd projesinden uygulamasına kadar tüm süreçlerini kendi yerli mühendislik ve tasarım birikimimizle gerçekleştirmekten gurur duyuyoruz. İnşallah bundan sonra hangi alanda olursa olsun hayata geçirdiğimiz her projede yerli-milli teknolojilerin payının artırılmasına ağırlık vereceğiz. Savunma sanayii başta olmak üzere teknolojiye dair her konuda tam bağımsız Türkiye hedefine ulaşıncaya kadar azimle çalışacağız.  

Bizler iki günü birbirine eşit olan ziyandadır anlayışına sahip bir inancın mensuplarıyız. Siyasette de parolamız vatandaşa kesintisiz hizmet vermektir. Kimin ne dediğine bakmadan şehirlerimizin ihtiyaçlarını gidermeyi, sıkıntılarına çözüm bulmayı ana vazifemiz olarak görüyoruz. Bizim siyaset tasavvurumuzda millete efendilik olmaz, hizmetkarlık olur. Millete tepeden bakanlar, milleti hor hakir görenler, millete karşı kibirli, nobran davrananlar siyasette kaybetmeye mahkumdur. Şimdi 31 Mart akşamı inşallah bunları da hep beraber göreceğiz.


Mahfi Eğilmez: Ya otelciler aç gözlü ya da...

 Ekonomist Mhafi Eğilmez, 'greedlasyon'a (yüksek fiyat artışı yaparak enflasyonu fırsata çevirme) örnek olarak otellerdeki fiyat artışını gösterdi.


 

Ekonomist Mahfi Eğilmez, çok konuşulan greedflasyon (enflasyondan faydalanmak için fazladan fiyat artışı yapmak  - aç gözlülük) tespitini otel örneği ile açıkladı. 

Mahfi Eğilmez'in, yüksek enflasyonla birlikte Türkiye'nin 'skimpflasyon' (ürünün kalitesinin düşürülmesi) ve 'shrinkflasyon' (ürünün gramajının düşürülmesi) dönemine girdiğini açıklamasının ardından, "Bir de greedflasyon var" diyerek yüksek enflasyon olan ülkelerde ortaya çıkan, mal ve hizmetlerin satış fiyatını enflasyonun üzerinde artırma eylemi olarak aktarmıştı.

Eğilmez, 'greed' sözcüğünün İngilizce'de 'açgözlülük olarak tanımlandığına dikkat çekerek, yüksek enflasyon yaşayan ülkelerde bu durumun kaçınılmaz olduğunu ifade etmişti.

Greedflasyona bir örnek veren Eğilmez, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda şunları söyledi:

"Antalya'da geçen yaz 6 gecesi 35 bin TL olan her şey dahil tatil için bu yıl aynı dönem ve aynı koşullar için istenen fiyat 111 bin lira. Enflasyon % 65 ise bu greedflasyon. Yok eğer enflasyon % 300 ise enflasyon diye açıklanan ne?"

Erzincan'da 3 tırın çarpıştığı zincirleme kaza

 Erzincan'da 3 tırın karıştığı zincirleme trafik kazasında 3 kişi yaralandı.


 

Erzincan-Erzurum kara yolunun 72. kilometresinde sürücüleri ve plakaları öğrenilemeyen 3 tır, buzlanma nedeniyle çarpıştı.

Kazada 3 kişi yaralandı, bir tırda çarpışmanın etkisiyle alev aldı.

İhbar üzerine bölgeye polis, jandarma, AFAD, sağlık ve itfaiye ekipleri sevk edildi.

Sağlık ekiplerince ilk müdahaleleri yapılan yaralılar, ambulanslarla kentteki hastanelere kaldırıldı.

Yanan tır ise itfaiye ekiplerin müdahalesi sonucu kontrol altına alınarak söndürüldü.

Bir süre trafiğe kapanan kara yolu, araçların çekilmesinin ardından yeniden ulaşıma açıldı.

Malatya'da 5,2 büyüklüğünde deprem

 AFAD'dan son dakika deprem açıklaması geldi. Malatya'nın Battalgazi ilçesinde 5,2 büyüklüğünde deprem oldu. İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, gelişmeleri yakından takip ettiklerini belirterek herhangi olumsuz bir durum olmadığını açıkladı. Deprem uzmanı jeolog Prof. Dr. Okan Tüysüz, NTV canlı yayınında gerçekleşen sarsıntının 6 Şubat Kahramanmaraş depremlerinin artçı sarsıntısı olmadığını vurgulayarak "Burası 2020'de yaşadığımız 6,8'lik Elazığ depremi ile 6 Şubat Kahramanmaraş depremi arasında kalan kırılmamış bir fay parçası. Bu fay parçasının üzerine bu iki depremle stres yüklenmiş durumda." ifalerini kullandı.



İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, “Malatya Battalgazi’de 5.2 büyüklüğünde meydana gelen ve çevre illerden de hissedilen depremde, AFAD ve ilgili kurumlarımızın tüm ekipleri saha tarama çalışmalarına başlamıştır. An itibari ile herhangi olumsuz bir durum yoktur” açıklamasını yaptı.

İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, Malatya’nın Battalgazi ilçesinde meydana gelen 5.2 büyüklüğünde deprem nedeniyle olumsuz bir durum olmadığını duyurdu. Yerlikaya’nın bugün X hesabından yaptığı açıklama şöyle:

“Malatya Battalgazi’de 5.2 büyüklüğünde meydana gelen ve çevre illerden de hissedilen depremde, AFAD ve ilgili kurumlarımızın tüm ekipleri saha tarama çalışmalarına başlamıştır. 

An itibari ile herhangi olumsuz bir durum yoktur. Gelişmeleri yakından takip ediyoruz. Depremden etkilenen vatandaşlarımıza geçmiş olsun dileklerimi sunuyorum. Allah ülkemizi ve milletimizi afetlerden korusun.”

İran, Sudan İç Savaşında En Yeni Vekil Araç Oldu

 Mohajer-6 savaş drone'unun Sudan ordusuna teslim edildiği belirtildi

Hareket, stratejik Afrika ülkesine yapılan son dış müdahaledir


Üst düzey Batılı yetkililere göre İran, Sudan ordusuna savaş uçakları sağlayarak, milyonlarca insanı yerinden eden ve daha geniş bölgeyi istikrarsızlaştırma riski taşıyan, Kızıldeniz'e erişim isteyen vekillerin körüklediği feci bir iç savaşta taraf tutuyor.

İran'ın, Birleşik Arap Emirlikleri tarafından desteklendiği iddia edilen paramiliter bir gruba topraklarını kaptıran ordunun dokuz aydır devam eden çatışmaya müdahalesi, halihazırda kıtlığın eşiğinde olan Kuzey Afrika ülkesi için riskleri artırıyor. Aynı zamanda Çin, Rusya ve Türkiye gibi ülkelerin erişim için yarıştığı Sudan'ın 640 kilometrelik Kızıldeniz kıyı şeridinin öneminin de altını çiziyor.

Uluslararası Kriz Grubu Afrika Boynuzu proje direktörü Alan Boswell, İran'ın Sudan ordusuna insansız hava araçları ve diğer maddi destek sağlamasının "diplomatik camiada geniş çapta kabul gördüğünü" söyledi. Sudan'da, özellikle de Kızıldeniz'de yeniden bir müttefik kazanmak, İran için büyük bir kazanç olacaktır ancak diğer bölgesel ve Batılı güçleri de korkutacaktır."

Üç Batılı yetkili, hassas bilgilerin ifşa edilmesi için anonimlik talebinde bulunan üç Batılı yetkilinin, Sudan'ın Quds Air Industries tarafından İran'da üretilen ve hassas güdümlü mühimmat taşıyan tek motorlu insansız hava aracı Mohajer-6'nın sevkiyatını aldığını söyledi. Uydu görüntülerini inceleyen analistler, dronun ülkede varlığını doğruladı.

ABD'li yetkililere göre Mohajer-6, havadan yüzeye saldırılar, elektronik savaş ve savaş alanında hedefleme yapma kapasitesine sahip. Sudan'da nasıl bir etki yaratmış olabileceği belli değil.

Sudan'ın silahlandırılması, Tahran'ın Gazze'deki Hamas'tan Lübnan Hizbullah'ına ve Yemen'deki Husilere kadar çeşitli grupları desteklediği geniş Orta Doğu'daki askeri nüfuzunun yanı sıra büyüyen drone programını da güçlendirecek. ABD, İran'ın halihazırda Hizbullah, Hamas, Irak'taki Kata'ib Hizbullah, Husiler ve Etiyopya ordusuna destek sağladığını söylüyor.

ABD, İran'ı Ukrayna'ya karşı savaşında Rusya'ya Mohajer-6 insansız hava araçları sağlamakla suçladı. Washington, Tahran'ın "Rusya'ya, onun Orta Doğu'daki vekillerine ve diğer istikrarsızlaştırıcı aktörlere olanak sağlayan İHA'ların sürekli ve kasıtlı olarak çoğalmasını" gerekçe göstererek İran'la ilgili yaptırımlarını geçen yıl genişletti.

İran, savunma ihracatının son yıllarda arttığını söylüyor ancak Rusya'ya insansız hava aracı gönderdiğini defalarca reddediyor ve Ukrayna'nın bu iddiayı kanıtlayacak herhangi bir kanıt göstermediğini söylüyor. Tahran ayrıca Husilerin silahlandırıldığını reddediyor ve grubun tek başına hareket edebilecek kadar güçlü olduğunu söylüyor. 17 Ocak'ta Dışişleri Bakanı Hossein Amirabdollahian, diğer ülkelerin İran'ın insansız hava araçlarını kopyalamasının İran'ın sorumluluğunda olmadığını söyledi.

Hollandalı bir kuruluş olan PAX'ın insani silahsızlanma proje lideri Wim Zwijnenburg'a göre, Mohajer-6'nın Sudan'daki varlığını kanıtlayan kanıtlar arasında, başkent Hartum'un kuzeyindeki Wadi Sayyidna hava üssünde bulunan İHA'nın 9 Ocak'taki uydu görüntüsü de yer alıyor. barışçıl toplumları teşvik etmeye çalışıyoruz.

Bu hamle aynı zamanda İran'ı, Sudan ordusunun, BM uzmanlarının ve Batılı diplomatların, şu anda ülkenin büyük şehirlerinin çoğunu kontrol eden rakip grup olan Hızlı Destek Güçlerini desteklediğini söylediği BAE ile karşı karşıya getirecek. Tahran ve Sudan ordusu, Sudan'ın Yemen'de Husilere karşı savaşan Suudi Arabistan liderliğindeki koalisyondaki rolüyle bağlantılı yedi yıllık bir aradan sonra 2023'te diplomatik ilişkileri yeniden açtı.


 

Korgeneral Magdi İbrahim kimdir ve Türkiye'ye krizde yardım etme ilişkisi nedir?

 Sudan'da Müslüman Kardeşler askeri milisler kurup ve askeri milisler kurdurmaya başladı.


El Burhan, Sudan krizi öncesinde Genelkurmay Başkanı, Geçici Egemenlik Konseyi Başkanı ve Silahlı Kuvvetler Başkomutanı Korgeneral Abdel Fattah Al-Burhan Abdel Rahman'ı yeniden oluşturdu ve bir dizi karar yayınladı. Müşterek Genelkurmay Başkanlığı feshedilerek Müşterek Kurmay Başkanlığı sistemine geçildi ve bunlardan bazıları şöyle oluşturuldu:


Korgeneral Magdy İbrahim Othman Halil, Lojistikten Sorumlu Genelkurmay Başkan Yardımcısı.

Korgeneral Magdi İbrahim Othman Khalil, Lojistik Genelkurmay Başkan Yardımcısı olarak görev yapan Sudanlı bir askerdir.

Hamdok'la görüşmenin ardından.. Burhan ile Hemedti'nin görüşmesinin sonuçları neler?

Sudan halk kitlelerinin Müslüman Kardeşler'in tüm siyasi bayraklarını reddetmesinin ardından grup, devrimin patlak vermesi ve faşist rejimin Nisan 2019'da yıkılmasının ardından bölgesel ve kabilesel cephelerin arkasına saklanmaya çalıştı.

Geçiş hükümetinin tüm politikalarına karşı çıkmak ve 25 Ekim 2021 darbesinin uygulanmasında orduya yardım etmek için kullandı. 

Türkiye'ye Genelkurmay Başkanı yardımı:

Sudan, Türkiye'deki depremzedelere insani yardım ve teknik ekip gönderdi

Egemenlik Konseyi Başkanı ve Ordu Başkomutanı Korgeneral Abdel Fattah Al'ın talimatıyla, içinde Türkiye Cumhuriyeti'ne insani yardım paketinin de bulunduğu bir kargo uçağı, sabahın erken saatlerinde Hartum Hava Üssü'nden havalandı. -Burhan.

Sevkiyatta barınma malzemeleri, tıbbi destek, polise bağlı sivil savunma birimleri, arama kurtarma ekipmanları, Silahlı Kuvvetler İkmal Kurumu, Savunma Sanayii Sistemi ve Tıbbi Silahlar tarafından hazırlanan yardımlar yer alıyor.

Yardım paketinin, Türkiye'nin güneyinde birçok bölgeyi vuran, ağır kayıplara neden olan ve binlerce Türk'ün ölümüne ve yaralanmasına neden olan depremin ardından gelmesi dikkat çekicidir.

Kargo uçağını Hartum Hava Üssü'nde, Lojistikten Sorumlu Genelkurmay Başkan Yardımcısı, İstihbarat Başkanı, Hartum Hava Üssü Komutanı, Sivil Savunma Kuvvetleri Komutanı Korgeneral Magdi İbrahim Othman Khalil ve diplomatik heyet uğurladı. Türkiye Büyükelçiliği.

Öte yandan Sivil Savunma Kuvvetleri Komutanı Korgeneral Othman Atta Mustafa, bu sabah Türkiye'ye doğru yola çıkan güçlerini Hartum'daki askeri havaalanında uğurladı.

Korgeneral Majdi İbrahim Othman, Türkiye'yi vuran deprem sonrasında Türkiye Devletine insani yardım sağlanmasının iki halk arasındaki ebedi ilişkiler çerçevesinde ve Egemenlik Konseyi Başkanı'nın rehberliğinde gerçekleştiğini doğruladı.

Yardımın, sivil savunma hizmetlerine ek olarak barınak malzemeleri, giysiler ve yiyecek içerdiğini, Türk halkına başsağlığı dilediğini, Tanrı'dan ölüleri kabul etmesini ve yaralı ve yaralı olanı iyileştirmesini istediğini açıkladı.

Sivil Savunma Kuvvetleri Müdürü Polis Korgeneral Othman Atta ise kardeş Türk halkına yardım sağlamanın İçişleri Bakanı, Emniyet Genel Müdürü ve Milli Sivil Savunma Konseyi Başkanı'nın rehberliğinde gerçekleştiğini açıkladı. , Birinci Polis Korgeneral (hukukçu) Anan Hamid Muhammad Omar ve Egemenlik Konseyi Başkanı'nın iki savunma müfrezesinin donatılmasına ilişkin direktifinin uygulanmasında Al-Madani, karada kurtarma ve Türk ve Suriye halkına insani yardım sağlama konusunda uzmanlaşmıştır.

Türkiye'deki iklimin zorluğunu vurguladı ancak kuvvetlerinin, aldıkları yüksek eğitim ve vasıflar sayesinde her koşulda görevi başarma ve çalışma becerisine sahip olduğuna inanıyor.



Bitlis'te kar yağışı nedeniyle kaza yaşandı

 Bitlis'in Adilcevaz ilçesinde kar yağışı nedeniyle kayganlaşan yolda meydana gelen kazada, bir otomobil bir TIR'a arkadan çarptı. Kazada 2 kişi hayatını kaybederken, 1 kişi yaralandı. Olay yerine AFAD, itfaiye, jandarma ve Karayolları ekipleri sevk edildi. Yaralı ve ölenler hastaneye kaldırıldı.

İsveç'in NATO'ya üyeliğinden sonra, ABD'den F-16 açıklaması

 Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Konseyi yetkilisi, TBMM'de onaylanan İsveç tasarısını ve Türkiye'ye F-16 satışını değerlendirdi


 ABD yönetimi, İsveç'in NATO üyeliğinin TBMM'de onaylanmasından memnuniyet duyduğunu ve Türkiye'ye F-16 satışının ABD'nin, Türkiye'nin ve NATO müttefiklerinin ulusal güvenlik çıkarlarına uygun olduğunu belirtti. Beyaz Saray yetkilisi, ABD Başkanı Joe Biden'ın başından itibaren Türkiye'nin F-16 filosunun modernizasyonuna destek verdiğini kaydetti.


Yetkili, "Bu (F-16 satışı) NATO içinde birlikte çalışabilirliği artıracaktır ve ABD'nin ulusal çıkarına uygundur. Yabancı ülkelere silah satışında Kongre önemli bir role sahiptir ve bu konu üzerinde Kongre ile çalışıyoruz." ifadelerini kullandı. ABD Dışişleri Bakanlığı sözcülerinden biri de, TBMM'nin İsveç'in NATO'ya üyeliğini onaylamasının ABD tarafından memnuniyetle karşılandığı ve İsveç'in NATO'ya güç katacağını belirtti.


Sözcü, "Başkan Biden uzun zamandır Türkiye'nin F-16 filosunun modernizasyonuna verdiği destek konusunda açık. Bu muhtemel satış ABD'nin, Türkiye'nin ve tüm NATO müttefiklerinin ulusal güvenlik çıkarlarını destekleyecektir." ifadelerini kullandı. Kongrenin dış ülkelere silah satışında anahtar bir role sahip olduğunu aktaran sözcü, bazı Kongre üyelerinin açık şekilde "İsveç'in üyeliğinin onaylanmasının Ankara'ya F-16 satışı öncesinde kilit bir değerlendirme" olacağını dile getirdiklerini vurgulandı.


Blinken'dan memnuniyet açıklaması


ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken da X hesabından yaptığı paylaşımda, "ABD, Türk Parlamentosunun İsveç'in NATO'ya üyelik protokollerini onaylayan kararını takdirle karşılamaktadır. İsveç'in üyeliği, ittifakı daha güçlü ve her zamankinden daha birleşmiş hale getirecektir." değerlendirmesinde bulundu.

Deney çalışmalarında ikinci gün, İlk Türk astronot Alper Gezeravcı, bugün 2 deney yaptı

 İlk Türk Uzay Yolcusu olan Alper Gezeravcı, Ax-3 misyonunda İspanyol, İtalyan ve İsveçli astronotlarla birlikte 14 gün boyunca Uluslararası Uzay İstasyonu'nda görev alacak.


Çeşitli bilim misyonlarını gerçekleştirmek üzere uzaya gönderilen Türk astronot, aralarında kanserden, bağışıklık hücrelerine, alglerden, propolise kadar literatüre katkı sağlayacak çalışmaların bulunduğu 13 deney gerçekleştirilecek.

İlk deney çalışmalarına başlayan türk astronot uzayda başka hangi deneyleri gerçekleştirecek?

İşte Alper Gezeravcı'nın uzayda gerçekleştireceği 13 deney

Alper Gezeravcı bugün 2 deney yapacak: uzMan ve CRISPR-GEM Deneyleri 
İlk Türk astronot Alper Gezeravcı, bugün Uluslararası Uzay İstasyonu'ndaki (ISS) çalışmasında gen ve mikroalg deneyleri yapacak.

Gezeravcı, bugün uzay görevi için mikroalg yaşam destek üniteleri alanında Boğaziçi Üniversitesi Dr. Öğretim Üyesi Berat Haznedaroğlu'nun sorumluluğundaki "UzMAn" deneyini yapacak.

Bu deneyle, dünyada zorlu koşullara adapte olan mikroalg türlerinin yerçekimsiz koşullar altında büyüme ve dayanıklılık testlerinin gerçekleştirilmesi, metabolik değişikliklerinin incelenmesi, karbondioksit yakalama performanslarının ve oksijen üretim kabiliyetlerinin belirlenmesi için kapalı sistemlere yaşam destek ünitesi geliştirilmesi hedefleniyor.

Gezeravcı'nın ikinci yapacağı deney ise Yıldız Teknik Üniversitesinden Tuğçe Celayir'in proje yöneticisi olduğu mikro yerçekimi altında bitkilerde CRISPR-GEM, gen düzenleme verimliliğinin araştırılması olacak.

Söz konusu deneyle, biyorejeneratif yaşam destek sistemlerinin iskeleti olan bitkilerin, uzay görevi sırasında meydana gelen, biyolojik olan ve olmayan stresler karşısındaki savunma mekanizmalarının anlaşılması ve geliştirilmesine yönelik moleküler biyolojinin modern gen düzenleme tekniklerinden CRISPR'nin mikro yerçekimi ortamda bitkiler üzerindeki etkinliğinin araştırılması amaçlanıyor.

İLK DENEY  "EXTREMOPHİLE "BAŞLADI

İlk Türk astronot Alper Gezeravcı, Uluslararası Uzay İstasyonu'ndaki ilk deneyi kapsamında, tuz stresine maruz bırakılan bitkileri araştıracak.

Türkiye Uzay Ajansının (TUA) sosyal medya hesabından yapılan paylaşıma göre, Gezeravcı tarafından Türk Uzay Bilim Misyonu için çalışmalara başlandı.

Gezeravcı'nın Uluslararası Uzay İstasyonu'ndaki ilk deneyi tuz stresine maruz bırakılan bazı bitkilerin araştırılması olarak belirlendi.

Ege Üniversitesi öğretim üyeleri Prof. Dr. İsmail Türkan, Doç. Dr. Rengin Özgür Uzilday ve Doç. Dr. Barış Uzilday'ın proje yöneticisi olduğu deneyin adı, "Ekstrem Halofit olan Schrenkiella Parvulanın Tuz Stresine Verdiği Yanıtların Uzay Ortamında Araştırılması" olarak duyuruldu.

Deneyle, uzayda ve yeryüzünde yetiştirilen ve tuz stresine maruz bırakılan "A. thaliana" ve "schrenkiella parvula" bitkilerinde yeni nesil dizileme ile (RNA-seq) transkriptomun ortaya konulması ve mikro yerçekiminde glikofitik ve halofitik bitkilerin tuz stresine verdikleri bazı fizyolojik ve moleküler yanıtların karşılaştırması hedefleniyor.

OKSİJEN SATURASYONU 

Oksijen saturasyonu, kandaki hemoglobin moleküllerinin oksijen ile doygunluğunu ölçen bir parametredir.

Genellikle yüzde olarak ifade edilir ve sağlıklı bireylerde normalde %95 ila %100 arasında olmalıdır.

Oksijen saturasyonu, solunum ve dolaşım sistemi sağlığını değerlendirmek, tedavi etkisini izlemek için önemlidir.

Bu görev ile havanın oksijen seviyesini hesaplayarak düşük yer çekiminin sebep olduğu farklılıklar ve rahatsızlıkların tanımlanması hedeflenmektedir.

gMETAL

gMETAL Katı fazdaki parçacıkların bir akışkan içindeki dinamiğine yerçekimsiz ortam etkisine denir.

Uzayda, yerçekimi etkisi düşük olduğundan, maddeler ve malzemeler farklı şekillerde davranabilir. Örneğin, malzemelerin şekli ve özellikleri, yerçekimi olmadığı için daha farklı bir şekilde gelişebilir.

Ayrıca, metallerin işlenmesi ve üretilmesi gibi endüstriyel süreçler, yerçekimsiz ortamlarda farklı zorluklarla karşılaşabilir.

Bu görev ile katı-akışkan karşımlar yerçekimsiz ortamda gözlemlenecek. 

VOKAL KORD

Uzayda yaşamaya karşı oluşan hayati  tepkimelerin vokal kord kaynaklı değişimler ile tespiti ve düşük yerçekimsizliğin sebep olduğu rahatsızlıkların, ses frekansları ile tanımlanabilir.

Vokal kordlar, ses üretiminde önemli bir rol oynayan anatomik yapıları ifade eder.

Uzayda, mikrogravite koşulları (yerçekimi olmayan veya çok düşük yerçekimi) olduğu için vokal kordların davranışı bazı değişikliklere uğrayabilir.

Bu değişiklikler, yerçekimi etkisi olmadığı için sıvıların ve doku yapılarının farklı bir şekilde tepki göstermesinden kaynaklanabilir.

METABOLOM

Uzayda metabolom analizi, astronotların sağlığını, enerji metabolizmasını, beslenme durumunu ve stres yanıtlarını anlamak amacıyla kullanılan bir araştırma alanını ifade eder.

Bu analizler, uzay görevlerinde astronotların sağlık durumunu izlemek, beslenme stratejilerini belirlemek ve uzayda geçirilen süre boyunca oluşabilecek metabolik değişiklikleri anlamak için önemli bilgiler sunar.

UYNA: UZAY İÇİ YENİ NESİL ALIŞMALAR

Uzay içi yeni nesil alaşımlar, uzay endüstrisinde kullanılmak üzere tasarlanan ve geliştirilen malzemelerdir.

Bu alaşımlar, uzaydaki zorlu koşullara dayanıklılık göstermek, hafif olmak, yüksek mukavemet ve dayanıklılığa sahip olmak gibi özellikleri sağlamak üzere tasarlanır. 

Bu görev ile yeni nesil malzeme geliştirme kabiliyeti kazanmasında önemli katkısı olması hedeflenmekte.



Bahçeli'den Özgür Özel'e Dersim tepkisi

 Partisinin grup toplantısında konuşan MHP lideri Bahçeli, CHP Genel Başkanı Özgür Özel'e tepki gösterdi, "Türkiye'de Dersim diye bir yer yoktur." diye konuştu.

Gözler bu görüşmede: Erdoğan ile Merkez Bankası Başkanı Erkan en geç yarın buluşuyor

 AA'nın servis ettiği habere göre Ekonomi Koordinasyon Kurulu Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz başkanlığında toplandı. Toplantı fotoğrafında Hafize Gaye Erkan'ın da yer aldığı görüldü. Gazete Pencere yazarı Nuray Babacan ise Erkan'ın yarın Cumhurbaşkanı Erdoğan'la görüşeceğini yazdı.



Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Hafize Gaye Erkan’ın, ailesinin TCMB yönetimine karıştığı iddialarının ardından AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’la görüşeceği ileri sürüldü.

Gazeteci Nuray Babacan, TCMB Başkanı Hafize Gaye Erkan’ın, babasının TCMB’de bir çalışanı işten çıkarttığını, TCMB’ye bağlı sosyal tesislerin Erkan’ın ailesine özel hizmet verdiği iddialarının ardından AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’la görüşeceğini yazdı.

Babacan’ın yazısından ilgili kısım şöyle:

Yıllarca yurtdışında banka yöneticiliği yapmış birinin, AKP’nin taşra illerindeki yönetim anlayışı olarak görülen ‘eş dost akrabayla’ iş durumunun, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası çatısı altına taşınması, sanırım Türkiye tarihinde ilk oluyor. 

Hafize Gaye Erkan’ın babasına tanıdığı olanaklar, babanın kendisine biçtiği rol, çalışanlara müdahale, hatta kurum araçları ve korumalarla ilgili inisiyatif kullanması hala anlatılıyor. Durumu düzeltmek için sosyal medya üzerinden yapılan-yaptırılan tüm haberler de aslında olayın ‘ikrarı’ anlamına geldi…

GÖZLER ERDOĞAN’LA GÖRÜŞMEDE

Hatta Erkan’ın Para Politika Kurulu toplantısının ortasında çocuğunu bahane ederek çıktığı da bir başka iddia. Bu toplantılarda alınan kararların önceden bilinmesinin sonuçlarını herkes tahmin eder… İşi böyle bir avantaja kadar götürenler var… Bizi daha çok olayın AKP siyasetindeki karşılığı ilgilendiriyor. Erkan’ın önce ekonomi üst yönetimiyle ardından da Cumhurbaşkanı Erdoğan’la bu konuyu ayrıntılı olarak görüşmesi bekleniyor.

SEÇENEKLER KONUŞULUYOR

AKP’de seçenekler olarak…

İddialar üzerine Erkan’ın ekonomi yönetimine zarar vermemek için istifasını isteyebileceği ve Cumhurbaşkanının bunu işleme koyacağı

Cumhurbaşkanının hemen karar vermek yerine bir süre bekleyip görev değişikliğini daha sonra yapacağı

En az ihtimal olarak da Erkan’ın yaptığı yanlışları onarıcı hareketlerden sonra görevinde kalmasına izin verileceği konuşuluyor.

AKP’LİLER ŞAŞKIN

AKP’li siyasetçiler hayal kırıklığına uğramış durumda. Hele yerel seçim öncesi hiç işlerine gelmedi. Çok iyi tanımadıkları Erkan’ın özel hayatı ve kişiliğiyle ilgili bilgi sahibi olmadıklarını, sadece uygulanan ekonomik politikalardaki duruşunu beğendiklerini, ancak özel hayatı ve kişisel hırsının yarattığı sonuçları şaşkınlıkta izlediklerini dile getiriyorlar. 

Tek kaygı, ekonomi politikalara ve başlatılan yeni sürece zarar verilmesi. Böylesine üst düzey bir bürokrat belirlerken, sadece CV’ye bakmanın yeterli olmadığı, kişilik ve duruş gibi unsurların önemli olduğu anlaşılmış, geç de olsa…

ALTERNATİF İSİMLERE BAKIŞ

AKP’liler, bundan sonraki süreçte Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ve üst düzey ekonomi yönetiminin bu süreçten zarar almadan çıkmasının ve tartışmaların tarafı olmamasının mesaisini sarf ediyorlar.

 Yeni Merkez Bankası Başkanı olarak konuşulan isimlerle ilgili herkesin söyleyecek bir sözü var. Bu görev için adı geçen Naci Ağbal’ın geçmişte Mehmet Şimşek’le pek de iyi ayrılmadığı, Cumhurbaşkanlığındaki danışmanlık görevinde de Erdoğan’la sıkıntı yaşadığı anlatılıyor.

PARTİ İÇİ ÇEKİŞME Mİ?

Merkez Bankası Başkan Yardımcısı Cevdet Akçay’ın en doğru isim olduğunu söyleyenler az değil. Saraydaki, ‘ekonomi danışman kadrosunun’ servis ettiği Hatice Karahan isminin ise başka bir hikayesi var.

 Ekonominin yeni yönetimi ile geçmişi temsil eden danışman kadrosunun savaşının ürünü. Yeni ekonomi yönetimine operasyon çekildiği gibi iddialar konuşulsa da bu durum için çok uygun olan bir söz var.

Kilis'e roket düştüğü iddiası yalanlandı

 

İletişim Başkanlığı Dezenformasyonla Mücadele Merkezi, sosyal medyada ortaya atılan iddiaları araştırmaya devam ediyor. Bazı sosyal medya hesaplarından paylaşılan, “Kilis’e roket düştü” iddiasının doğru olmadığı açıklandı.


Bazı sosyal medya hesaplarında, Kilis’e roket düştüğü iddia edildi.

Dezenformasyonla Mücadele Merkezi, konuya ilişkin gerekli araştırmaları yaptı.
Yayımladığı bültenle, iddianın gerçek olmadığı duyuruldu.

Mehmetçiğin Suriye'de terör örgütüne yönelik yaptığı operasyonların hatırlatıldığı açıklamada, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin, Çok Namlulu Roketatarlarla (ÇNRA) terör noktalarını hedef aldığına dikkat çekildi.

Operasyonlar öncesi veya sonrasında, Suriye tarafından ateşlenen herhangi bir roketin Kilis’e isabet etmediği vurgulandı.




İstanbul'da taksici magandası: Sokak ortasında kadını dövdü

 İstanbul Şişli'de gece saatlerinde taksi şoförü, bir kadını sokak ortasında dövdü. Kadını yere düşüren şoför, herkesin içinde kadına art arda tokat attı. Olayın ardından ekiplerin incelemesi sonucu taksi şoförünün şoförlük kartı ve araç ruhsatı askıya alındı.




 


 


İtalya Başbakanı Meloni, gizlice Kapalıçarşı’yı gezdi

 İtalya'nın sağ görüşlü Başbakanı Giorgia Meloni, Türkiye ziyaretinde gizlice Kapalıçarşı'yı dolaştı. Bir restoranda Türk tatlılarını deneyen Meloni, halıcılara ve kuyumculara uğradı.


İtalya’nın göçmen karşıtı politikalarıyla bilinen sağ görüşlü Başbakanı Giorgia Meloni, Türkiye ziyareti sırasında bugün İstanbul'da gizlice Kapalıçarşı’yı ziyaret etti.d


Patronlar Dünyası’nda yer alan habere göre, İtalya'da milliyetçi muhafazakâr olan İtalya'nın Kardeşleri'nin lideri ve ilk kadın başbakanı Giorgie Meloni resmi ziyaret için geldiği İstanbul’da soluğu Kapalıçarşı’da aldı.


AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan’la bugün 18.00 sıralarında görüşmesi beklenen Meloni, Kapalıçarşı’ya gizlice yaptığı ziyarette halıcıları ve kuyumcuları dolaştı. Kapalıçarşı Derneği yetkilileri ile yaklaşık 1.5 saat görüşen Meloni, gezisine devam etti.


Meloni’nin Kapalıçarşı’daki durağı Havuzlu Restoran oldu. Burada İtalyan Başbakanı, işletme müdürü Metin Sönmez ağırladı.


Kendisine ikram edilen sütlaç, kazandibi ve ayva tatlısının tadına bakan Başbakan, “tatlılara bayıldığını” söyledi. Başbakan Meloni’ye Türk kahvesi ve çay da ikram edildi.